19.EKİM.2016 TARİHLİ NİHAN İLMİ 10
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1 AKIŞ-2.BÖLÜM
Ben bugün, doğanın gücünün öfkeyi aşan yoğunluğunda, Mikail'in Gücü'nün kök geçişinde ve tüm insanlığın sessiz zayiatlı kayıtlarında; tabuları yıkan insanlığa kapı açtım. Ve dedim ki "tabuları yıkın!.. Hakkın kalemi olun, bütünün gücüyle her anı kaydedin ki siyahın bütüne güç kapısı olması mümkün hale gelsin!.." "Ve daimi kalemlerin hepsi kodlansın, toprağın toplumu mutlak kulluk için çalışsın!.."
Yaşayın... Aha yaşayın ki kare, küp, küre olan bilişlerin muktedir levhisinde her şey ile kontrol kurun!...
Çok mutluyum canlarım, çok... Borcum yok zamana ve yaşama çok mutluyum... Hiç bir görevli borçsuz gitmedi dünyadan... Ama ben borçlarımın tümünü kapattım. Hepsini ödedim... Bu kesindir.
Muradım dünyanın öfkesini aşmasıydı... Bu dünya bedenimde mutlaktır ve yoğunluğumda kurandır... Bu dünya, muktedir bir saman kapısıdır. Ama o samanın kalemi olan insan yaşamı kodlarken, her bir zaman kalemi mutlak kuran olarak samanların tümünü yaşatır...
İyi anlayın ki dönmekte olan Dünya bütünün göklerdeki sözüdür. Biz bu sözü, göz söz olan güçle dürümlerken, herkesin bunu anlamasını bekledik.
Kırka kırk daha ekledim. Öfkem yoktu... Bir kırk daha ekledim. Ve dedim ki "ben senim can" Ama her bir kırkın, her bir kalemi kodlağı bir dürümde ben bütüne gök sözcülüğü yaptım...
Şirket kurdular dediler ki "biz sisteme görevliyiz..." Her şirket bir çalışma yaptı ve dediler ki "biz göklere görevliyiz.." Ama bunların tümü şirketlerdi. Hepsi pahalı çalışmalarla bütünün görevini yapmak istediler. Her biri kendi yoğunluklarında kuran olmaya kalktılar. Davayı kaybettiklerinde, muktedir insanın kan ilmini insan sistemi ile kodladığını gördükleride; bedenli olup yenilenmek istediler.
Altın tınıyı duymak kolaydı ama Altın teni hak tahta kodlatmak tohum ilmi ileydi. Bunu anlattım ama anlamadı hiç kimse... Çayım insanlıktır. Benim ilmim kutsal akılla tohumlanan ilimdir. Kantar insan sessizliğindeki yücelikte, muktedir levhide mutlak kapıda aşktır. Ve bu gün dört gök sözcüsünün yüreğine inerek, her dirilikte bilişi kodlayacaklarını zannedenler anlattıklarımı anlamaya geldiler.
Aynı dünya, aynı ışık, aynı zaman ve aynı sessiz zamanlı kapılar... Her birinde artık bedenim yoğun... Ama öylesi bir yoğunlaşma ki bu, müsterihim ki bugün burada öfkeyi aşan mikail görevlileri mevcut.
Onların yoğunluklarıyla bu çalışmayı yapmaya başlıyorum. Ölümlü dünyanın öfkesini aşmasıyla birlikte mutlak kapıların tümünü açtım...
Ve doğanın gücüyle bütüne görev taşıyacağım. Ama iyi anlatın ki mektepte "ben" derken bizliğin benliğidir kasteddiğim. Bundan sonraki dönemde artık hep ben olarak sesleşicem.
Bu ben, Birlik kelamı olan Benden başka bir şey değildir... Anlaşma gereğince dünyanın yolu, dünyanın yoğunluğu ve tükenen dünyaların kuranları kodlanacak bundan sonra bu yaşam zamanında.
Astral boyutların kupalarındaki yoğunluklar, tanrılık kapısında dillettirilecek. Ana kapının tümü açılacak ve muktedir kan ilmi ile kodlama yapanlar ağırı hafifletecekler... Arzın gücü devrede olacak ve her anda bu güç bütüne hizmetçi olacak... Ana kalem dünya olacak ve dünya tüm yaşamları kodlayıp kayıtlayacak...
Burada bulunma sebebimiz dünyanın yoğunluğunun tohumlara kodlanışı içindir. Ve bugün dünya kodlaması, som altın ışığıyla kalemin kaynağındaki o yaşam sayfalanışlarından gerçek kelama varan bilişliler ile kodlanacak.
Muradımız dünyanın görevini hak etmesidir. Mukdedir insanın bu dünyayı kodlaması kolay oldu. Ama kontrol etmek gerekir. Ölümlü dedikleri bu yaşam artık ölülerin diyarı değil, ölümsüzlerin dürümlerindeki diri Ka Ha olan aklı olacak.
Kaç ev yaptım dünyada? Hiç birisinde Rahmi Kapım olmadı. Ben rahmi kalemlerin tufandaki kuranlarından çok ötede, mutlak kalemlerin kuranı olan mutlak kulluk yapan muhakim ve hakim olan İmparatorluk adına çalışmaktayım...
Evimin adı ilimdir. Aklım tahditsizdir. İlmi kapıların tümünde kübra ekmeğim vardır ve bütünün gözüyüm ben. Simsiyah bir dünya, Sistem, Nizam ve Düzen'in gözü olan insanlık mutlak kulluk yapan akıl ve tüm kapıların aklın kapısı olarak kaynak olduğu bir zaman işte bunun için bu dünyayı korumaya indim. Emin olun ki "ben" derken bütünlüğü kastediyorum.
Aşkın sırrıdır bilgi. Ama aklın kalemide bu bilgiyi tohumlarken, mutlak kuran olarak mahrekte ikmal tamamlatır. Ağır çok ağır bir zaman ve ağır ama her andaki kalemdeki o ağır sayfaların, tükenen dünyalardaki kürzi kapılarında aşk olan yaşam. Hepsini kodlamak ve koklamak için doğan gün oldum. Zaman kapısını açıp geldim.
Yer, gök, beden ve ben bu bedende bir tek ilim. Akıl sıkıntı yok. Kupanın kupadan öte bir kupa olması için çatışmadan çalışan birliğim, el kol hareketleri ile dünyanın yolunu açmaya çalışanlardan çok daha güçlüdür.
Soyumda elleri kolları olmayan da olur ama aklı olanlar kodlanmış topraklara tohum olurlar. Bilinsin isterim ki "mayadır dünya, her bir gezegene!... Mayadır". Ama öyle bir mayadır ki toy olan dünyalı topraktaki toplumdan, kutsal tohumlara varmadığı bir zamanda kalem olamayacağını bildiğinde, kardeşlerini kontrol etmeden kopup gider ve der ki " ben yokum sen cemaat ol. Cemaatini cevhere kuran yap ve yollarını kontrol ederek kodla..." Oğul ben dünya!.. Aha bu!... Şimdi ne olacak? Bunu yazılı olarak veriyorum...
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ
https://youtu.be/pQs3JtzAwws
