Birlik İlmi
  İLİM 7, 2. AKIŞ
 

31 MAYIS 2017 TARİHLİ İLİM 07

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2.AKIŞ

Burada oluş sebebimiz, sizinle olmak içindir. Yürümekten yorulan bilgi kapıları çoktur, dünyada. Birlere, birliklere kelam olanlar çoktur. Yaşama inenler çoktur. Kokuyu yükseltmek için mutlak kulluk yapanlar çoktur.

Suyun başında olan her insan, kendini kendinden öte sayar ama daha önemli bir mesele var… İtibarı yüce olması, kaynak olması anlamına gelmez. Her insan kelamda olmalı, hakiki olmalı, haliki hakta, tahditli olmalı ama yaşamalıdır….Büyük kötülükleri önleyebilmek için bunlar, kesin gereklidir.

Çay içmeden, çayın demini hak edipte, dinleyemezsiniz. Ve bunun için bilgi gerekir. Bilgiye kalem gerekir ve rahmi kalemde, İsrafil gerekir. Bunun içindir ki bugün, insanlık boyutlarına, kendini tohumlayacak olan İsrafil, indi.

Ekmeği ekmeğim, yaşamı yaşamım, yarını yarınımdır. Mayadır. “Masiva” denilen bir kültte, müsih olmaya çabalar. Has İsrafil olmak için siyahın, en siyahına varması gerekir.

Ocakların hepimizde olduğunu bilir. Ve bizim içindir ki oğullarını, toprak topluma, tohum ekip, yarınlamak ister. Öz geçişini yaptı ve yolumuza indi. Kuran’dan öte Kuran, kelamdan öte kelam, yaşamdan öte yaşam olmak ister.

Öyle çok öyle çok güç kaydetti ki dünyaya, has zamana, hak dille dinleşmesi gerekir. Bütün kötülükleri aşıp geçmesi de gerekir. Beden almasına imkan verilmedi.. Bedeni yoktur İsrafil’in ama bedenden sesleşmek diler...BSUİ olmak diler.

Başka dünyaları kodlarken, toprak toplumla tohumlanıp, yoğunluğu artırmış ise de bu dünyada “Masiva denilen o yaşama, kaynak olabilmesi için kelam yetecek, ona.

Hayırda ve şerde, levhide ve bütünde mutlak olanda ve kul olanda. Masiva, İsrafil’in kültü olacak…En ve boyda hakiki olacak. Cennetin dilidir, o… İnsanın kili, kumu bilmesi de gerekir. Bunun içindir ki doğanın gücü, hepimizin yüceliğinde mevcuttur.

Koruyor dünyayı, ölü. “Ölü koruyor, bu dünyayı” der. Doğrudur. Dünya insanı ölüdür, canlar. Ve bu dünyayı, ölüler korudu, bugüne kadar. Bizler, hepimiz, ölüp geldik, zamana… Ve burada oluşumuz, ölümlü bir sayfa oluşumuzdan dolayıdır.

Kaç bin yıldır Yaradan ve yarattığında yaşamı tohumlayan ilim kalemi insan, bilişi kaynak yapsın diye beklendi. Kaç bin yıldır, kaynak dışı bilgiler, kalem olmaya çalıştı.

İsmail-i kalemlerin tümünde, yer kürenin gücü vardı. Kurandaki ilimde mutlak ilim kapıları vardı. Müsterihiz ki hepsinde yaşam vardı. Ve bugün toprak toplum artık kuran toplum olarak tahditsiz şekilde siyahın, en siyahına vararak, kendini kalem yaptı.

Kantar ilimdir, canlar. Ölçer ama ölçer ama ölçer de ölçer ki ölçümlemelerde hep yarın vardır. “Bizi kaynak” dediler. “KAHA” dediler. “Şans Sistemi” dediler. Şans Sistemi.

Ağırı hafifletelim diye insanlık boyutları görev verdi, yüreğimize. “Cennet” dediler, yarına. “Cemaat” dediler, ilme kalem olana. “Karanlık” dediler, yolu bulamayana. “Çan çaldığında, biz dünya” dedik.

Koruduk, kokladık.. Koruduk, koklattık… Koruduk, toprak olduk.. Koruduk, tohumlandık. Her levhide kaynak kayıt yaptık. Buydu yapmakta olduğumuz, bugüne kadar…Nisa kapılarının tümünü açtık.

Şer, şeytanın şarkısıdır. Biz, şerrin şarkısının kulluğundan öteye kontrol kurarak vardık. Ağırdır insanlık boyutlarındaki, yaşam. Aha ağırdır… Ama aydın günlerin dürümlerine vardıkça insan yaşar, yaşanır, yaratır, yarattırır, ruhlar kulu olur, korur ve korundurur, bütünü.

“Musafa, akıl “dediler. “Hakiki ilmede, has ten” dediler. “Yarına varana şarkı” dediler. “Esmaları dürümlere çekene de kuran okuyan” dediler. Boşuna mı bu kadar okunuş? Boşuna mı? Neden, bu kadar ses? Bunları hiç düşündünüz mü?

Hena, ilim istedi. Hana, kelam dedi. Her biri kalemdi aslında. Hena da Hana da. Ama yarın içindi her biri. Unutmayınız ki sessizlik seslenmedikçe yarınlar oluşmaz….Sessizlik seslenmeli ki yarınlar kodlansın.

Kontrol gerekir ki korkuyu aşmadan buna hak tende, diri olup, varmak mümkün değildir. Korumak, korunmak, ayrıdır. Sema sizi korur ama korunan, kelamla korunmalıdır.

Biz, dünyadayız. Hangi dünya? İnsanlık dünyası. Bütün kötülükleri aşıp geçtiğimiz bu güç, kök geçiş için buradadır, bugün. Hepimiz, bu dünyadayız. Ve teklikteyiz… “Bunun içindir ki size hep dünya tektir, başka dünya yok” deriz. O teklikte, tüm yaşamlar mevcuttur, canlar…Bunları iyi anlayın.

“Han” dedik, “hak” dedik, dünyaya. “Taht” dedik. Her şey dedik ama her dünya, bir haktır, bir tahttır. Bunları iyi anlayın. Burada, bu yoğunlukta olabilecek olan herkesi buraya aldık, bugün.

Çanın, ilmin kalemi olduğunu anlattık. Yarının teknik tahditle, kültleri kodladığını anlattık. Masiva’nın kaynak olduğunu anlattık. Davayı kaybetmeyeceğimizi, tüm zamanlara anlattık.

Biz dava kaybetmedik, bugüne kadar… Hiçbir dünyada, hiçbir yaşamda, davamız, hakiki levhinin kültü oluşun dışında, hiç bir sistemi kontrolsüz kodlamaz... Her sistemde, kontrol kurar ve sadece sistem olarak çalışır. Hakikiyetin kültüdür.

Başka sayfalarda kelamlar seslenirken, kırılmalar olur. Şuanda olduğu gibi… Bunu düzeltip veririz.

Sevgililer, hepimiz hepinizde varız. “Kırılma” dediğimiz bu kayıt dışı bilgi, ocağa neden iner, bilir misiniz? Sevginin kodlanışı için. Korunuşu için. Ve bu şekilde kalemin, kaynakta kodlayıcılığı devreye girer.

Her bir sistem bunu yapar. Ses kırılmaları yapar. Bunlar doğaldır.

Değerliler, şimdilik.. Aha bu!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ


https://vimeo.com/219732252
 

 
  Bugün 43 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol