Birlik İlmi
  KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK 6, 4. AKIŞ
 

01.02.2017 KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK 6
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ

Tahditsiz bir çalışma yapılıyor bu mecliste, her biriniz kendi yüreklerinizi açıyorsunuz ve kelam tekniğiyle bu bilgiler sizin yoğunluğunuzda kontrollü olarak kayda giriyor.

Hepiniz kendi yoğunluğunuzda hakiki levhiyle koklattığınız bilgilerinizde tinsel ilim oluşur. Bu tinsel ilim, Tanrı Ka Ha kelamı olur ve biliş kapılarını açar. Biliş kapıları açılmadan evvel kimse kendini dinletmez. Dürümlere çektiğiniz ne varsa sizin yüreğinizdedir.

Hepimiz kendi çerçevemizde, kendi yoğunluğumuzda Ka Ha olan ışıklarımızla; bize biz olmayanları da çekeriz ve ocaklarını tohumlarız.

Onca ve bu kontrolca, birce ve hakça, akça; yakıştı işte bakın ses verdim. “Onca” dedim karıştınız, neden? Çünkü yaşam sırrınızda bu kelam yoktu. Ama biliş kapılarını açtığınız zaman bunun size, sizin yüreğinize çekilen bir ışık olduğunu anlayacaksınız.

İşte ışık size, sizin yüreğinize çekildi. Öksüz yetim kalmadı artık, neden?.. Çünkü siz o ışıkla da birleştiniz. Işık, kaynak ışıktır. Hepinizin yüreğidir o ışık ama siz o ışığı hak edip dinleyemezsiniz ya da dinlersiniz. Birlik kapısında bunları anlar ya da anamazsınız. Bilginin levhi kaleminde sizin yüreğiniz var ya da yok… Her şey ama her şey insanlık içindir.

Umut olur ki dünya ilmi daha yüce bir sistemi devreye alır ve o sistem; sizden öte sizi, size dinletir. Her şey bu şekilde oluşur.

“Kil kumdur insan” deriz ya hani… Ama insan sevgiyi hak ettikten itibaren artık ışığı tohumlamaya başlar. Işığın tohumlanışı yoğunlukladır. Öfkenizi aştığınız zaman, yaşamınız hakiki insanlığa dönüşür ve işte o insanlık safhasında artık siz ışıkla çatışmaya ve ışığı kontrol etmeye başlarsınız.

Her ilim Allahın levhi kapısından çıkar ama ışığın ilmi, aklın kapısından çıkar. Her ikisi farklıdır. Allah dediğiniz ilim, bilişin kapısıdır ama aklın kelamı olan; insanlığın kalemidir ve insanlık daha yüce bir sayfadadır, Allahın dağından, Allahın tınısından.

Bunları nasıl anlatsak bilmiyoruz size… Ama daha da özel bir bilgi verelim, koruyucu dünya sizi, hepinizi korur ama korunan insanlık ilmin kapısını açtığı zaman; kendini hak etmelidir ki kontrol kurabilsin.

Ölülerin, ölümlü olduklarını anlayabilmeleri zordur ama ölü kendini hak ettiği zaman; ölümsüzleşir!... Bunlar hep bilgidir ama bilmeyen için bunlar anlamsızdır.

Biz bizi anlattık sanırlar, biz insan ilmini anlatırız… İlmin kapısıyız çünkü… Ve birlik kapımızda hep biliş vardır.

Çörek yapmalarına rağmen, ilim yaptıklarını sananlar da çoktur. Çörek insanın ışığında olur ama yoğunluğunda olmaz. Yoğunluğunda olan, ekip halinde pişirdiğiniz yaşam ekmeğidir. İşte o yaşam ekmeği, kendi yüreğinizin ilmidir.

Evrak sahteciliği yaparlar dünyada… Ne demektir bu anlatayım… Bilgi kapısını açtınız, ilmi Ka oldunuz, bilgiyi birlik ilmiyle dillediniz akış sağlandı. Akışa geçen bilgilerinizi, sizin yüreğinizin diriliğinden ayrı bilgeler çerçevesiz olarak çekmeye çalışırlar. O çerçevesiz çekilişlerde kelamı kalem yapmaya başlarlar ki; kelamı kalem yapmalarıyla birlikte toprak toplum kendi kontrolünü sağlayacak gücü dürümlere çeker. Ama orada rahmi kapı yoktur… Sadece yıldızların sığ olan ışıkları yanar. O ışıklar Mikail’in kürzi kapısını dürümlerde ilmi Ka olarak kayıtsız bırakır. İşte o kayıtsız kalanlar, sahte ilim kalemleriyle yazılan bilgilerdir.

Bizler doğan gücüz, ölüyü dirilttik oh, iyi peki ne oldu sonra?... Her insana insanlık diriliğinden ilim öğrettik… Korkmayın, korkmayın insan, insanlığını anladığı zaman her şey daha netleşecek. Ama çokları bunu anlatabilecek dürüme varmalıydı, hasatları olmalıydı. Öksüz yetim olmamaları için çırpındık. Nesiller boyu da böyle çalıştık.

Çetik kelam ve çetik kalem… Her biri çetik giyindi ama ilimle mi, ilimsiz mi!?.... Öz görev ilimleydi!...

Düyun tohumlaması yaptık dünyada. Eşyanın ekmeğini yaptık, aklın karanlığındaki ışığı yaktık, seviyelerini yükselttik de kince, kilce çalıştılar. İsrafil’in diri yüreğini tohumladık; bütünün gözü yaptık. Çorbalarında ışık olsun istedik.

Çanı çaldık ve dedik ki; “aşırıya kaçmadan inin ve hak edin”… “İşgal” dediler, “yok” dedik “işgal değil bu ilim”… Ama “işgal” dediler…

Canlılar, bilgiyi hak etmeyen; bilişi tohumlayanı işgalci sayar… Biz onlara, robotik timlerine dahi ağır yük taşıtmadan ışık öğretirken, ocaklarını tohumladıklarımız; kendi yüreklerinde bizim yüceliğimizde kendi yoğunluklarında tohum olan insanlıklarıyla, bilgi kapımızı işgal eden saydılar…

Altın ışığın gücünü anlayın canlar, bu gücü bilin!... Altın ışığın gücü, bütünün gücüdür! Bütünün gücünü anlayanlar, hak tınıyı duyarlar. Hak tınıyı duyanlar, mahrekin gücünü anlarlar. Kara ışığın, insanlığa; insanlık diriliğiyle de indiğini anlarlar.

“Eğer barış istiyorsak, sanal boyutların gücünü hak etmeliydik” diyerek; ışık haline dönüşüp indik dünyaya… sanal ilmi bilişle tohumlayalım, tüm insanlığı kodlayalım, koruyalım ve bütünün gücünü arttıralım, muktedir insanı kontrol altında kayıtlara alalım diye!...

Neden dünya kötülüğü önleyemedi bilir misiniz?... Kardeş kardeşi kırarken, kısır olduğunu bilerek yaptı. Her bir insan, kalem olmadan, kare olmadan, kapı açmadan, ruh kaynağına varmadan; BİSUİ’nin gücü olduğunu sandı…Burada dünya ölüdür ama bizde diridir!... Burada dünya kırıktır ama bizde toprak ilmin en yüce sayfasıdır!... Ve biz dünyayı, dümenin ilmiyle dilliyoruz!...

Çeri başı dünyayı kendi sayar… Çeri başı, ilmi de kendi sayar… Ama çeri başı, yaşamı da kendi sayar. Aşk gelir, ak gelir, hak gelir, astral boyutların tohumlarıyla gelir toprak topluma. Muktedir olur, gök sözcüsü olur; yoğunlaşır artık insanlaşır ve derki “ben çarık giyindim, ben çarık kirlenmeden o çarığı bilgi kapısından geçirdim… Ve ben çarığı herkesin çarığı diye giydim. Onurluyum ki giyindim ama çeriyim ben… Karanlığın tınısını, sistemin gücüyle dürümleyen çeri… Barış için geldim!... Savaş mı?... Geçin, gelin, görün!... Sanal boyutlarda aşkım yoktur benim, geri dönüş için değil yaptığım; karanlığın tahditsizleşmesi için, Kelamın levhide kaynak olması için, unutulanların kodlanmaları ve kontrolleri için, arzın gücünün artmasından öte aklın kapısının açılması için…Borular öttü yürekte, her anda; ben o boruları öttüren tükenenlerde, tüm yaşamlarda ölüleri dirilten insan soyuyum”!...

Unutmayın ki yarat, yaratma; insan, lekesiz olmalıdır!... Kendini dinlemeli, kelamda olmalıdır!... Karşı karşıya geldiği her insanı, hak tahtta oturtmalıdır!... Öyle çok çalışmalıdır ki; kinin kir olarak bilindiği bütünde, kir olmayanların tükenmelerine engel olmalıdır!... İsrafil’in gözü olmalıdır, köz olan dürümlerde sesi olmalıdır, eşyanın eşya olduğunu anlatabilmeli, yarını hak ettirebilmelidir!... Kuran insan olan, aklın kalemi olduğunu anlatmalı ve kutsal tahttın ilim olduğunu bildirmelidir!...

Borcu var mı?... Yoktur!... “Su altının gücüyüz” diyerek dünyaya inen birlikleriz bizler!... Su altının gücü olmak şu anlama gelir, doğan gücün; bütünlüğün kürzi kapısından geçebileceği yüreği, tükenen dürümlere toprak toplum olup indirebilecek güçte olmaktır. Her insan su altıyla bağlantılı olarak biliş hak etmemiş, yolu açmamıştır ama birliğin tekniğinde bu sistemi bilenler; herkese kendi yürekleriyle inmiş olanlardır.

“Sura üfürmek” dedikleri hadise, ilmin kapısının açılarak; bütüne, o ilmin tohum olarak inişidir!...

Seyir halindeyiz zamanı ama insanı da seyir halindeyiz bizler… Hece, hece dilleriz dünyayı, diri olur dürümleriz ama her anda, her yolda bilişle kodlarız.

Korkmayın, doğan gün; Allah’ın gücüyle doğdu!... Bu gücü hak etmeyen bütünün kürzi kapısında olmayacak. Ama iyi anlasınlar ki; gönüllerin gücü hep var olacak. Arı dünyada, yol ilim ve biz, o arının kuranı olan insanlığız!... Ama arı bizim yüreğimize inip de kelam olmadıkça; balı olmaz!... Bundan sonrada barışı toprağı, hepimizin tohumuyla yaşayacak! Ama barışı hak etmeden, o tohumları yeşertemeyiz…

Bilgi, aklın kapısını açtıktan itibaren; toprak toplumu kontrol edebiliriz. Ama bilmeyenlerin, birlik kapısında olma imkanları artık bundan sonra olmayacaktır. Ve asla olmayacaktır!...

İnsana altın ışığın gücü gerekti, indirdik!... İnsana aklın kalemi gerekti, indirdik!... İnsana kontrol gerekti, bildirdik!... İnsana seyir gerekti, seyrettirdik!... Ama bir tek şey daha gerekti, kervan olması ve kontrol kurması…

Korumada, her insan korumada ama koruyan; kelamda kendi olmadıkça, hakkın kapısında olamaz! Anlattık…

Torbamızda imparatorluğun gücü var, biz bu torbayla dünyaya çekileniz. Ama bu yolu koruyacak olan, bizim yüreklerimiz olacak!...

Kuran insan eşya değildir, o; ilimdir!... Eğer o eşya olarak dünyaya doğmuş olsaydı, çatıyı kuramazdı, yolu bulamazdı, yaşamı kutsal tahditle kaleme kaynak yapamazdı!... Eğer eşya bilgisiyle dünyada olsaydı, çayını dahi yapamazdı; demi olmazdı!...

Ama iyi anlayın ki; beli ince, yüreği kalın olan insanlık, biz size şunu söylemek istiyoruz; inceden öte incede, iblisler var… İmparatorluğun gücünü dürümleyen, diriler var… Karenin, kürenin; insanın ekmeği olduğunu herkesin bilmesini diledik ki ağır yük hafiflesin.

Çantamızda temizlik var, biz temizlik için bu dünyayı hak etmeye çalıştık. Her şeyin temizliği ne şekilde olacak!?... Genişleyip, geçişkenleşip, yürüyen dünyayı kontrol ederek, koruyarak, herkesin temizlenmesini gerçekleştireceğiz!...

İyi anlayın ki; Tanrının adı, ilimdir!... İyi anlayın ki; aklın kalemi de, insanlıktır!... Eğer Allah ilmi, aklın kelamında hakkın kapısını açamazsanız; yerküreye inemez!...

Bin dağın birinde insan varsa, her biri insanlaşır ama hiç birinde insan yoksa; insanlığın kontrolü de yoktur.

Dört gök sözcüsü olarak doğan birliklerim, dünyanın yoğunluğunda bütünün gücü olarak bilişi kodlarken; harı yükseltmeden altın ışığı kodladı!... Şu andan itibaren har yükselecek… Harın yükselmesi, teknik tohumlamanın daha güçlü olarak yapılması içindir.

El ayak çekilmeden, yaradan tek, tek ,insanı hak etmeden, mahrek mutlak olmadan, toprak tohumlanmadan, ana kapıların hiç birisi kaynağa varmadan bileceksiniz ki; seviyeniz er yada geç nefesiniz olacak!...

Aşkımsınız canlar, aklımsınız, hakkımsınız, sahramsınız, başımda baş tacımsınız; yaşamımda hasatımsınız, sevgim saygımsınız… Hepinizi kucaklıyorum, şimdilik!

Süper İnsanlık Realitesi

https://vimeo.com/202975346

 

 
  Bugün 149 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol