Birlik İlmi
  İLİM 04, 5.AKIŞ
 

10.MAYIS.2017 TARİHLİ İLİM 04

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 5.AKIŞ

HERMES’İ DİNLİYORUZ

HERMES; cemaat kelamında, KAHA olup, geçmek ister. Ses verecek. Aşk safhalarını dilleyecek. İzin verin, geçsin.

Aynı dünyayı paylaşmıyor muyuz, sizinle? Hepimiz, bilişi tohumlamadık mı? Koku yükseldiğinde, kaydı yapanlardan, değil miydik biz?

Ağırı hafifletelim ya KAHA… Ağırı hafifletelim ve cevhere inelim. Bizi, Esmalarla dillemeyin. Çünkü bizler, kontrollüyüz. Herkes kendini, yarınını ve hakiki ilmini dillesin, burada. Sizin gerçeğinizi biliyoruz.

Hoş insanlar, kendilerinden başkasını dinlemezler de sistemin gücüyle bilişi kodlayanlar, her şeyi dinlerler.

Al ver bilgi çalışmaları yapılır, tüm zamanlarda. Görüyorum. Ölüler diriliyor. Görüyorum ama koku yükselmeden, yaşam, toplantılarla, koyu sistemleşmede, yolu açamaz ki.

Ha diyeceksiniz ki “peki niye, HERMES geldi de kendini anlatmak ister.”

Canlarım, dünya ben ve ben dünya olmaya çabalayacağım. Bugün çok mutluyum çünkü yoğun ışık var, burada. Siyaha ilim kapıları açıldı. Şimdi de hepimiz varız. Sizinle özel bir gün için bu çalışma yapılıyor.

Hoş dünya, kendini dilliyor ama herkes dilleyebiliyor mu?.. Buda mesele. Sanki hiç kimse hiç kimseyi anlamıyor, burada. Bir dava, hepimizin davası değilse o davayı, hepimizin hak etmesine gerek var mı?

Ha diyeceksiniz ki “ama biz tekiz.” Oh anam, ne ala. Peki herkes, herkesle birse, Nakarın kıranın burada, ne aradığını söyler misiniz, bana? “Herkes, ben varım” diyor. Yok böyle bir anlayış….Ben varım ama… Ama ben, herkesle var mıyım acaba?

Çok mutlu olamadım ben, bugün burada. “Çok mutlu olmadım çünkü ben, ben, ben” dedi, dünya…. Ama ya beden yoksa benliğin anlamı ne ki? Ha soru sormayacağımızı biliyoruz… Sorsak ana, kırılacak. Der ki “sormayın soru.”

Ya KAHA olan anlaşmaya göre buraya gelmişse ve bilmeye çabalıyorsa sorup mutlaka öğrenmesi gerekmiyor mu? Hepimiz bir tekiz, iş bu. Peki, peki ama hepimiz teksek, nihan olanın, KAHA olma çabası niye?

Uyumuyordum, uyanıktım, her şeyi dinliyordum. Soyumu da anlamış, olduğumu düşünemiyorum... Benim soyum, beni hak etti mi acaba?

Kaç Mesih dünyaya indi, bilemiyorum?... Kaç Mesih, kapıyı açtı, anlamadım, öğrenmedim, dinlemedim…. Ama ya ben yoksam ve herkes kendini anlamaya çalışıyorsa, oyun oynamayalım. Anlayalım… Peki anlayalım ama nesillerimi nasıl dilleyeceğim, ben?

“Söğüt gölgesi değil burası” dediler. “Çalış” dediler. Anlamıyorum. Hiç anlamıyorum. Söğüt gölgesi değil burası.

İyi ki iyi ki buradayım…Yakışmaz bana bilişsiz kalmak ama ben, niye gelirim?... Neden, kin, nefret aşılsın diye tutturdu, Bu Meclis? Yahu, yahu kin yoksa akıl olur mu? Hadi ya..

Sevgililer, bunları sormam gerekiyor. Ben soracağım, siz canlılar, yanıtlayacaksınız. Ha diyeceksiniz ki “sen, neyi anladın ki bunu anlayacaksın”. Bilmiyorum neyi anladığımı ama ben burada, sizden bilgi istiyorum.

Beni, lütfen aydınlatınız. Bana bilgi veriniz. Hepinizle çok çalışmalıyım, biliyorum… Ama kırk kapının, kırkını bilmedikçe, yolu bulabilir mi insan? Anlamadım, anlamadım, işte. Anlatın.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://vimeo.com/217157964

 
  Bugün 100 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol