Birlik İlmi
  AKLIN KELAMI (5), 1.AKIŞ 1.BÖLÜM
 

5.ARALIK.2018AKLIN KELAMI (5)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ 1. BÖLÜM

Yasalar, “kontrol” der. Bizler de kontrolla bu çalışmayı yaparız. Yaradan’ın tahtında kelamsa, o kelam akli ve hakikidir. Ve bizler maya olarak kodlama yaparız ki her diri kendi yüreğini dilleyebilsin. Ki bütüne hizmetçilik yapabilsin.

“Ense kökü” dedikleri bir yaşam sahrası var, bilir misiniz? Herkesin kendi yoğunluğunda burada tohumdur. Ense kökünüzdeki o yoğun ışık sahra, hepinizde güç kodudur ve sizin sizde kelam edişinizde, bu saha ilm-i ka olur ve sizinle kodlama yapar.

Hepimiz bu yoğunluğu bilmeliyiz. Mutlaka ama mutlaka kendi bedenlerimizi de iyi bilmeliyiz. Tanıyabilmeliyiz bedenlerimizdeki kodlamaları; hani dirilik, hangi yoğunluğu kodluyor; hangi dürüm hangi dilde kelam oluyor? Her bir bedenin mukaddes kayıtları vardır. Ve o kayıtlar formal dirilikleri türevleyebilir. Bizler için öz gereklilik budur.

Hepimizin yoğun olarak “bellek kaydı” yapmamız bu beden kodlarıyla mümkün olmaktadır. Bedenimizin enerjik, sistematik kodlanışı bundan doğan bir dürümde gerçekleşir.

Biz bedene kalem olup inerken de bu sistemi kodlayarak indik. Ve hepimizin kendi bedenlerimizde mevcut olan o yoğun sahra kayıtlarını da kodlayarak, cevherimizi kaynağa alabildik.

Bizim için dürüm dürüm olan insanlık, herkes için de dürüm dürümdür. Ve bütün köklerimizi kodlarken bu dürümlerle kodlamaktayız.

Muktedir olarak biliniz ki ende kökümüzdeki o yoğun ışık koyuluğu, tüm tertip, temizlik kayıtlarınızı da kodlayacak güçtedir.

Her birik, kendi birliği ile o kök kayıtlarıyla devre kaydı yapabilir ve o kayda inebilir. Bizler, elimizin gücünü de o yoğunluktan çekip kodlarız. 
Ensemiz ilmimizdir bizim. “Beyincik” diye ifade ettiğiniz bir yoğun sahradır orası. Ama umman kapılarındakilerin kodlanışında, o yoğunluğun bütünün kübrası, kervana ilm-i kalemi ve mutlak kuranı dürümlere çekilir.

Bizlerin kök görevimiz bu sahayla devreye girer ve bizler kendi yarınlarımızı da yine bu sahayla kayda alırız. Ergin sistemleşmeyi de bu şekilde yapabiliriz ve bizlerin gerçeğimizde 
bu sahra vardır.

Bizler “doğal dünyanın gözleri” olarak bu yoğunluğu kodladık ve bu yoğunluğu ensemizle gözlemledik, dürümledik ve dilledik. Hangi dünyada şarkı okuduksa, o şarkının tohumu o yoğunluğa indirildi ve o yoğunluktaki kontrolla bütün köklerimizi güçlendirebildik.

Ensemizin o yoğun ışığı, hepimizin tohumlarını da kodlayacak gücü örtüsüz olarak kayda alıyor. Ve bizlerin “sual sahraları” vardır; sual sahraları… bu sahralar da mutlaktır ve hepimizin yoğunluğunda Mahrek’tir.

Bu sual sahrası da ilmimiz olarak dürümlere indiğinde, kalbe iner; kalp sistemimize iner. Kalp sistemimiz de mutlak kuranımızdır ve bu kodlamayı, buradan yapmak üzere kayda alırız.

Kodlarken, koklarken ve toprağa tohum ilmiyle indirirken bu sistemi devrede tutmalıyız. Umut… Umut… Umut… Hep umutlarımız oldu ya, işte bedenimiz kodlayarak bu umutları kodlattırabildik ve kayda alabildik.

Ve dünya planetinin kök görevlileri olan Bu Meclis Üyeleri kayda girdikleri andan itibaren, sual kapısını açarlar ve bu şekilde kayda girerler.

Bu kalbin kalplere ilmidir. Hepimizin kendi yoğunluğumuzla bütün yoğun kodlarla iletişimimizdir. Ve bu safhadan önce, bedenlerin diğer bedenlerle iletişimi yoktur.

Kalp sisteminin ki buna “sual sistemi” diyoruz; diğer kalp sistemlerine “ilim” olup inişi mümkün olabiliyor. Ve dümene ilmi oturtuyoruz.

Hariç sahralara ancak “kar çalışmaları” ile girilir. Ve harici akışlar bu “Nuh kapısı” olan “kalp cevheri”nden geçirerek kayda giren insanlıkla kodlanır.

Kalp çalışmalarının başlaması ile birlikte, muktedir kervan yola koyulur. Bu, bütün köklerimizin tüm insanlığa kodlanarak ulaşması imkanın bize verildiği bir sahadır… Ve kalbin kalplere varışı… Hakkın kapıyı açışı ve yoğunluğun kodlanışı… Bu sistem bizim için altı diriliğin kelama çekildiği sahadır.

Altı diri kalem kaydı, altı diri kuran, altı saha ve altıncı sahada altın ışığın kaynağa girişi… Altı, altıncı saha… Ama iyi biliniz ki biz buna kontrolllu olarak kayıt yaparız. Ve dümene ilmi oturturuz.

Değerliler, kontrollu bilgi veriyorum ve bu bilgilerin tümünde kör, sağır herkesin kaynağı var. Ve dünya planetinin arzın gücü olarak bu bilgileri anlama ve hakedip dilleme imkanı olmalıdır. Sizlerin göreviniz budur. Ve dünya planetinin görevi de budur.

Ana kapının açılmasıyla birlikte, toprağın toprağa ilmi kodlanacaktı ve Ana Kapı artık açılmıştır. Artık aklın kapısına varanlar, “mutlak kuran” olacaklar.

İşte “düğümlerin çözülmesi” dediğimiz hal başlıyor. Tüm düğümler çözülmeye başlıyor ve bütün türevlerinizle bu düğümleri çözerken, 7. düzen kodlanıyor.

Aklın kalemleri olan biliş kayıtlarını kontrol altına alıyoruz ve bizler, kendi bedenlerimizi tanımak sorumluluğunu taşıyoruz. Bu nedenledir ki “bilgi kalemi”mi alıp, bu konuda bir “yaşam kapısı” açmalıyım. Ve bunu en erken bin yılda tamamlayabilir insanlık… Biz bunu “an sahrası”nda tamamlayacağız.

Öyle bir kayıt olacak ki bu, muktedir olanların mutlak kuranları orada kodlanacak. Ve tüm insanlık, “bellek kapıları”nı açarak kendini dinlemeye başlayacak. 
(Devamı 2. Bölümde)

https://youtu.be/lkpragd8qqA

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 20 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol