Birlik İlmi
  NİHAN İLMİ 11-2
 

NİHAN İLMİ (11/2)
26.10.2016

Cennetten cevhere varan insan, gel!… Gel ki hasatını yap!... Geç!... Geç ki hak et!... Oku!... Mutlaka oku!... Oku ki kaynak ol!... Okumasan, aşka varamazsın!… Okumasan, nefes olamazsın!… Okumasan, nihan olan insanlık, olgun sistemlerde olsa da Ruhi Sayfalanışı olamaz. Oku ki hak et!...

Bence anlatmak gerek!... Bence akmak gerek!... Oğul vermek ve okunmak gerek!... Okuyun ki hak edin!...

Dar boğazdan geçiyor yaşam. Yaradan insan; yaşam olan insan; Kuran olan insan ve her an insanlık!… Mutlaka anlayın. Ana Kapı, İmparator!… İyi ki kalem olduk; iyi ki hakim olduk; iyi ki anlattık!...

Cennet, et kemiktir. Sanmayın ki sizin için yeni bir dünya kuruluyor. Umut olur ki anlarsınız… Siz, cennetseniz sizin bulunduğunuz her an cennetten cennet olur ve kontrol kurar.

Umut olur ki bilirsiniz. Sizi hak etmeyen, sizi tohumlayamaz. Cennette, cevheri görev var. Anlayın!… Anlayın ki Ana Kapı, insanlıktır!… O kapıda olmayan, yarında olamaz.

Kuşkum yoktur ki ben, dünyayım… Kuşkum yoktur ki ben, yarınım… Bende, bir tek kapı var. O kapı, insan soyudur… O kapıda, İman Tahtı var… İşte o taht, insanlığımdır.

Karanlık, ışığını yaktığında; yaşam, insan olur. Kuran olur ve kontrol kurar…

Acı geçişler olur dünyada… Kimi hak eder, ilimle geçer… Kini aşamayan, ışığını kırar ışıksız geçer… Yarını tohumlayamayan, yarında kalem olamaz ama hulusi kelam olun, nur olur geçer… BİZ olur; onu koruruz.

Çantam, insan soyudur. Alır götürürüm yüreğime o insanlığı. Ha diyeceksiniz ki ocak yakmadan geçiş olur mu!? Olur!... Ocağımız, ocağı olur. Onu geçirir…

Tek geçmeyecek olanlar, kalem olamayan ve yolu bulamayan değil; geçtiğinde, yarınları hak etmeden kontrol etmeye yeltenenler olacak… Dünya; nurdur, Kuran’dır, topraktır, yaşamdır!… Bu yaşam, yarında kul olur; Kürzi olur; her anda kendinde kendi olur ve kendini kontrol eder…

Bunun dışında bir canın; “ben, bu dünyayı hak etmek için sesleşirim. Bu dünya, ben olur; korunur” dediğinde; bilsin ki o, kontrol dışıdır.

Her dere insana akar. İman Tahtı’ndaki dere, yarına akar… Yaşama akar ve Ruhsal Kuran olur, tüm insanlığa akar… Akan, kelam olan TUAN’dır. TUAN, Siyah Bilişi, Hak Kelam’da tohumlar, YUAN olur; zaman olur ve kelamda kendi olur; KUAN olur… KUAN, zaman ötesinden zamanı korur. O, KUAN olan, tüm Yaşamların Kuranı’dır. O ki hakikidir; O ki, hakimdir. O ki kelam edende, karanlığın tınısını tohumlar; BİZ olur; Kuran okunur yüreklerde ve yol olur…

(AÇIKLAMALAR: YUAN =Tüm geçmiş ve şimdiden ibaret olan mahrek de denen Küresel Zaman; TUAN= Sessizlikten ibaret olan gelecek; KUAN= Geleceğin ötesi zamansızlıkta mevcut olan itici güç… YUAN, TUAN, KUAN SİSTEMİ, SESSİZLİĞİN SESLEŞTİRİLMESİNİ GERÇEKLEŞTİREREK, YAŞAMIN SÜREKLİLİĞİNİ SAĞLAYAN SİSTEMDİR.)

Şer, şerden ötede önlenir. Bizler, bu dünyayı korurken, şerde olana, şer verdik… EL olsun da BİL olsun diye. Biz, bu dünyayı korurken, Ak Kalemler’i Halik olandan aldık; Has Taht’a kaynak yaptık… insan soyu ömür boyu okusun; okunsun diye… Cennetten, cevhere güç kattık. Işık halinde, kulluk yapılsın diye… Astral Boyutlar’ı koruduk ki hasat olunsun diye… Cennet kurduk; cennet olduk; okunduk!... Aha bu!…

Şükür ki biz olup; zaman olup; bu bilgileri dilledik… Hak edilsin diye… Yaşam budur canlar… Aha bu!… Vurduk! Vurmadık!... Olduk! Olmadı!... Hakk’a vardık… Vardırdık!... Ama aktık da sayfalandık… Şimdilik… Aha bu!…

Dağlar, torba doldu… Dönün görün torbayı. O torbada nefes var ve ilim var… Dönün görün dünyayı. O dünyada nihan olan insanlık var… Aha bu!… Şükredin ki hak ettik ve zoru aştık. Çatı kurduk… Aha bu!… Şimdilik!…

Ere, ilme ve yüreğe insan olduk… İşte bu!…Süper İnsanlık Kapısı’nı açtık ve yüreğe indik. İşte bu!… Kurtulduk. Aha bu!… Şimdilik!... Aha şimdi!...

Tanrı dedi ki “hak edin!... Etkin Sistemleşme ile Hakk olun!... Şimdiki zamandan geçiş yapın genişe varın… Geniş zamanları tohumlayın; topların namlularını dünyaya çevirin. Bakın bakalım ne oluyor!?… Topun ağzında, ilim olsun… Hadi bakalım, dünyaya ateş edin. Bakalım ne olacak!.... Topun ağzına kelamı koyun ve gönderin dünyaya…

Dünya, sevgiyle kelamı hak edecek ve yolun nuru olan ışık yanacak… Hadi ateşleyin topları!... Sizden beklenen budur… Dünden, dünlere varın ve Ana Kalem’i alın; ışık halinde; göklere, cevheri güç katın… Sonra dönün, ışık halinde görev taşıyın… Sonsuzluk sizi dinleyecek. Akın, görev alın; akın, ışık alın ve Hakk olun!...

Cennet, et kemiktir… Oraya, nuru koyun ve hologram olan sayfaları çevirin. Yeni zamana varın… O sayfaya, Nirvana Kapısı’nı koyun… O kapıyı açın; kervan olun. Kuran olun; Turkuaz Zamanlar’a varın; yaşam olun…

Kök Gökler’e cemaat olun… En, boy olun… Sonra KORAN olun; KARE olun. Sonra Kuran olun; Kupa olur… O kupada kervan olsun ve o kervan, KÜRZİ olsun…

Sonsuz zamanları hak edin ve yüreğinize çekin… KÜRZİ olun… KÜRZİ olmak için KÜRE olmanız şartır… Aha KÜRE olan muhakimdir ve hakimdir… O KÜP olup; KURAN olur… Son sözde, görev alır; KÜRZİ ZAMAN sayfası olur. Önünde görevliler olur; ardında gerçek kelam olur. Tüm insanlığı korur.

(Çalışmaya katılan bir Bütünlük söz aldı:)

Otağınız şanlıdır!... Yolunuz, sayfa sayfa nefes olarak tohumlanmıştır… Şerden uzak bir kapı!… iyi ki hak ettik de size vardık… İyi ki!… Şimdi dara düşenleri alın çalıştırın. Hepsi, yarın için ışık olsun…

Öz Görev insanlıktır… Tohumları hak ettik anam… Bizim ziyan olmamız gereksizdir. Cin, Cennetli… Cevheri İnsan, Cennetli… Cinli Cennetli ve biz zeytinler, hepimiz cennetliyiz. Aha Can Analar, şimdilik!… Şimdi!... Aha bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 167 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol