Birlik İlmi
  NİHAN İLMİ 17-1
 

YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM (17/1)
12.11.2016

Yerküre, seni seviyoruz!... Seni; hepimiz, Zaman Sistemi olarak dinliyoruz!... Ve çok seviyoruz “Dünya” diye adlandırdılan yerküreyi!… Zaman İlmi’nde, “Yaşam Zaman Kapısı” olan Dünya; “Kelam Tahtı” olarak bilinir…

“Ben, nefes olarak gelir; yaşarım!” denir… Diyar diyar gezdim Süper Sistemler’de her anı… Ben, cennette cennet oldum; kök geçişler yaptım; kaptanlık yaptım her an için ve bugün, Dünya için Kürzi Zaman Sayfaları’nı açmaya geldim.

Diyar diyar gezdim yaşamları!... Diyar diyar gezdim yarınları!... Her anı, Yaşam Siyahları’ndan güç çekerek tohumladım ve yol açtım her andan her ana!…

Barışın ışığını yaktım; zamanı tohumladım!… Kulluk yaptım!… İmparatorluğun ummandaki hasatını yaptım!… Kil ve kum olan insandan, insanlaştım; gerçek çatışmayı başlatıyorum.

Çatışma nedir bilir misiniz!? Siyahın, siyahla değil morla çatışması!... Yaşamın, yaşamla değil; Halik’le çatışması!... Sınırları kaldırıp; yaşamın, sır olan nefesle çatışması ve sevginin, Sistem’de diri olan Yaratılış Nefesi ile çatışması!… Her biri bir karanlık!… Her biri, bir Altın Işık ve her biri, bir cennet!… Cemaat olan ve kontrol kuran!...

“İnanın ki hasat dönemidir.” derim ya hani!… Hasat; çatışanların, çatışma esnasında tohumlandıkları bir yaşamın; tıkanan her Sistem’i, yetkin şekilde kodlayarak kontrolundan başka bir şey değildir.

İnanın ki Dünya, nefes olarak yaşamı tohumlar.

“Umurumda mı dünya!” dedim.

Şaştılar!... “O halde niçin burdasın!?” dediler.

Diyar diyar gezen Cennetli’nin, burada oluş sebebi; cevherin, insan olduğunu ve yaşamın nefes olduğunu; tüm insanlığın, Nihan olduğunu ve Nihan’ın “Nİ KA HA” olduğunu anlatmak içindir.

Diyeceksiniz ki “Nİ KA HA ne demektir!? Değerli Varlık Sayfalarımız; Nİ, Nihan’ın kervanıdır. KA, kaynağın sırrıdır. HA, kervan olanın, Turkuaz Işığı’ndaki hakiki kaynaktır… Hepsi, tek bir çetişme olur çatışma olur ve som altın nefese dönüşür… İşte! Dünyanın Nihan İlmi budur.

Çarık giyip yaşama inen herkesin, kendini dinlemesi amaçtır… Kim, Nihan olur; Kim kalem olur; kim, KÜRE olur; kim ziyandan olur. Zahir olur bilinir…

Dünle, dünya yaşamına başlayan İnsan Soyu; yolu açıp da dürümlendiğinde; yaşama, İman Tınısı’nı duymadan inmez. İnsan Soyunun, İnsan İlmi’ni anlayarak doğması çok önemlidir.

Birliklerimizin çokları, İnsan Soyu olarak kontrol kurarlarken; kendilerini kodladılar ve yaşadılar…

Misafir olarak yaşama doğanlar; ocakları, hologram olan yaşamlara kayıtladıklarında; dünü, Kök Güç sayarak, kalem olmak istediler… Biliş haline varmayanların, nesillerini korumaları, İnsanlık Boyutları’nda; İnsan Soyu’nda, koruyucu ışığı hak etmelerine bağlıdır.

İnsanların, “Din” dedikleri, Seyfullah Işıklar’la tohumlanmış Sistemi, çatışma aracı saymaları, “İMAR TİNLEŞMELERİ”nde sorun yarattı… Kendi dininin, insanlık için gerektiğini ve insanlığın, bu kelam ile kodlanacağını düşünenler, yanılgıya düştüler. Çünkü, yaşam için İMAR İLMİ çok önemliydi. İMAR İLMİ’nin olmadığı bir Sistem, cennet kuramazdı… Yaratamaz ve yarınlayamazdı dünyayı…

Nuh Kapıları, bu nedenle hep açık kaldı. Her bir yaşam formu, İnsan Sistemi’ni hak etmek için Kaynak Işığını kodlarken; kendini dinleyemeyenlere, “sizinle kalem olmam!” dedi. Çok mutsuzduk!... Çok mutsuzduk; çünkü, yürüyen hiçbir yaşam, tüm insanlığı haketmemişti!...

Ben, benden öte beni hak ettim… Ki “ben O’yum” diyen; kelamda, her insanın kendi olduğunu anlayabilirdi.

Bütün kütle ile çok mutlu “kök geçişler” yapan bu Meclis, cennet için cennet oldu. Bildi, Birlik İlmi ile tohum ekti ve yaşamı kodlayarak, güçlendirdi. Dinletti her anı; dilletti ve hak etti…

Süreç içerisinde, İnsanlık Boyutları’nda yaşam yenilenecekti. Bunun için çantalar dolmalıydı… Bunun için yaşamlar korunmalıydı… Tükenen her kim varsa, kodlanıp yaşatılmalıydı… Bunu başarmak, İMAR İLMİ ile mümkündü…

Bu ilmi, hak etmek için çok çalıştık… Dinlettik yüreğimizi ve hak ettik EKRAN olduk tüm yaşamlara…

“Mushaf İlmi, hakiki ilimdir.” dediler. Mushaf, ilimdir ama Hak Teknik’te, İnsan Soyu için, Hak Levhi, İlmin Kaynağı’dır… Bu yoğunluğu hasata tohumlayamayanlar, biliş halinde görev taşıyamazlar…

Çeyrek bilgilerle, zor bir dönemi aştık. Her bilgimiz, insan soyuna çeyrek olarak dinletildi. Beklendi ki herkes, kendi hakiki Levhisinden, İlmi Ko olsun ve biliş ile her bilgiyi hak etsin. Bizim, bizden verdiklerimizin izni ile herkes, kendinden kendi diriliğinden bilsin… İzin vermediklerimize; “yaşa yarınlarda!” deriz ama “yaşam ol” demeyiz… İzin vermezsek, yarında yaşar ama yaşam olmaz!…

Bunu herkesin anlamasını beklemiyorum… Çok özel bir çalışmada, bu bilgiler açık olarak dinlendiğinde; daha İnsanlık Boyutları, yaşam sayfalamadan evvel yaşam olduğu bilinecektir…

Herkes, herkeste yaşar. Herkes, herkesten yaşatılır. Yaşar, yaşatılır, ziyan olmaz. Ziyan olsa, kontrol kuramaz!… Bu görev için “İnsan Boyları” çok çalıştılar. Kimler, kimlerden çalışacak bilmek; yaşamak, yaşatmak istediler…

“Çorba pişti ya yeter!… Çorbanın tuzu olmasa da olur!” diyenler vardı. Bilgi için biliş gerekirken; bilmeden kendi yaşamlarını kodlayarak; bildiklerini, hakiki sayıp ışık kodlamaları yapmaya kalktılar. Onları, tohumladık ve kontrol ettik.

Çeşit çeşit yarın vardır!... En ve boy olan Sultanlık vardır!… Işık Yağmurları vardır!… Hepsi, cennet için yaşamı hak etmek isterler. Diri yaşamları hak ettiklerinde; artık toplum vardır.

Toplum!… Üzerinde kulluk olan toplum!… İşte! toplum haline gelmek için çalışılır.

Ismarlama çalışmalar, İlmin Kalemi ile olmaz. Böylesi çalışmalarda, İsrafil, insana kendini dinletmek istemez…

İsmaili Yaşamlar’ı koruyacak olan insanlıktır. Oğullarını hak etmeyenler, Kulluk Kalemi olamazlar. Aha! bunları açık vermek istedim bugün.

Züppe İlim yapanlar da var!!!!… Sevgililer, niye bu kelimeyi seçtim bilir misiniz!!!!??? Kelimeyi kodlarsak; Z: Zeyit, ziyat, ziraat!.. Hepsi Z…; Ü: Ümmi, ümmi Sİ Hakk…; P: Parlamak… ve bir P daha!... 2. P’de: Parıltı, yaşama ağır ağır inmeye başlar… Ve E: İlm-i Levhi olan her insan, E Sistemi (Evrenlerin Sistemi) olur…

Bunu, çok önemli gördüğüm için anlatmak istedim!… İnsandan insana her kelime, çok farklı değer taşır… Siz, bu kelime ile önemsemediğinizi birisini, kirletmek isteyebilirsiniz.

Bir diğeri, bu kelimedeki “koklanmış ışığı” keşfeder ve der ki “bu kelime önemlidir...” “Ziya İlmi’dir bu kelime.” diyebilir. Ya da diyebilir ki “ben, Birlik Kelamı olarak bir kelime seçtim. Bu kelime, yaşamı tohumluyor… Bugün, önemli bir gün ve ben, size çok farklı sesler de veriyorum ki bu sesleri, hak edip anlayanlar, kontrol kurabilirler… Kontrol kurulduğunda, sizin için herşey farklılaşabilir… Önemli olan, yolu açmaktır…”

Biri için kapalı olan yol, dürümlerde, herkes için ağır yüktür… Ama o yol açıldığında, hepimiz ışık haline dönüşebiliriz. Bunu, açık verdim!...

Canlar, nefes olarak herşeyi başarabiliriz. Bilin istedim!... Sizler, çoğunuzun dünden dünlere varan ışık kırıcılıkları var. Kar kış çalışan bu Birlik, bilip hak etsin; her anı tohumlasın ve yolu açsın… Bunun için önyargıları aşıp geçin. Kim için önyargınız varsa; onu kodlayın; akın ve onu kontrol edin.

Sizden, cennet olmanız istenirken; den denlerle çalışmalar (Tekrarlarla çalışmalar) bitsin istiyoruz… Daha yüksek ve daha güçlü çalışmalar bekliyoruz sizden…

“Bir tek Tanrı var” denir ya hani!... Anlayın ki o tek Tanrı, Tarık olan; has olan yaşamdır. O Tanrı, ilimdir!... O Tanrı, karanlıktır!... Aklın Işığı olur; her anı aydınlatır. İyi anlayın!... Şimdilik!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 164 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol