Şimdi neden re-enkarnasyon diyoruz? Enkarnasyonu izah ettim, doğma zorunluluğu. Ve bunu Kuran’da veya dinsel öğretiden hepimiz biliriz. Arş 7 katmandır denir. Arşın her katmanına göre 1 defa çekirdek dünyaya doğmak zorundayız. Yani 7 enkarnasyonu yaşayıp tamamlamak zorundayız. Biz 7 enkarnasyonu yaşayıp tamamlamak zorundayız. Biz 7 enkarnasyonu tamamlayıp insanlık sınırını aşan birimlere 8. enkarnasyon kuşağı birimi demekteyiz. Şimdi çok özel bir durum var. 7 enkarnasyonu tamamladınız. Ve Satürn Yüceler Meclis huzurunda ki Samanyolu galaksisinde tasarruflar o yüce meclisin eli altındadır, Satürn 3. halkasında altın bir boyut içerisinde bulunmaktalar. Burası özel bir mahaldir. Şimdi siz bu 7 enkarnasyon halini aştınız ve 8. enkarnasyon kuşağı birimi haline gelme durumundasınız. Şunu anlatıyorum ki hiçbir şekilde klasik dünyadan bilgilerinden sahip olduğum bilgileri buraya sokmam. Mümkün değil. Doğrudan dışarıda gördüğümüz 4 ciltlik Ra öğretisi ki başlangıcıdır ki inşallah bizden daha önde aktif olan Canlar görevli Canlar vasıtasıyla devamı size gelecektir; ama 10 yıl belki 50 yıl. Onu bilemiyorum. Şimdi verilen bilgiler ışığında ki bunlar veritedir. Realite değil. Çekirdek dünyanın realitik görüşüne ters görünebilir. Ama asıl olan sonsuz sınırsız boyutsallıkları içinde kaplayan ve aşağıda fizik kuralları deriz, yukarıda fuzya deriz, fiziği de içine alır, çok özel kurallara tabii olarak dünya üzerinde bulunmaktayız. Son gelişimiz çok özeldir. Daha evvel defalarca gelişlerimizin sonunda hangi forumları tercih etmişseniz yeni eril veya dişil, bu son gelişimizde aynı şekilde bu hakkı kullanmaktayız. Ancak, şunu da söyleyeyim ruhsal yapının erilliği, dişilliği esasta yoktur. Form kazandığı zaman bunu devreye sokar. Yukarıda da böyle aşağıda da böyle. Yukarıda derken çatının üstü değil, perdenin ötesini söylüyorum. Çok iyi bir dost olan sevgili Kryon da hep perdeyi anlatır.

Re-enkarnasyon konusuna gelince. Aslında bu dinsel metinlerde çok açık verildi insanlığa. “Ölüydünüz, diriltildiniz, tekrar öleceksiniz ve bana getirileceksiniz.” Ve en sonunda bana geleceksiniz mealinde korkusuzca görebilirsiniz.

Şimdiye kadar insanoğluna verilmiş olan bütün dinsel metinler tabu değildir. Ve sonsuz sınırsız mutlak TEK olan Rabbimizin, Allah’ımızın bilgilerinin de tamamı değildir. Milyarda bir bile değildir. Bu yönden bütün kitaplara saygınız olsun, hiçbir itirazımız yok. Dünyada bütün dinlere saygılıyım. Zira herbiri bize sonsuz sınırsız mutlak TEK olan kutsal olan Allah’ımıza götürür bizi. Ancak, arada sırada şunu belirtmekte fayda var. Son din kitabı dedik. Yüce Muhammed tarafından tebliğ edildi. Oradaki her bilgi şimdi sonradan verilen bilgi bütünlüklerinde yer almaz. Bunu unutmayınız. İnsanoğluna verilen her bilgi verilmiş sayılır. Nasıl siz lise eğitimini görürken ortaokulda gördüğünüz dersleri aynen sorumluluk içinde geri vermek zorunda olduğunuz gibi. Bu nedenle re-enkarnasyondan bahsedildi. Atlant Lonze’de “retfinium” sözcüğü vardır. Yinelemek, tekrarlamak demektir. Oradan alınan sözcük “retfin” yine demektir. Başındaki re ise enkranuyumun başına getirilir ve re-enkarnasyon deniyor dünya dilinde. O halde yeniden doğum meselesi nasıl oluşuyor? Dediğim gibi, 7 enkarnasyon halini aştınız. 8. enkarnasyon kuşağı olarak sonsuz sınırsız Mutlak TEK olan Allah’ınıza hizmeti nasıl sunacaksınız? Gelişmiş, evrimleşmiş birim olarak sunacaksınız. O halde her zaman atıf yaparım. Saygıyla da tavsiyede bulunurum. Bilgi kitabında da söyler, der ki “Devam mı tamam mı?” Bu ne demektir biliyor musunuz? Orada Yüceler Meclisi size sorar. Eğer tamam derseniz, sizi kendi görüşlerinize en uygun olan herhangi bir yerde tatmin boyutunda yeniden doğdururlar. Ancak siz devam derseniz, hizmete devam demektir. Biz buna Hakiki Öz Hizmet Planı deriz. Ve sonsuz sınırsız mutlak TEK olan Allah’ımın işaret ettiği hizmet şeklidir. İnsanına hizmet edeceksin dediği için. Yoksa elbette ki mutlak TEK’in bizim hizmetimize ihtiyacı doğrudan yoktur. Bizim onun her türlü rahmetine ihtiyacımız var. O halde, bu ihtiyaç nedir? İnsana hizmet. İnsana hizmet edebilmek için insanlık sınırını aşmış olan birimin dünya üzerine gönderilmesi gerekiyor. Ne için gönderilecek? Gelecek ve bu panelin ana konusu olan ışık olma halini devreye sokmaya görevli olacak. Işık olan Can’lar bilsinler bilmesinler, çok azı bilir ışık olduklarını. Veya çok azı ışık olma bağbında dünyaya enkarne edildiğini bilir. Bilen sorumluluk taşır. Biz diyoruz ki 65 milyon Altın Can şu an dünya üzerinde bakalorya sınavındadır. Daha evvel geçtikleri sınavların şimdi olgunluğunu yaşayarak veriyorlar. Belirli bir kısmını 324,000 Türkiye’de . Yani övünüp hava attığımıza bakamayın. Türkiye’de ışık olabilecek yeterlilikte olan birim sayısı sadece 324,000. Övünmek için olmasın bunların 105,000 tanesi Adana’dadır. Adana Ana Merkez, Türkiye Genel Merkezdir. Çekirdek dünyamız 300 yıla yakın bir sürede Sirius üzerinden galaktik federasyona üye olmak için aday adaylığı yaşayacak.

Bu bilgiler değişebilir. 300’ü belki aşarız. Eğer gecikirsek 350 olur. Ama galaktik federasyona üye olmak demek o planetin bütünsel olarak pozitif birimlerin ikamet etmekte olduğu yaşam mahalli olmasını işaret eder. Çünkü bizim Samanyolu galaksimiz pozitif birimler içerisinde barındırdığı gibi 100,000’e yakın yıldız sisteminde negatif birimleri de kapsamında tutmaktadır. Acı sonuç ise  3 x 26,000 sonu 2011’de bitiyor. İnsani formla devreye sokulduğumuz dönemin 2011’de bitiyor. O tarihten bu güne elemental tekamülde bitkisel, hayvansal ve insansal tekamülde yücelerimiz her zaman sorumluluğu üstlerinde taşıdılar. O günden bu güne 70 milyara yakın birimin ayağı kaydı. Yani 5 ayrı grupta ki bunların kibirlik frekansını Orion taşır. Kölelik ve kibirlik frekansı. Diğerleri NA KAR akla hale gelemeyen öldürmelerin ve dehşetin frekansını taşır.

Amelion dünya üzerinde sergilenen tüm sapıklıkların frekansını yayar ve desteklemeye çalışır. Unutmayınız dostlarım, sapıklık sadece seksüel ilişkilerde oluşmaz. Her türlü olgulanmalarda sapıklık mevcuttur. Yani kendilerine yüksek ve çok açık olarak verilen yüksek bilgileri dahi yeryüzünde saptırırlar. Çok enteresan bazen diyorlar ki “Çok şiddetli saldırıyorsun” Diyorum ki “Hayır, saldırmıyorum.” Kuran-ı Kerim’de söylenmiştir tek eşlilik asıldır diye. Bir yaban kazının eşi öldükten sonra ölünceye kadar eş tutmaması insanlığa örnek olsun. Yani keyfi hareketlerle ekonomik koşullar nedeni ile en iyi elbiseleri almıyor diye boşanmalar veya geçimsizlikler, bunlar gülünç şeyler. İnsanlar beyni ile yaşar. Beyin bir dinamodur. Dinamoya hakim olan ise zerreyi miskal dediğimiz yani MON’dur. MON yani bilinç denilen form üzerinde hakimiyet sağlayan Allah’tan aktif bir parçadır. Ne kıstasta uyandıysanız o kıstasta Allah’ın sizin üzerinizde yaşamasını sağlarsınız. Yani ona hizmetiniz böyle olur. Eğer ışık verecek bilinç haline geldiyseniz biliniz ki kelam etme sözcüğü olan (Atlant Lonze dilinde buna kelamium denmektedir.) bulunduğumuz bilinç kıstasına ve karakterine uygun olarak ya Aryalardan ya da Aryantaslardan geliyorsunuz. Aryalar sonsuz sınırsız mutlak TEK olan Allah’ımızın uzmanlıklarının örnekleridir. Oradan bilinç alan Canlarımız, çekirdek dünyalar üzerinde onların uzmanlıklarına ulaşacak veya yarışacak güzellikler ortaya çıkarırlar. Her güzel şey oradan gelir. Aryantaslar dediğimiz sonsuz sınırsız mutlak TEK adına kadriyetin ve hakimiyetin sonsuz sınırsız uzayın her noktasında vurgulanmasını yapan bilinçlerdir. Şimdi re-enkarnasyonu geçelim. 

Birleşik Işık oluşması hakkında birşeyler söylemek isterim. Aşağıya gönderilen bu bilinçlerimiz yani ışık olacak yeterliliğe ve bilinçliliğe sahip olan bilinçlerimiz elbetteki belirli lobiler halinde bir araya gelecekler. Sizler bunlara sevgisel yakınlaşmalar veya başka türlü birbirini anlayabilme halleri dersiniz. Bu dostlar bir araya geldiklerinde ışıklarını yani ruhsal güçlerini birleştirirler. Grup çalışmaları bu nedenle çok önemlidir. Asgari 7 veya 9’lu grupla çalıştığınız zaman mükemmellikleri yakalarsınız. Hele Bilgi Kitabında anlattığı gibi 18 Can saf bilinç hallerini bütünleştirirse biraz evvel Mustafa beyin anlatmaya çalıştığı gibi siz artık  bütünlenmeyi sağlarsınız ve replikler halinde düşünce okyanusunda zenginleştirirsiniz. Çünkü maymun hikayesini anlatmıştınız. 1 maymun, 100 maymun fark etmez. Düşünce okyanusuna bir bilgi atarsanız o kıstasına uygun olarak ister hayvanlar ister insanlar tarafından kendi kıstasına uygunsa çekilir, alırsınız. Ve siz “İçime doğdu” dersiniz. Bana bir anda spontan bilgi geldi dersiniz. Oysa bunlar düşünce okyanusunda zengince zaten var. Eğer sizin asli göreviniz düşünce okyanusunu aşıp bilinç okyanusuna girmeniz olduğu fakındalığına ulaşırsanız o zaman size kanallar açılır. Yani sizi pozitif güç odakları sizi kucaklamaya başlar.

Hiçbir bilinç aşağıya tesadüfen gönderilmez. Besmeledeki esirgenen, bağışlanan bilinçler hariç. Onlar bizim yavrularımız gibidir. Korumak zorundayız. Hor görmeden eğitimlerine katkıda bulunmak zorundayız. Ama sen yapabiliyor musun derseniz, ben %99 yapamam, %60’a ulaşırsam sevinirim. Yani hata yapan birini hoş görebilmek bu bilinç ışığını yakmış olan dostlar tarafından rahatlıkla devreye sokulur.

Aslında mutlak hoşgörü, mutlak sabır, mutlak sevgi ve saygı sonsuz sınırsız mutlak TEK olan Allah’ımızdadır. Bize yansıyabildiği ölçüde, daha doğrusu ışık olabildiğiniz ölçüde bunları devreye sokma durumundasınız. Çekirdek dünya üzerinde biz şöyle diyoruz; bize verilen bilgiler ışığında zira kişisel ve keyfi bilgilerimi araya koymuyorum. Efendim, insan kodu, cinni kodu ve tanrı kodu 3 genel tasnifte verdiler. İnsanlık kodu, insanlık sırrını henüz aşmamış ve arşın 7 katmanına uygun olarak eğitimsel deneyimsel yaşamını sürdürmekte olan Can’lardır. Bunların gelişleri kendi makroları tarafından belirli ilahi mekanizmalardan alınan izinlerle devreye sokulur. Hiçbir Ademoğlu durup dururken ben canımı aşağıya göndereceğim derse bu mümkün değildir. Evrensel yapımız 1,800 evrenden oluşuyor. 1 mini atomikte ve 1 çekirdek evren, diğerleri de onun etrafında yardımcı evrenlerdir. Çekirdek evrenin her gelişimi diğer evrenlere aktarır. Bütün çekirdek evrenin yukarı enerjetik boyutlarda yaşayan Can' gelenlerin %95’i çekirdek evrenin yukarı enerjetik boyutlarda yaşayan Can’ların birimlerdendir. Yani çok özel koşullarla gönderiliyorsunuz. Tesadüfen gelmiyorsunuz. Her gelişiniz sizin ve sizin bağlı olduğunuz makronun aşama yapması içindir. Bizler de makronuza vasıtayız. İlahi yasa diyor ki “Makro Can ancak insani form ile inebilir. İlahi yasa bu emredici hükmünü koymuş. O halde, yüce Can bile dünya üzerinde enkarne edilirken mutlaka insani form ile gelmek zorundadır. Asgari müşterekte o esirgenen ve bağışlanan insanlarımız ile bir olmak zorundayız. Ancak, süratle aşarsanız onları. Belki ortaokul, belki lisede. Belki uzmanlığınızı aldığınız bilim dallarında oluşur. Potansiyelin açılmasın bir şey söyleyemiyorum. Ama onlardan öne geçersiniz. Ben bazen arkadaşlarıma şu örneği veriyorum. Siz geçmişteki yaşamlarınızda ya hukukçuluk yaptınız ki şimdi hukukçusunuz. Yukarıda hukukçuluk yapmayan aşağıda ilk defa hukukçuluğa giriyorsa yetersiz ve başarısız bir avukat demektir. Ama ona da saygı duyarız. Aramızda gelişme gösterecek. Aramızda hukukun üstünlüğün meselesine saygı duyup bağlanıncaya kadar avukatlığa devam edecek.

Ben bir anımı anlatayım.  Bir gün şikayette bulunmaya çalıştım. Dedim bu dejenerasyon nereden kaynaklanıyor? Avukatında, hakiminde, savcının da var. Çok güzel cevap aldım ve utandım. Sorumu geri alıyorum, şikayetimi geri alıyorum dedim. Sizler dediler yukarıda da hukukçusunuz, aşağıda da hukukçusunuz. Sizi dejenerasyon olasun diye göndermiyoruz. Hukuku rejenere edin diye gönderiyoruz. Hukuku evrensel hale getirin diye gönderiyoruz. Hukuku yüceltin, evrensel hukuku, artık ülkelerin hukukunu değil insanların hukukunu ver ediniz diye gönderiliyorsunuz dediler. Ben utandım. Cini kot yani Ademler, kendi bütünselliklerinde olan  birimlerini makro boyutsallık dediğimiz yerlere indirdiler. Ancak, her adem kendinde mevcut olan 64 milyar ünitesini Ademoğlu formu olarak devreye sokabilir. Her cini de veya Kahamon da kendi bütünselliğinde bulunan 4 milyar ünitesini insani birim olarak çekirdek dünya üzerinde devreye sokar. Her insani birimde unutmayınız organlarınızın diğerlerini saymıyorum. Sadece kompütür dediğimiz beytin yapısını oluşturan ve diğer sinir tendonlarımızda 64 milyar hücresel birimlerimiz var. Bunlarla beraber doğar ve bunlarla beraber ölürüz. 7 enkarnasyondan sonra 8. enkarnasyon kuşağı da olsanız aynı gelişmiş hücreler sizin yapınıza oturtulur. Siz o hücrelerden sorumlusunuzdur. Diğer hücrelerin de ayısı var, kol, bacak,gövde gibi; bunlar sayısız.  Ancak, önemli olan bizler için beyinsel yapıda yer almış olan ve ölümsüz olan hücrelerimizdir. Bu hücreler akaşik dediğimiz bilgilerin de saklanma deposudur. O depolarda sizin bütün geçmişiniz mevcut bulunmaktadır.

Tanrı kodu dediğimiz dünya üzerinde insanlar bunları Adem’ler diye bilir. Evet, sonsuz sınırsız mutlak TEK yani Allah’ımız kendi süper bilinç fonksiyonları ile belirli sayıda süper asli orijinal Ademleri var etti. Bunarlın sayısı, Allah bilinç boyut bütünselliği dediğimiz yerde; kutsal merkezde 2, Tutankahamonyas’da 300 ve Atlantahamonyas’da yani 7 x 49 yani 343 dür. Öellikle bu son dönemlerde süper insanlar dediğimiz süper şıklar dediğimiz, hatta belirli bölgelere kazık dediğimiz birimler vardır. Örneğin övünmek gibi olmasın ben Adana’da görev üstlendim. Siz nereye kazık olmak konumunda bir görev üstlenmişseniz o bölgenin yok olacağınız bilseniz dahi orada olmak zorundasınız. Çünkü belirli bir süre sonra 2011 yaklaşıyor. Bu süre korunan dönemdir, sınav dönemidir, kendimizi sergilediğimiz bir dönemdir. 2011’den sonraki dönem için yorum yapmam, bilgi kitabını okursanız göreceksiniz.