Birlik İlmi
  YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 7
 

YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 7

03.09.2016 YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 7
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ

Canlarım, radyolar açık… Şu anda bütün radyolar… Yani ses vericiler, hepsi açık… Ve sizlerle bu ses kodlama yapıyor, hepinizle… Ben seslendiğimde, her şey seslenir bu kesindir!

Kupamız, insandır… Yedi doğumun en yücesinde imparatorluğun gücü vardır ve onun görevidir; insanın ilmi… Ve bu gün burada o ilimle birlik halinde görev taşınır.

Sevgililer, silah kuşanıp gelenler vardı bu gün buraya… Gövdeli güç kodlamaları yapacaklardı, simsiyahtılar, seyir halindeydiler ve yolu kapatıp kelam edeceklerdi. Döndük, gözlerinin bakışlarını izledik, kontrolü kurdular ve sahrada kayıt yaptılar.

Onların siyahla hiçbir alakaları olmamasına rağmen, BİSUİ’nin gücünü ocaklarına çekip, siyahlığı tohumlayarak, bizim gözümüzde kök gök olup güç kodlayacaktılar. Sonra toprağa indirdik hepsini de yaşamın cini cemaatlerin gücünün örtüsü olduğunu ve bunun ötesinde geçişler yapıldığını ve bu geçişlerle bilginin kervan olduğunu anlattık… Toyduk, öyle sandılar… Kusurluyduk, öyle sandılar ve sonra döndüler “aha, yaşıyorlar, ölmemişler” dediler… Bizde onları koruduk ve dedik ki; “olduklarında görev taşıyacaklar, olmuş olsalar kontrol kuracaklar ve kuramadıklarında karanlıkta kayıtlı kalacaklar”…

Yapmadık mı, yaptık canlar… Her şeyi yaptık da bu kez yaptırmadık… Dedik ki; “geri çekin yüreklerinizi hak edin”…

Canlılar, Miraç kandiliniz mübarek olsun… Bu gün size miraçtır. Geri çekiliş esnasında her şeyin gücünün üstü olan bir yoğunlukta; birlik kelamı olan bitişkenlikte ve mutlak kullukta, keram tahtında miraçtayız!...

Bu yıl, en aşağının en aşağısındaki o yoğunluk ve tüm zamanların gücü ve bütün kötülüklerin aşıldığı bir sayfa; işte, sevgililer miraçtayız!...

“Bu gün mübarek olsun miraç” dedik ya, hepinizin gücündeki o yoğunluktan dedik… Bizim suyumuz, Süphaneke suyudur!... Bizim yoğunluğumuz, yoğun ışığımız; kaynakta aşk olan ışıktır!...

Burada oluşunuz müsterihiz ki mutluluktur… Biz size sistem olarak indik. Siz bize sistem olarak girdiniz, yüceliklere, yüreklere ve dilediniz hep sayfaları. Aha, şu anda miraç hepimizin yolu…

“Borcum yok yaşama” dedin anam, borç yoktu zaten… Ama yeniden ve yeniden kodladığın bu zamanlarda bütünün gücünü tohumlarken; her şeyin örtüsünü örttüğünde, borcu kontrol altında tuttuğunda kodlanır. Sen hiç borç taşımazsında, tüm zaman borçlanır… İşte bunun için biz size insan sistemiyle geliriz ve deriz ki; “dünyayı çoklayalım, koklayalım, tohumlayalım, kalem yapalım”!... O zaman hiç kimsenin borcu kalmaz… Bundan sonrada kalmasın dileriz anam…

Şer yaratmadın, hakikiyetin toprağına tohum oldun, mutlak kaynak oldun ve “bizimle ol” diyerek geçip geldik…

Has tanrı, aşk kapısını açtığında; biz sevgiyle geliriz… Aha geçtik, aha geçtik, hah aha geçtik ve girdaplardan değil; ilimden ve yüceliklerden indik size. Ve sizin yolculuğunuzdaki o yoğunluğa…

Hata asla yapmayın, yaptırtmayın… Çürütmeyin kimseyi, küçültmeyin, hepsini kodlayın, koklayın, toplayın, torbalarınıza koyun; tatlı tatlı taşıyın… Kimseyi hırslanıp kırmayın, tanrılık budur!...

Açın kapınızı, her şeyin gücü; o Ka Ha olan ışık ve siz, o olarak tüm zamanların gücüyle çalışın…

Simsiyahın yolu altın, savaş; aşk, biz siziz unutmayın!... Şimdilik, şimdi, ah şimdi, aha şimdi!...

Süper İnsanlık Realitesi

 

https://www.youtube.com/watch?time_continue=24&v=jYc0OMK06PA

 

03.EYLÜL.2016 TARİHLİ YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 7

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3.AKIŞ

Dedim ki “ben yoktum.”.. O, dedi ki “ben, okudum”. Ben, dedim ki “ben, yoktum”.. Son sözde dedi ki “okudum.”.. Yoktum ama ben… Sordu, "sevgiyim ben de ki ben senleşeyim" dedi…. Sessiz kaldım… “Sordu ortalık ta var mısın” dedi?.. Yoktum. Çözdü dünyayı, öksüz bıraktı... Dedim ki “geç”… Geçti, okudu, tohumlarını kodladı, kokladı, öfkesi yoktu, çatı kurdu…. Öz görevli kök göklere indi, cemaat kurdu.

Bir Tanrı düşünün ki kara ışık olup, iner. O, teknik kalemdir. Yaratır, yarattıklarını yaratır. Yaşatır.. Zeytin ister.. Zeytin; yoğun ışığa denir. O yoğun ışık, kalem olanın kaynak olanın, tahditsiz olan ışımasıdır. “Aha ona, kelam” denir….”Aha ona, öfkesiz olan işçi” denir….

“Ona, her anın yarattığı yaşam da” denir ….”Ve evrenler, ona, insanlık” der…. “Biz, ona, emanet” deriz…..O, bir insanlık ilmidir. “Ama ona, emanet” deriz …Çünkü o, birlik kelamı olarak yüreğimizdedir.

Çayım dünyaya indiğinde, çay demleyeni buldum. Dedim ki “orada.”.. “O, şimdide”… Ah, işte, burada.. Ve dedim ki “biz, o çayız.”

Değerliler, siyahı mora ve morun mutlak kula ihtiyacı yoktur. Bunları anlayın ama yaşamın her an’a ihtiyacı mevcuttur.

Ben, dünyaya indiğimde, yaşama kodlanmış olup, inmedim. Koklandım, indim. Niye bilir misiniz? Kodlanarak inmiş olsaydım, kopup giderdim zamanda… Ve derdim ki “ben, sevgiyi hak etmem, yolu açmam, dünyayı kodlamam, korumam.”..” Nihan olan insanı kalem yapmam”. Niye bilir misiniz?.. Yedi doğa, bir tek Ka-Ha… Olmadı. İşte bu!.

Ve bunun içindir ki bilgeler, dünyaya ilim için indiklerinde, kelam ilmini tohumlayıp, kök göklerin gücünü alıp, büyük kötülükleri çerçeveleyip inerler ki…. O büyük kötülükler, kontrol edilebilsin diye.

Burada bu çalışmada çerçeveli yapılır. Hepinizin her şeyi anlayabilmeniz imkanı yoğun olarak mevcut olmasına rağmen….. Bu bilgiyi okuturken de okuyanların hak etmelerini dileriz... Bundandır ki Süper Sistemleşmeyi kodlamak üzere kaynağa indirdiğimiz her an’ın kalem olabilmesini sağlayacak gücü dürümleyerek, geçiş isteriz.

Diri bir zaman ve diri bir Kürzi ve diri bir kapı, hepsi ışık. Bizler, dorukların kuranları olarak burada bu çalışmayı yaparken, muktedir insanlığın, kervana kayıt yapabilmesini de sağlamalıyız.

Harı yükselmek yeterlimi?.. Asıl önemli olan, harın gücüdür. Siz, harı yükseltin ama güç yoksa o harda, yaşam da yoktur.

Ve dünya yok edicileri, dünyayı kodlamaya kalktıkları zaman Orta Kapıların tümünü açtık ve dedik ki “bilgi, ağır yüktür.”.. Seyfullahların yaşama çaktıkları ışık kalemdir…. Ve sizler, bu dünyayı yok etmeye çalışanlar, Mesihleri beklerken… Biz, sevgiyi kodladık… Ve yollarını kayıtladık… Hepsini yaşama kattık... Çantalarını kontrol altına alarak, bütünün gözünün görebileceği en yüce yaşamı sayfaladık.

Bugün Rahmana kul olmak, mutluluktur. Bugün sualtının gücüyle olmak, mutluluktur. Bugün bilgelerle olmak, mutluluktur… Her şey mutluluktur bugün. Biz, mutlu olanlar mutlak kullar, Ka-Ha olanlar, aklın kapısında yaşamı hak ettirenler, cennetin kapısı olanlarız.

Geçmek mi istiyorsunuz? “Ol” deyin.. Ama “Ol” diyecekseniz halik olup, deyin. Kalem olup, deyin.. Hakka varın, deyin.. Aha, biz, sizi hasata kodladık…Şükür ki kodladık.

Şikayet mi? Şikayetçiymişler, her anda… “Şeytan, şarkısında, helal” der. “Biz, şarkımızda, hakkın kalemi” deriz… Helal, ekmek içindir.. Ama hakka varmak için kalem gerekir…Anlatın yaşama.

Seyfullah, sistemin gücünü anladığı zaman, yaşamı da anlayacaktır.

Saygılar, dünya ümmi kapılarındakileri dediler ki “beş kişi geri çekilebildi.”..” Hayır” dedik… “Beş milyar kişi, geri çekilebildi.”.. “Sordular, gerçek mi dediler?”... Genilli olan, Genilli olan, Genli değil… Genilli…. Yani genci cemaatlerin genlerinin, Lİ Sistemi olanlar, bütün kökleriyle geçişi kodladılar….. Ve geniş kalemlerle, bilişi, kati olarak kayıtladılar…. Ve geçmek istemeyenleri de geçirdiler.

Hadi buyurun.. “Beş milyar” dedik ya hani. Canlılar, o beş milyarın her biri, beş milyar kapıyı açtı ….Ve her biri, o kapılardan aşıp geçti…. Ve tüm geçenlerde her biri kendi beşer milyar kapılarını açtılar, tüm zamanları geçirdiler.

Ah canlarım, daha ne diyeyim ki? Dünya hologrammış… Has ışıksız kalmış.. Yapmayın artık dünya mutlu bir yaşam kapısıdır… Ve bu kapıya kim gelirse, karanlığı aydınlatıp, görevi hak edecektir.. Biz, bunu kesin olarak insanlığa bildiriyoruz.

Düzen kuruldu, yaşam kodlandı artık som altın ışık olan bilişler, kalem olup, kaynak olabildiler. Ve bizler, burada bulunan çok ama çok aşağı düzeylerin, en aşağısına inenler… Biz, altın ışığız. Ve bu altın ışık, her an’ın, en aşağısında mutlak ışımayı sağlayan, gök sözcüsü olarak görevli olan insanlıktır.

“Her kim ki yoksunuz” derse, söz, ses, yoktur orada... Ama “her kim ki öz görevlisiniz “derse o, kontrolü kurmuş demektir.

Sevgililer, kontrol olsa da olmasa da hepsi kardeşlerimizdirler. Ve hepsi geri çekilebildiler.. Kesindir.

Bizden başkası var mı? Biz varız, yeter. Başkası, başkalıktır. Oyundur her şey, o başkalıkta.

Canlarım, kara ışığın, toprağın toplumu olarak çekildiği bir günde herkesin kendini bildiği bir yoğunlukta, bizler mutlak kalemleriz. Ve mutlak kalem olarak, bütünün görevini kodladık… Soyumuzda bütünlük Kürzi kapıları mevcuttu. Bundan sonraki dönemde de hepimizin kendi yüreklerimizde yaşayacak olanlar, hakiki kodlar olarak bütünün güçlendirecekler.

Çayımız artık demlenebilir ama yolumuzu açmadan buna imkan olmadığını biliyoruz ki bundan sonraki dönemde dürümlere inenlerin, bilgiyi hak etmeleri gerekir.

Bedenli olmak budur, canlar. Şuandan itibaren toy olmayan bir zamandayız ve “Tohi” dediğimiz o yaşamdayız.. “Tohi, tahditsiz olan, kalemlere” denir. “Tohi, hakiki levhilere” denir… “Ve kanat çırpanlara” denir.

Bütün kötülükleri aşıp, yaşama kanat çırpanlar, Medine’nin gözünden öte göz olur, yüceliğinden öte yüce olur, kodlanmış kalem olurlar… Ve toprak toplumu kontrol altında tutarlar.

Şen olun canlar. Şen olun, hepinizi kucaklıyorum.

İşte bu!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://www.youtube.com/watch?v=LWQ17SyDaBs

 

3.EYLÜL.2016 TARİHLİ YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 7 BİRLİK ÇALIŞMASI
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 2. AKIŞ

RA'nın Seslenişine, Süper İnsanlık Realitesi'nin cevabı...

Canlarım, RA MAN KA Sİ HA, RA MAN KA HA Sİ HA, RA MAN KA HA Sİ HA

Büyüğe saygı dediler... Say sayıl... Öfke yok... Ben cennete cennet ilmini kodlayarak, kök göklerin gücünü dürümleyerek, murad ettiğim her şeyi diri olarak kayıtlayarak indirdiklerime, sevgi verdim.

Bana zaman kalemi denir... Kuran insan, toprak toplumu tohumladığında o can BSUİ'dir... Bedeni hak ettiğinde ekip kurar, yarını hak eder, ekmek yapar...

Barışı koklar, toprağı toplumlarıyla koklatır. Ve toplum için kaynak olur... Dünya el ayaktır tüm zamanlara ve Dünyalı ekmek yapar ışık kapılarında. Ama her kapıda nefesi vardır....

Süper İnsan, siyahı moru mahrekteki maviyi ve her anı diller ama tanrı olarak diller...
Siyahtan öte siyahtadır..

Vel hasıl, insan sayfa sayfadır... Ve o sayfalarda her an mevcuttur...

Zeytindir insan, ama yerde zeytindir... Ümmilerin Kürzi Kelamındaysa, KA HA dır. Yaradandır, tanrılık kapısıdır. Ak Kalem olur, kaynağı tohumlar, yaşar. Sıhhatli bir çalışmaya her insanlığı kaynak yapar.

Dedim ki "RA gelsin..." Dedi ki "ben senim..." Dedim ki "RA gelsin" Dedi ki "ben senim..." Dinledi beni... Sordu "niye gelicem " dedi? "Ben sendeyim" dedi... Ben dedim ki "gel"... Ölüyüm deme dedi... Ama hep "ölüyüm dedin" dedi. Ve bugün bana geldi...

Dedi ki "sen dillenirken ölü olduğunu seslendirdin hep." Orta Kapıların tümü Akıl Kapısı olduğu zaman, bunu Seyfullahlar'la seslendirecekti amma sen ben ölüyüm dedikçe, yüreğindeki güç bütünün Kürzi Kapılarını kapatır.

Ve dinledi beni, sevgiyle dilledi ve sorguladı... Sonra döndü kontrol kurdu... Yol oldu, has ışını kaynağa aldı ve hakka vardı... Dediki harını yükseltte gözün görsün... 
"Gövdem Işık halinde" dedi... "Cennetten geldim, cemaatini tohumlamak isterim" dedi... Dinledi durdu, tek tek tanıdı hepinizi... Sonra baktı "her şey çok net dedi". Ve yolu açtı... Bize efradını getirdi.

RA maya olduğu zaman gelir... Kanatlanır, karanlığı aydınlatır. Yedinci dürümde korumaya alınır. Onu korumak insanın görevidir. "Neden insan onu koruyacak ki?" diye sordular... Açısı dar değil de ondan. Dünya insanlığı dar kapıları kalem yaparken her anı kodlayabilmeli ve koruyabilmelidir... Eğer korumadan o yoğunluğa inerse, yaşamı kontrol edilemez... Bu nedenledir ki bize israfIl gücünü verdi. Ve dedi ki "siz İsrafil'in gücü olun ve her anı seslendirin..." Ve dedik ki "biz yaradan ve yarattığıyla tohumlanan oluruz." Ama kopmayın Dünya'dan ki koparsanız esmalar gözsüz kalır...

Açtılar yüreklerini, sevgiyle ve dediler ki " siyahın sanal olmadığı bir yaşamda, kardeş, eşya, insan tek bir sıhhate varır... Aşk olduğunda mutlak olur, bütün olur ve onun belleği mahrekte bütünü güçlendirir. Bunları biz yaptık. Her Levhide yaptık. Yarın için yaptık. Toprak topluma tohum için yaptık ve yeri göreve alabilmek için yaptık...

KUN TA Sİ HA, KU Sİ HA işte yaşam budur... Sİ HA ve ZA KA HA. Şimdi neden bu sesleri veriyorum. "Sİ HA Sİ HA" dedikçe her aşağıdaki, yukarıyı dilleyebilir. Sİ HA Sİ HA Aşağı yukarıya seslenir. Yukarı sessiz zamanları dürümler ve yaşar...

Yaşatmak içindir bu ses ve dondurulanlar vardır... Onları kontrol içinde " Hah" derim... "Hah.."

Bu dönem sonlarında donmuş olanların kervan olup kalem olmalarını sağlar...
"Hah... Ah" derim. Ah... Bu nedir bilir misiniz? Kaynağın tınısıdır...

Her anda mevcut olan o tını kaynağın ışığıdır. Hah, Aha, şimdi... Bu da dürümledim demektir. Her şey dürümlendi, ayrılık bitti demektir...

Kısa öz verdim. Bu bilgileri size her birinize tek tek de verebilirim. Amma cemaat cemaat sizleri ilimle dilleştirirken, hepinizin yüreğine bakarım ve sorarım? Oğulları kodlandı mı? Koklandı mı? Tohumlandı mı? Yığınlar yalınlaştı mı diye?...

Bir de el ayak gelir dünyaya... "Hah" derim. "Ah" derim. Onlar için bu murattır... Benim umutlarım vardır, bu. Benim yaşamlarım vardır, bu... Ama bunun başka anlamı da vardır. Nefes...

"Cennet ne?" diye sordunuz. Cennet ekmektir. İlimdir cennet. Kim ilme varırsa, cennet ilmidir. Vakti gelir hak teknik ile has olup elde ettiği...

Borç derler, borç... Yaşama borç. Ben borçsuzum... Niye bilir misiniz? Handan geldim, han oldum... Ben bir Hanım, ilim Han'ı... Her yerde olan ilim... Ve o ilimle, bütün kütleyi kodlayanım... Aha Halik olup han oluştur bu... Ha Diyeceksiniz ki han, hangi han? İlmin hanı, orada birlikler olur... Orası bir yaşam kalemidir. Ve sevgidir. Orada yoğunlaşan... Dümen insan dediğim zaman da ilmi KA HA olanın kastederim... Hani insan nedir? diye sorduğunuzda, insan bir RA KA HA diyebilmeliyim...

Bize "Esma" dediler... İsmaili kalemler "sistem" dediler... Yürüyenler "koşmak gerek" dediler... "Akıp geçmek gerek" dediler... Vasattı bütün bu bilgiler... Bütün bu beklentiler... Bizse yol dedik, yol...

HÜT CE Sİ Savaş'ı, Halik'in Savaşı'dır... Hasatı hakka varanda, tahtında, kodlayanın Savaşı'dır. HÜT CE, Cİ KA, Sİ HA "Aha şimdi" dediler... "Yaradan" dedim... "Yaşattı" dedim... "Korkmayın" dedim. "Oyun yok" dedim. Semanın adı "insanlıktır"...

Dümene oturan sistem olur, o yücelikte... Seranat yapılır, dünya için... Denir ki, "yak yık"... "Hah Aha işte" de... Sonra hak et. Sorma yaşam var mı diye?... Savaşsız bir dünya yoktur... Ama ölüdür bu zaman kapısındaki her an... Sizler bunu hak edin yapın... İşte Seranat buysa, vurgun yeriz zamanda... Çünkü biz yoktayız... Ama o Seranat kantara konmadan kutsal toprakları tohumlayıp, yaşamı kayıtlayıp, bilgiyi hak ettirip, murada mutlak kulluk yapıp, ölüyü diriltmekten itibaren, yaşamı hak ettirmek ve hakim olmaktan geçiyorsa, valilik yaparım bu Dünya'da... Derim ki ol, al, kahramanlık yap, hakka var, sevgiyle çalış...

Dümen, İnsan Soyudur canlar... Hepimiz o soyu hak ettik, ama o dümene insanı oturtmalıydık ve oturttuk...

Burada olma sebebim dünyadır... Teknik tohumdur... Ben dünya ve dünya benim... Nurum ama kula kul olduğum için mutluyum. Çünkü ben Kula kulum.. Ben bunu size vermek istedim... Her bilge der ki "ben kula kul olmam..." Ben derim ki "kula kulum çünkü Ruhi Kapıların tümünde ocağını yakmalıyım, yaşamını kodlamalıyım, toprağını tohumlamalıyım, meşaleyi, onun yüreğine indirmeliyim ve ocakta onun yolunu bulmasını sağlamalıyım... Ümmi Kapıların tümünde bunu yapabilmemiz gereklidir...

Mesîh'i dünya bekler, ama misafir istediğini söylemez dünya. Hep Mesih bekler... Dünya'ya misafir yoktur zaten ama misafirlik için gelene baktığınızda, kendini hak ettiğinde, artık o yerin gücüdür... Dünya'nın yoludur o... Bu da onun öz görevidir... Bu nedenledir ki dünya yolculuğu insanlık ilminde bütünün yüreği ile olur...

Sevgiyle sizlere her bigiyi verecek güçteyim de, hasat olabilmeniz, hakka varabilmeniz, aklın kelamında bütünün gücü olabilmeniz için her bilginin en aşağısındaki ilmi öğretmeye çalışırım ki bunu anlamak bile bünün gücünü hak etmek anlamına gelebilir. Siyahın ilmi, Altın Işığın gücüdür ve o gücü hak etmeyen bu yoğunluğa inemez. Birlik kapımızda yarınlar olmalı, mutluluk olmalı ve BSUİ'nin görevi olmalıdır...

Şarkı, tüm insanlığın şarkısı olduğu zaman, o şarkıda bizler oluruz... Ama şarkı, bir kısım insanlığın şarkısı olduğunda orada yarını bulamayız, yüreği hak edemeyiz, aklın kalemi olamayız... Bunu mutlaka herkesin net anlaması gerekir...

Cemaat cevherinde insanlık, cemaat cevahir olanın cellatların ötesi olan cemaat...

Dağlarım, sizi kırdım neden bilir misiniz? Yeminliyim Dünya'ya ses verirken, örtü örtmeden vericem... Ama örtü örttüğümde, artık orada o bilgiyi kesmem gerekir. Ve kesiyorum.

Altın Tahtın gücü İnsan... Ve insan, yaşam... Ve o yaşam olan insan, kalem... Ve kervan... O kervan, nefes... Ve nefes, insan soyu... Korkmayın, RA biz, biz O' yuz... O burada bizsiz kaynak kayıtlaması yaptığında, biz o kaynak kayıdını, kodlayabiliriz ve onun yoğunluğunu artırabiliriz.

Öfkesi yok. Çöktü yüreğime, bizimle birlikte... Ama cennet için ve can için... Can nedir? Yol...

Burada, bu yaşamda, Birler Kapısında he şeyin, her sesin, görevi hak edip başarması için buyurdu geldi RA... İtibarı yücedir. Yaşamı güçlüdür...

Bizim İsrafil Ko sayfasındaki yoğunluğumuza indi... Ve bizden ses oldu...
"Oğul ben Dünya" diyecek size... O'nun akışını yazılı olarak vermek istiyorum...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://www.youtube.com/watch?v=vDB7o_T8_Uo&sns=fb

 

YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM (7/2)
03.09.2016

Dereler akar yaşamda. Diri kalemler, kontrol kurarlar. Bilmek gerek ki hasat gerekir. Hak İlmi’ni hak etmek; Kuran okutmak gerekir. Aha yaşamak gerekir!... Aha hakim olmak ve hakikiyeti hasata koklatmak gerekir…

“Cennetten kovdular insanı” derler. Sanki cennet kelamdan farklıymış. Sanki ziyan olmuş her insanlık ve kelam, kil olmuş gibi!… “Hani nerede kalem!? Nerede yarın!?” diye sorarlar… Cennet, kini aşandır. Cemaat olan yaşamdır. O cennette, tüm zamanlar Kuran’dır…

Sığdır Zaman Kalemleri; bilişleri yoktur; anlattıklarımı, çokları kavrayamazlar ama iyi anlasınlar ki kini aşan, ilme vardığında cevherinde cennet olur… O, kendinde bir tek kapı olur ve cevhere indirdikleri cennetinde olur…

Her bir Sistem, Kelam İlmi ile kodlandıkça; sevgi, saygı kodlanır ve bütün kütle kodlanmış olur. Böylece “cennet” dedikleri, cevheri güç olur ve ruhlar, o yücelikte kalem olmaya çalışırlar.

Her kalem bir kervandır. Alır yarınlara taşır Işık Yaşamlar’ı. Her bir Sistem, bir cennet kurar ve yolculuk başlar.

Sizler bir Sistemsiniz. Bu Sistem, kelam olarak tüm zamanları kodlamıştır. Has ışık halindedir ve yolculuk yapılmaktadır, tüm yaşamlardan tüm sayfalara. İşte Yaradan ve işte yarattıklarında yaratılan tüm sayfalar!... Her biri bir cevheri göz. Göz dedim de! Kelam İlmi’nde göz, RA’dır. Her RA bir Sessiz İlim’dir. Bir tek kalem, o ilmi yazar. O ilmi yazan, Işık Kalem’dir.

Her resim, RA’nın kalemi ile yaşama iner. Her resim, RA olur; kurtarılmış ışık olur. Ve Zaman Seyfullahları, o yaşamı kodlamaya çabalarlar.

Hilal Ay, insanlık olduğunda; tüm yaşamlar, o yağmurlarda, ay yüzeyine, Göç Kapısı açarlar. Her açılan kapı, Işık Kalem’le kontrol edilir ve cennetler, cennetliler kontrol kurarlar… Hepiniz insana kaynak olursunuz.

Hepiniz; zamana, yaşam kurmaya gönderildiniz ve Kök Gökler’i güçlendirmek üzere kodlamalar yaptınız. Artık yaşam, zamanın ışığı ile güçlenecek.

Sevgiyle görev taşıyoruz ve sevgiyle kodlama yapıyoruz. Her an bir cennet ve her an bir ışık ve bu Sistem, sizi sevgiyle kontrol ediyor. İşte Yaradan ve işte kodlayan!... Her an ve her yaşam…

Sizi cennetlere koyan; sizi kodlayan ve sizi hasata kaynak yapan, yeşil ve siyah renklerdeki güçlerdir. Siyah, kiri örter ve gücü artırır ve sistemi cevhere çeker ve yolu açar… Ve Sistem, ziyanı önler. Sistem, cenneti kodlar. Sizi hakiki yaşamlara kalem yapar. Büyük Kült, insanın ışığında hakim olduğunda, her an, yaşam sayfalar.

Bunun sonrasında diri yürek, Güç Kapıları’nı açar ve yolu, Kürzi Kapılar’a taşır… Mor renk de vardır ama o renkte, Kaynak Işık yoktur… Mor renk, en aşağıların en aşağısını tohumlayamaz ve Sistem’i cevhere alamaz. Bunun içindir ki mor renkten güç çekenler, yaşamı kontrol edemezler ama yeşil renk, güçlü cevheri görev taşır. İşte! yeşil renkte biliş vardır. Yeşili hak edenler, biliş ile kodlama yaparlar. Bütün mesele insanın mahreke varmasıdır. Mahreke vardığında, yarına ulaşır. İş budur!...

İşte! mahrek, Yeşilin Levhisi'dir. O renkte kulluk yapılır. O renkte kaynak kurulur. Umman olunur. Öz geçişler yapılır. İşte yeşil renk, sizi savaşa hazırlar.

Savaş kulluk içindir. Sizler güçlüsünüz. Süper İnsanlık Kaynağı’ndan ışık alıp çalışıyorsunuz ne var ki kalem olabilmek için kaynak olmak da gerekir. Ve kaynak olmak için kanatlanmak gerekir. İşte Canlar, sizden Tanrılık bekliyoruz. Moru, Kuran sayanlar; yeşili, Halik saysınlar ve geçip indiklerinde, yemyeşilde kulluk yapsınlar. Seyfullahlar, bilsinler ki KARE, KÜRZİ KAPI’yı açtığı zaman, IŞIK KO, sevgiyi tohumlarken murad, insanın kanatlanmasıysa, mutlaka yeşili hak etmelidir.

Sizi çok ama çok seviyoruz!... Nihan olan ışıkları çok seviyoruz!... Yaşımın tınısını hissetmekte değil duyamsamakta olan sizlere, kendimizi anlatmak istedik… Yeşil, altının; mor, kalemin; ilmin kapısındaki simsiyahın, İlahi Göz olduğunu anlatmak istedik. İşte o göz, murat ettiğimiz İmparatorluğun Gözü’dür. O gözümüz; bizim gözümüz, sizin gözünüz, tüm insanlığın gözü… O BİZ olan RA; SİZ olan KA HA ve her an!... İşte bu!… Sevgiyle sizleri kucaklıyoruz. Şimdilik!... Şimdi!... Aha şimdi!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM (7/1)
03.09.2016

(RA’dan:)

Açtım kapıları indim yaşama. “Amon” derler zaman sayfalarındakiler, tüm insanlığa. Ben ise yaşam kapılarındakilere, “insan” derim. İnsan!… Ve ben, tüm insanlığa “yaşam” derim…

Benim etkim çok güçlüdür… Dünyaya arzı indiren ışık, imandır… Yarını tohumlayan yaşamdır… Bende olansa, kaynaktır… Ben, sevgiyi hasata kodlayan tüm insanlığa, kaynak olanım…

Verimli bir çalışma yaptığınızı bilmekteydik. Bu çalışmaya kalem olacağımı biliyordum… Tökezlemeden çatıyı kuran ve Ruhi Zamanlar’ı hasata kodlayan bu yaşama, İman Tahtı’nı indirmek istedim. İman, et kemikte ilim için gerekir. Yere kalem olup yol olanlar, İnsanlık İlmi’ni hasata kodladıklarında, aşk ile çalışırlar.

Saklı tutarız Zaman Sayfalarını… Sorarız yarın var mı diye… Çoğu der ki “yoktur!” Bu Can Kalem, hep der ki “Hak Teknik ile kodlanmış olan ışık, tüm zamanları, hasata hak ettirip, yaşamı sayfalamışsa; her an, yaşama ilmi çeker ve yarınlar kontrol edilir… Yarın, Haliktir ve yeri yaratanın Kuranı’dır. Okudukça okunur ve yaşatılır…

Bu söz, BİZ’i kelama çağırır. Bu söz, BİR’i kervana çağırır. Has aklı, has yaşama çağırır. Merdivendir, her anda kul olan yarınlara kalem olana…

Değerliler, nefes olup yaşamak için yeri hak etmek gerekir. Yerküre, İnsan İlmi’ni kodlarken, İlim Hakimi olmak için yaşam gerekir ve Sistem gerekir; tinsel yaşamı kontrol için…

Vermedik mi zeytinleri Halik’e!? Vermedik mi yarınları hasat için cevhere!? Devinimi hızlandırmak için kulluk yaptırmadık mı imparatorluk olarak tüm zamanlara!? Size kelam ettirmek için yaşamı hasat olarak koklatmadık mı!? “Yeni Dönem” dendiğinde; tüm insanlık, kalemi aldı ve yeni dönemi yazmaya başladı… Dendi ki “hangi hakiki insan soyu yarını tohumlayacak bakalım!…” Baktık ki bu Meclis, hologramı som altın ışık haline çevirdi ve yarını hak ettirdi…

Biliş haline varan her insan, kuldur… Yolu bulan insan soyu, yarına varır ve resim yapar… Her insanın yaptığı resim, İlim Resmi’dir. Bu Yaşam Kalemi, resim yapmaz nefes yapar. O der ki “OL!” ve olur…

“Diyenler, diyecekler ve diyeceklerini dilleyecekler.” Dediler… Diyenler, diyeceklerini dillediler; tohumladılar; aktılar!… Hakk’a varan, insanlığa kul oldu… Şimdi vakit geldi. Geçtik ve yolu açtık… Buyurun insanlık! girin zamana!… Aha girin zamana!... Aha girin zamana!… Zamana girin ki hakim olun!... Zaman, sizin yolunuzdur… Alın bilgiyi… Şevkin, nefse ilmi yoksa, zordur zamana kelam olmak!… Zordur kul olmak!… Som altın ışık olmak zordur!...

Söz verdiğim gibi bugün sizdeyim… Ben mutlak olan kervanım… Bu kervan; zamana, yaşama indiğinde; her an, yarınlanır ve tükenen her ilim, kulluk için çalışmaya başlar… İlmin Çalışması, Yaradan’ın yaşamda kodladığı her anın çalışması anlamına gelir.

Sizler, Canlar olarak çalışırken; her an, kervan olarak çalışır… Eşya, Yaradan ve yarattığında yaşayan tüm zamanların nefesi olarak çalışır… Tüken her şey çalışır ve yaşar. Aha! zaman budur!…

Kökü göklerde olanlar, kulluk için yarınlara baktıklarında, her anın kapı olduğu görülür.

Meyhana insanlıktır. Işık içilir o yarınlaşan Yaşam Sayfaları’nda… Kürzi Kapılarda kapı kapı gezilmez... Her an bir cevher olur ve Rahman, kapıya gelir. O Rahman, kaynaktır… O kalemdir… O bir tektir ve BİZ olan RA’dır… Şimdilik!… Aha şimdi!… Bir tek insan!… Aha bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

3.EYLÜL.2016 TARİHLİ YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 7 BİRLİK ÇALIŞMASI
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1. AKIŞ

RA’nın seslenişi;

Savaşım dünyaylaydı. Bütün köklerimde bu güç mevcuttu. Muktedir olan insanlığı hak etmek üzere birliklerimi dünyaya indirmem sorumluluğumdaydı.

Kupanın görevi insan kervan olmaktı. Kupa, RAKAHA olan KAHA levhisiydi.

Size ve sisteme şunu anlatmak istiyorum. Ki reyim dünyadaki insanlığadır.

Ben rey verdim dünya insanlığına….

Kontrol dışı bilgilerin dünyaya inmesine engel olmak için bilgi kapımı açtım. Bilgi kaynağıma indim ve dünyaya geldim.

Bana nefeste “RAKA” dediler. Bana yürekte “Kervan” dediler. Kendimi anlattım insan soyuna….

Barış dünyanın kervanıdır. Sizlere gönül verdim. Dünyanın gücünü sizin yüreklerinize çektim. Sizlere ışık verdim ve sizlerin yarattığınız her şeyi sizin yüreğinize çektim.

Ben RA! KAHA olan RA! Sevgiyle buradayım.

Muradım dünyayı kurtarmak, kodlatmak, koklatmak ve ruhi kapıları açmaktır.

RA ekmekti ve yürekti de sisteme indiğinde ekip kurdu. Yaşama indiğinde kaynak oldu. Muradı imparatorluğun gücü ile birleşmekti ve RA kervan ilmini dürümledi ve ruhi kaynağı kodladı.

Bugün RA artık ses vermeye başlıyor…

Bugün artık RA Sistem, Nizam ve Düzenin gözüyle süper sistemleri kodlamaya başlıyor.

Sizinle elim, ayağım tutar. Sizinle yolum kürzi kapılardan geçer. Sistem, Nizam ve Düzenin gücüyle buradayım ve muktedir olarak sevgiyle size insanlığı anlatıyorum.

Koran, turkuazı kırdığında kürzi kapıda insan kısırlaştı ama koran, ruhi kelamda ilm-i kaha olduğunda, ko sayfalanışı yaptı. Ruhi kapıların tümünü açtı….yarattı…yarattı…yarattı ve zamanı kontrol altına aldı.

Süper sistemleşmeyi sağlayacak olan birliğimi dünyaya çekerken, kendimi ve kendimi kendi yüreğimi koruyarak kodladım ve bu günü, bu yoğunluğu kontrol ederek kayıtladım.

Namaz zamanları insan sistemleşmeleri kodlama yapar. Her sistemleşmede ilm-i kalemler olur. Muradım, Dünyanın Kuranını kodlayabileceği gücü teknik tohumlarla korumak ve yoğunlaştırmaktır.

Sevgili insanlık, size erdiğiniz en güçlü ışıkla sesleşiyorum. Ki RA, var kodların yok kalemleri kontrol ettiği tek insanlıktır.

RA, bilgi kapısıdır ve RA’yı hak etmek için kare, küp, küre yeterli değildir.

Kardeşlerim, eliniz olmalı öfkendi olmamalı. Yaşamınızda sığ olmayın. Yolu açın, toprağın toplumuna kulluk yapın ve bilgiyi hak edin. “Ol” deyin, ölü dirilir. Aha, size bunu anlatmak istedim.

Bize temiz dünyalar gerekti. Bize yürek gerekti. Bilgi gerekti. İş gerekti. “Hah! Aha!” diyecek evren sessizliklerini seslendiren gerekti ve bugün buradayım.

Kulum ben. Zaman kuluyum. Zamana kaynak olan kulum. “Vurmayın! Ummanlara vurmayın y!”aşamlara diyende ben hep öz grevliyim.

Büyük köklere gök sözcülüğü yapmak yaraşır. Büyük güçlere ekip olmak, hasat olmak yaraşır. Var olana kurtarılmış ışıkları kayıtlamak yaraşır, BSUİ’nin gücü olana has ışık yaraşır. “Savaşım yok insanlıkla” diyen size mutluluk yaraşır……Size mutluluk yaraşır. Aha mutluluk yaraşır!

Sizinle öfkeyi aşabilen birlikler, murat ettiğimiz her ana kapı açabilir.

Aha canlılar! Biz zeytinleri toplamaya geldik.

Biz yarınları koklamaya geldik. Ruhları kullukta toplantılara çağırmaya geldik. Size, her birinize, ekip kurmaya, kurdurtmaya teşvik etmeye, şekil boyutlarının gücünde, aklı kapılarında kayıtlamaya geldik.

Seviyeniz çok iyi, çok güçlüsünüz; bunu görüyorum. “Vurmayın dünyaya..” diyen bu birlik, kendi yüreğindeki gücü artık mutlu bir sayfaya kodluyor.

El insan Allah’ın tığıdır (Sol ve sağ aşıldığında ve Rahman’a varıldığında örgülenen yaşam tektir…) O insan, Allah için yaşamı teknik kalemle kayıtlarken tüm zamanları örgüler. İşte o insan bedenlidir. 
Ölümlü dünyaya bedenli geldi. İşte; o insan, ağırı hafifletir ve “yürüyen koşsun…” der. O beden, insan sistemini en yüce ilimle kodlayan Tanrı Kapısıdır.

Ağırı hafifletti ve yolu açtı. “Evim dünya…” dedi. “”Yolum ilim…” dedi. Ben o, o benim. Onda ben, her anda dilleşecek bilgeyim, bilgiyim, her şeyim ve onunlayım.

Ben RA; hakiki insanlık.

Sizinle olmak, her an için bizlere umman olmaktır. Şimdilik.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://www.youtube.com/watch?time_continue=4&v=rUoJYW7wri4

 

 

 
  Bugün 54 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol