Dediler ki ‘’Okuyan bilir.’’ Dedim ki ‘’Okunan da, okuyan da diriliktir.’’ Her kim ki can olur, o canda nefes olur; doğum, mutlak yaşamın nurudur. Dediler ki ‘’Ölüler diyarında bugün bir nefes tohumlanmakta!’’ Dediler ki ‘’Namaza duranlar, bugün ses vermekte!’’

Deriz ki ‘’Zamanın nuru, açılan kapıdan ışık saçıyor etrafa!’’ ve derler ki ‘’Bugün her görevli, ilme tohum tohum konuşlanmakta!’’ ve deriz ki ‘’Bugün yuvanın kapılarını açan, o yuvada has ışık olan ve muhakkak ki tahtında görevli olduğunu hatırlayarak ilme, doğumu mutlak kılan!’’

Ve deriz ki ‘’Geride kalan kimse yok!’’ ve der ki ‘’Altın tohum, yaşamın nurudur.’’ ve denir ki ‘’İlim tahtta görev aldığında, o taht yaşam olduğunda, o yaşam el ele bir sayfa açtığında, o sayfada görevlidir ilmim!’’

İlmin ne olduğunu soranlara derim ki ‘’İlim, bende meknus olan bilgidir ve o bilgi, kalem olup yazdığında, tüm kökler dirilir.’’ ve deriz ki ‘’O kökler sesleşir, sesleşen birleşir. Ses olmak, bir olmak demektir.’’

Ve birlik tahtında görevli olan her parça, bayrağı ışık olup dalgalandırdığında, fener olur yaşama ve yolcu, yolu bilendir ve yol, her diride muhakkak ki gün olup da doğabilendir ve deriz ki ‘’Bu kutsal sayfada ilm-i hak olup da yaşama doğanlar, muhakkak ki o doğumun her anda ışık olduğunu hatırlarlar.’’

Ve kitabı açanlar, yüreğe ışık yakanlar! Yolu bulanlar, yolca, nurca, konuşanlar! Her biri bugün bu sayfada ses verdi ve her biri, yürekte hak olan görevli ve deriz ki ‘’Yol, insanda sır olur. O sırrı açan, muhakkak yolu bulur.’’

Ve dün, bugün bir tek sayfa olduğunda; yarına açılan kapı, bugünde köprü olur. O köprüde yürüyenler, her adımında ışık olup da yaşama inenler, işte bizler ve bizlik olan bu has sayfada görev taşıyan, o kuranı has olup da bildirenler! İş bu, şimdilik!

https://vimeo.com/228088005