Birlik İlmi
  AKLIN KELAMI (7), 1.AKIŞ 1.BÖLÜM
 

19.ARALIK.2018 TARİHLİ AKLIN KELAMI (7)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ 1.BÖLÜM

Yazıları okuyanların toprağa “tohum” olarak inmeleri mutluluktur bizlere… Umutlarımız, mutluklarımız toprağa tohum olarak inebilmemizleydi.

Ben, “Allah’ın teknik kalemi”yim. Bugün burada ve her andayım ama bu hepimizin kelamıdır.

Bu kalem, “ilim kalemi”dir ve bu kalem, hepimizin, tüm insanlığın hakikiyetidir, tahditsizliğidir ve hakk teknikle tohumlanışıdır.

Muktediriyetle kodlanmış olan insan sahralarının bugün, burada, bütünü gücü haline dönüşmeleri bizleri mutlandıracak.

Altın ışığın gücünü hepimizin net olarak bilmemiz gerekir. Beden alıp, tohum olarak dünya ilmini dilleyebilmek üzere bu planete geldiğinizi asla unutmayınız. Kelamı halik kılmak ve bütüne hizmetçilik yapmak bizler için mutluluktur.

Unutmayınız ki dünya planeti “tükenen tüm sahraların kültü” olarak buradadır. Ve bu planet büyük kötülüklerin lekesiz olarak kodlanışı ve toprağın toprağa “tohum” olup inişi için mutluluk olacaktır ve her leke, Mikail kültünde kelam olanlarca temizlenecektir.

Ağır yüktür taşıdığımız. Bizler bu yükü tüm sahralarda teknik tohum olup taşıdık. Merdiven kurduk tüm zamanlara ve bütüne hizmetçilik yapıyoruz. Umut olur ki tüm insanlık bugünü anlayabilir ve bugün, burada halik olup hakim olabileceğini de anlar.

Alıp götüreceğiniz ne var dünya planetinden? İnsanlık var canlarım; insanlık! “Maya” olarak dünya planetini kodlayan biliş hepimizin gözüdür, sözüdür, özüdür.

Ekmek yaparken teknik tahditle bu ekmeği yoğurduğumuzu hepimizin net olarak bilmemiz gerekir. 
“Levhi mahfuz” dediğiniz bir kayıtlama var. Bilirsiniz ki levhi mahfuz, tahditsiz kaydın hakiki tekniğiyle kodlanmış, ilmin kelamıdır. Ama sizler o kelamı anlayabilecek düzeye vardığınız zaman, bu bilgileri okuyup “hakk teknik”le çözümleyebileceksiniz.

Dert mi dünya? Bizim için derttir canlar. Dünya planetine görevli olarak gelen “biliş kalemlerimiz” için de dert olmalıdır.

Bu planet temel, diri ilim için bu yoğunluğu tohumlamaya başladığı günden bugüne “büyük kötülükler”i önlemekteyiz.

Elimizin gücünü hepimiz bilebiliriz ama “lekesiz kalmak” mutluluktur.

Arzın gücü, aklın kültüdür. Hepimiz o güçle bütüne hizmet etmekteyiz.

Altın ışığın gücünü de anlayabiliriz. Ağırdır dünya; çok ağırdır… Biz o dünya planeti için “nefes” olup geldik bu yaşam sahralarına…

Haz duyuyorum dünya planetinde bu çalışmayı yapmaktan! Haz duyuyorum ruhi kapılarda, rahmi kalemde, mutlak kurada herkesle olmaktan haz duyuyorum…

Allah ilmi’ni bilmeden, ilimle dillenmek kolay olmaz… Ama aklın kapısını bulup hakka vardığınız zaman, her şey, her şeyle kodlanır.

Teknik olarak dünya planetinin gözü, sözü, özü olan insan, her şeyi hakkedebilir ve hakk olup dilleyebiir… Hakkın kapısı olabilir… Mutlak olabilir… Mükafatı olan ilmi hakedip insanlık kelamıyla dinleyebilir.

Dert mi insan? Derttir. Her şey derttir planetimizde… Ama Allah’ın tahtında insanın oturmasından çok, ilmin oturmasıdır amacımız…

İnsan kelam olabilir… Alıp götürebileceğiniz o yaşamları, kodlayabilir… Allah’ın tınısı, aklın kelamında kodlayıcı da olabilir ama haz duyduğunuz ne varsa, hakk tahtının kelamından doğan bir lekesiz kayıttandır.

Dert mi dünya? Aşk sahrasıdır dünya bize canlar. Büyük kötülüklerin önleyicileriyiz bizler…

“Bu çalışma ne işe yarar?” Soru bu. Sözüm şudur ki bu çalışmayla, “bir tek” olup, bütünün gücü oluyoruz… Bu çalışmayla, hologramı aşabiliyoruz… Bu çalışmayla, mutlak kuranları kodlayarak bütünün gücünü türevleyip, tohumlayıp bütünün kübra olan kelamı haline dönüştürebiliyoruz… Bu çalışma, hepimizin gerçek kalemiyle kodlanıyor. Ve teknik olarak burada, bu çalışmayı yapmamız, muktedir olabilmemiz her insanla kelam olabilmemizle mümkündür.

Umutlarımız, mutluluklarımız vardır… Herkes, herkesle “bir tek” olacaktır. Budur umudumuz; “bir tek oluş” ama bu teklik, hakk teknikle olacak. Hakk tekniğin olmadığı bir dirilikte, bilişin kelamı olsanız da yasalar şöyledir:

Etiniz, “ekmek” olmadıkça, yarınınız halik kılınamaz. Ekmek olmaksa, insanlığın kelamındaki o ilmin haliki olmak demektir.

Dediler ya “Dünya yolu kaybeder… Öyle bir gün gelir ki dünya yolu kaybeder.” Beklenen buydu canlar; dünyanın yolu kaybetmesi…

Yazılar yazılır ama yaşamlar kodlanmadıkça, yazılan yazıların hiçbir manası yoktur.

Hem insan görev taşıyacaksınız, hem ilimle dilleneceksiniz, hem da yasalarla kodlanacaksınız. Bütün bunlar olmalıdır ki “Ölüler diyarı” olan bu yaşam, muktedir olsun ve dirilsin.

“Çarık çıkarmak” nedir, bilir misiniz? Kelamı kontrol ederek bütünün gücünü tüm sistemden ayrı tutmak ama o kült, “Allah kültü”dür ve o kültün kulu, kuranı insanlıktır. Ve bizler, her birimiz, dünya planetine inerken, çarık çıkardık.

Kendi yaşamlarımızı kontrollu olarak kayda aldık ve mutlak kuranlarımızı kök görevle dilledik. Ve dünya planeti “mahrek” olarak bizimle Sistem, Nizam, Düzen gücünü dürümlere çekti

Şarkı, türküdür insan; bilir misiniz? Şayet dünya planeti insana ilimle gelmişse, insan kalemidir ona. İşte şarkısı kelamıdır. Ve bu kelam, “aklın kalemi”yle kodlanır ve tüm sahraları kontrol altına alabilir. Bütüne hizmettir yaptığımız canlar.

(Devamı 2. bölümde)

https://youtu.be/Xcy1Vvh0KU0

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 28 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol