Birlik İlmi
  AKLIN KELAMI (6), 2.AKIŞ 2.BÖLÜM
 

12.ARALIK.2018 TARİHLİ AKLIN KELAMI 6
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ – 2. BÖLÜM

Kimi Allah’ın teknik kapısı oldu, kimi Hak tahtın kelamı oldu... Kimi yorumladı dünyayı, kimi tohumladı... Ama ne olduysa; cennet için, tüm insanlık için oldu...

KUPA, ALLAH’IN İLMİYLE DOLDU... O KUPADA CEMAAT VAR... AMA O CEMAAT, KİNİ AŞAN CEMAATTİR... KIRAN, KIRDIĞINDA KIRILIRKEN; KIRDIRAN, KELAMI KIRAN, KENDİNİ KIRAN... TÜMÜ İLİM İÇİN ÇABALADILAR... Ve bugün varılan en son aşamada; kocaman bir dürüm, bütünün gücünü kötü iyi demeden, her ana SAHRA olup kayıtladı...

KAÇ ELİMİZ VAR? BİLİR MİSİNİZ? BİR TEK!... KAÇ DİLİMİZ VAR, BİLİR MİSİNİZ? İLİM DİLİ... BİR TEK... Peki, KAÇ YARINIMIZ VAR? O DA BİR TEK... Peki TEK OLAN İLİM, BİR TEK OLANDA KELAMSA; orada şafak ana kalem midir yoksa kervan mıdır? Uzun zamandan beri soran, insanlar var... “Niye bu çalışma, SÜPER SAHRALARDA dürümlere ilimi kodluyor” diye...

UMUTLARI, YOĞUNLUKLARINDAKİ KELAMDAYDI... AMA AŞKLARI, MUTLAK KURANDAYDI... Bize, BSUİ olarak gelenler; BARIŞ içindiler... Ama şarkıları, kırandaydı... Hepsi kırdılar, hepsi kırıldılar...

BU, ÇOK ÖZEL BİR DÖNEMDİR CANLAR... Kıran, kırılan, hasatı kodlayan, HAKK’A KA HA OLUP tahditlenen her insan, intikam peşinde koştu... Büyük kökler “intikam” dediler... Ve dünya imparatorluğunda İLİM istedi... Ve dedi ki imparator “İsa, Musa değil; MUTLAK KURAN OLAN, İNSANDIR...” O ZAMAN İNTİKAM KİMDEN ALINACAK? Ve sordular “intikam, kimden alınacak?”

KIRK ŞARKI OKUDUK... Şeytan şarkısında KELAM oldu!... Ak tahta oturttuk onu... Kodladık, kokladık, torbaya koyduk... “Ölüler dirilsin, sen kelamı kalem yap” dedik... Çok mu, çok mu zordu bu? ÇOK ZORDU!... Yarattığı her anda, yarattığı her şarkıda, yarattığı her hasat kaydında itibarı vardı onun... HANİ ŞEYTANDI... EŞYAYDI O, EŞYA!... Şeytan, şevkinde şarkı okuduğu, ama o şeytan şarkısına KELAM olduğunda, EŞYA oldu... EŞYA, ŞEYTANIN ŞARKISI MI YOKSA? MESELE BU!... EŞYA, ŞER YARATILANIN ŞARKISIDIR!... EŞYA ŞARKIDIR... AMA ŞER ŞARKISIDIR... Ve etki, teknik olarak tepkiyi kodlarken; HER ŞEY ETKİ ve TEPKİYLE OLUŞTU... Bu etki, tepki; hep zıtlıkların kaydı değil miydi?

BEDENİNİZİ DİNLEYİN!... Her bir sisteminiz, et kemik ama, tahditli... Netice şu; et kemik... Tahditli... Tahdit kelamın tahdidi... Ama teknik bir tahdit... İşte o tahdit, zıtlıkların takdimi... Tak-di-mi... Ve DÜNYA PLANETİ, Zakar’ın KA HA olan kelamı...

Her şey, her şeyin tersi... Ve temizlik böyle yapıldı canlar... Tüm insanlığın temizliğiydi yapılan... Ama KASANIZ İLİMSE, İTİBARINIZ KELAM OLUR!... O zaman mutlu olursunuz... Mutlu olmak için, umutlarınız olmalı... Ve umutlarınızı kodlamalısınız... Evinizin görevi olmalı... Kucağınızdaki gücü dinlemelisiniz... Şer şarkısından öte bir şarkıya varıp, onu okula kaydetmelisiniz... Onun bir okulu olur canlar... Bilir misiniz? Öğreten var, öğretilen var... Ve her şey bilinir ama, bilişin kaleminde dil olmadıkça; öğretilen, öğrenilen ölüdür sadece... SIRRIN SIRRINDAKİ SİSTEM BUDUR... HER ŞEY BUDUR... İnsanın, insanlığın nesiller boyu teknik tahditle kodlandığı ve yarınlar için mutlak kuran olduğu bir sahra... Ama o sahra, dünden bugüne artık geçişleri kayıtlıyor... HER ŞEY, HER ŞEYİN GEÇİŞİ OLUYOR... İŞTE, GERÇEK BUDUR... VE HER GEÇEN, KELAMDAN HAK TAHTA VARIYOR... İLMİN KAYNAĞI OLUYOR...

Görün dünya planetinde neler var? KURTULMUŞ BİR DÜNYA!... KURTULMUŞ BİR SAHHA!... KURTULMUŞ BİR ŞAFAK... Ama emperyal olanın kelamındaki şafak... O emperyal olan, sayfa sayfa şarkı okudu da, KELAM oldu... Onun yaptığı, bütünün kültü olmaktır... Eğer bunu yapmasaydı, kurulların hiç biri bugün burada olmazdı... Doludizgin yapılan çalışma, kırk kapıda, kilin kalemde kulluk ilmini kodlaması için yapıldı...

“İzni veren kim” diye soruldu... İZİN ALANINDIR!... İZİN VERENİN KELAMINDAKİ ALANDADIR... HER BİRİ “BİR” dir... İZİN ALDIĞINIZDA, İZNİ VERENSİNİZ... Bunları artık anlayınız...

Kurtulmuşluk, kutsal sahraya varmışlık, yerin gözü olmuşluk hep ilimledir... AZ GÖREVİN, ÇOK KÜLTÜ OLUR... Ama kültü çok olmayanda, GÖK ÇÖZÜMLEMELERİ olur... Ve biri, bir diğerini kelama alır... Her birimizin gerçeği İTİBAR; kelamla, kalemle ya da şafakla olsun diye yaptığımız kaynak ışıklarımızdadır...

Çamuru yoğururken, suyu da katarız o çamura... Su katmadan çamur yoğurulmaz... Ve biz o çamuru, kille de yaptık, kalemimizdeki kelam olan cevherimizle de yaptık... Ama yoğurduğumuz o çamur, suyla yoğuruldu...

SU, İLİMDİR... VE HER ŞEYİN KELAMI, O SUYA KAYDOLUR... VE SU OLMADAN, CAN KAPILAR AÇILMAZ... SU, HER BİR CANLININ ŞAFAĞI OLUR... Canlı ya da can alacak olan, her kim varsa, SU İLE DOĞUM YAPAR... VE SU İLE TOPRAĞA VARIR... SUNUN, SUYA VARIŞIDIR ŞAFAĞA İNİŞİMİZ... Ve biz bu şafağa, SUYLA indik...

Kiri temizleyen sudur... Yasaları koyarken bunları bilmek gerekir... SU BİR TURANDIR... Turkuazın kuranı olan, KELAM olan, hasat yapandır... Ama sunun durgun olması ayrıdır, hareketli olması ayrıdır... Bir tek insan bunu dilledi... Sunun durgun oluşu, hareketlenişi... Peki HAREKETLENMESİ neyi sağlayacaktır? YERYÜZÜNÜN KODLANIŞINI!...

https://youtu.be/3nN0KRXndA8
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 433 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol