07.11.2018 AKLIN KELAMI 1
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ

Dağlarım, dünyamızı ziyaret eden, yolculuk yapan birlik tekniğini kodlayanlar bize biz olup indiler. Biz biriz canlar, onlar ve bizler tekiz; bunu onlar bilmekteler ve bizler biliş halinde bunu anlamaktayız.

Yaşamın anlamını sorgulattık onlara ve bize açıklama yaptılar. Biz insan olarak buradayız ve biliş halinde tüm insanlığın kalemi olanların diriliklerinde görev taşırız ve her şeyi dilleyebiliriz.

Sır insanlık sırrıdır, yaşamın tümünde bu bilgi mevcuttur. Bilginin kelama inişidir yaptığımız ve yapa yapa çorbalar yaptık dünya planeti için, her bir çorbaya kalemimiz, hakikiyetimiz kondu. Bütüne hizmetçiliğimiz budur bizim.

Bizler dümene insanı oturtmaya çalışıyoruz, her şeyin halikiyetinde ve hakikiyetinde tüm insanlığın o dümende olmasıdır dileğimiz. Ellerimizin gücünü bilmeyen yolumuza girmeyecek ama yüreğimizi bilen mutlakiyetimizi hak edecek ve hak olup dilleyecek.

Düzen kurarken her şey, her şeyden kodlanır bunu da anlayacak tüm insanlık. Evrenin kelam olduğunu, yaşamın tahditsiz olduğunu, Muhammet'in mutlak olup gelmediğini; muktedir olmak üzere çalıştığını ve yarınların has olduğunu, her şeyin her seste olduğunu ve temiz zamanlara geçileceğini anlayacaklar.

Nesiller boyu dünyayı anlamaya çalıştık, nedir, nedendir yaşam diye... Hangi dünyalı anlayabildi?... Sandılar ki reelkarnasyon diye bir yaşam sahrasındalar. Gelip gidecekler ve olgunlaşacaklar... Sorun bakalım, olmak nedir?... Sorun bakalım halikiyet nedir?... Sorun bakalım hakiki olan insan mıdır, yarınları kodlayan, yaşamları tohumlayan Mikailin kültü olan hizaya giren her anla olan mıdır?...

O bir tarıktır, o bir kayıttır, o bir şafaktır ama insanlığın ummanlara açılışıdır yaşam...Ve zamana ilmin kalem olup inişidir... Eğer yaşayacaksa insan, kendini bilmelidir, eğer yaşayacaksa kulu kul yapan tüm sahraları dillemelidir.

Olgun başakların seçimidir yapılan... Peki seçim var mıydı, yok muydu?... Yok muydu, torbanıza ne koyup geldiniz yaşama?... Devinimi arttırmak için neler yapmanız gerekir?... Kırk kapının kırkında şeytanın şafak olduğunu bilerek mi geldiniz?... Biz ziya olana zeytin verdik canlar, zararı önleyebileceği gücü verdik, huzur verdik ona... Şafak insan olup söktü...

Kimsin diye sorarlar?... Tanrıyız bizle... Nereden geldiniz diye sorarlar?... Birtek olup geldik... Kimiz?... İnsanlığı kodlayacak olan, ilim sahralarını hologramdan aşırtacak olan, yaradan olup tahdında teknik kuran yaptıklarıyla kodlama yapacak olan kontrol kuranlarız bizler.

Neden dünya?... Çünkü bu dünya, hakkı ve hakikiyeti dilleyecek tekniğin sahrasıdır. Hak, lekesizlikrir... Lekeli olan teknik tahditi kodlayamaz ve yolu koklatamaz...

Peki cennet nedir?.... Nisadır!... Nerede cennet?... İlimdedir!... Peki ilmin kaydı nerededir?... İnsandadır!... Hangi insan kurandır!... İbrahim soyu mudur kuran olan?... İnsan soyudur canlar, insan soyudur!...

Çok özel bir dünya planetidir yaşam... Burada ne oluyor? Tanrı kapısıdır tüm insaanlık için burası... Ne olacaktı dünya? İlim olacaktı!... Peki dünya planetinde barış hali kodlanmış mıdır acaba? Kesin olarak!... Neden bu barış bu kadar geç kaldı? Çünkü insan kelama varamamıştı da ondan. Barış kurulduğunda yasalar ne olacak? Her şey yenilenecek canlar. Yeryüzü yeni yasalarla kodlanacak ve insan bilişe varacak. Bilişin tohumu insanlık bütüne hizmetçidir ve her insan kendini bulacak, kendini dilleyecek, kendini bilecek...

Hem insanlık hem de sahra olan tüm zamanların kayıtları bütüne hizmetçidirler. Sanmayın ki insanın dışında hizmet yoktur, formal sahralar tükenen her anı yetkin kalemle kodlarken bir tek insan mutlaktır ve mutlak olan insan kodlanmış olanı kontrol eder. Kimdir kodlanmış olan? Şafak!... Peki insan şafak olduğunda ilim midir? Kesinlikle!...

Altın ışığın gücünü dürümlere indirmeye çalışan birliklerimiz bugün büyük kötülükleri önleyebilecek gücü dürümlere indiriyorlar. Tüm insanlığın yerküredeki gücü devreye giriyor. İnsanlığın yer küredeki gücünün devreye girişi miracın kelama inişidir. Miraç kelama indiğinde mutlak kuran kendinden kendine iner ve bütüne hizmet budur!

Uzun dönemlerin som altın ışığında bütünün gücü devreye iner ve bizler bu gücü mükafat olarak tüm insanlığaa kodluyoruz.

Koca bir dünya, ha işte bu!... Ve bu dünya bir tektir... O dünyanın tekliği tüm insanlığın tekliğidir.

Sen kimdin, ben kimdim bunların tümü artık geçmişte kalacak. Sen ben, ben senim unutma!... Ve hepimiz o tekliğin hakikiyetiyiz...

Kıran, kırdığının kelam olduğunu sanır ama kıranın kırdığı kendisidir, bunlar anlaşılacak!..

Yeri göğü yarattımız günü bilin, lokomatiftir yaşam bunu bilin! Ölüyü dirilttiğimizi bilin, murat ettiğimizi hak ettiğimizi bilin ve temizlik yaptığımızı bilin. Biz bütüne hizmetçilikte tahditsiz şekilde temizlik için buradayız. Ve bu temizlik hepimizin tertemiz olmasını gerektiriyor. Hiç birimizin bir diğerimizi kırmaması, hiç birimizin bir diğerimizi kontrol dışı saymaması, hiç birimizin bir diğerimizi kayıt dışı kabul ememesi.

Başka ne diyeyim ki... Dendi, dendi, dendi ve dendi, işte dendi, hah aha şimdi!...
https://youtu.be/SDm6VnRT8Ic
Süper İnsanlık Realitesi