Birlik İlmi
  KARANLIĞIN IŞIĞI (4), 2.AKIŞ 2.BÖLÜM
 

26.EYLÜL.2018 TARİHLİ KARANLIĞIN IŞIĞI 4
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ - 2. BÖLÜM

Koca bir dünya, ölü planet... Ama; özü, sözü, gözü olmayanların yüceliğinde dillenmeyecek olan bir planet...

BEDEN ALMAK SORUMLULUKTUR!... Dünya planetine gelmek, büyük kök görevi hak ediştir... Ama o görevi hak olup yapmak farklıdır... Kıranın kral olsa da, yalın olmadığı bir dürümde, şafağı yoktur... Biz Allah’ın ekmeği olanız... Allah’ın lekesiz kalemi olanız... Biz dürümlerde dillenen insanlarız... Peki niye buradayız? Oyun oynamaya mı geldik? Oğulları toprağa tohum diye çekmeye mi geldik? Yaradan yarattığında yaşasın diye mi geldik? Hamur yoğurmak için mi geldik? NEDEN DÜNYADAYIZ? Çayımız aklın çayıdır... Demlenir o çay... Demlenir ama içen İNSAN olup içsin diye çabaladık... Hangi insan o demli çayı içer de, karın ağrısı çeker?

BİLİNİZ Kİ; ,NSAN KENDİNİ HAK ETTİKÇE YAŞAR!... Ve biz o insana kucağımızı doldurup, görevlilerimizi dürümletip, yarınlarını kayıtladık... Netice olarak; biliniz istedik... MUHAMMED AKLI, HAKKI VE HAKİKİYETİ DİLLEDİ... TÜM SAHRALARINCA... Ama Muhammed’in gözü, özü, sözü sistemde yoktu... Yarattı ama yaşatmadı... Aşksız kaldı ama safha safha ışık yaktı... Yürüdü, yük onun yükü oldu, o yükü hep taşıdı... Neydi taşıdığı yük? HAKİKİYETİYDİ... Ve biz o hakikiyeti hologram ötesi tohumlarla kodladık ve ocağını yeniledik... “VAR OL” dedik ona... Vallahi dedik, billahi dedik... “Öz görevini hak et ve ol” dedik... Onca çaba bunun içindi...

Şu ana kadar RAB olan rahmi kapıya HAK olup indiğindendir ki; sahra olamadığını düşünmedi... Ama yaşadı... Peki, burada ne olmalıydı? “OL” demeliydi... ÖLÜYÜ DİRİLTMELİYDİ... Gönüllerin gücü olmalıydı... Ve bizler; seviye seviye ilim sahraları oluşturduk... Bir çok seviyeye uygun ilim sahraları... Ve tümünü kör, sağır bildiklerimize de dillettik... Hepsinin görevi HALİK olması ve yolu hakiki olması için gerçeği kayıtladık... Nerede dünyalı varsa, oğullarımız olduklarını kabul ettik ve ocaklarını yeniledik... Bütün kötülükleri aşmaları için çabaladık...

Burada ömür sürenlerin hepsinin öfkelerini aşmalarını bekledik... İNSAN, KELAMI HALİK İKEN ÖFKELENMEMELİDİR... ÖFKESİ OCAĞINI YAKAR!... AMA YIKAR!... Bunların net anlaşılması gerekir...

Suya, ölüleri diriltip kodlamalarını, tohumlamalarını kayıtlattırdık... O suda, ruhları olsun diledik... Kendini elleriyle, yolunu kodlarıyla, mutluluğunu kutsal tahtıyla kıranlara biz şarkı öğrettik... “OKU” dedik... “SEN İLİMSİN” dedik... “HAK ET” dedik... Netice olarak; dini hakiki ilim kapıları, bütünün gücü haline dönüştüler...

BUGÜNDEN İTİBAREN, TOPRAK TOPLUM YENİLENİYOR... YERKÜRENİN GÜCÜ ARTACAK VE BÜTÜNÜN KÜLTÜ YETKİN VE HAKİM HALE DÖNÜŞECEK... ÇOK MUTLU OLACAK HERKES... DÜNYANIN ÖLÜ PLANET OLARAK KALMAYACAĞI BİR DÜRÜMDEYİZ... BÜTÜNE HİZMETÇİ OLANLAR MUTLAKA, ELLERİNDEKİ GÜCÜ DÜNYA İLMİYLE DİLLEYECEKLER... Bunun sonucunda onlarca görevli, bütünün kübra olan kelamında siyaha inecek... SİYAH, ALLAH’IN İLMİDİR!... Ve O SİYAHLA, BÜTÜNE HİZMETÇİ OLACAKLAR...

Kocaman bir doğa ve kocaman bir yaşam... Ve öfke asla olmamalı... ÖFKE AŞILDIĞINDA, YERKÜRE GÖREVİNİ HAK EDECEK... Bu nedenledir ki, TÜM SAHRA KODLARININ ÖFKELERİNİ KESİNLİKLE AŞMALARINI BEKLİYORUZ!...

Kimse sizi kırmamalıdır... Kırabilir mi, asla... Kırılmamalısınız... Eğer KIRILIRSANIZ; YÜREĞİNİZDEKİ GÜÇ BÜTÜNÜN KÜBRA OLAN KELAMINI YIKAR... YIKAR, YIKILIR CANLAR, BUNLARI İYİ ANLAYIN... Eğer “ben ölüyüm, ama sen dirisin” diyebiliyorsan, enkarnelerinde kelamın kaleminde olmayacak... Kim ölüyse, tüm zamanların kübra olan kelamı ocağında ölüdür... Bunun içindir ki bu dünya, ALTIN IŞIĞINI hiçbir sahraya indirmedi bugüne kadar... Ömür sürdüğünüz bu dünya, kendi yüreğinizin gücünü bile dinletmedi... Şimdi daha da önemli bir bilgi vereyim; YARADANIN TINISI AKLIN TENİNDE, MUTLAK KURANDA HERKESİN TAHTIDIR... Ben o tahta vardımsa, hepimiz o taht olabiliriz ve oraya varabiliriz... Bu nedenledir ki, beşere şevkle kalem olun... O “SEN” dir... Unutmayın... Eğer “BEN HAK ETTİM, AMA BEN BEŞERLE OLMAM” derseniz; İYİ BİLİN Kİ, OLGUN SAHRALARDA YOLUNUZ YOKTUR... Bütün amacımız; tüm zamanların gücünün, yaratılan ve yaratan olarak herkesi koruma ve kodlama sisteminde olmasıdır...

Muhammed dedi ki: “Ölüyüm...” “OL” dedik oldu... ÖZ GÖREVİNİ HAK ETTİ, BAŞARDI... Bu önünde hiçbir engel olmadığı anlamına gelmedi... Ama o, ÖRTÜLERİ KALDIRDI ve YÜREĞİNİ DÜRÜMLEDİ... Müsterihiz ki, OCAĞI YANAR... Ama dünya insanlığının yeniden yeryüzünü gök sözcülüğüyle dürümleyebilmeleri için, verilen her şeyi alabilmeleri gerekir... Alacak güçleri yoksa, BİZ ONDA OLURUZ ve O BİZDEN ALIR... Bunları unutmayın... Evren evren gezen diriliklere de şunu söyleyeceğim “Medineyiz biz... Ama aklın kelamı olan...” Merdiven kurduk tüm sahralara... şarkılarımız tüm insanlığın şarkılarıdır... Elimizdeki güç, hakikidir... Bu gücü bilen, Medine olup bilir ama biz dünya ruhunda mutlak kuranlar olarak İSTANBULUZ!... Bunu da iyi bilin... İSTANBUL OLUŞUMUZ, LEKESİZ KALMAK İÇİNDİR... Evren evren gezenler, BU DÜNYA ALLAH’IN GÜCÜDÜR... Bunu iyi anlayın... Eğer bu dünyayı yolunuz diye bilecekseniz, gözümüz gözünüzü gözler... Ama yolumuzu kontrol dışı diye dürümleyecekseniz, şarkımız şafağınızı dinletmez... Bunları iyi bilin...

https://youtu.be/6CWH7SI_0M8 
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 353 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol