Birlik İlmi
  KARANLIĞIN IŞIĞI (1), 4.AKIŞ 1.BÖLÜM
 

5.EYLÜL.2018 TARİHLİ KARANLIĞIN IŞIĞI (1)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4.AKIŞ- 1.BÖLÜM

Asa, insanlıktır, canlar. Kimse, dünyanın lekesini temizleyemez diye düşünülmekte iken, bugün bu yoğunlukta, arzı, arşa dilleyenler, lekeleri tahditsiz şekilde, temizlemekteler….Aha, görev budur.

Ayrılık gözetmeyenlerin, bunu hak edip, başarabilecekleri, bilinmekteydi. Teknolojik kontrol, hepinizin yoğunluğunda mevcut olan bir sistemli çalışmayla gerçekleşir. Bu teknik tohumlamadır, aslında.

Yeni dönem için buna gerek vardır ki bu yoğunlaşma, mutlak kuranla, kodlanarak gerçekleşir. Sistemin gücünü anlamanız için, size bir tek şey söyleyeyim.

Nedir, insan?. Hangi yoğunlukta, kodlama yapar? Hakk’ı Hakkiyeti anlayabilir mi? Ruhunu, ummanlarda tohumlayan o insan, koruyucu olduğunu, bilebilir mi? Kervan olup da ka ha olduğunu anlayacak, dürüme, varabilir mi?

Kimse, insanı dinlemedi bugüne kadar. Bütün köklerimizle, elim varken insanı dinleyememiz, ne büyük bir sıkıntıydı, bilseniz. Bizler, dünya dürümlerinde, insanı anlayarak, görev taşıdık, hep.

Ellerimizi, aklın kalemi yaptık ve yoğunluklara kodladık. Muhammet kuranında, kutsal ışık oldu. Büyük kötülükleri önledik. “Yer gözünü gören, ilim olabilir”, dediler. “Yer gücünü dilleyen, ilahi bir güç olabilir”, dediler.

Allah’ın ahtı vardı, insanı kodlayacaktı. “Oğul, ben doğanın gücüyüm” diyen, herkes, ekmek olabilecekti, diyerek, bu çalışmaları başlattık.

Yukarının yukarıları vardır, ana kapıyı bulduğunuzda, size siz olup, inerler. Yarınların topraklarındakiler, vardır. Ayrılığı hak edip, insanlıktan ayrı tuttuğunuz zaman, size gelebilirler. Aşk kapıları vardır. Siz, o kapıları hakkın kapısıdır, diye dillersiniz ve siz, o kapıya ulaştığınız zaman, ocağınız olur, o kapı.

Muhammet’in ekibinde, insanlık kodları vardır. Oğullarını tohumlayarak, görev taşıdılar. Yasaları kodladılar ve muktedir oldular. Bundan öte bir ilim olamaz diye, düşündüler. Kelama, kaleme, indiler, etken oldular. Hak tahta vardılar, insan oldular.. İlmin kapısını buldular, yolu buldular ve ruha vardılar.

Netice olarak; bugün hepsi buradalar. Bütün kökleriyle Bu Meclise, hakim olup, vardılar. “Ertelenen kimse yok” diyen, Bu Meclise varan, mutlu oldu. Hiç kimsenin ertelenmeyeceğini dilleyenler, buradalar. Ve bu yoğun akıl, mutlaktır.

Kardeşlerim, dönün, bakın insanlığa, nereye, ne olup geldiler? Yarını, hak ettiler mi? Hasatları oldu mu? Hologramı aşıp, geçtiler mi? Burada olanlar, iyi bilirler ki mutlak kapılarda, insanlık kelamı, ilimle dilleniyor artık.

Kili kumu bilenler, ruhu da bildiler. Yaradan’ın ahtı vardı. Yaşatacaktı ilmi. İblis olsa da yaşam, kodlayacaktı.. Ve kontrol edecekti. Bütün bunları başardı ve yaptı, insan soyu.

Düren, dürülen insanlık, tüm zamanların ilmiyle, bilişin kontrolünü, kurdu. Doğal dünyanın gücüdür insan, bunu iyi anlattık, insan soyuna. İnsanın yok edilmesi diye, bir ilahi güç, yok olur, canlar. O güç, yok olur ve insan yokluğu tohumlayan, mutlak kuran olduğundan öteye varır ve hakikiyeti kodlar ve tohumlar.

O insanın, yolu vardır. Kontrolü vardır. Yerkürede gücü vardır. Onun yolu kaybetme imkanı yoktur. İşte dünyanın yoğunluğunda artık bunlar vardır.

Kelama kaleme inmek, insanın ilmiyledir. Gürzi kapıların tümünde, yolun kontrolü kuruldu. Şevkin şavkından ötede asla hata yapılmayan, bir yasa konuldu. “O yasa da Allah’ın ekmeği insanlıktır”, dendi.

Verdiğim tüm bilgiler, ölüler planetinde verilen değil artık dirilere verilendir, canlar. Bugünden itibaren diriler, diri kelamla, dürümlere inecek ve bütünün gücü olacaklar.

Artık insan, kendini hak edecek. Emin olun ki bu insan, mutlaktır. Ve kim, ne derse desin, kendinde olacak ve hiçbir sahrada, kontrol dışı kayıt yapmayacak.

Ellerimiz; Allah’ın eli oldu. Aklın kalemi oldu, bütünlüğümüz….Muktedir olan insanın aklı, muktedir kelamın kalemi oldu ve hakkın kapısını, bulduk.

Burası “OL” diyen bir meclistir, canlar. “OL” deyin ve hak edin. Bu Meclis “OL” diyen, Bir Meclistir. Koruyucudur, koklar yürekleri, diller, dinler. Ve Oldurur. Ölüyü diriltir. Körün gözü görür, Bu Mecliste. Ve biliniz ki gözü gören, her kim varsa yarını, hak etmiş olandır.,

Yine dünyalar kurarız, canlar.…Yine yaşamları tohumlarız. “Bu yol, Allah yoludur” diyerek, görev taşırız. Altın ışığımızla, bütünün gücü oluruz. Tümen, tümen insan oluruz, yarınlara varırız. Nesiller boyu bunu yapmak üzere bu çalışmayı devreye aldık ama olgun bulunması şarttı ki olgun başakları, bugün artık tek tek bilmekteyiz.

“Karı koca arasına girme derler”, bilir misiniz?. Sevgililer, o koca, senin sahrandır. Ve yaşam, senin hasatındır.. Kim ki elinin gücünü bilir, ölüyü diriltir.

Bugün size bundan söz etmek istiyorum. Birçoğunuz dersiniz ki “ailemi hak etmedim”. Birçoğunuz dersiniz “ben sistemi kontrol edemedim”. Çoğu der ki “ben ölü bir planette hakikiyetimi hak edip, dilleyemedim”. Ve bazıları derler ki “aile içi şikayetlerim, aile içi gördüğüm şiddetler var ve ben, daha güçlü, nasıl olurum?”

Ha diyeceksiniz ki “nasıl bir şiddet?” Her türlü şiddet... Psikolojik şiddet. Ekonomik şiddet… Veya fiziki şiddet… Bugün dünyalıların, çoğu bu tür şikayetlerle bizimle oluyorlar. Sormuyorlar, neden oldu diye? Sanırlar ki ellerinden gelen, hiçbir şey yok. Ve sanırlar ki kaynakları, kontrol dışı.

Canlılar, ölü bir planette bunların olması mümkündür ama ölünün dirilmesinden sonra artık şiddettin sonlanması gerekir. Hiç kimsenin kimseye şiddet uygulamaması gerekir.

Birçoğunuz öz gerçeği bilirsiniz. Birçoğunuz yolu bulursunuz ama önce sizinle olanın da ellerinin yüreğinde olması gerekir. Bunu beklersiniz, hepiniz. Oysa o kelam da kendini dinlerken, hakkını, hakikiyetini anlayamayabilir. Ama siz, sizi anlamışsanız onu da anlarsınız.

Öz gerçekliğini hak etmemişse, yaşamı yoktur, onun. Ölü planette, bilişi olmayanın, ölü olduğunu da bilin. Ölünün dirilmesini, beklemeyin. Onu diriltin. Onu yaşatın ama daha önemlisi, sormadan hak ettiğinizi bilerek yapın, bunları.

O, kendini dinleyebilecek mi? Ellerinde görevi olacak mı? Toprağı tohumlanacak mı? Bu yolu açın ve deyin ki “gerçeksin, hakikisin, benim levhi kapımsın ve sen seni hak etmeden, ben seni hak edebilirim”.. Ama senin seni hak olup, dillemen gerekir ki bütünün gücü, senin de gücün olsun.

Bunu kim hak edip yapabilirse, koruyucu oluruz, biz ona. Ve onun ruhsal kalemi oluruz ve onun öz gerçekliğiyle, bütünün gücü oluruz ve orta kapılarda, onu koruruz.

Düne göre çok daha güçlü bir dünyanın kurulacağı bu günde, bütüne hizmetçilik yapanların, kendi yoğunluklarındaki tüm cevheri kayıtları, tüm insanlıkla, bilişken olarak, kayda almaları gerekir.

İşte canlar, ailenin, aile ile dillenişinde ki sesi örnekledim ve size anlattım. Ama dünyanın üzerinde yaşananların watch kayıtları vardır. O kayıtlarda, ışıklar yanar. Ve o kayıtları da dillemeniz gerekir. Çeşit, çeşit ışık ve hepsinde, kaynak ışımalar vardır. Ama sistemin gücü yoktur, o ışıklarda.

İşte, bundan doğan sınırlılıklar, vardır. Hepinizin görevi, bu sınırsızlıkta, o sınırlılıkları da kontrol altına almaktır.


https://youtu.be/YwylIk74zSA
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 681 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol