Birlik İlmi
  İLİM 8, 2. AKIŞ
 

07.06.2017 İLİM 8
AV. NEZİRE SELÇUK 2.AKIŞ

Dert değil ilim bize!... "Saha" diyorum bende... Hadi buyrun "Sa Ha"... Nedir bu?... Esma. Hani nerde?... İsrafil olanın levhisinde... Ama bu esmada, siyahın en siyahı mevcut...

Ala ala, verilir. Ka ha olup dürümlenilir. Levhi kapılardan geçilir, insana varılır... Aha bu... Hadi buyrun esmalarla dilleşelim bugün.

Koç kurban ederlermiş yüceler cümle cemaatlerde, borç harç gelenlere kurban yeter mi canlar?... Kurban kesipte, borç mu ödenir?..

Boştur bunlar canlar, boş... Öfkeyi aşıp veriyorum ki "koç kurbanlık, insan kuransa; kurbandaki o kuran, kalem midir acaba?... Kestiği koçta halik midir acaba?... Hasatını yapmış mıdır acaba?... "

O koç mu onu taşıyacak, yoksa o mu koçu taşıyacak?... Hayırda ve şerde kelam-ı levhide, ilm-i kalemde mutlak olanda, Mustafa Kemal'in levhi kaydında, "insanlık, insanlık!..." denir ya hani...

Unutmayın ki muradımız kanatlanmak değil... "Kaç kere dünyaya girilir?.. " diye sorarlar... Canlarım an sayfaları her sistemde varsa; hepimiz her anda buradayız.

Ha hanginiz bedenlerinizle yeniden dünyaya geldiniz ki? Asla böyle bir geliş yoktur... Bunu bile anlamadı insanlık!... Sandılar ki dünyaya dönüp dönüp gelecekler. Öf canlarım öf... Nesiller boyu bu hatayla yaşadılar...

Kervan insan soyu. Öz, Kök İlim ve geç de geç. Ama her geçen yeni bir sistem olup geçecek...

Ve bizler tükenen her anı hasata kodlayanlar, yığın yığın ışıklarımızı dünyaya çekerken; hizaya giren insandan ötede bir insanlığı tohumluyoruz.

Ulular diyarı olan insan sırrını dilleyen, yolu bulanların müteakdit kelamlarındaki hakiki nefes... İnsan sırrını dinletebilenler... Çalı mıyız biz ki hakk olupta hasat olalım?... Biz insanız insan!... Hangi hasattan söz edilir ki?...

Biz levhi kapıların tümündeki yaşam kayıtlarının hasatından söz etmekteyiz... Yoksa "insanın, insansıların, kontrol kurupta tohum ekenlerin, yarına varanların, aşk sayfalayanların kendilerini hak edip etmediklerinin, cevhere cennet kelam olup indirdikleri bilgilerin" kayıtlarındaki o hasattan mı söz ediyoruz?...

Doğanın gücüyüz canlar biz... Her canda var olan yoğun ilimleriz Biz... İnsansı değiliz!.. İnsanlığız biz... Bunu dahi bilmiyorlar...

Diri kapı Allah ilmidir. O kapıya kim gelirse, Allah'ın ilmi ile gelir... Ve her insan, onun yolunda değil ondadır...

Hangi insan Allah'ın yolunu bulmuş diye sordular?.. Allah'a varan aklın kapısına varan değil, akla halik olup, hakka varan diye ifade ederiz biz onu...

Ve aklın kalemi olan, hakk tınıyı tohum olarak dürümleyen. Halik olupta hak tende mutlak olandan söz ederiz biz...

Kaç dünya kurduk bilir misiniz? Önce dünya dedim... Kaç dünya?... Dedim ama dedim, hep dedim kaç dünya?...

Çok dünyalar kurduk canlar... Çok.. Simsiyahın tohumlanışı ile kodlamalar yaparak, Mikhailin kültünün kürzi kapılarını açarak; Mirkat kelamında Ka Ha olarak, Mircan cemaatlerde cevheri kayıt yaparak, tüm insanlığın kodlanışı için her bir dünyada var olduk... Kontrol bizdedir hep... Unutmayın!..

Hatta, Hatta ilimde kalemde olanın kültü de bizdedir... Neden bilir misiniz?... Sipsivri bir cevher... Ama Sipsivri!... Hiç bir zaman hiç bir yaşamı kodlamadı dedikleri bir cevher... Oyundur bunlar... Oyun... Bilin...

Her anda olan o sipsivridedir... Yani artık "ben" demez o... Her anda "insanlık" der... Bunları iyi anlayın... Sanırlar ki bir can Ka Ha olup dünyaya girecek ve herşey yetkinleşecek...

Hey dünya! Sen sen ol da Kelam ol! Bütün ol, her an ol! Ama o sende olan, asla senden öte olduğunu dillemeyecek...

Hep cevap aradığı soruların cevabını verecek... Ama esma olanlara, esrar bilgilerle ses verecek...

Sokak sokak gezmeyiz canlar... Eşyada, her anda olanın, sokak sokak gezmesi gereksizdir... Biz her anız... Sokak sokak gezmeyiz.. Kim ne anlatıyor dilleyelim, dinleyelim demeyiz...

Anlarız ki anlattığı hasatlarında, hakk tende, tohumlarında kodlanan insan sistemidir...

Ama biz her an olanlar, hakk kapıların tümünde kodlama yaparken, kibri aşamayanları kontrol etmeyiz...

Sadece kibirli olanlar BSUİ'nin kültü olamazlar... Onlar çok kontrolsuzdurlar... Onların yaşam olmaları niyetleri olsa da her ilmi anlayamazlar... Neden? Bilir misiniz?...

İnsansıdırlar, ilimsizdirler... Haksızdırlar, kalemsizdirler... Sahrada kendilerini dillerler ama torbalarında yarın yoktur...

Boş mu konuşurum yo asla... Boş asla yoktur yüreğimde... Hiç bir sistemde olmadığı kadar dopdoludur dürümlerindeki dirilik...

"Kira öderlermiş yaşama!..." öyle dediler... Gidip kira ödeyelim... Yaşayalım kiramızı ödeyelim... Sonra dönüp çıkalım...

Ya Ka Ha!... Kiracıya, kiralık mı verdik ki dünyayı?.. Gelip yaşayacaklar... Borç değil kira ödeyecekler... Oyun mu?.. Yok dünya ilmi hakk tende hassat nefesi ile tinsel tahditsizlikte kodlanır. Ama şansı olan; varsa şansı, her anda yaratır, yaratır, yaratır yaratır ve borç öder... Ama ödün vermeden bildiriyorum, yaratmadan borç ödenmeyeceğini hepsinin anlaması gerekir...

Yarattığımız nedir?.. İlim!... İlim neden yaratılıştır?... Kelam ilimle kodlanır. Kelam olmadan Ol levhisinde yaşam olur mu?... Hadi Buyrun... Buyrun... Ama ol levhisinde hak tende kelam hikaye değildir... Bilin!... Ve dünya emin olun ki sizsiz yaratamaz... Siz olmadan yarınlar kodlanamaz... Ve insansı olanlar değil insan olanlar yaşamda yarattırdıklarını ve yarttıklarını yoğunlaştırarak tanrılık yaparlar...

Her insan bir lekesiz insan olabildiği zaman yaratıcıdır... Lekesiz ne demektir?... İsrafil kültünden ötede kutsal ışık olmaktır...

Devinimi arttırmak için size sizi anlattırdım canlar... Ama hep devinimi anlattırdım size?... Neden devinim?... Yaşam için...

Murad ederim ki dünya dışı dünyayı anlar... Bugüne kaynak olanları diller... Dünya dışının burayı dillediğini ve anladığını görmek beni mutlandırır... Ama dünya dışı bizi anlatır mı acaba bilemem...

Savaşım yok ki ilimle.. Anlamayan anlatamaz zaten... Eğer dünya dışı Mikhail'in kültü olan bilişlerin, dünya ilmi ile yaptıklarını anlayabilse, helal haram demeden bütünün kültü olur ve her ana anlatır...

Cam açıkmış... Yaşam İsrafil olup kürzi kapıda ümmi kalemleri dinleyecekmiş. Ve bize gelmiş... Bizler ümmiyiz ya... Kayıtlarımızı izleyecekmiş... Ne yaptığımızı anlayacakmış... Sorgulayacakmış buradaki çalışmaları, sonrada Ruhi sistemleşmede Rabbi kapıları açıp; Robbi kulluk yapacakmış... öyle çok dedi ki bunu...

Bütüne hizmet için gelmeli imiş... Anlaması gerekirmiş ki anlatabilsin... Bizde dedik ki "gel!... " Gözü görür mü bilmem... Alıp götürür mü yoğunluğu?... Anlayamaz ki alıp götürebilsin...

Ama bakalım neler olacak bugün? Neyse... Kesirleşmeden yeni sayfayı açıyorum ve bildiriyorum...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ


https://vimeo.com/220748459
 

 
  Bugün 137 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol