Birlik İlmi
  İLİM 10, 6. AKIŞ 2. BÖLÜM
 

21.HAZİRAN.2017 TARİHLİ İLİM 10

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 6.AKIŞ – 2.BÖLÜM

Bütün kötülükleri aşıp, geçtiğin zaman sanal boyutların tümünde sessizliğin kültü olabilirsin ama kantar senin yaşamın olmamalıdır. Sen sende herkesi tartmaya kalktığında…. Artık sen sistemden çıkmışsın demektir... Ve bütünün kötülüğünü hak edip, yaşayacaksın.

Bunun içindir ki “size tartmayın” deriz. Bunun içindir ki “size hak edin” deriz. Bunun içindir ki “sizi hak etmeye değil hak olup, Sistem, Nizam ve Düzen gücüyle, bütünde siz olmaya çabalarız.

Karanlık aydınlığı tohumlar ama aklın kalemi, sizin yüreğinizdeyse siz ilmi tohumlarsınız. Muradımız insanın kendini hak etmesi için hakiki nefese varmasıdır.

Çamura çamur katılır ama o çamur, yeni bir çamur değildir. Yine çamurdur. Ama siz, size ikmal tamamlatıcı ilmi kattığınız zaman, siz, yen i bir siz olursunuz.

Burada oluş sebebimiz, sizin ilminizi, sizin yüreğinizden, hak edip dillemek içindir. İntikam peşinde koşan hiç kimse Bu Mecliste kelam edemez. İntikamı kelam olanlar, halikte kontrol kuramazlar.

Kurtarılmış insan ile kurtulmuş insan, farklıdır. Eğer bir insan kurtarılmışsa iş kapıya geleni kendisini hak etmesine bağlıdır. Ama kontrolünde kendini kurtarabilmişse ocağı kodlanmış demektir.

Ben dünyalı olarak burada olduğum sürece mahrek olan bitişkenler, mahrekin kültünde kelam ettikleri içindir ki kaynak dışı bilgi vermem.

Esmalarım, bilişimdir. Yarınlarım, kürzi kalemimdir. Mutlaka ama mutlaka aklın kapısıyım ve bedenim, insanlık ilmidir.

Çanım, ilim çanıdır. Çanı çaldığım zaman kelam edenler mutlak olup, kuran olurlar… Ama ben o çan olup çaldığımda muktedir olurum ki her insan mahrekim olur ve ben hepsi olurum.

Korkmayın, dünyalılar. Ben tüm insanlığın ilmiyim. İnsan sistemini kontrol edebilecek yegane kalemim…. Ama iyi anlayın ki bu kalem, her insanın kendi yüreğindedir.

O yüce ilmi bilenler, hak ettiklerinde, kendi yüceliklerinde, bedenli olup, kendi nefsi kalemlerini mutlak kuran yaparak, kendilerinden öte kendileri olup, bedenlenirler. İşte bedenlenmek; Rahman olmaktır.

Kuran-ı Kerim der ki Allah elindeki ilmi, sana senin yüreğinden anlatır. Ama sen, elindeki ilmi, kendi yüceliğinden değil de benim yüceliğinden öğrenmek istersen sana ben, bana ben olup, diri olup, Kürzi kapıyı açıp dillenirim de sen seni bilir misin, bilmem.

Sevgililer, ölüm sizin yüreğinizdedir. Ölümü tatmaya niyetiniz oldu mu hak ve geçip, gidersiniz…. “Ama ben ölümü tatmaya niyetli değilim” dediğinizde……… İyi bilin ki ten, tin, hepsi teknik kalem olur sana ve sen kendini, kendi yüreğinde mutlaka bütünün kültü yaparsın.

Koran İlmi vardır. Kelamı hak olanın, ilmi korandır. Kelama halik olanın, ilmide kalemdir. Hangi ilmi hak edersen, onu hak ettiğini dillersin.

Çok özel bir günde, çok özel bir yücelikte, çok özel bir kaynakta, bütünün görevini size, sizin yüreğinizden dillerken, kar ışığından öte bir ışığı bütüne indiriyoruz.

Öfkem asla olmadı. Bundan sonrada olmayacak ama Kuran-ı Kerim’deki yaşamı hak etmeyenin ağır yük taşıdığını bilerek, her insanın kendini dilleyebileceği dürüme varması içindir ki bu çalışmayı yapmaktayım.

Orman, benim ilmimde yoktur. Orman, hepinizin yoğunluğunda kurandır. Ama ben ormanın çok daha ötesiyim. Hangi orman? Kendi yüreğimdeki kalemin, hakiki teknikteki, treni olan orman... Sizi sizden size tanıtabilir. Sizi, sizin yüreklerinize, koç olup, taşıyabilir.

Ha diyeceksiniz ki “hani koç, ilimde yoktu”? Canlarım, bedenliler, o ilim sizin yüreğinizdedir sadece ama bende yoktur. “Siz, ben koç’a biner, yol açar, yarına varırım mı” diyorsunuz?... Hangi sıratı aştınız da vardınız yüceliklere? Aç mıydınız, tok muydunuz? Öfkenizi aştınız mı?…Yolunuzu açtınız mı? Bunu dinleyin sadece? Sonra dönün, deyin ki “ben öfkeyi aştım”.

Kelam levhi kalem.. Ben o kalem ve bütün olan insan sırrıyım. Benim sırrımı anlayan kendini anlar, canlar..

Burada öfkeli bir çalışma yapmıyorum. Üzerimdeki güç, akıl kültüdür. Ama ya ben öfkeyi aşarsam ne olur? Aşmadım mı yoksa? Barış ta mıyım savaşta mıyım bunu sorguluyor, tüm zamanlar.

Dağlarım, çorbalar pişirdik dünyada….Hangi çorbanın yoğunluğu daha güçlü bunu sorguladık…Her çorba bize, bizi anlattı. Ama tüm çorbalar, bir tek çorba oldu. Mustafa Kemal Paşalar gibi ilim kalemleri oldu. Biz, o kalemlerin, kuranından öte kuranı kodluyoruz, şuanda.

Eğlence yok. Kalemimiz, Allah ilmidir. Bilişimizle bütüne hizmetçiyiz, biz. Emin olun ki burada oluş sebebiniz, insanlıktır.

Kelama rahmi kalem olun, KAHA olun, levhi kaynak olun, yaşam olun… Ama iyi bilin ki som altın bir ışık haline dönüşmedikçe her ilim, sizin yüreğinizde kontrol dışı kalabilir.

Siz, öz görevlisiniz. Bunu iyi bilin. Öz görevli olmak; öksüz yetim bırakmamak, demektir. Tüm insanlığı koruyabilecek güce vakıf olmak ve hakim olmak, demektir… “Eğer sizler, ben tüm insanlığı koruyacak bir sessizliğim” diyebilirseniz…. İşte o gün, hepiniz yarına varmışsınız, demektir.

Burada oluş sebebiniz insanlıktır, canlılar. Ağır, ağır, yolculuk yaptınız. Ağır ağır, yürüyen dünyada kürzi kapılar açtınız. Ağır ağır hakkın kalemi oldunuz ama ağır ağır oldu.

Sormayın, akmış mısınız dünyalara?. Akmış mısınız yaşamalara? Sormayın. Size, aşkla diyorum ki Allah’ın levhi kapısından öte kapılardan aşk sayfalanışları yaptınız ve tüm insanlığa aktınız…Temizlediniz zamanı.

Ve sistem ilmiyle, bütünün kültünü kodladınız.” Cennet, cennet” dedikleri ilimdir, canlılar.. Ve siz, o ilmin hakiki insanlığısınız. Bundan öte bir cennet yoktur. Bunları size, her diriyle vermek istedik.

“Kaçıp gideriz, insanlık kodlarıyla bütünden,” dediler. Kaçanı kaçırmayız, bilinsin. “Akıp geçeriz ilim kalemleriyle hakiki nefeslerle, o nefeslerden muktedir insanlığa ve oradan yarınlara” dediniz. Aktık birleştik. Hakkın kapısını açtık, geçtik.

Aşk insan, hak insan, tahditsiz insandır.. Gerçek insan, odur.. Kontrol sizin yüreğinizledir. Cennetlinin dediği hakiki İlmi KA olanın, hak tınıyla dediğidir, canlılar.

Sultanlar, altın ışığımız sizindir, iyi bilin. Ha diyor ki ana, “biz, Sultan değiliz”. Aşksınız ya KA HA aşk.. “Sultan” deriz, biz aşk olanlara. “Ana, Sultan” diyelim, size.

Dağlarım, sultanlık, sizin yüreğinizdir…Biz, size Sultan değiliz ki bize Sultan, diyeceksiniz... “Biz yara bere içinde olanlara sessizlikten Sultan” deriz ki hak etsinler diye. Bu onların kontrol kurabilmeleri için onlara bildirilen bir sestir, sadece.

Bu nedenledir ki biz dünya insanlığına sultanlık yapmayız. Hepsi kalemdir. Hepsi hakimdir... Birlik kelamında hakikidirler. Bize lütfedin de “Sultan” demeyin.

Buyurun, buyurun, canlar...İşte bu!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://vimeo.com/223000712

 

 
  Bugün 158 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol