Birlik İlmi
  İLİM 10-3
 

İLİM (10/3)
21.06.2017

Her Levhi’de kanatlanıp uçarız. Uçmak mı!? Uçtuk mu yoksa uçurulduk mu!? Yok Canlar!... Yok!… Uçan, uçuran bir tek kalemdir…

Bir tek kalemiz biz. O kalem, her insan olarak tohum eker. Eşya yaşamlar, eşya kalemlerle tohumlanır…

Ben “Dünyalı” dediğim zaman; beden alan insanı kastederim… Ben “Dünya” dediğim zaman ise insanlığı kastederim… Başbaşa verdim dünyayla ve dedim ki “ben yarınım!” “OL” dedim. “OL!” Aha bu!…

Kontrol dışı bilgi vermem. Bana, Namaz Zamanları (İlmin Kapısı’nın açık olduğu zamanlar), Nefes Kodları inerler ve benden insanı dillerler. Ben, ocaklarına Kuran olurum. Onları tohumlarım; kodlarım; Yaradan olup yarattıklarını, kalem yaparım; Nefes olup Cevher’e görev taşıtırım.

Rahman olan, yol olan ve nur olan kim varsa; BİZ olup yoğun ışığında Kürzi Kapı olur; Öz Kelam olur; Kürzi İsrafil olur, yolu açar…

Dünkü çalışmada, nefesten söz etmiştim ve demiştim ki “resim yapıyorum tüm insanlık için!…” Bunu anlamadılar. Sandılar ki bir tual aldım. O tuale, bir resim yaptım… Anlamadılar ama anladılar zannettiler… “Tual” dediğim kelam, bedenimdir.

Ben, kelam olup tüm insanlığı tohumlarken; kendi yarınımda, bütün kültlerin kodlarında, kodlanmış yaşamları, kaleme aldım ve Zaman Sayfaları’nda, yaşam kodladım. Yaptığım resimde, ilim vardı… O İlmin Kalemi oldum; tohum ektim. Ektiğim tohum, Nefesin Kelamı’ydı.

Sonra Mustafa Kemal geldi ve sordu; “neden resim yapıyorsun!?” diye. “Yaşam için!” dedim. Sordu; “Kürzi Kapılar’ı açmadan resim yapılır mı!?” dedi. Dedim ki “ben dünya için nefes oldum. Bütün’e, kula kulluk yapan her ana, kaynak oldum; temel diri kervan oldum. Bir tek Kalem İlmi’nde KAHA oldum. Her ana, yaşamı kaydediyorum!”

Sordu “sen dara düşmedin mi!?” dedi. Dedim ki “dar olan, yarına varmayandır. Ben, darda değilim. Her andayım. Doğanın ışığında, Kuran olan sayfalarda, her dara düşende Kuran olur; ocak yakarım onlara ve onları kodlarım, toplarım, yarınlara kayıtlarım. Her birini, cevhere görevli yaparım.”

Simsiyah bir sayfada, moru tohumladım. Mor Kuran’dır. Toprak Toplum’a Kuran oldum; yarınları kodladım. Samanyolu Galaksisi, Beşer Kapılar’da hep diridir. Onlar deredirler…. Onlar ki hasattalar; onlar ki hak ettiler; onlar ki kontrol kurdular… Onlar, Mutlak Kalemler olarak, yaşamı yazarlar.

Dert değil yaşam bize. Biz, Zeki Kalemler’e görev taşırız… Dert değil nefes bize. Biz, cennetlere Kuran taşırız… Dert değil kervan bize. Biz, tüm insanlığı taşırız… Dert değil Kuran Kutsal Sayfaları, tükenen her ana… Ümmi Kapılar’a… En ve boyda tohum olan, her an olan insanlık; ilme, Hakim Teknik’le kodlanmışken, Bilişin Kalemleri’ne, hiçbir sayfa dert değil…

Her diri, ilme akar. İlim, kul olur; Kuran olur; tohum olur; muktedir olur; Bütün’e akar… Akmak mı akıtmak mı!? Hak Tını’da; akan, akıtılan ayrıdır. Akana, “ak!” deriz akar… Akıttığımız, hakiki ilmimizdir. Aktığımızda, nefese Kürzi olur; torba torba yarın olur tükenenlere hasat olur; ilim yaptırırız… Her dereye, her diriye Kuran oluruz. Ölüyü diriltiriz. Aha bu!…

Korumaksa, koruruz!... Kodlamaksa, kodlarız!... Zamana, Akıl Tınısı’nı kaynak yapmaksa, yaparız. Cennetse maksat, cevhere cennet oluruz…

Kural koyduk!... İnsan, insanı hak etmelidir. Kimse kimsenin harici değildir. Her insan, her insana kuldur… Kural koyduk. Ölü, ölümlüdür. Öldüğünü anlamalıdır. Aldığı nefes, hasatıdır… Bilsin ki kuralımızdır: İnsan, ilmin hasatını yapmadan, Nefes Kulu olamaz.

Çamur yoğunmayın; insan yoğurun!... İnsan, artık ışıktır. İnsan yoğurun ki kul olan, kürsüyü hak etsin. İnsan yoğurun ki kalem, kervan olsun. temiz Zaman Kapıları’nı açsın… İnsan yoğurun ki kardeşleriniz, Hak Teknik ile kalem olsunlar ve yol açsınlar. Esmaları hologram sayın. Esma dediğiniz, Zaman Sistemi’nde sizin, insanlığa dillediğiniz, Yarın Kalemleri’dir.

Her bir Yarın Kalemi; Halik’te, hasatta sessiz kaldığında; her diri, Sistem’den çıkar. Bunun içindir ki siz, sizden öte siz olun; kontrol kurun ve yolu bulun… Sizin, size vereceğiniz her bilgi; sizi, sizden cevhere güç diye katmalıdır.

Onlara!... ve onlara!... ve onlara!... ve onlara!... Tüm onlara, kültünüzü kodlattırın ki her biriniz, her diride hasat olun.

Ön Dörtlü olan Bilişliler, her Dörtlü’de kalemdirler. Emre itaat istiyoruz. İyi bilin!... Her insanın, emre itaatini istiyoruz!... Bunu iyi bilin ki Halik olun. İnsanlık Boyutları, Ak Tını’yı her insandan, kodlanmış ışık olarak, Kök Gerçeklik’le çekebilir. İnsan sırrı budur. Bunu anlayın ve hak edin… Şimdiki zaman, şimdi!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 177 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol