Birlik İlmi
  İMPARATORLUK (2) 1.AKIŞ
 

13.EYLÜL.2017 TARİHLİ İMPARATORLUK 2

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ AKIŞ – 1.AKIŞ

Doğanın kuranı olarak çalışanların çokları mutlak kalem olmaya çalışırlarken, tohumlanabildiklerini sandılar. Akıp geçip yüreklere, hak teknikle ineceklerini, sandılar. Şarkılarla kült olacaklarını, sandılar. Cennetin kelamında, hakikiyetleri olacağını zannettiler.

Ve yollarını kodlayamadıklarından, kalemden ayrıştılar….Öz görevleri, kontroldü. Kontrol kurma imkanları olamadı. Çorbaları kervan içindi ama o kervana, kalem olamadılar.

Masaları kurduk. O masalara ocaklarını koyduk.. Her biri kendi ocaklarını tohumlayacaktılar. Nakar’ın kıranıydılar....KAHA olacaktılar…Yaşama kalem olacaktılar ve ruhi kapıları kodlayarak mutlak olacaktılar. Hepsi kelama inip, kendilerini hak etmeye çalıştılar.

Şen olun, şen… El ayak çekilmeden, sizin yüreklerinizi kodluyoruz... Şen olun... Bugün buraya davet ettiklerimizin tümü Kürzi kapılarını kırıp, gitmiştiler...

Kaç yüz kere söyledik. MAY KAHA Sİ KAHA… Biz, sizden öte sizleri tohumladık. Siz mi bizde, kul olup, toprağı tohumlayacaktınız?

Ağırın hafiflemesi, insan kelamıyla olur. Kare küre değil itibar gerekir, insanlık için. Bu can, kapıları açıp da “geç” dediğinde herkesin yüreğe inişi gerekir.

Bedene inmeden evvel de biliyordum. Beden aldığım zaman bu dünya, bana kontrol dışı bilgilerde kodlamaya çalışacaktı.

Nesilleri alıp götürmem gerekirdi....Ve dürümlere indiğimde, gözüm gördü ki muktedir insan mutlak kuran olmadıkça yarına varamaz.

İbrahim Soyu, dünyanın kültüydü. İbrahim Soyu, kodlanmış teknik KAHA olan, şevkli kaynak ilim cemaatiydi… Biz, o cemaati, kodladık, kokladık ve tohumladık.

İnsanın ilmi, nesillerimin kültüyle kodlanır. İnsan, “Nirvana” denilen, o yoğunluğa iner ve tohumları kodlar. Mutlaka yolu bulur. Mutlaka yarını hak eder. Mutlaka yaşamı kodlar. Mutlaka toprağa iner ve kulluk yapar.

Öncü birlik olarak dünyayı koruyan biliş kelamım, kardeşleri hiçbir dönemde yok etmedi... Kontrol dışı kodları dahi ışıkta tohumladı. Yerkürenin gücünü kokladı ve bütüne hizmetçilik yaptı.

Her din, Allah’ın ilmiydi. Her din, aklın kalemiyle yazıldı ama her dini anlamak için hak tende, ilim gerekliydi… İlim yokken aklın kalemi oğulları tohumlamadan muktedir insanlık, kontrol kuramazdı.

Kaçıp giderim, dünyadan… Öfkeyi aşan, geçip yüreğe bakar ve der ki “neden, gerçek kapıdan çıktı?”.. “Neden, yol kontrolü, kodlamadı?”.. “Neden, rahmet olan insanlık, yarını hak etmedi?”

Biz, Allah’ın eliyiz. Bunu iyi bilin. Biz, hakiki ilim kalemleriyiz, bunu iyi bilin. Bizim, ölüleri dirilttiğimizi, iyi bilin. Bizim, Allah ilmiyle yaptığımız bu çalışma, hulusi kalem için mutluluktur.

Unutmayınız ki yedinci dünyanın Kübra kapısını açtığımız zaman, bütün kapıların tükenen ilm-i KA ları mutlak kul olup, kaynağa çekilecekti.

Kendimi Allah’ın teknik kapısı diye bildim. Bu kapıyı açtığınız zaman bileceksiniz ki ben, dünya ilmiyle, buradayım… Bu teknik kapı, has ilmin kalemiyle kodlanmış kapıdır.

Benim adım, Zakar. KAHA olan, Rahmi kalemdeki Zakar… Kalem, insan.. Ben, o insanlığım….Kontrol dışı bilgi vermedim. Hakk’ın kapısı, hep ilmi kalem olanla, kodlandı.

Şimdi sorun bakalım, bundan öte bir biliş var mı? İmparatorluğun gücü, bugün burada… İmparatorluğun gücünün kültleri kodlandığı andan itibaren Tanrılık kalemi hep bilişle koklandı ve tohumlandı.

Önünüzde bir tek insan var. Akıl.. İşte hepiniz o insan olarak, akıl kapısını has tende insanlık ilmiyle kodlayacaksınız. Önce nur, sonra kul, ondan sonra yoğun ilim ve daha sonra biliş.

Mesih der ki “ben, size geldim”. Keşke geldiğini hak ettirdiğim herkese dilletebilseydin… Mesih derki “ben, insanlığa indim”… Ha insanlık, kelamda ve hakiki ilim kalem, sen insana, insanlık ilmiyle mi geldin?... Yoksa kulluk ilmiyle mi geldin?.. Hangisi?

Ve Mesih der ki “can kalem, ben, yeri göğü yaratan, insanım”.. Oyun yok. Yer kült, aklın Kübrası... Sen dünyaya indiğinde, biz sendeydik. Sen yok olduğunda yine sendeydik.

Yalın olamadın ve kuran olamadın, diye mi? Yok… Halik olduğun için. Sendeydik... Haliki hak olmak, tahditli olmaktan öte hakikiyetin kervanı olmaktır ki… Sen, kendindeki o yücelikle, her insana, kul oldun.

Biz seniz, can… Sen… Can kapım, Allah’ın tınısını duyan insanım, ben senim. Sen. Muradım insan olmaksa sen deresinde olmayı tercih ettim, ben.

İsa, Musa, Mustafa, hepsi Rahmi Kapı... Ben sınırların ötesi olan, tek insan... Ağır yükü hafifleten... Hep ziya olanla oldum. Hep yaşam olanla oldum... Hep kalem olanla oldum.

Murat ederim ki bu dünya, kul olsun. Murat ederim ki bu dünya, kokuyu duyursun….Beden olanlar, mahrek olsunlar. Ve her bedende, kaynak kayıt, KAHA insanlığı olsun.

Doğan güç, akılla doğdu... Bugün burada, hepinizin görevi var.

Sevgililer, cennetin ekmeğini yediniz. Artık cennetin kapısı olun. Herkesin kalemiyle kodlayın, tüm zamanları. Herkes bu kapıyı bulup, kodlayarak kaynağa varsın.

Siyahın, tüm insanlığın, rengi olduğu düşünülmemelidir... Siyah ağırdır. Herkes bu rengi tanır ama tahditli olarak tanır...

Tendeki kelamdan öteye varan, karanlığın tendeki kervanı olur ve Tanrılık yapar... İşte, Tanrılık yapması içindir ki siyahın, kare, küre insanlığı kodlaması beklenir.

Şuana kadar dünya insanlığı, nefesi hak etmeye çalıştılar....Bugünden sonra dünya insanlığı, yarını hak etmeli. Hepiniz daha iyi bilin ki yarınlar, kodlanır. Yarınlar, tohumlanır. Yarınlar, hakikiyetin tekniğiyle kayıtlanır ama yarını, hak ettirmek, farklıdır.

Bugün nurun kuranı olan insan, yaşamı hologram ötesine ulaştırdığından, hepinizin yüceliğinde var olan yaratıcılık devreye girecek.

Yaratmak için nefes gerekir… Nefesi, hakikiyetinizle dilledikten itibaren yarın gerekir… Yarını kodladıktan sonra ruhun kulluğu gerekir. Ondan sonra nur olan, ruh olan, Mustafalar devreye girer.

İşte Mustafaların has teknikle, kült oluşları, hepimizin gücüyle bütüne hizmetçilikleridir.

Kelam, Allah’ın levhisi ve hak, Tanrılık. Biz, dünyaya kör sağır gelmedik. Bilişle geldik. Bilmeden, bu dünyaya, kült olunmaz. Bilmeden, bu dünyaya, hulusi kalem olunmaz.

Hepiniz daha iyi bilin ki bu yaşam; Allah’ın tendeki ilmiyle kodlanmış bir yaşamdır. Ve hepimiz, bu yaşam olarak bugün burada bu çalışmaya dahil edildik.

Kardeşlerim, devinimi artırdıktan itibaren yorulmadan yaptığımız her çalışma, Hakk’ın kalemi olanların, bilişleriyledir. Bence dünya insanı kare küre insan değil ikmal tamamlayıcı insandır.

Ve bu dünya insanlığı kendi yollarını bularak, bütünün kültünde, her şeyi hak edebilir.

Sevgililer, “cennet” dedikleri, insanlıktır, dedik hep… Ya cehennem, nedir? İbrahim soyunun yoğunluğunu kodlayanların, toprak topluma tahditli inişlerinin sonrasındaki kardeş kırıcılıklarıdır..

Tahditli ilişkililer, tahditli kil ve kumu kodlar. İşte bunun içindir ki tahditlerin mukteridiyetle önlenmesi gerekir.

Size tahditli dünyalar, görevli diye bilirler. Ama sizler, tahditi kaldırdığınız zaman artık o dünyalar, sizi kul diyebilirler. Ve siz, tüm tahditsizlikte kodlanmış ışıklar olarak çalışmayı yaparken… Sizler kardeşlerinizi, hep tınlayan bir yaşam olarak, kodladınız.

İnsana, resim gerekmez. O kendi yolunda olan, bir insanlıktır, zaten. Ama insana, kardeşlik gerekir. Hepinizin, hepinize kardeşliği….

Başka nesil yok... Dünya nesli, ilim neslidir. Bu nesli, bulduğum için mutluyum….Bu nesli, kodladığım için mutluyum... Bu nesli, hasata kaynak yaptığım için mutluyum... Dünyanın kulluğu, budur.

Sevgililer, elin ayağın tutarken, “çalış” derim, hep.. Dünyanın ölü bir planet olduğunu bilerek, derim… Ama ölüler diyarında herkes, kendini bilerek hasata kodlanmış olduğunda, yarına varabilir.

Ve biz deriz ki “açı daralıyor”... Dünyanın yılları, kontrolü kuruyor. Ruhlar kuranı, kodlanıyor ve muktedir insanlık yaşayacak gücü buluyor.

Hepimiz, dünyadayız… Hepimiz... Biz, darı bolu bilenler, buradayız.

EM ve Zİ KAHA .… EM ve Zİ HA... EM ve ZA KAHA.

Can, arzın gücü, ben senim... Aç yolu, ben senim... “Ol” de….Ben senim. Öyle çok güçlü olacaksın ki “Ol” dediğinde… Artık senin kuranın mutlak kuran olacak.

Bire hizmet, ağır yüktür. Bilişi kodlayıp, yok olmadan, biliş halinde, insana hizmet, Hakk’ın kalemi ve yolu oluştur.

Sormayın, “daha güçlü olabilir miyim”, diye? Benim insana verebileceğim güç, kendi yüceliğidir. Herkese kendi yüceliğini veririm. Ark akmakta.. Hak Tanrı, tende ve bizde… Şimdilik size vereceğim, bu!.

Unutmayın ki yolun yoğunluğu artıktan sonra yaşam, kayda iner.

Şuanda yolun yoğunluğu arttı ve yaşam, kayda inecek.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://vimeo.com/233939526

 

 
  Bugün 467 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol