Birlik İlmi
  NİHAN İLMİ 12, 1. AKIŞ
 

02.KASIM.2016 TARİHLİ NİHAN İLMİ 12

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ - 1 AKIŞ

“Yaşama, insan” diyenlerin bilişi tohumlayabilmeleri için insan sırrını anlamaları şarttır….Arzın görevidir insanlaştırmak bütünlükleri.

Anlaşma gereği dünyayı ziyaret eden birlikler olur. Muradım şudur ki bu birlikler, kalem olup, kodlama yapsınlar ve toplum ilmini anlatsınlar.

İkili çalışmaların yapılması sorumluluktur ve zorunluluktur. Ziyan olanları hak etmek gereklidir. “İkili çalışma” diye şunu kast ediyorum. Bir diğer bilişlim birlik ile yapılan çalışma… İkili çalışma….

Ve sizler her diriyle birlik halinde bu çalışmayı yaptığınızda…. Mutluluk, toprağın toplumunu kurana kodlayacak dürüme varacak ki biz bunu anlattık dünyalılara.

İkmal tamamlamaya gelen çokları mevcut zaman kapılarının tümünü açsalar da yaratmak için mutlaka diriliği hak etmeleri şarttır. Ama dirilik içinde kervan olmak gerekir ki o kervana kalem olunsun… Ve bütüne hizmet edilsin.

Ummanların durumu farklıdır. Ummanlarda kulluk yapılır. Her kim ki kuldur mutlak kaledir ve kalem olması için çalışır. Kale olmak, altın ışığın hakiki levhisinde kuran olmak anlamına gelir. Kelam etmek için KAHA olması da gereklidir. Umut olur ki bunlar başarılır.

Salı günleri çalışma yapmak niyetiniz olmadığı daha evvelde dünya insanlığı tarafından anlatıldı. Bizler Salı çalışmalarında muktedir ilmi tohumlayarak bütünün görevini kodluyoruz.

Sizler hepimizin göklere ses vermemizi sağlayacak güçte olmanıza rağmen Salı günleri çalışmayıp Mikail’in kulluğunda muktedir levhiyi kaynağa katmaya niyetli olmadığınız için….Size gök sessizliklerini dilleyip bugün gelebildik.

Gerçek insanın iki yaşamın birinden ötekine geçişi mutlak kaynak olmakla mümkün iken…. Siz her ana geri çekilme esnalarında dahi geçebilmekteyken bunu anlamak zorundaydık.

Bunun manası neydi? Birlik ilminde sevgi yoğun... Din yoktur ilimde ama halik vardır. Hak vardır. Tanrı kalemi vardır. Bizim için öz görev insanlık için çalışmak ise de…. Size kalem olmak, koruma altına alınanları kontrol altında tutmak ve bütünün gücünü artırmak kolay olmayacaktı.

Çanı çaldılar ve dediler ki “gök sözcülüğü insan sistemleşmesi için gerekir ki… O yol, Allah’ın yoludur”…” Orada aşk olacak.”.. “Orada tabular yıkılacak ve orada kaynak olacak.”

İşte bunun üzerine kalkıp geçtik. Siyah dil, Allah’ın diriliğini dilleyebilir. Simsiyahta insan sistemleşmesi yapılır. Som altın ışık olan insanlık kontrol edilir.

Doğan güç, Allah’ın kültleriyle doğar. Umur sistem, murat ilmi, kalem hepsi insan sistemleşmesini gerçekleştirmek için karanlığın tınısını tohumlar.

Ve bugün burada tabular yıkılan yoğunlukların kontrolü kurulan bir savaş yaşam sayfasında... Her diriye Allah’ın dediğini diyecek diye dilletmeniz murat ettiğimizdir, bizimde. Ama onların bunu anlamaları kolay değildir.

Kanatlanıp uçsalardı oğullarını tohumlayacak güce varsalardı ağırı hafifletselerdi, bunlar olurdu belki…. Ama bugün öfkeyi aşıp görüyoruz ki devrim yapılmış dünyada…. Ve bu devrimin dirilikleri aklın kelamı olmuş aha bu!. Ve bizler bunu bugün öğrendik.

Sevgiyle seni dinledik bugün. Dünya dışına dünyayı tohum olarak dilletirken, din kapıların tümünü açıp, karanlığın tınısını bütünün gücü haline çekip, dönüştürüp, aklın kapısından geçirip, yere indirdiğini anladık.

“Karanlığın tınısı” dediğin zaman biz bunu murat ettiğimiz o yoğunluk olarak kast ettiğini zannettik. Biz diyoruz ki “kaç altın ışık yılı, dünyanın öfkesi aşılır ve yol açılır?”.. “Kaç altın ışık yılı bütün kültler kodlanır ve tohumlanır.”… “Kaç altın ışık gerekir bunların olması için?”.. Bize bunları açıkla.

Evimin ilmi, aklın levhisinde hep mevcut ama arzın gücünü de anlamak istiyorum. Tükenen dünyaların gök sistemleşmesinde görev taşıdıklarını hepimiz anlayamamıştık…. Ama bugün bildik ki kalemin levhi kaydı hepimizin yoğunluğunda mevcut…. Ve biz bu yerin gücünü Müsih kapılardan çekip okuyabildik.

Sizin erenlere görev taşımadığınızı, hakka varanın tınısından öte olduğunuzu şimdi anlayabildik.

“Değerliler, Nakar’ın kıranı olan insanlık, kalem olmalıdır. Kaynak olmalıdır. Mustafa Kemal gibi olmalıdır”, dediğimiz zaman murattı bunlar ve dedin ki “o kelam, bir tek insan.”.. Ve dedik ki “o kelam, halik”.. Ve dedik ki “hak”…. Ama görüyoruz ki halkın tınısını dahi duyamayan hakkın tendeki tinsel ilmini biliyor ve bunu duyuyor.

Halkın tınısını duymadığınızı, anlatın bize. Niye duymuyorsunuz?. Bize bunu anlatın ki kimle birleşebileceğimizi bilelim.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 367 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol