Birlik İlmi
  NİHAN İLMİ 13, 4. AKIŞ 1. BÖLÜM
 

9.KASIM.2016 TARİHLİ NİHAN İLMİ 13

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ - 4 AKIŞ 1.BÖLÜM

Değerliler, bizi bizden bize dürümleyen birliklerin bir kısmı bugün buraya kodlama için kendi yüreklerini çektiler. Bizden geçip, bizimle çalışmak istemediler… Ama birlik kapımızda, kendi yüreklerinde bütün kökleriyle dürümlere çekildiklerimizle kayıt yapmak istediler.

“Sana ben beni verdim” diyen, o… Benden bana ben olup, bütünün gücü olacağını düşündü. Şuana kadar arzın gözü olan insanın kodlanmış olduğunu bilemeyenler kontrol dışı bilgi verebileceğini sandılar.

Evim dünyadır ve yolum da ilim olan bilişim vardır. Bu Turkuazın Kuran’ı olan insan soyunun kontrollü çalışmasıdır. Şarkım ilim şarkısı, yaşamım insanlık ilmi… Bugün burada nefes olup çalışanların hepsiyle kelama, kaleme ve yaşama indik.

Değerliler, dünden öte bir gün için çalışmalarımız devam ediyor. Temiz sayfaları çeviriyorum ve görüyorum ki din kapılarının tümünde insanlık yoğunlaşmaya başladı….Muradım insanın kendini, kendi yüreğini anlayabilmesiydi.

“Tel dil” derler, yürek diline.. “Tel dil”. Orada bir telden akar. Ve bu akışta kaynak ışık yaşama iner. Hepimiz iyi anlıyoruz ki telin, teknik tahditi vardır ve hepimizin yoğunluğunda bu tel, kendi yüreğimizin gücü olur ve akar.

Buyurun anlayın durgun toplumların kulluğu budur…. Ama biliş haline vardığınız zaman artık tel gereksizdir… An sistemleşmesi başlar… Ve an sistemleşmesinde her şey an kaydı olur… Ve tükenen dürümlerdekilerin tümü Zir kapısından geçer ve yaşam insanlığa iner.

Bütüne hizmet, ilim halinde olur. Muradım dünya ve dünyanın yoğunluğunun artması. Bugün tüm insanlığın gücünü artırabilmek için doğanın gücüyle tohumlandık. Yaşama indik ve yolu kodladık.

Diyebilir miyim ki “dünya maya olarak tüm yaşamları ve zamanları tohumladı?” Muradım insanın, insanı hak etmesidir ve bunların tümü oldu.

Sevgililer, karanlığın tınısını duyanlar, yaşamı kodlayanlar muradım şudur ki ilim ailem, dünyayı hak etsin. İlim ailem, tüm insanlığı hak etsin. İlim ailem, ayrı gayrı gözetmesin ve bilişi kodlasın. Tükenen dünyaların toprağa tohum olması için çalışsın… Ve bir tek insan, bunu başarabilir, bilsin.

Kim, insan soyunun görevidir?… Kim, insanlığın kuludur?… Kim, insanın kalemidir?… “Ben dünya ve dünya ben” diyen, herkes… Bunları iyi anlayın.

Çantamda dünya var. O dünya ki kontrol dışı hiçbir bilgisi kodlanmayan dünya. İsmail-ilerin tümü ana kapıda bekliyorlar. Astral boyutlardaki kulların tümü kodlanmış olarak beşir kayıtları dilliyorlar ve bekletmiyorlar. Her levhi kontrol için burada. Kayıt dışı bilgilerin bütünlüğünde kült kayıtlamaları var.

Al ver çalışmaları artık yoğun olarak kodlanmış olacak ve kükreyen dürümlerdekiler mutlak kuran olacaklar.

Atlanta Ata Kapılarının tümünü açın, canlar. Açın ki karanlığın tınısını bilin. Kelamı dilleyin, akın geçin, her şeyi her şeyle dürümleyin.

Buyurun anlayın. Dünya bir insanlıktır….Dünya bir insan soyudur. Bu dünya, aklın kapısıdır. Ve insan, dindir. İnsan, dildir. İnsan ana kayıt olarak her yaşamdır.

Sanmayın ki bu beden, insan ilmini sizin için ve herkes için yeterince anlatabiliyor. Anlayacaksanız doğayla anlayın.. Bütün doğal kaynaklar, doğal yaşamlar hepsi insanlık için insan olur. Hepimiz hepiniz oluruz, canlar.

Tüm insanlık biliş halinde bir tek ilim olur ve sultanlık budur. Dünyada hepimiz tüm insanlığın kaynağı olarak varız. Aşkız. Sağ sol değil insanlık olarak teknik tahditle biliş halinde bütüne hizmet eden birliğiz, biz.

“Bize, ilim” derler. Her şey ilim ama ya insan soyunun yoğunluğunda var olan her bir forum insanlık için kelam için değil midir? Bakınız. Bir insan kendi yoğunluğunda at kılı gibidir. Her şeyde her seste onu dinleyebilirsiniz ama O, bir kıldır sadece. Ve o, bir ışıktır ama O, bir aşktır. O bir yaşamdır. Ama sadece bir tek kıldır.

Biz dünya insanlığı bunu anlayacak güçte değil miyiz? Hani dersiniz ya ben önemliyim ama ya KAHA her şey her ses sistemin gücü değil midir? “Sizler, ben farklı forumda bir zaman kapısıyım” dediğiniz zaman diğer forumları ret ettiğinizde artık siz sınırlısınız çünkü sizi sınırlandıran o ret ettiklerinizdir. . Her şey her şeydir canlar, anlayın.

Tanrı bunu bildirir size. Ben, size sizi bildirdim. Ben, cennetim. Ben, cevherim… Ben, ana KAHA olan akılım ama her anım ben. Ve tüm zamanlarda yaşayan, sınırsız, sır olan, insanım ben.

Hani neredeyim ben? Bakın etrafınıza.. O yoğunluğum, ben. Hepiniz olan o yoğunluk....Başkası değil miyim? Her şeyim ben. Her şeyim.

Bunu anladığınız zaman göreceksiniz sizden başka bir siz yok. Tüm insanlık bunu anladığı zaman iki merdiven değil tek merdiven olduğunu da bilecek. İşte o tek merdiven tüm zamanların sistemi olan imandır.

“Ve ben dağı taşı deler gelirim” demeye gerek yok….Anda ben, o yoğunluğum zaten. “Geç gel” dediler. Geçmeye gerek yok ki. Ben ortak kapıyım zaten. İnsanlık budur, canlar.

İnsanlığı bildiğiniz zaman has tınıyı da bileceksiniz. Orada yarın olduğunu, yarınların türevlerindeki tahdit olduğunu ve bütünlük olduğunu anlayacaksınız.

“Ben, darı bolu bilirim” deyin. “Hak ettim” deyin. “Oldurdum” deyin. “Okudum, okuttum” deyin.. “Onların onlardan öte onlarında, onlarla, onlar olup, onlarım değil”… “O canım ben,” deyin. “Her diriyim” deyin. Bedenli olmak budur.

Ben, bana ben oldum değil.. Ben, an kalemi oldum, budur amaç. Ya bana beni veren varsa…. Ben bende bensem…. Ya ben kalemsem… Benden öte ben bende bedenliyse… Her bir ben, bir tektir can.

Doruklar toprak için çalıştılar. Dediler ki “girdaplara inelim de oralara varalım.” “Ocak olalım, oralara.” “Toprak toplumları tohumlayalım, kodlayalım, kontrol edelim.”.. “Aşkla çalışalım dediler.”

Ve ben dedim ki “girdap benim, yaşam benim, an benim, en ve boy benim.”. Öfkem yok….Her anım. Oğul, ben senim… Sen ben ama bende sen, sen ben olmadıkça dürümlenmeyecekse… Sana ben, ben olur görev taşırım.

Suyun başıyım… Suyum aktığı en son sayfayım… Ama orada ben yaşamım. Ayrılık yok ki orada. Tin, ten, hepsi bir tek… Hadi gel, ölüyü diriltelim. Hadi gel, ölümlüyü dürümleyelim, oğullatalım, yoğunlaştıralım. Savaşı başlattım.

Geldim zamana. Can, ben zamana indiğim anda bütünün gözü olup sözümde, sesimde, dürümlendim, ilim oldum.. Baktım ki tohum yok, tohum oldum.. “Okul, okul” dediler.. Okuttum, toprak topluma, tohum oldum. Levhi kapıda akıl kurdum… Dedim ki “cevhere cennet olayım, görev taşıyayım.”

“Ağır yük taşımam” dedim. “Ana, ben sendeyim seninle çalışayım” diyen herkes ağırdı. Tanıdım, tanıdım, tandım, hepsini de çorbada tuz olacak, yol olacak, oğullayacak, dürümleyecek dillenişleri dirilikleri tohumlayıp kontrol ettiğinde….

Aklın kapısı olacak diye düşündüklerimin çokları korundu, korundu, korundu… Aha korundu da en son sayfada kontrol dışı kaldı… Çünkü Ruhi kapıların Kürzi kelamında kaynaktan çıktı.

Sevgili anlar, sevgili papa, aklın kapıları… İşte, sizinle çalışmak bundandır ki öz görevdir.

Yaşam ala vere olur ama akıl, kaynakta olur. Ala vere çalışılır. Ala vere tohumlanır, okunur, okutulur… Ama zaman kapısını açtığınızda artık aklın kalkanı olmalısınız…. Kelime, kelime veriyorum, aklın kalkanı olmalısınız.

Neden bilirsiniz? Akıl her diride varda onu yok etmek isteyenler olduğunda, onlar için önlem alınmalıdır. Ve bu önlemi alacak olan sizler hepimizin yüreğinde var olan ilim kapılarısınız.

Ağırı hafifletmemiz, yolu açmamız, temizlik yapmamız, tükenenleri toprağa tohum olarak, kodlamamız şart.

Çantalarında el olanlar var….Ama çantalarında el olmayanlarda var. El olan, Allah’ın ilmiyle gelir… O ben, ben oyum. Ama çantasında el olmayan Allah’ın dediğini diyecek güçte değildir.. Ona ben kayıt dışı bilgi vermek ister miyim? İstemem. Çünkü kayıt dışını hakiki sayar, o.

Geçişte bunlar olur. Temiz çok temiz bir zaman için bizi bize kapı yapacak olanların kontrolü için…. Toy olan dünyanın toprakta tohum oluşu için…. Ve mutlak olanın yere inişi için… Biliş halinde bu çalışmanın yapılması gereklidir.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ


https://vimeo.com/190971039
 

 
  Bugün 197 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol