Birlik İlmi
  KARANLIĞIN IŞIĞI (4), 2.AKIŞ 3.BÖLÜM
 

26.09.2018 KARANLIĞIN IŞIĞI 4
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ 3. BÖLÜM

Bugün Allahın gücüdür dünyada yarını tohumlayan, bu gücü hepimiz gerçek diye bilelim.

Kıranın kırılmayacağı bir dünya bekliyoruz, her kıran kelamda kendini hak edecek ve kırılmayacak ama biz onu kırmayacağız canlar. Çünkü robotik timlerin teknik kayıtlarında kırılma var, kıranda kırılanda robotiktir bunları artık insanlığın anlamasını bekliyoruz.

Tüy döker ilim bilir misiniz ama ikna olmalıyız ki o tüy aklın tüyünden ötede kök görevin türevlenişi ile dürümlenen insanlığındır. Şeytana şarkı öğretmeyiz biz, şevkle şavkla çalışırız ama şer yaratan şeytan olup gelecekse yüreklere öldürürüz onu, ölür ve köksüz kalır, güçsüz kalır… Evren evren gezenler, dar boğazdan geçti insanlık bunları anlayın artık…

Yırtılan sahralar, yıldız sayfalarını kontrolsüz kılanlar, yolu kaybedenler var ve biz büyük kötülükleri önlemek üzere bu çalışmayı devreye alanlarız. Kantara koymayız yaşamı, kantar aklın kelamını kontrol edemez zira; ziyan eder ama biz bütünün gücü oluruz ve hem ilim oluruz, hem hakikiyetle dilleniriz ve hem de mutlak oluruz.

Hayır insan nefessiz kalır mı diye sordu, imparatorluğun gücü insansa ellerimiz ellerimizdir, yolları yollarımızdır ve asla nefessiz bırakmayız onları. Kelam halikiyet, hak teknik kuran ve biz mutlak olan insanız…


“Kaçacak görev, kaçacak yaşam” dediler, alıp götürdüğünüz ne varsa getirin geri… Hepsi bizimdir!... Bir kez daha diyorum “alıp götürdüğünüz ne varsa geri getirin”… Hepsini tüm insanlığın kelamı yapalım.

Oyun oynamayın, Muhammet aklın kapısı biz o, o bizdir, ağırı hafifletelim. Göç kapılarından müthiş bir sahra olalım, merdiven kuralım her ana… Kibri aşanlarla bu çalışmayı sürdürmek diledik ve bu oldu. Ama burada az sayıda ilim kapımız olması gözün gördüğü en büyük gücün bütün olduğunu ve yoğunluğun mutlak olduğu bilişinden doğar. Eğer buraya tüm insanlığı koyarsak Samanyolu galaksisi bile kontrolden çıkar bu kesindir. Ve biz bu galaksinin büyük kötülükleri önleyebilecek yüceliği dürümlerde dillediğini bilerek müracahat ettiğiniz her şeyden ötede tüm sahralardan ötede müracatları kabul ederiz. Ama yaman bir doğa için ve tahditsiz bir kalem için… Önce görün bilin, olun ve sonra geçip gelin… Biz buradayız, sizi bekliyoruz… Ve ziya olup gelin ve sahra olup gelin ve hakim olup gelin… Soru sormayın, bilin… Ben sormam birlim, bilirim ki dillerim…

Şimdi, bana ölüler planeti dedikleri bu yaşamı hak et dedikleri zaman; önce ölü mü dirimi baktım… Bu planet diriydi aslında, ölü olan imparatorluğun görevlileriydi burada… baktım ki insan değil ama tüm sahralar dipdiriydi… Formal yaşamlar dipdiriydi, bunu bilerek geldim… Eğer insan diri Halik olsaydı yarını olurdu, bugün arzın gücü dünyadadır ve yeni dönem müthiş bir sahra olmaktadır…

Boş, ölüydü boş… Yolca, yokca, yarınca değil ilimsizce kodlamalar yaptı artık al, ver görevi bitmiştir… Ver, ver görevi başlıyor… Herkes herkese vermeye başlayacak ilmi ama almadan… Bilip verecek, tüm insanlık bilip dillenecek… Bizim zamana verdiğimiz insanlık ilmi budur! Her insanın bilip dilleneceği bir yaşam, tüm insanlığın sahra olabileceği bir yaşam, ruhların kuran olduğu bir Türkiye çalışması ve bu çalışmayla bütün türevleri tohumlayanların karanlığı aydınlattıkları bir sofha, o sofada sistem olacak…

Kantar ilim tarttı dünyada biz ise aklı tarttık… Kimsenin aklı, kimsenin aklıyla eşit değildir ama akıl tahtına varıldığında tüm sahralar ilim olur, o zaman aklın kaynağı bütün olur, herkes her şeyi bilir… Biz bunun için bu çalışmayı yapıyoruz canlar…

Kontrol dışı bilgi vermeyiz bu da kesindir… Kil kum insanın kült olma imkanı olmadığını biliriz de olgun sahraları kodlarız ki; o insan türevlenip tüm sahralara umman olsun diye…

“Cin delidir” dediler, “cinlerle dillenir insanlık” dediler… İnsanın cinle dillenişi değildir yaptığımız, biz İslam kalemleri olarak tüm sahralarla dilleniriz buda kesindir!...

Ve dürümlenenler köklerini anlasınlar, ayırdıkları ne varsa aklın kapısına varıp onları yeniden hak etsinler… Ayrı tutulanlar şafakta sofraya oturamaz ve sofralar kontrolden çıkar. Bunun içindir ki; kimi kırdıysanız öpün yanaklarından barışın… Onlar sizsiz kaldıklarında siz yaşamsız kalırsınız unutmayın! Onları öpün, koruyun, ocak olun onlara ve ziya olun, kimse sizin hariciniz olmamalıdır anlayın! Ve yorulmadan kör sağır bilmeyin kimseyi, çalışın!...

Sarfettiğiniz çaba Nisa kapısını bulmanızı sağlar, Nisa kapısı sevgidir bunu bilin!... O kapıya varın ki Rahmi kapıda hologram olmayın…

“Ol” dedik, hepiniz oldunuz… Ol ki hasat ol…

Mustafa Kemal Paşa simsiyah olup geliyor yüreğimize ve onu dinliyoruz şu anda…

https://youtu.be/Gi1U8SbnhIM
Süper İnsanlık Realitesi

 
  Bugün 157 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol