10.EKİM.2018 TARİHLİ KARANLIĞIN IŞIĞI (6)
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1.AKIŞ – 3 BÖLÜM
“Deliler, diriler”, demem, bundandır. Her şeyin her şeyle dilleşmesini ve tahditli kodların, mutlak kuranları, kontrol etmeye gelmeleri.…Ve barışın, sahrada, kalemde, olamayışı.
Bunun sonrası ne oldu, bilir misiniz? Karanlık, tınıyı toprağa, tohum diye indirdiğinde, Allah, o tahditi kodladı ve o tını, kontrol edildi. Ve sorumlu olan, onu kontrol kurup, dürümlere indirmeyen, kontrolsüz indirendi.
Ve bundan daha öte bir yığın oluşmamıştı. Öyle bir yığın oluştu ki bu şekilde kontrolsüz kayıtlarla, her şey bu yığınların hakikiyetle kontrol edilebilmesi için, diri kaynak ilim sahralarından, güç kontrolü ve güç tohumlaması yaptırıldı.
Yapılan her şey, işte o yığınların, hakikiyetle kontrolü içindi. Ve ziyan olanlar, oluşturulan o yoğunlaşmada, kontrol dışı olmasın istendi. Ve hepsi, yere, gökler, süper sahralar ve tüm zamanlar, kontrol kurucu kodlarını, kayda aldıklarında, kodlanmış olarak indiler.
Ve bütün kökler, görevi hak ettiler. Ve düzeni kurduktan sonra, işte o yaşam kodlarını ki onlar, yığılmıştılar, kaynağa aldılar.
Böylesi bir öz görev yoktur. Bundan evvel de olmamıştır ama bu dönemde, bu yapılıyor. Ekmek olmak, yeterli değildir. Hakk’a varmak, gerekir.. Hakk’ın kapısını bulmak, hasat yapmak, gerekir. Hasatı, hak etmek, mutlakiyetledir. Mutlak kuranları kodlamak gerekir ki ruhlar kapısı, herkese açılabilsin.
Devri Alemler vardır. Her şeyin yeniden başlatılması ve yeniden sonuçlandırılması ve tüm Devri Alemlerde, karanlık, kaleme iner ve Hakk’ın kapısı, mutlak kuranları kodlayarak, toprağı tohumlar.
Şeytan, şarkılarda yoktur artık o dürümlerde ama şarkı, şeytanlaşabilir. Bunlar olmaktadır. Ve bütün kötülükler, yaşatılabilir. Zannetmeyin ki bu dünya, sizden ibarettir.. Zannetmeyin ki sizin yoğunluğunuzla sınırlıdır. Bu dönem, her şeyin daha açık olarak, anlatılacağı ve anlaşılacağı, bir dönem olacak.
Dünya, Risa Kapılarını açtı artık. Her şey her şeyle kodlanmaya başlandı ve sizin yoğunluğunuzla, bizim yoğunluklarımız ayrışmayacak, bundan sonra. Bu çürümeye başlayan yaşamlar, yerkürenin yenilenişiyle birlikte tohumlanacak ve kontrol edilebilecek.
Bütün köklerimizde, bu bilgi mevcuttur. Bizler, süper sahralarla, bilişin kaleminde, mutlak kuranları tohumlarken, Nakarın kıranı da olur yoğunluk, rahmi kapıda mutlak kuran da olur ama hepsinin gücünün üstünde bir güç, hulusi kalem olacak ve temiz bir dönem başlayacak.
Kırk; Allah’ın tınısında ki sahradır. Kırkın dışında başka kırklar var. Ve hepsi, onun sahraları, onun yaşamlarından, ibaret değildir. Önce bunu iyi anlayın. Kürzi sahra, kırk kalemden ibarettir. Ama o kürzi sahranın öteleri de var.
Ve her biri hakikiyetini kodlarken, bilişin kaydını, kırkla yapar. Kırklar meclisleri, bunları ifade eder.…Ve her şey her şeyin gücünde, hakikiyetinde, hasatında, kodlanır. Ve ruh dürümlere, kodlanmış olarak, çekilir.
“Kar, kış yaşam sürer” derler. Yaşamların sürmesi için kıştan öte, kışlar yaşatılır. Ve sorumlu olan, yanlış yapan, o yaşamlarda, yaşar. Ve Tanrı olmaya çabalar.
Mutlaka anlayın ki herkes, kelam edemeyecek. Halik olamayacak ama kapıya varamayacaksa da toy olanların, kodlanmış olanlarca, kontrolü sahraya çekilecek.
Kim, ilmin kapısını bulursa orta kapıdan, kendi yolundan, yüreğinden, gerçeğe varacak. Ama o kapı, herkesin olmayacak. Ama Sualtının gücü devreye girdikten itibaren, dağ, taş, dorukları tohumlamaya başladığından, bizler, cevherimizi, hakikiyetimizi, bilişimizi, mutlak kuranla, dillemeye başladık.
İşte bunun neticesinde, Rahman, has ilmin kapısından geçerek, bir tek olup, mutlak kuranı, bütünün gücü yaparak, burada, bu saha da geçiş, alemlerin ilmi, diriliği olarak, kodlanacak.…Ve bu geçiş, hepimizden yapılacak.
Değerliler, sura üfüren, bir tektir. Ama üfürdüğünde, kült oluşur. Etken ve hakim bir kült, mutlaktır.. Ve mutlak kült, kuran olur. Sistem, Nizam ve Düzen gücüyle, bu bilgileri, herkese bildirirken, bastığımız her yerde, kalemimiz koruyucu olur.
Analar, sizi kucaklıyoruz. “Oldun, olmadın değil, ol ki hak ol”, diyerek çalışın. “Hiçbir sahrayı, sen yoksun” demeyerek, kodlayın. “Siyah” dediğinizde, dince kapılarda, kasırga anlaşılır ama insanca anlayanlar, insanlıkla dilleyenler, siyahın mutlak kutsal ve hakim bir sahra olduğunu da anlayabilirler.
Tüm insanlığın, nesillerini koruması için, kendi yaşamını hak etmesi ve koruması gerekir. “Ben, beni koruyayım”.” Onlar, benleşsin ve benle korunsun” demek, yeterli olmayacaktır.
Bir’e Hizmet etmeniz gerekir ki öz göreviniz olan birlik kuranında, bir tek olun ve an sahralarında, tüm geçmiş yaşamları, koruyun. Ve tüm genişleyerek, geçiş yapacak olan, sahraları da koruyun.
Genç, ihtiyar, yarın için çalışmalar, müsterihiz ki sürerken, yerin görevlileri, arzın gücü olacaklar. Ağırı hafifletecekler.
Dalın, tahditi vardır. Alıp götürüp, sizin yapamazsınız, o dalı… Ama dalı kodlandığınızda, o dal; sistem olarak, sizde olur….Peki, dalın, sizde olması gerekmekte midir? Niye olsun?...
Seviyeniz yükseldikçe, ilahi kült olacağınız, bilinir. O ilahi kült, her insanda mevcut, bir sahra oluşturur. İşte o sahra, her bir ilmi ka olanı, diller. Ve her bir diri mutlak kuran olur, o tahtın, kara ışığını oluşturur.
O kara ışık, birlik kalemi olur. Ve tükenen her sahra, yarında, o tahditte oluşan, yerkürenin görevlisi olur. Ve bilişe varır. Bilişe vardıkça, her şey yenilenir.. Tüm sahralar yenilenir ve lekeli olanlar, teni tahditsiz olanlarca, toprağa alınır ve temizlenir.
Büyük kötülükler, önlenir. Bunun, nurla, ruhla, ilgisi yoktur. Bunun mükafat olarak insanlığa biliş halinde, geçiş sistemi olduğu mutlaka anlaşılmalıdır.
Kırmayın, kırdırmayın, mutlu olun!
İşte bu!
https://youtu.be/WnZaC66_p2c
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ
