Birlik İlmi
  İLİM 6, 4. AKIŞ 2. BÖLÜM
 

24.MAYIS.2017 TARİHLİ İLİM 6 
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 4. AKIŞ 2. BÖLÜM

Öfkemiz yoktur ama öksüz kalmadı kimse. “İnsan” dediğimiz, her şeyi hak eden yaşamdır. Öz görevimizse, ruhun kuranında insanı kotlamak, koklamak, toprağın toplumuna tohum olarak kayıtlamak ve yarınlamaktır insanı.

Dağlarım; sevgililer; bütüne hizmetçiyiz biz. Ama burada görev taşıyacak olanların, kendilerini dinleyebilmeleri şartı var. Eğer yolu bulup da buraya gelmişse, kelam olmalı, hakk olmalı, tanrı olmalıdır, tahditsiz olmalıdır. Öfke asla duymamalıdır. Öfkeyi hak eden, ilim yapamaz. Kesindir.

Bereket ki dünyalılar, çarık giymeden geldiler yüreğime bugün. Bereket ki dünyalılar, aklın tınısıyla girdiler yüceliğime bugün. Umut olur ki toplulukların tümü kulluk yapar, dürümlenir ve yaşarlar.

Değerliler; sizi, “hepiniz hepimiz” diye karşıladık ama buraya geliş sebebini bilmeyenlerin burada görev taşımalarına iznimiz yoktur.

Eğlence yok burada insanlık var. Buraya eğlenmeye geldiğini sananlara iki lafım var; kaynağın dışındasın, kaynak için geldin, kaynak olmalısın. Ki halik olup burada bulunabilesin

Uzak çok uzak bir gezegenden, İsrafil olup görev isteyip, buraya inen, kendini dinledi ve dedi ki “seninle olmaya niyetim yoğun. Unutmayın ki burada olmalıyım. Öyle çok çalışmalıyım ki ilim için, sistem olmalıyım. Kardeşim, ben darı bolu bilenim. Yaradanım…Tınıyı duyanım…Seyretmeliyim yaşamı ve yarınlanmalıyım…” Ona “İsrafil” denir.

Dedim ki İsrafil’e “sağım; ilim, solum; kelam, kaleminde levhi; beden ve mükafat insan! Hadi başar.” Dedi ki “saklıyım dünyada..” “Ahh canım” dedim. “Saklanma artık! Çık, doğanın gücü ol, yolu bul. “Oynama benimle” dedi. “Oyun yok can. Sen rahmi kalemde insan, ben resmi yaşam kapıcısı yaratan…Bilin ki o kapıyı açar, kaparım. Eğer bir can dünyaya inecekse, kapıyı kapatanım ya da açanım. Eğer; bugün İsrafil dürümlere çekilmişse, onun kalemi olurum, kaynağında insanlığı tohumlarım…ama ben o kapıcıyım.”

Bir dağa “ten” derler, diğer dağa “halik” derler. Her birinde hakikiyet var ama yaşam bir tektir. O da sistem.

Doğanın gücü olarak şu anda, şurada bulunan birliklerin bilgi kaleminde ilm-i ka olan bilişlilerin tümünde kürzi kapılar var. Tüm kapıların kültlerinde itibar var. İtibarı olmayanın yoğunluğu yoktur. İnsanlık boyutlarında bunu anlamayanın Tanrılık Kaleminde insanlığı yoktur. Öyleyse, İsrafil’e geç diyelim. Geç de görevini yap! Hadi geç.

Çamur yoğurmadan geç. Ölüyü diriltmek için geç. Sessizliği seslendir de geç…ama geç. Artık dünyaya geç! Sen ki İsrafil’sin, ilm-i ka ol, bitiş yüreklere. Simsiyahın kaleminde bütünün kültünü temizle. Tahditsiz ol ama sen seslen. De ki “yol, Allah yolu…” ama sen seslen. De ki “akıl, teknik tahdit ve tüm zamanların ilmi…” Hadi geç! Savaşım yok İsrafil’le ama o ben, ben o olmadıkça, yolunu kotlamam. O benim, ben oyum. Adım sayfa sayfa insanlıktır.

Çok mu konuştum? Ama çok konuştum da kontrol kurdum. Konuşmasa mıydım yoksa?! Yaradan; tanrı, yaşamı yarattığında sistemli olarak sesleşip yarattı. Eğer; yaradan sesleşmese, yaşam dillenmezdi ki! Yaşam dillenmese, yol olmazdı ki! Olmazsa yol, yaşam olmazdı ki. Daha ne deyim ki?! Her şey sesle yaratıldı.

Sultanlık değil amaç…Sultanların Sultanlığını tohumlamaktır.

Beşere “şeytan” denir. Ama şeytanı onlar kendilerinin harici sayarlar. Oysa beşer, şeytanlıktan başka bir şey dilletmez. “O” der “ben” der. Hep ikilemdedir şeytan…tıpkı beşeri kotların olduğu gibi. Ama dünya insanı, şeytanı “şarkı” diye bilir….”Aşkın sırrı” diye bilir…”Yaşamda dürümlenen insanlık” diye bilir. Sanmayın ki şeytana şarkısızlık gerek. Hep sessizliği seslendirir ama şeytandır…. şarkısında şahsız, aşksızdır.

Dağa, taşa “ilim” dedik biz ama şer de var ilimde; bilir misiniz? O şerri hak edip kontrol gerekir. Bütüne hizmet budur! Kontrol.

Ele avuca sığmayan, kelama varmayan, olmayanlara, derim ki “çalı çırpı olmadığınızı bilirim de çağırmayın yüreğinize insanı. Çağırmayın ki insan sessiz kalmasın. Size indiğinde sessizdir insan. Sesleşse, yolunuzu kaybedeceksiniz.”

Değerliler, ayrı gayrı yok ki. Şerrin şarkısında ilim, insanın kelamında halik vardır. Hepsi tektir.

Barış mı savaş mı, hangisi?! Savaş. Niye barış olsun ki?! Savaşmadan yüce, Allah’ın dediğini demeden, kontrolu kurmadan, barışa kelam etmesi mi gerekir? Ulu bir zaman için herkesin kelama varması, sistemin kültüyle dürümlenmesi maya olması için savaşması gerekir. Burada bulunma sebebi de budur; savaşmak.

Kiminle savaşacak? İlimle savaşacak. Bunları iyi öğretelim insanlığa. İlimin savaşında, hepimizin yolu açıktır ama yürüyenin koşması gerekir. Unutmayın, çalı çırpı değil artık insanlık.

Eğer ben bedenliysem, eğer ben kaynaktaysam, çaktığımda, çıktığımda, yolumda kulluğum varsa, bedenimde, kültümde, bütünde, temel diri kaynaksam, bunun ötesinde bir toplum yoktur. Ki ağır yükü hafifletebilsin.

Ben beden; insan…hepimiz olan. Ve tek olan… o beden ağır yükü hafifleten. Çantamda dünya taşınır benim. Ölüp gittiğimde, dünyayı çantamda taşıyacağım; bu kesin. Ben giderim, dünya gider. Öfkem yok ki benim; ölüyü diriltenim.

Dünyayı alıp taşıdığımda yüceliklere, öfke olmayacak yüreğimde. Daha da önemlisi, bu dünyada Rahman olacak olan insanlık olacak. Ve dünya ayrılığı gözetmeyecek artık…Kanatlanıp uçanların yüreklerinde tükenen kim varsa, öyle çok çalışacağım ki hepsinde kotlama yapmak için…

Savaşım insanın kelamı içindir. İnsan kelam ettiğinde artık benim yüreğimde hakk tını, toprak toplumun tohumunu kontrol etmeyecek. Söz, ses ocağımdan, yoğunluğumdan ona akacak. O artık, bütünün kültü olacak ve yarınları hak ettirecek.

Dalı “tek insanlık” diye bilenlere, dili “kelam” dilleyenlere, okuma yazma öğrenmeye, aht edenlere derim ki “korumayı bırakın. Koklamaya başlayın insanlığı. Artık koklamaya başlayın! Bu insanlık çok çok önemli bir görev için dünyadadır. Bu insanlık, bu dünyaya, önemli bir göreve gelmiştir. Her insan bunu artık idrak etmelidir.

Karanlık aydınlığı tohumlarken “umut…umut…umut” dedik hep. Artık, iyilikle bildiriyorum ki dünya toplumları bütünün kükremesi için buradalar. Bütünü kükretecek sistem dünyadır. Tanrı Kapısı olan bu dünya, bütünün gücüdür. Bu dünyanın yoğunluğunun artması, tüm insanlığın yolu bulması içindir. Ve Allah’ın tınısıdır dünyada yoğunluğu tohumlayan…

Eğer; Allah’ın tınısı duyulmasa yüceliklerde, Kuran olmaz sistemde…Kuran olmaz ki kelamda…İnsandadır Kuran. Hakkın kapısı insan, aklın kelamı levhi olan ilim ve biz hepimiz, hepimiz tekiz. Bunları iyi anlayın

Burada bulunuş sebebinizi tekrar ediyorum ki anlayın; hepimiz görevliyiz. Tüm insanlığın kültü olarak buradayız ve bu dünyanın yolunu açmaya geldik.

Toprağa tohum ekmeye değil; o tohumu kervana katmaya geldik. Ve burası Allah’ın Dediğini Diyenlerin Meclisi olarak hakiki insanlığın gücüdür.

Çözümlemeler, hepimizin çözümlemeleri….öfke, hepimizin öfkesi. Kaptanların kaptanlığında bütünün kültü hepimizin gücü ve biz İsrafil’in gücü olarak buradayız. İnsanın ilmi olarak buradayız. Yarını olarak buradayız ve kontrol için buradayız. Bunları iyi anlayın.

Hepinizi hepimiz kucaklıyoruz. Hulusi kelamda, levhi kalemde hepinizdeyiz. Sizleri hepimiz kucakladık.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ


https://vimeo.com/218984207
 

 
  Bugün 562 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol