Birlik İlmi
  AKLIN KELAMI (2), 1.AKIŞ 1.BÖLÜM
 

14.KASIM.2018 TARİHLİ AKLIN KELAMI (2)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ 1.BÖLÜM

Yasaları çiğneyenlerin burada, bu yoğunlukta olamamaları gerekliydi ki bizler bu nedenle ocaklarındaki o yaşamları kontrol etmeye çabalıyoruz.

Hakkı, hakikiyeti dillemek kolay ama Hakk olup, hakim olmak sorumluluktur.

Muhammet’in kuranından öte, kelamı kaynak yapacak olanların teknik tahditle bütüne hizmet etmeleri şartı oldu halde Museviler’in sisteme inişleri, Medine’nin kelamını kontrol için olduğundan bütüne hizmet değildir yapılan.

Bizler “Saltanat’ın kuranı” olarak buradayız. Bu yoğunluk mutlaktır… Ve kontrolu hak ettik ve kodladık. Ağırı hafiflettik. Bütüne hizmetçiyiz.

Nesillerimizi tohumladık… Buna karşın ölü planetin kontrolunu sağlamaya çalışmaktalar.

“Ölü planet” kelamla kodlanır ve kontrol edilir. Bunu hepimiz “bir tek” olup yaparız. Herkes kendi yüceliğiyle, kendi diriliğiyle bunu “teknik” olarak yapma imkanına sahip olmasına rağmen, hakkı ve hakikiyetiyle hakk olup yapmalıdır.

Çok ölü verdi dünya… Ama hakikiyetin tekniğinde “ölü”, artık diriliyor. Muhammet kelama muktedir olandı. Kelamı kurandı ve tohumdu. Bundan öte bir ilim yoktu… Ama Sualtı’nın gücü artık dürümlere inmeye başlıyor.

Sualtı’nın kültü de kelama inecek ve bütün kodlar mutlak kuran olacaklar… Ekmeğimiz bütünün ekmeği olacak ve yazılar kontrollu olarak kodlama yapacak. Teni tahditsiz olanlar hakiki olup bütünün gücü olacaklar.

Yerkürenin gücünü anlamak gerekir. Teknik olarak yaratılanın yarattığıdır yaşam… Ama yaşamı kodlayan ilimdir. İlimi tohumlayansa, birle, birlikle teknik kuran olandır.

Bizler “doğanın kuranları”yız. Yorulmadan yaptığımız bu çalışmaların sonrasında, cennetin cevheri olarak toprağa tohum olduk. Yaradılan yaratanın kelamıyla yarattı.

Dağlarım, herkes herkesi kodlayabilir ve bizler bütünün gücü olarak dürümlere inebiliriz. Her insanın kendini dinlemesi ve dillemesi özel bir anlam ifade eder.

Yeni dönem, yerkürenin görevinin teknik olarak kontrol kuracağı ve yasalarla cevhere cennet olacağı dönem olacak.

Yerkürenin görevi akıldır ve aklın kelamı mutlu bir dünyadır. Artık mutlu bir dünya kurmaktayız. “Altın ışık gücü”nü de anlatayım bugün birliklere:

Dünya planeti, Allah’ın ilmiyle dillenmeye başladığından beri Allah’ın tınısı, aklın kelamı olmuştur. Allah’ın tekniği, hakikiyetin tekniğidir. Ve hakikiyetin tahditsizliğinde “teknik mektup okuma”nın ötesidir.

Dünya planeti, kelamı “kalem” diye dillemeden evvel, her şey kendi dürümlerinde ve kendi yüreğinde dilleyen bir beşeriyetti. Bugün artık dünya planeti siyahın tahditsizliğine ulaşmıştır.

Siyahın tahditsizliği, “taktir-i ilahi” dedikleri o yoğunluğun ötesidir. Allah’ın ilminde taktir, insanlığın taktiridir. Eğer insan kelamı haketmişse, taktiri hakiki teknikle kodlanır ve kontrollu olarak o yoğunluğa varılır ve o yoğunlukta mutlak kuran “kervan” olur ve her anı kodlayarak teknik olarak yaşamları yaratır.

Yaradan yaşamları yarattığında, yerkürenin gözü, özü, sözü olur. “Tanrı”, Allah’ın tınısını duyana denir. Ama aklın kelamı olmadan, “aklın kalemi” de olunmaz. Bundan sonra da olunmayacaktır.

Hakkı, hakikiyeti haketmeden, tahditsiz de olsa da dünya planetinde benim verdiğim bilgiye kaynak olmaya kalkmayın. Eğer bunu yaparsanız, sizi burada çıkarmak durumunda kalacağım.

Çürük olduğunuzu düşünmem ama hakkınızı ve hakettiğinizi “beden” alıp dilleyin. Beden almadan burada, bu bedenden dillenmeniz bizler için kök görevin kontrol dışı kayda girişidir.

Eğer Yaradan ve yarattığında kelama varan insan bütünün gücünden farklı olsaydı, şafak söker miydi acaba? 
Temiz bir dünya kurmaya çalışıyoruz. Bu dünyanın sura üfüren bir kelamı olur ama lütfi kapıda ilmi de olur.

Ruhun “altın ışığın gücü”yle kök görevi tohumladığı bir dürümde, asla özel çalışma yapılmaz. Burada yapılan çalışmaya özel görevle geldiğinizi düşünüyorsanız, kontrolunuz yoktur demektir.

“Bizler koca bir dünya için sorduk, soruşturduk ve geldik.” diye düşünmeyin. Sormadan geldiğimizi bilin. Bu dünya bizim için öz gerçekliğimizde kodlanmış olan bir “Fakih kalem”dir ve biz bu kalemi kontrol için değil, kodlamak için, hakikiyeti teknikle tohumlamak için ve yoğunluğu artırmak için sormadan, soruşturmadan buradayız.

Dini kapılar’ın tümünü kök görevle dilleyen bilişin bugün, burada kendi dilini de dillemesini bekledik. Farklı bir dünya mı? Yok. Asla değil. Bu dünya hakkı olanı ve hakettiğini elde edebilecek bir dürüme ulaşmıştır.

Diz çöker dünya ilmi kelama… Ama dizi kelam olan, Allah’ın tınısına çözümlenip döner. Bakın bakalım, ne olur o zaman? Barış mı olur? Halik-i hakta tahditsiz bir siyahlık mı olur? Yoksa kulluk kelamsızlıkla mı dillenir?

Benim için çözümlemeler zor değildir. İnsanlık kelamını kodlayanım çünkü… Ama bilişin kalemiyim de.

Peki, bellek kapılarını açamasaydım ne olurdu? Yorulur, kontroldan çıkar, kırıl mıydım acaba? Çalılar çalı olduklarını dilleselerdi, kelam kuransız kalırdı.

Canlarım, başkaları yok. Bir tekiz biz… Bunu iyi anlayın. Herkesin kendini dillediği bir dünyada, batının tohumu, aklın kelamı ve bütünün gücü bir tek ve bizler “maya” olarak çalışanlarız.

Çantamız Allah’ın tahditsizliğini kodlar. Bu çantaya biz “Yeri, göğü Yaradan İnsanlık”ı koyduk.

Allah’ın eli hepimizin elindedir… Ama ilmi bitişkenliğimizdedir.

Bizden başka ne var ki? “İnsanlık” bir tek değil midir? Peki, o teklik kalemimizde yok mudur?

Doğanın gücünün Allah’ın ilmi olduğunu bilebilir mi dirilik; dil olmasaydı? Yarınlar kontrol kurabilir miydi; kodlanmışlık mutlak kuranda tohumlanmasaydı? Beşer kalem ilmini anlayabilir miydi; Yaradan yarattığını tahditsizleştirmeseydi? Yaradan’ın tınısı, aklın kalemi olsa, olmasa ne fark eder? Şevkin şavkındaki hakiki insanlık, kontrol dışı ölü, kontrol dışı diri midir ki kervan kendinden kendine ilimsiz kalsın?

Allah der ki “Evren evren gezen insan, teknik kapısı hakim olanın kelamı olduğundan, mutlak kuran olup, tüm insanlığı tohumlayacak ve kodlayacak güçtedir.”

Fakihin hakiki ilmi de insandır. “Han insan”, hakim olan, herkesin kelamı olan ve tüm insanlık olan yenilik; İnsanlık… Ve biz bütüne hizmetçilikte, her şeyin gücüyüz.

(Devamı 2. bölümde)

https://youtu.be/q61LppLLpJw

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 60 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol