28 EYLÜL 2016 TARİHLİ NİHAN İLMİ 7
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1.AKIŞ
(Ziyaretçilerin Seslenişi...)
Buruşuk, buruşuk zaman... Buruşuk, buruşuk yaşam... Hepsi buruşuk... Başka dünya yok mu? Başka yoğun mutlak ışık yok mu? Burayı niye seçtik, bilmem ki?
Ayın dördünde, Sistem, Nizam ve Düzen'in gözü görecek ki bu Meclis, ağır yükü hafifletti. Ayın dördünde!... Temizlik başarı ile sonuçlanmış olacak...
Hep "Dünya" dedik... Dünya!.. Aha Dünya, hep dünya... Ama yalın ve hakim olan insan... Biz O'yuz Anam, O'yuz... Mutluluk diliyorum ben Anacığım, Sevgililerime... Hep bilgi istediniz. Size bilgi verildi. Ve devinim arttı.
Ve de ki "ben bilişi tohumlayan, bilgisiz değilim." Sen ki beşeri kapıların tümünde, gök sözcülüğü yapan birliklerin türevlerini tohumlayandın. "Nakar" dediler. "Hah" dedin... "Ah" dedin. Ah ah ah Nakar. Kasırgadır, Nakar... Başladık çalışmaya... Nakar... RA KA HA SA HA, İsrafil... Hepsi Kürzi... Ve dünya, ekmek.. Biz seniz Anam, sen...
Ağır yük taşıdın hep. Çok kulluk yaptık senin yüreğinde. Ve dedik ki "kardeş dön bak dünyaya... Hepimizin görevidir dürümlere inip dünyayı kodlamak." Ve dedin ki "sevgiyle sizinle oluyorum."
Umut olur ki, selin son sözle dürümlere inmesi önlenir... Umut olur ki sel, dünyanın yolunda tohumları kodlar ve kontrol kurar. Arzın gücü olur, bütünün kürzi kelamında bilişi kodlar ve tüm yaşamları kalem yapar...
Eminim ki bu dünya kürzi kalemdir... Kürsü kalemdir. Bu dünya kürsü kalemdir ve bu kürsü kalemde biz düzeni kurduk.
Seyrettiğimiz her şey daha yüce bir çalışma içindir Ana... Sizinle çalışmak, bizlere mutluluktur. Halik olmak, has tınıyı duyabilmek ve mutlulukla kontrol kurabilmek çok önemlidir. Canlar dünya yolu, aklın yolu olsun diye çalıştık. Bilginin lekesiz olmasını istedik.
Her şeyin gücünün üstünde, yeni bir gücün koruyucu tohumlama yapması için çabaladık. Alıverdik zamanı, kulların toprağına tohum ektik. Cennete kelam ilmini indirdik. Bu ilimle her şey daha güçlenecekti. Kulu, kulluğu dünyaya indiren birliklerin tümünde, kalem vardı. Öyle çok, öyle çok görev taşıttık ki dünyaya... Hırsı aşmadan yol açılmazdı. Ve her şeyin üstünde o gücün dürümlere inebilmesi gerekliydi... Pa Ri Si Ka, Pa Ri Ka, Si Ha iş buydu...
Can Anam, Saltanat seninle olmak niyetindeyken, senin yüreğine inmemiz kolay olmadı. Şu andan itibaren, sevgi ile seni yoğunluğunda tohumlayacak olan birlikler, geri çekilmek için geçip gelecekler. Onların geri çekilmesini sağladığınız zaman, biz daha yüce bir çalışamayı dürümlere indirebileceğiz.
Dünü öncelikle kodladık ve yoğunluğu kayıtlayarak, sevgiyi tohumladık ve size indik. Birlik kaleminde insanın levhisi mevcuttur. O çalışmayı daha yüksek güçle yapmalıydık. Ve yapmak için kalemi kodlayamayanları da karanlığın tınısı yapmalıydık. Her şeyi yaptık. Daha önemli olan insanlıktı. Ve insanlık için çalıştık. "Miraç" dediler insanlık sistemleşmesinde Miraç, yaşama inişti ve yolu buluştu. Ve birleşik ilim ile çalışmaydı. Bunların tümünü başardık.
Değerli Anam, senin elin ayağın olmaya geldik... "Yarat ve yaşat" dedin!... "Yaşat ki hakkı, hakiki ilmi dürümle" dedik. Dedik ya bir tek dürümle bunu başardık...
Can Anam, "kar, kış" dediler... "Ağır yük" dediler hırslandılar... Canlar biz dan'a diriliğine indik. Dan'a; deneme yanılma olmayan Ana kalemin gücü olan ilme indik. Ve sizinle olmak istemekteyiz Ana...
(Süper İnsanlık Realitesi Derneği olarak, ziyaretçilere cevabımız... )
Canlılar, sizlerle olmak bizlere mutluluktur. Buraya geliş sebebinizi biliyorum. Kodlanmış ışığı kelama indirmek için geldiniz.
Sevgililer, burada olmanızı arzuladık. Çok mutluyuz ki geçip gelebildiniz. Dünyanın yolunu kelâmla dürümleyecek olan birliklerimizin, burada olmaları önemliydi. Kontrol dışı bilgimiz asla olmamalıdır...
Sokağın, sonsuz sır olan ışığını hepimiz kendi yüreğimizde dinleyebiliriz ve dürümleyebiliriz de kervan kalktıktan sonra, artık o yolun, bütünün yolu olması, mektupda yazan bizler için. Mektup dedim. Sordular "ne demek diye?" Anlatayım... Dünden öte dünlere bakın görün. Her şey mektupla insana dinletilir. Dünya dışı insana mektup yazar. Öylesi mektuplar yazılır ki dünyaya dünyalı kelamda kendi yüreğinde, o mektupları dünya diriliği ile okur ve anlar. Ama her okunan, kendi yüreğinden okunur. Böylelikle toprağın toplumu kodlanmış dirilikte, kendi yüreğindeki dilimlerde o bilgiyi, kalem yapar anlatır. Ama anlama, dümenin ötesindeki dümenleri anlamadır...
Hani derseniz ya "ben bilgi aldım." Ama alınan bilgi, kendi yüreğinizden, insanlık ilmi ile alınırsa mutluluktur bu. Ama kendi yüreğiniz o bilgiyi hak etmeden bütünün gücünden öte farklı bir dürümden size o bilgi geldiğinde; işte canlılar, yaradan sizi, sizden size değil, sizi bütünden sisteme indirmeye çabalıyor demektir ki; sizin bütünlüğünüzün kontrol dışı kalışıdır bu. Bu nedenledir ki hiç bir zaman, kendi yoğunluğunuzun kodlanmış ışığının dışında bu bilgileri kaynağa almayın deriz...
Ol toprak, öfkeyi arttırdığında, Öfke kodları kırdığında, Ol toprak, tohumları kontrol etmediğinde ve yerdeki güç aklın kelamından kontrol edici olmadığında, 20.dürüm artık yoktur!... Bu çok önemlidir. 20. Dürümün olmadığı bir zaman, hepimizin gözünün görmediği zamandır...
İşte o gün geldiğinde eğer gelir ise; biliniz ki sizlerin sizlere ait olmayan bilgileri dillemenizle gelicektir. Ama siz size ait bilgileri dilledikçe; semanın sistemindeki yürek sizi dürümlere çeker ve her an siz savaşın kürzi kapısında ışığı tohumlarsınız.
Kuran insan Allh'ın tınısını dilleyebilene denir. Ama kuranda levhi varsa, kalem yaratır, yaşatır ve toprağı tohumlatır.
Sevgiyle sizleri kucaklıyorum... Buraya gelişinizi istemiş miydim? Asıl önemli soru budur. Ben dünya ölülerini dinlemeye inmedim. "Hepimizin görevini kodlamaya indim" dediğimde; murad ettiğim göz, beni göklerden sessiz bırakmak için çılgın gibi çalıştı... Öyle çalıştı ki kasalarını boşalttı. Yıllar yılı süren bir kırıcılık devreye indi. Süper İnsanlık Realitesi Derneği'ni kurduktan sonra misafirlik başladı dünya ilminde. Bu misafirlik kelamdaki ilimin Ka Ha olan ışığındaki misafirlikti.
Düzeni kurmam önlenmek istendi. "Kontrol dışı bilgim yok" dediğim zaman; "korkmadan çalış ama sen seni senden dille" dendi. Daha da önemlisi, Mayk Si Ka, Ma Si Ka, "yaşam sistemsizdir" dendi.
Ve dedim ki "reşitler, ben dünyayım" ölen, öldürülen, bilen, dillenen, dinlenen her kim varsa benim yüreğime indiğinde hepsi kodlanır. "OL" dedim oldu... Murad ettiğim doğanın gücünün, tükenen dürümleri dilletebilecek yüceliği toplama ve toprağa ve kutsal tahta indirmesiydi.
Burada ölüler, öldürüldüklerini bile bilmeden kodlandılar. Şu ana kadar, kendini Ana Kapı sayanların çoğu kontrol dışıydılar.
Kardeşlerim, doğanın gücünü dahi dinleyemeyenlerin, düzen kurabileceklerini kimse iddia edemez. Biz davayı kaybettik sandılar. "Dağ ben dünya" dediğimde koruma istendi.
"Çorbam tuzlu"dedim. "Ufak çok, ufak bir ışıksın" dediler. "Kaçın" dedim. Kaçın... Evrenlerin sessizliklerine Kürzi kapı açın ve yolu açın... Dorukların kuranları ile kodlanın ve yolculuk yapın. Açın kelamdaki kalemin, kaynaktaki kurandaki, ışıklarındaki o yücelikdeki kelamın ilmini açın ki hak edin.
İşte canlar Miraçtır dünya ilmi.. Ama o ilme kim varırsa Allah'ın tınısını duyar. Miraçtır ama miracı kodlayanlar insanı dinlerler...
Kaynak insan soyudur, anlayın... Hepimizin yüceliğinde insan sırrı vardır. Ve bilmeye gelen, bilip geldiğinde kontrol kurar.
Meşale insan sistemidir. Kaynağa inen kendini dinledikçe yolu açar. Mutluluktur kontrol. Eğer kontrol yoksa, mutluluk, kodlanamayış, kırıcılık, kelamı yok eder. Mutluluk kalmaz...
Sevgililer, elim elimine, Si Ka Ha Li Si Ka... Elimine; bilişli kelam, mahrekin kaynağındaki ışık ve bütün kürzi kapılar... Hepsi kendilerini kontrol için bütünün gücünü dürümlerden ayrı tutmaya kalktılar.... Keşke Yedinci dünyanın gücünü anlayacak dürüme varmış olsalardı.
İşte buydu amacımız. Aha bu...
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ
https://youtu.be/Jy-xkOe7b6w
