24.EKİM.2018 TARİHLİ KARANLIĞIN IŞIĞI (8)
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4.AKIŞ – 2.BÖLÜM
İnsanın, insanlığını bilmesi ve imparatorluğun gücünü, hak etmesi gereklidir….Dert mi insan? İlim dert iken, insan, dert olur. İnsan, kelam olup da hakikiye vardığında, insanlık mutlak olur. Arzın gücü olur. Denir ki “işte bu!”… “İşte bu!”...”İşte bu!”.. Ve mutlakiyet, budur.
Ufuk, bizi diller. Ama biz ufku dillerken, mutlak kuranla dilleriz. Afaki kapılar, hakiki kelamda, kuranı kodlar. Biz onları koklarız ve hatayı bağışlarız. İş bilmek, iş biliş ve iş bildiriliştir.
“Sır” dediğiniz, ne varsa kelamda kontrollü olarak dillenir. İşte biliş, kelamdaki dillenişin, sistemidir. Eğer biliş haline varmışsak artık “sır” diye hiçbir şey kalmaz. Ve dünyanın ruhu mutlak olup, oluş halinde BUSİ olur yani barış, sevgi ve hakiki insanlıkla, mutlak umman oluş, haline varır.
Yeni devreleri açtık ve bugünden itibaren, yeni dürümlerde muktedir olacağız. Bugüne kadar yaptığımız ne varsa bir tek kelamla kodlanıştı. Bugünden sonra ruhsal kapıların, tümü açılıyor. Karşımıza çıkacak olan, ne varsa bizim ilmimizle çıkacak ve bütün köklerimizle, bütüne hizmetçilik yapacağız.
Evrenlerin sessiz sahralarında, bütünün gücü vardır ki biz, bu gücü bütüne hizmetçi olanlara indiriyoruz. Umutlarımızı kaybetmedik, yolumuz açık ve teknik tahditle, bütüne görev taşıyoruz.
Allah’ın ahı, vahı yoktur. Aşkı vardır. Allah’ın aşkı, hakikiyettir. Sahraların gücüdür, o ve bütünün kübrasıdır. Ana kapıdır, o… Bizim iznimiz, bizim yüreğimiz, bizim yüceliğimiz, onun yoğunluğunda, hakiki lekesiz, kaynak ışıktır.
Siyahın en siyahı ve yoğunluğun en büyüğü insandır ve insanın gücü, aklın kültüdür. Ve sizleri, hepimiz, çok çok güçlendirmeye çalışıyoruz çünkü herkes, kendini dilliyor ve kendini hak etmeye çabalıyor, burada.
Ekip halindeki bu çalışmaya, Mustafa Kemal dahil tüm sahralar, dahildir. Eğer sizler, Muhammet kültünde kodlanmışsanız, Muhammet, sizdir. Eğer o siz kuranda kelamsanız, o kelam, sizdir.
Eğer yaşam kapıları sizin yoğunluğunuzsa, siz o yaşam sahralarındaki kapılarsınız. Ve bizim için çok değerlisiniz. Bunları iyi bilin. Elleriniz ellerimizdir, yarınınız yaşamımız ve biz, bütünün gücü olarak, Süper İnsanlık Realitesinin türevlenişindeki teknik kapılarız. Ağırı hafiflettik ve yaşama indik.
Saltanatın sistemi buradadır ve bunu mükafat olarak, sessizlikleri dillerken, sizin yoğunluğunuzdadır. Alıp, götüreceğiniz ne varsa kendi yüreğinizde biliş halinde onları alacaksınız ve yarınlara tohum olarak indireceksiniz. Ekmek olarak yaptığınız ne varsa sizin yoğunluğunuzdur ki yaptığınız her şey şarkınız olacak.
Ve o şarkı, kelam olan, mutlaka kuran da toprak olacak. Sizin İslam kapılarınız, olacak. Eller, ellere ve akıl, tahta vardığında, yol mutlak olduğunda ve kontrol kurulduğunda, ellerin ellere varışındaki insanlık ilmi, mutlaktır.
“Savaşım insanladır”, diyenler. Savaşıp, ilimle dillenenler, savaşı halik kılanlar ve toprakta tohum olanlar, mark sa ha olacaklar. Mark sa ha si ka ha yani dirliğin kelamı olan, mahrek olacaklar. Mahrekin kelamı, murtasi yani tahditsizlik olacak.
Eğer rüyadaysanız, lütfen uyanın artık. Eğer yarındaysanız, gözünüz açık olmalıdır. Eğer kalem iseniz, kendinizde olmalısınız ve Bir’e hizmet ederken, hepimiz olmalısınız. Kin, nefret, duygularını aşmalısınız ve şarkı türkü değil, şarkının şafağı, türkünün tahditsizliği olmalısınız.
Biz için ölü planette, kontrol kuran, dirilersiniz. Çok mutluyuz, sizinle olduğumuz için.
https://youtu.be/pWglqxzqfBI
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ
