2.KASIM.2016 TARİHLİ NİHAN İLMİ 12
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 2. AKIŞ

Çalışmaya kaynak olmaya inen birlik ses veriyor;

Aha bu canlar. Aha bu!

Buruk bir dünya, buruk bir zaman…Huzurla geldik yüreklerinize…aşk ilmini hak teknikle dilleyen birliğinize, hepimiz mutlak kul olmaya geldik.

“Sualtı” dedikleri bir zaman sayfasında, biz sana senleşip girerken, sen bize sesleşip girdin. Ve dedin ki “biz sen, sen biziz.” Ve Sualtı kontrol kurduğunda, Saltanat sevgiyle kodlanırdı.

Simsiyah ama son dönemin en güçlü simsiyahında, siyahın tahditsizliğinde ve bilişin hakiki ilminde sizinle olmak bizi mutlandırmamıştı. Soy, sop kontroldan çıkacak diye, soyumuzu kontrol etmek üzere, akıp geçmiştik de seni, sana vermeye çalışmıştık.

Bunun, “nur kulluğundan öte bir kullukla kaynağındır” dediğimiz o yoğunluğu, hasata kayıtlamamız ve bilgiyi hak etmemizle, biliş kalemleri olanlar çorba pişireceklerdi. Ve bu çorba, kelamda her diriyi kodlayıp, tohumlayıp kontrol edecekti. Bunu sağlayacaktık bizler güya.

Nesiller boyu bunun için çabalayan birliklerin, siyahtan öte simsiyahın en siyahındaki o yoğunluğu anlaması imkanı mutlaka olacaktır diye, bilge kapılarında bilgi diledik ve dilendik….. ama ne yazık ki bize, bilen de bilgiyi dilleyen de dünya diriliğinde hiçbir değerde kaynak olmadı.

“Sultan, ben dünya” dediğimde, som altın ışığın dedi ki “sevgi; ben sevgi” dedi. Ben sorumluydum dünyadan. Sordum; “Yaradan tahtını dince mi dilledi, ilimce mi dilledi, yoksa insanlıkça mı dilledi?” diye. Ve dedin ki “insan, leke almamalıdır. Lekelenmemelidir. Lekelenen insan, yaraşır bir ışıma gerçekleştirdiği sayfada dahi, kıldan ince, kılıçtan kesin olan o sayfada, kutsal tınıyı kontrol edemez.

Borçluyduk zamana. Hologram olan bu sisteme borcumuz vardı ve bu borcu mutlak ama mutlak ödemeli ve hak etmeliydik.

Bu nedenle, simsiyahın en siyahına hasta, ölmüş, kuru, hırsı olsak da girmeliydik. Ve geçip geldik.

Arkon sistemleşmesini kodladığınızı görüyoruz. Sultanların tuhaf denilen sayfaları olur. Tuhaftır, anlaşılmazdır. Biz de anlayamayız bu sayfaları. Başka dürümlerde olmayan şeyledir bunlar.

“Kare, küp, küre” denir ama o kürenin kürzi olduğunu kimse seslendirmez. Ve bu tuhaf çalışmalarda Bir’e hizmetçi olduğunuzu, som altın ışıkla dürümlere indiğinizi ve yolu bulduğunuzu anlatmadığınız sürece de hiç bir can anlayamaz.

Son sözüm şudur ki 40 kapıda insanlaştık analar. Yaşadık….Hakka vardık. Tanrılık kapısıyız biz.

Umut olur ki, muradımızdır ki Bir’e hizmet için bize güç katarsınız, bizim yüreğimizde olan bilişleri kodlarsınız ve can kapıları açarsınız. O zaman biz de sevgiyle görev taşırız.

Yarın daha güçlü olacağımıza emin olun ve daha üstün olacağımızı bilin. Ama bugün simsiyahta, kelam ilminin hakiki tinselliğinde, biz bu bilgileri bu kadar anlayabildik.

Dava, insan ve biz insana ırak, çok güçlü bir çalışma için, izin almak üzere geldik. Irak, çok güçlü…ama çok güçlü. Dileğimiz budur.

Beni ev, araba isteyen biri diye düşünmeyin. Her şeyde var olanı dilerim ben; insanlığı!

Unutmayın ki dünya malı dünyadır ama insan değildir.

Biz niye bunu seslendirdik? Çokları bizden ev, araba isterler. Işıklarında hep kültlerinde bu var. Biz, sizden her şeyi bekleriz de siz, bize her anda simsiyahın cevherini verin. Yeter bize. Biz sizden bunu dileriz…. simsiyahın cevheri…Bunun, yaradan ve yarattığıyla tohumlananların ilmi olduğunu hepimiz net biliriz.

Sevgili anam, sevgililer, sizi hepimiz anlamaya çalıştık. Anlamaya çalıştık; anlamaya…..ama biliniz ki anlatmadığınız zaman, anlaşılmazsınız.

Mutluyuz ki Ana birkaç yazı yazdı* ve biz anlamaya başladık. Her şey budur anam…. her şey bu.

“Vurmayın dünyamıza!” diyorsun ya anam, vurma, kırma yok bizde. Biz astrologların sevgisiz ilimlerinden öte, insanlığı bekliyoruz.

Biliyor musunuz astrologlar var?! Alırlar, dinlerler ama hak tahta kodlama olmaz anlattıkları. Çılgın gibiler….çılgın gibiler…anlamazlar ki anlatsak da!

Hepimizin dediği “en ve boydur….En ve boy.”

Boyu ende, eni boydan kodlarız. Aklın kapısını açar, yaşarız ama en ve boy yoksa, yol yoktur canlar.

Huzurla kalın. Sizleri hepimiz sevgiyle, saygıyla kucaklıyoruz.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

*: Eko sistem, bilginin zerki ve ilm-i ko hakkında paylaşılan bilgiler

https://vimeo.com/190601945