BİR OLMAK, BİRLİKTEN GEÇER

Derecelerine göre sütunları süsleyen sevgili kardeşlerim. Bugün yaradılış konusunda bir olmak ve birlik bilinci üzerine düş bahçemden sizlere seslenmek isterim. Sevgi, Barış ve kardeşlik dünyamızda ve evrende hakim olacaksa, birlikte yapacağımız çalışmalarla uyumlanacak ve empati ile, sezgi ile, bir diğerimizin, hangi davranışı veya düşünceyi neden sergilediğini anlamaya çalışacağız.

 

Vurgulamak istediğimiz mesaj, her şey onun farklı görüntüsünden başka bir şey değildir.

 

Ondan başka bir şey yoktur. La ilahe illallah. Başka ilah yoktur, sadece O vardır.

 ENEL HAK, O’nda OLmak.

 Her renkte bütün renkler ve her notada tüm notalar var,

 Farkındalık yolu, bilincin genişlemesi ve boyutlar,

 Verdikçe çoğalan tek şey, SEVGİ,

 BİR OLMAK, SEVGİ teknesinde yoğrulmak,

 Hamdım, yandım, piştim veya Kendi küllerinden yeniden doğan anka kuşu ..

 

………..Bunların tümü, sembolik anlatımlar ise..

Ete kemiğe veya yazılar, şarkılara bürünüp de akan ne ola..?

 

 

Herşey bir düşüncenin ürünü ve bir geniş bilinç: OL dedi ve OL’du ise, bizler de bu düşüncenin, oyunun içinde, ufak bilinç tohumları, yumurtaları veya toplarıyız demektir. Öyle bir top ki, bilinçle balon gibi şişip, tüm oyunu içine alabilen.

Düşünmek gerek, tefekkür gerek…??

 

Herşey bir düşüncenin ürünü ve bir geniş bilinç ise: bilinç ekim tarlalarına ekilen tohumların, bu farkındalığı yakalaması için ne yapmak gerek. O tarla ki hazırlanması hem düşünene, hem uygulatana ve hem de uygulayana hizmet eder.

Sen hangi bahçenin gülüsün mirim..??

 

Herşey bir düşüncenin ürünü ve geniş bir bilinç ise: mineral, bitki ve hayvanlar alemi, mükemmel kurallar ile enerjiyi, alış ve verişi, koşulsuz uyguluyorsa, düzen de, özgür irade, dualite ile kendini sergiliyorsa. Ben hangi oranda kaderimin sahibi olabilirim, belli zaman ve mekanlara uymaktan başka. Mutlak ve muallak kader ne ola ..??

 

Bir büyük okyanus, düşünce denizi, yücelerin yücesi de istersen: hepsi ondan gelir ve ona akar. OL dedi ve Oldu de, dilersende, herşey bir düşüncenin ürünü diyelim. Hiç kar tanesi, su damlası, güneş ışığı: ben kurallar ve doğal denge dışında akmak isterim der mi. Sen bu sınırlı beden ile: dengede buluşmak ve okyanusa hizmet etmekten başka ne yapabilirsin.

BİR olmak dışında, bütünün en yüksek hayrına, denge olabilir mi..?

 

Bir büyük okyanus, düşünce denizi, yücelerin yücesi de istersen: her şeyi bilen, dünya dışı denge ve yaşam formlarının kendilerini dünyada tartma ve dengeleme potası. Hepsi bizim renklerimiz, her rengin oluşumunda diğer renklerin katkısı ve deneyimi var desek..

Şimdi sorma bana BİR olmak nedir diye..?

 

 

 

Bir büyük okyanus, düşünce denizi, yücelerin yücesi de istersen: seni de var etmedi mi sevgisinden. İnsan bile zıtlıklarla dolu yaşamında olgun başak misali, kabul verirken kötü ve çirkin dediğine, iyi ve güzel ile birlikte, evrensel bilgelik derecelerle seni de getirir o boyuta.

Sevgi verdikçe çoğalan şey de istersen ..??

 

Sorun dediklerini çözemezsin, sorunun içinde isen: Birlik bilinci de oyunun içinde iken değil, ormana baktığında bir üst oktavdan çözülür. Sen sağ yanağına vurana, sol yanağını uzatanı anlayabilir misin.? Vuranı ve vurulanı denge için doğal kabul etmezsen ..??

 

Sorun dediklerini çözemezsin, sorunun içinde isen: kaptırmışsan ego ve zihnin koşullanmalarına, ne kendine hayrın olur ne de kardeşlerine. Tiyatroda: dekor, seslendirme düzeni, sahne de gerekli, verilen mesaj dışında. Sen kendi konumunu bilir misin..??

Nefsini teslim etmek, zordur kimine, hele kendinden ötesini düşlemek ..??

 

Sorun dediklerini çözemezsin, sorunun içinde isen: oku düşün, zenginleştir düşünce bahçeni, ayıkla ayrılık otlarını, sulama egonu, onları sessizce kenara koy, bolca sula gül bahçeni.

Birlik bilincinde, kendi kendin ile savaşırsın, sanki sadece sen mi varsın evrende..??

 

SEVmek gerek, ama hangi oktavdan: ne kendini, ne gül kokan yavukluyu, ne çoluk çocuğu ve ne de parayı derim bilirsin. 4 kapı, 40 makam mı desem, her bilenin üzerinde bir başka bilen vardır mı desem?

Bilmek ve Olma arzusu, bütünün en yüksek hayrına hizmet için ise, SEVginin en yücesi ve safıdır..?

 

SEVmek gerek, ama hangi oktavdan: eğer demezsen, keşke ile anmazsan, destek ve yardım için ihtiyaç noktası ararsan, ihtiyacı olan, körün gözü, sağırın sesi, kalbi mühürlüye seslenir de, onlara açılımlarında farkındalık sağlarsan eğer, işte sen kamil insansın yolundasın.

SEVmek gerek: ne makam, ne rütbe ne dereceler, bana seni gerek seni diyenlerden misin..?

 

SEVmek gerek, ama hangi oktavdan: önce düşünür, sonra yaşadığını fark eder, yaşar ve yaşatırsan eğer, bir de bakmışsın, doğalsın nefes aldığın gibi. İşte o anda hem teslimiyettesin ve hem de çalışansın, Onda olmuşsun, bilsen ne olur, ismi de her ne olsa olur.?

Hiç gül ortaya çıkıp da ben gülüm der mi..? Hiçlikte, bütünde OLmak, da ne demek..?

 

Kimi simyacı dedi, kimi kuantum, kimi de düşünce gücü: sen bildiklerinden, zihnin koşullanmalarından sıyrılmadıkça, DNA ve bedensel programlarından farkındalık ile: dudaktan kalbe, egodan gönüle inmedikçe, birlikte olmak ve bir olmak sözden öte gidemez.

Gitmek ve birlik dedik de, kendinden kendine yürümekten başka nedir yaptığımız..??

 

Sen kendin bilmedikçe, ne bir olmak ve ne de birlik bilinci, eşeğin sırtındaki kitaplarda taşıdığından farklı olmayacaktır.

 Birlik hoşgörü,

 birlik bilinci OLmak,

 motoru sen,

 yakıtı da sevgi diyelim istersen..

 

Son sözlerimizle de, sevgi ve ışık dileyelim tüm dinleyenler için. Her ne demekse :J)

Hoşça kalınız.

Şevki CAN

13 Nisan, 2010