Birlik İlmi
  Peker SELÇUK - KUANTUM BİLİNCİ
 
Peker SELÇUK,
Süper İnsanlık Realitesi Derneği
KAYNAK SEMPOZYUMU (3)11.04.2011
 
Kuantum Teorisinin üç silahşörlerinden (Ervin Schrödinger, Paul Dirak, Werner Heisenberg) Heisenberg, “ görünmez minicik atomların içindeki görünmez elektron yörüngelerinden bahsetmenin ne yararı var?” dedi. Ama dediğini yapmadı. Atomdaki kuantum sayıları ve enerji halleri ile ışık tayflarının deneylerle belirlenmiş frekanslarını (parlaklığını) birbirine bağlayarak, bir kot peşinde koşmaya devam etti. Sonunda da tayf kodunu çözdü. Heisenberg, Kuantum mekaniğinin ilk versiyonunu böylece  keşfetti.  Ancak “Schrödinger’in kedisi” ve “Higgs Parçacığı” gibi kavramlar  yoktu henüz. Bize ne bunlardan. Doğru bütün bunlarla bilim adamları ilgilensin. Newton’un Yerçekimi Kanunu dışında çekim kanunu tanınmazdı.  Ve düşünce gücüyle de  “iyi şey söyle, iyi şey olsun” dan öteye gidemezdik. Bunu vaktiyle Çekim Kanunu  ve fizikten haberi olmayan nenelerimizden laf arasında duyardık küçüklüğümüzde. Ama gün geldi birileri HERKESİN İSTEDİĞİ HERŞEYİN OLABİLECEĞİ  bambaşka bir dünyadan söz etmeye başladı. Hem de bunların bilimsel bir temeli olduğunu; Kuantum Fiziği’nin bunları anlattığını söyleyerek. Şimdi biliniyor ki Kuantum Fiziği, atom altı parçacıkların tıpkı ışık gibi yalnız dalgalar halinde doğrusal olarak değil, bir an bir yerde başka bir an başka bir yerde belirecek bir şekilde hareket etmekte olduğu olgusunu yaşıyoruz. İyi hoş ama bu parçacıklar nerede beliriyorlardı? İşte sırların peşinde olanları ilgilendiren hikaye burada başlıyordu. Çünkü OLASILIK SONSUZ’du.  Ancak bir paradoks vardı ki temas etmeden geçemeyiz. Buna bir ad da verilmişti. EPR Paradoksu. (Albert Einstein – Boris Podolsky – Nathan Roseu)  Bunlar ne mi yaptı!? Şunu yaptı: Kuantum Teorisi’nin hesaba katmadığı GİZLİ DEĞİŞKENLER’in varlığının (gerçeklik unsurlarının) kanıtlanmış olduğundan emindiler ama bundan başkaca da birşey yok saydılar. Ve buna dayanarak da  TEORİ’nin eksik olduğunu; tamamlanmamış olduğunu iddia ettiler.  Dayanakları da İZAFİYET TEORİSİ idi. Ne diyor teori? Hiçbir şey ışıktan daha hızlı yol alamaz. İhtimal kapısını dahi kapattılar.   Bunun üzerine Niels BOHR; Einstain’e  Kopenhag yorumunu (1) hatırlattı. Yani Kuantum Mekaniği, gözlemci ile gözlenenin ayrılmasına izin vermez. EPR deneycileri, kuantum mekaniğinin eksikliğini değil atom sistemlerinde yerel şartları var sayma zayıflığını gösterir. Atom sistemleri, bir kere bağlandı mı ayrılmazlar.  Bu konu, John S. BELL’i çok ilgilendirdi ve yaptığı test çalışmaları sonucunda hükmünü verdi. Olayların mahalli görülmelerine rağmen dünyamızın aslında aracısız yani bilinmez ve “IŞIKTAN HIZLI HATTA ANINDA İLETİŞİMİNE İZİN VEREN görünmez bir gerçeklikle çevrili olduğudur.”(2) Yani, Allah’ın yüce kudretinin  kuralı ve sınırı yoktur. Allah “OL” derse olurdan başka birşey değildir bu tanım.  Bütün bunlardan sonra, Bohr, Einstein’e küçümseyerek ve biraz da kızarak şöyle dedi: ALLAH’A NE YAPACAĞINI SÖYLEMEKTEN VAZ GEÇ ARTIK. Diyerek çıkışır. Einstein cevap olarak: “ALLAH EVREN İÇİN ZAR ATMAZ” der ki bir başka açıdan ayni fikri savunmaktadır. Doğrudur, Allah zar atmaz. “OL” derse olur. Anında olur. Sanki Yüce Allah’ın zar atmaya ihtiyacı mı var. Uzun süre yalnız bilim adamlarını bu şekilde ilgilendiren Kuantum Fiziği, şimdi gündelik hayatımıza girip tüm insanların ilgi odağı haline geliverdi. Ve Kuantum Fiziğini esas alan düşünce teknikleriyle hayatımızı nasıl dağiştirebileceğimize ilişkin yayınlar yapılmaya başlandı. Kitaplar, DVD ve CD’ler vitrinleri süsler hale geliverdi.  İnsan doğasında var olan tecessüs; yani yoklama, arama, bir şeyin iç yüzünü araştırma ve merak duyguları konuyu çok ön plana çıkarmıştır.  Kuantum bilgilerinin sahneye çıkmasından çok önceki zamanlarda, SİHİR, İLLİZYON ve Allah evreni, dünyayı nasıl yarattı? Gibi konular insanlığın çok ilgisini çekmekteydi. Sihirbazlar, sanatlarını, yeteneklerini gösterirken, bütün numaralarını ışık oyunları ile yapmışlardı. Etrafımızdaki her şeyin bir çeşit İLLİZYON olduğunu unutmayalım. İllizyonistler, bilerek veya bilmeyerek de olsalar bir nevi Kuantum Fiziği Profösörleridirler. Evrendeki, dünyadaki her şey bir enerjidir. Bu enerji alanlarının farkına varırsanız, bu alanı yönetebilir ve mucize denen şeylerle tanışırsınız.  Bu gün artık, Kuantum Fiziği’nde çok büyük sırların saklı olduğunu anlıyoruz. Gerçek  dediğimiz alandaki bilinçli müşahadelerimiz, gözlemlediğimiz şeyleri etkileyebileceğimizi, değiştirebileceğimizi göstermektedir. Atalarımız ne demiş? “Bir şeyi kırk defa tekrarlarsan o olur.” Demişler.  “Bir adama kırk defa deli dersen deli olurmuş” derler bilirsiniz.  Yani zihin ya da bilinç, evrenin oluşmasında, şekillenmesinde de rol almaktadır. Bu konudaki bütün çalışmalara Kuantum Fiziği yardımcı olmaktadır.  Neyi nasıl gözlemlediğiniz, gözlemlediğiniz şeyi değiştirir. Nasıl gözlemlediğiniz de sizi değiştirir. GÖZLEYENİ DEĞİŞTİRİR İSEK TABİİ Kİ GÖZLENEN DE DEĞİŞİR. Mesela; sizi belli bir şekilde gözlersem, nasıl gözlediğime bağlı olarak değişirsiniz.  Siz de beni değiştirirsiniz. Çünkü, evren sürekli değişiyor. Yumuşak ve son derece hızlı bir şekilde… Çevrenizdeki insanlara, kendilerini küçük ve önemsizmiş gibi görmelerini sağlayacak şekilde bakarsak; onlar da önemsiz ve küçük insanlarmış gibi  davranışlar sergilerler. Eğer onlara Allah’ın yarattığı harika insanlar gibi bakar ve gözlemlerseniz, onlar da öyle davranırlar. Bu çağlar boyu hep böyle olmuştur. Hallacı Mansur, kendisinin Allah olduğunu anlamış ve anlatmış. Ben Allah’ım demiş. Keza Nesimi öyle; Mevlana da öyle… Çevremizdeki insanların, Allah’ın gözleriyle size baktıklarını, sizi gözlem altına aldıklarını düşünün. O zaman siz de karşılaştığınız her insanı Allah’la karşılaşmış gibi gözlersiniz. Onlara eşitlik duygusu içinde, nezaketle, saygıyla davranırsınız. Herkese SAYGI – NEŞE – SEVGİ – ANLAYIŞ ve hep pozitif sürprizlerle karşılaşma isteği ve şevki içinde yaklaşırsınız. Bunlar gündelik hayatımızda yapamayacağımız şeyler değildir. Ve zor da değildir. Alışırsak, bu alışkanlıklardan keyif de alırız.  ÇEKİM KANUNU’nu unutmayalım. Çekim Kanunu dedikse ağacın altında oturan adamın başına daldan düşen elmayı ve neticesini kasttedmedik. Herkes ve herşey arasındaki çekimden söz ediyoruz. Elektrik almak, etkilenmek, his duygu gibi şeyler var ya; hani zeki enerji repliklerinin formal yaratımı meydana getirmek üzere gerçekleştirdikleri çekimler ve birleşimler... Bunların hepsi karşılıklı çekimdir. Ne istersek isteyelim sahip olabilir miyiz? O kadar kolay değil. Ama imkansız da değil. Bizim Süper Realite bilgileri ne diyor? “OL DE OLSUN.” “OL DEDİM OLDU.”  Herkes kendi kendine oldurur.  Laf olsun diye, istedik diye, isteklerimizin olması mümkün değil. Ancak istemeye başladığınızda dikkatinizi, zihni yoğunluğunuzu mutlaka o hedefe yöneltmelisiniz ki sizi  varmak istediğiniz hedefe  ulaştıracak adımları atabilesiniz; fırsatları elde edebilesiniz. Eğer bu gözlerle bakamazsanız göremezsiniz.  Dolayısıyla yine her şeyi kendiniz yapmış olursunuz. Eğer yalnızca ne istediğinizi gerçekten bilirseniz, istediğiniz yönde birşeyler olmaya ve kavrayabileceğiniz şeyler yaşamaya başlarsınız.  Evren olanaksız değildir. Namütenahi olanaklar vardır. Yani sonsuz – sınırsız – bitmez – tükenmez olanaklar vardır. Bunları görebilme ve bunlardan yararlanma olasılığımız her zaman vardır. Ama çok iyi gözlemlemek gerekir. Gözlem hadisesi çok önemlidir. Eğer kendimizi değiştirirsek, etrafımızdaki her şeyi değiştirebiliriz. Dünyamız değişir.  Ne diyor Üstadımız?  YARGILAMA, ELEŞTİRME, HIRSLANMA, KİNLENME, KENDİNİ HOR GÖRME, HERKES OL, BİRLİK OL, KÜTLEDE OL. KÜSLÜKTEN AYRIL BARIŞ OL.DEREDE KAYNAK OL. DİREKT OL Kİ KUTSAL OL. AK Kİ KASIRGAYI YEN. SEN BEN, BEN SEN. HEPİMİZ BİRER KUANTIZ. YANİ HER BİRİMİZ BİRER IŞIK PARÇACIKLARIYIZ.  İşte bu Kuantum Fiziği’dir.  
 
 (1)        Bir atom sistemindeki bir durumun ölçümden önceki tarifi TANIMSIZDIR. Sadece belli olasılıklarda belli değerler potansiyeline sahiptir.
(2)           Yerel Olmayan Gerçeklik altındaki etkileşimler
a.     Etkileşim mesafe ile azalmaz. Anında harekete geçebilir. (Işıktan daha hızlı) Uzayda yol katetmeksizin mekanları birleştirir.
 
 
 
 
  Bugün 362 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol