Birlik İlmi
  KARANLIĞIN IŞIĞI 4-3
 

KARANLIĞIN IŞIĞI (4/3)
26.09.2018

Canlarım, dara düşmeden hasata kodlananlar; “BİZ” olup kontrol kurarlar. Biz, İLİM KALEMLERİ’yiz. Bizi, “BİZ” diye bilin.

Deri, diridir; KELAM, HALİK’tir. Şevk, SAHRA olur; KÜLT, insana İNSAN olur. Bizi, bize dilleyen, BİR’e hizmetçi olur.

KURAN-I KERİM, insanlık için IŞIK halinde, GÜÇ KODLAMASI yapan; İMPARATORLUK’un İLİM koyuluğundaki, SAHRA BİLGİSİ’dir. Bu bilgi, insanlığa inerken; herşey, herşeyden kodlandı. DÜNYA DİRİLİĞİ, hasat yaptı. Cennet olan İNSAN, İMPARATORLUĞUN KURANI oldu. Kontrol kurdu… Eller, İLİM’e; ummanlar, KURAN’a; yarınlar, SAHRA’ya açıldı. Beşer, şafak oldu.

Önce İNSAN, som altın NEFES olup yarına ulaştı. Sonra, RAHMAN olan “SİYAH”a vardı; dillendi… Eller, İLİM’e kodlandı; NUR, RUH oldu. MUHAMMET, et kemik oldu; insana doğdu. Doğan, “İNSANLIK”tı.

“AT”ın (AT: Allah-Tanrı Bileşkesi olan çekirdek), İLİM olur. İNSAN olur AT… O AT, NEFES olur; gerçek olur. O gerçek, tüm yaşamdır… Tüm GÜRZ’dür… Ki o GÜRZ, ZAMAN SAHRALARI’nda “HER AN” olandır.

Temel SAHRA, “BİLİŞ” kontrolunda oluştuğunuda; İMPARATOR olur İNSAN. O yoğunluğa varır; kendini kendi diriliğini anlar.

Artık sığ olan yaşam, devre devre ışığa varır ve SOM ALTIN IŞIK olur. O IŞIK, herkesin ilmi olur ve ZİYA olan, İSLAM olur; BÜTÜN olur.

Huzurlu bir SİSTEM’in oluşabilmesi; insanlığın, HALİK olması ve RUH olması iledir. Soylar soyu, yollar yolu; insan, İLİM’i haketmek için çabaladı. Ne var ki insan, “İNSAN” olamadı ve “HASAT” olamadı.

Dünün, dürülen sahraları; bize, “BİZ” olan dünleri anlattı. Biz, BİR olan insanlık olarak; dünlere vardık. Dünleri dilledik… YAŞAM SAHRALARI’nda, GÖZ olduk; üzerinde görev taşıyan SAHRALAR’a GÜÇ olduk. Ölüydük; öldük!... Öldüğümüzde, “GÖZ” olduk ve “TOHUM” olduk. Öldük ama diri olup yaşadık!... Bu, “BÜTÜNÜNÜN GÜCÜ”yle oldu.

Orada, insanlık var. Biz varız!... Hepimiz, her andayız. YEŞİL’iz, MOR’uz, “TOPRAK İLMİ”nde kontrol kurduk ve savaş verdik. İnsan, savaştıkça kodlanır ve sonsuzlaşır. Savaşımız, İSLAM KAPILARI içindi. İSLAM, İNSANDIR ki BİR TEK olan, her anda “BİZ” olup “İNSAN” olur.

Yolcu, ummanlara vardıkça; yarınlar, insanlığa vardı. Her birimiz, “BİZ” olup; “BİR”e vardık. Aktık!... Aktık!... Aktık!...

Hoca hacı değiliz. İzin verin; izin alın; yasaları koyana umman olun ki HALİK olun. İnsana, “İNSAN” denilen o yaşama, kontrollu olarak varın.

ARI’nın KALEM’i HALİKİYET!... ARI, HALİK oldukça; yaşam, bal olur ona… Ama ARI, hasatta SA HA oldukça; yaşam, SİYAH olur.

SİYAH renk itibarlı renktir. O renk, tüm sistemleri kapsar. O renkte, İLİM hologramdan ötedir. Her bir “SİSTEM CEMAAT” o renktedir. Her renk, diriliktir ama hologramda diri olmak; hasatta, diri olmaktan ayrıdır.

Bir tek dünya vardır; insanı, İNSAN yapan. Tüm diğer dünyalar; insanın, İLİM olmasıyle kodlanır ve o dünyalar, “TOPRAK TOPLUMLAR”ı kontrol ederek, yarınları HALİK kılarlar.

Biz, dünyaya cevherimizi indirirken; her dünyanın ışığını da indirdik. Teknik olarak bu mümkündür. Herkesin, her insana, güç kodladığı bir planette; tüm insanlığın, her birinin diriliğinin bulunduğu tüm SİYAHLAR’ı, KALEM’e çekmesi gerekir.

Bizler, KERVAN olarak SAHRA olurken; DİRİ olup YOL olmalıyız.

Körü, gözsüz sanmayın. O görür ama KÖK GÖREV’i ZİYA olmaktır. Gözsüz olduğunu sanmanızı diler. Bugün, tüm insanlık için iş yapıllıyor ve her insan, KELAM olurken; kendi dürümlerinde diri olup çorba pişiriyor. Her pişen çorba, “SİYAH”tır ve SİSTEM’dendir. Siz o çorbaları hakettiğiniz zaman, dinler ve dillersiniz. Bunun için kin ve nefret duygularınızı aşmanız gerekir.

Çerçeveli çalışanlar ya da teknik olarak çerçevesiz çalışanlar, İnsanlık Boyutları’nda “koru beni Allah’ım!... Beni koru!...” dediklerinde, ilimsiz oldukları gözlemlenir… Allah; sizi, sizin YARINLARINIZI; sizin KALEMİNİZ ile korur… Ama siz; “ben, bende beni hakettim ve ben kendimi korudum!” derseniz; bu, sizin sizle yasaları koyduğunuz ve kontrol kurduğunuz anlamına gelir.

BİRLİK KALEMİ, her insanda teknik olarak “BİR”dir. O “BİR” olan hepimizdir. Onun ilmine; herkes, KELAM ederken; “İNSAN SIRRI” diye bilinen, BİR TEK olup hizmet eder. İşte o TEKLİK, ALLAH TEKLİĞİ’dir.

Herkes, “ALLAH” derken, kürsüde bulunan bir SİSTEM’i sorumlu sayar ve ona yönelir. Yönelen, KELAM olup kendini bulduğunda; onu, “ALLAH” diye dilleyen; o olup KELAM’da kendi olur ve kendini diller.

Hepiniz, “BİZ” olup; “KELAM” olup; “BİR TEK” olup; “ALLAH” olan o KURAN olursunuz. Ne var ki kini aşmadan, bunu anlayamazsınız.

Sığ yaşamlarda; insan, kendini anlamaz ve anlatmaz. Sığ olmayan yarınlar için IŞIK haline geldikçe; diriliği artak ve kendi olur. Unutulun herşey anlatılır ve anlaşılır. Herşeyin, herşey olduğu dillenir, bilinir, BİRLİK kurulur; umutlanılır!... Unutulanlar hatırlanılır.

Kesir bilinçler, kesir yarınları tohumlarlar. TANRI KAPISI’na varıp da BÜTÜN olanlar, “YAŞAM KODLARI” olarak “YERYÜZÜNÜN GÖZÜ” olurlar. Onlar, toyluk yaşamadan Teknik Oğullama ile Perde olanlara güç katarlar.

Toyluk; kutsuz, sonsuz kırılışları önlemek için devreye alınan SAHRALAR’dır. Herkes, HASAT olup; HAKİKİYET’ini HAKK olup idrak ettiğinde, artık sayfalarında kırımlanış biter. Ve ZİYA olan, NİSA olur.

Kurullarım bugün buradalar. Bütün kurullarım; cevherini, cennet yapan insana, güç olmaya geldi. İNSANIN İLMİ, hologramı aşan sayfada; tükenen her anı kodlar ve yeniler. Bugün burada bu oldu.

Bestelerimiz, güftelendi ve kontrol kuruldu. SES, SİSTEM olup aktı. Bu SES, “İLİM SESİ”dir… Bu SES, “SİSİTEMİN SESİ” olarak yarına vardı.

Beşer, enkarnedir dürümlere. Beşer, insanı İNSAN yapar. Aha! yaşar, yaşanır, umman olur, hasat yapar… İş budur!... Buyurun hakedin ve HALİK olun. İş budur!... İş budur!... İş budur!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 213 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol