Birlik İlmi
  KARANLIĞIN IŞIĞI (4), 3.AKIŞ 1.BÖLÜM
 

26.EYLÜL.2018 TARİHLİ KARANLIĞIN IŞIĞI (4)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 3.AKIŞ 1.BÖLÜM

Dağlarım, büyük kötülükleri önleyebilmek hepimiz için görev sayılır. Mutlaka ama mutlaka kontrollu olmalıyız. Temizlik yaptık. Peki, tehdit var mıydı? Asla yoktu.

Tırpanlar olur yaşamda bilir misiniz? Her şeyin kültü olarak bütüne hizmet edenleri kodlayarak, çorbaya tahditli koyabilmeye çabalarlar. Biz o çorbayız zaten. Bizi kontrol etme imkanları olmayacağını bilmeleri gerekir.

Yeryüzünün özü şöyledir:

Sen seni bil, sen seni! Ben sen olurum, senle dillenirim ama ben sen olduğumda sen, kelamda ol ve kendin ol.

Ha, ben sen miyim? Sen, ben oldukça ben senim. Ama sen, ben olduğunca tüm insanlık bellek kapımda olur, çünkü ben her anım. Peki, ben yok muyum? Asla yokum, çünkü ben yokluğu tohumladım ve senleştim… Ama sen bende, ben oldukça, ben hakikiyetle, senle teknik kapı olurum, kalem olurum, yarın olurum ama sen, sen ol. Ben sana, sen olurum. Bunu unutma.

Urum-Türk ayrımı vardı yaşamımda, bilir misiniz? Tüm insanlıkta bu tür ayrımlar olmuştur. Onlar bizim canımıza kastederdiler. Ama biz onları toprağa tohum diye indirdik.

Birçokları sorarlar “Peki, niye kontrolsuzdu tohumlanışları?” diye. Bilin ki tüm insanlık hep kendi nefesinde, kendi yarınında kodlanır ama biliş yoksa, mutsuzluk olur.

Benim hep bilişim vardı ve bunun içindir ki “Dünya tahditli.” diyerek görev taşıdım. İnsansı olanlar, insanlığı kodlayamazlar ama insan olanlar, insanlığı kodlarlar. Bunu bilerek çalıştım.

Dünyamın ilmi de vardır. Benim ismim insan. Peki, ben ekmek yapabildim mi? Ellerim tüm insanlığın eli iken ve ben bütünün kültü iken ve her anda var iken, her şey benimle ve benim yüreğimle oldu ama ben, her şeyde olarak bunu başardım. Ve her ses kendini kendiyle dilledi ama onlar ben, ben onlardı. Ocaktım ama kontrollu bir sahra olarak onlarda oldum.

Temel diri olarak bütünün gücü oldum. Benim adım insandır. Her şey, her şeyle olur ama insan, her ses olandır.

Bizler dünya toprağına toprak olup inenleriz canlar. Kimse kimsenin dışı değildir insanlık için. Ama insan kendini dilledikçe kelam olur ve biliş olur.

Eğer ben yolumu kaybetsem, toprak olamam. Nurum olmaz ve kontrolsuz kalırım. Ama benim insanlığa vermem gereken öz gerçeklik var.

Bu öz gerçekliği her şeyden ötede kontrollu olarak kayda aldım. Bu öz gerçeklik mutluluktur, insanlığın mutluluğudur…

Kimse kimsenin ilmini kırmamalıdır. Herkes herkesle olmalıdır. İlmi kıran kelamsız olur. Bunları mutlaka herkesin anlaması gerekir. Bunun içindir ki temiz bir zamanda ve temiz bir yaşamda bütüne hizmetçilik yaptım. Eğer barışım olmasa, yaşamım olmaz. Ben barış için dünyadayım.

Eğer yarınım olmasa, hasatım olmaz. Ben hasat için tüm insanlığa ilimle geldim. Eğer lekesiz kalmasam, kaynağımda aşkım, toprağımda toprağım, yolumda yolum olmaz.

Bugün dünyada öfkem de yok, çünkü ben ekmek olarak yarınlara varanlara hakiki insanlık için nisa olup geldim.

Koca bir doğa… Aha bu. Peki, doğada lekesizlik? İslam’ın kelamı. İslam nedir? İnsandır. Başka dinden söz etmiyorum. İnsanlık dilinden, insanlık diriliğinden söz ediyorum. Ki ben size sistem olup dilleniyorum.

Din insanı değilim, ben halik olan insanlığım. Borç taşımam yaşamda. Ölüyüm ben. Ölüp geldim dünyaya. Eğer ‘diri’ olup gelseydim, som altın ışık olurdum ve Hakkın kapısında kimse yasaları hak etmezdi ve halik olamazdı. Ben, herkes halik olsun diye ‘ölüp’ geldim. 
Çok mu, çok mu kolay yaşam? Sorumluluktur yaşam. Herkes için sorumluluktur. Sorumlu bir insan olmak hepimize görevdir.

Ve dünyanın ekmeği ilimdir, insanın kelamıdır o ilim ama insan, hasat olmadan kelama varamaz. Kelama varmadan da akil, hakiki ve hakim olamaz.

Miraç kapıları vardır. Herkes o kapılara gelir ama kaynak olmaz. Herkesin miraç olup, kaynak olmasıdır hedefimiz.

Üzerinde gök çözümleri yaptığımız bu sofra, bizi bize kodlar ama biz, bu sofra olmadıkça, kalem olmak ya da hakim olmak ya da aşk olmak imkanımız yoktur.

Hazırlıklar tamamdır canlar!

Dört kübra kelam, mükafat olarak dünyaya çekilecek. Bunların biri, asla hata yapamayandır. O geçip geldiği zaman, hepimiz gerçek kontrolu kuracağız. Ama dünyanın ölü planet olmadığı da artık anlaşılacak. Mikail kültü olarak ölüyü diriltmek üzere gelecek olan var, o da ‘toy’ olarak gelecek. İmparatorluğun görevini hakikiyetle dillemek üzere de BSUİ olup gelen var; Barış, Sevgi, Umut ve İmparatorluğun ilmi olan insan… Ve bir diğeri de evren evren gezenlere kendi dilini dilletmek üzere gelecek olan; şafak. Aha bu. Ve onlar gök çerçevesinde dümene oturdukları zaman, dünyanın ruhu kontrol kuracak.

Dünyanın ruhu, mutlaktır. Arzın gücü olanlar bunu anlayacaklar.

İşte gerçek çalışma bugün başlayacak. Bugün hepsi dünyadadır. “Kusur aramayın insanda.” dedik ya! Hepsi sizde kök görevlidir.

(Devamı 2. Bölümde)

https://youtu.be/_Kuy6fRWcq8

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 163 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol