Birlik İlmi
  Av. Güney HAŞTEMOĞLU- BİRLİK VE ZAMAN İLİŞKİSİ
 

BİRLİK VE ZAMAN İLİŞKİSİ

 

Zamanı bulunduğumuz realite basamağına göre algılarız. Bu nedenle zaman genelde hep var sandığımız, istediğimizde, istediğimiz gibi kullanabileceğimizi düşündüğümüz dolayısıyla bizim hükmümüz altında diye düşündüğümüz bir kavramdan ibarettir. Bu anlayış oyun çağındaki bir çocuğun oyuncaklarına karşı yaşadığı gerçeklik duygusuna benzer.

Bizim realitemizde her birini ayrı ayrı gördüğümüz ama gerçekten bir olan birlikte işleyen evrensel güçlerin teklik halindeki büyük, birleşik gücüdür zaman. Zaman canlıdır. Zaman, Birlik Yasasının içinde İyilik, Doğruluk, Hizmet, Eylem, Saygı ve Sevgi Yasaları ve bunların daha üst yasaları, esasları ile birlikte çalışır. Beyaz ışığın içinde yeşili kırmızıyı fark edemediğimiz gibi zamanın içindeki diğer yasaları da fark edemiyoruz.

Zaman çok büyük bir güçtür. Zamanla laubali bir ilişki içinde olamayız. Zaman, insanı önce tabi kılar ama gerçekte insan zamana hâkim olmak üzere var edilmiştir. Ne zaman insan zamana hâkim olacaktır? İnsanın şuur gelişimi, birliğe gidiş yolu yedi evrelidir. Yedinci basamağı tamamlayan insan zamanın sahibidir. Ve artık o noktada zamanın olmadığı, zamanın insana Birliğe katılması için bir fırsat olarak verildiği anlaşılacaktır.

Yedi renk, yedi ses, yedi güç vardır ve bu yedi zaman demektir. Yedi zamanın her birinin yarattığı yedi, mekân söz konusudur. Her biri bir uyanış bir enkarnasyondur.

Zaman yürür, mekân değişir. Yeni zaman ait olduğu  mekâna uymayanları ayıklar. İlkbahar geldiğinde hala uyanmayan ağaç kurur. Ki ağaç asla uyumaz. Sonbaharda daha yapraklar dökülmeden gelecek baharın yapraklarının hazırlığı çoktan yapılmıştır. Zaten bu hazırlık yapılmamışsa ağaç kıştan önce kurumuştur ve zaman onu diğerlerinin hayrına tasfiye eder.

Zamana ayak uydurabilmek için önce zihnimizi geçmiş günlerin olayları ve sözleriyle meşgul etmeyelim. Keza gelecekle ilgili endişeler, gereksiz yorumlar, tahminler zihnimizi oyalamasın. Çünkü zihin bunlar üzerinde dururken gerçek zaman olan AN kayboluyor. AN birliğin kapısıdır.

Şöyle de diyebiliriz. 90 yıl yaşadım. Gerçekte ne kadar An’da bulundum? Toplasam(ki toplanmaz ya, biz böyle diyelim) iki yıl eder mi? Etmez!  

 

O’nun Sevgisi AN’da duyulur ve yaşanır. AN’ı yaşayanlar O’nun rızalı olduklarıdır. AN’ı yaşayanlar değişenler, şuuru yükselenler, O’nu duyanlar, gerçeği keşfedenlerdir. Onlar artık sevgilidirler 

O’nda olmak, zamanı yaşamak, bulunulan zamana göre olmaktır. Zamanın icabına göre konuşmak, düşünmek ve hareket etmektir.

 

Gelecek zamanı karşılamak, şimdi zamanı yaşamak, şimdi zamanın gereğini yerine getirmekle olur. Şimdi doğru yaşanmayan zaman, gelen zamanı anlamamıza engel olur. Ve biz gittikçe geriye düşen zamanları yaşamaya başlarız. Ne yazık ki çoğu insanın başına gelen budur.

 

Teslimiyet, inanç, sevgi, hayır ve tüm yüksek bulunuşlar, öz ile sözün, söz ile eylemin bir olması halleri, zamanın içinde bulunduğumuz AN’dan ibaret olduğunu bilen ve ona göre yaşayan insan içindir.

Zaman içinde geriye bakmayan, sonrası ile gereksiz yere ilgilenmeyen insan AN içinde düşünen, AN içinde eyleme geçendir ve sırrı keşfeder, sırrı yaşar. Bu sır birlik sırrıdır. Kendisiyle birlik, tüm insanlarla birlik, Dünya ile birlik, evrenle birlik, zamanla birlik ve O’nunla Birlik.

Dünyamızı büyük gücüyle tesir altına almış olan zaman, Birlik Zamanıdır.

O’ hepimize Birlik Zamanını karşılama gücü ve nasibi versin. Âmin

 

Güney Haştemoğlu

 

 

Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;

Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;

 

Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz,

Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!

 

Mehmet Akif Ersoy

 

 
  Bugün 152 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol