Birlik İlmi
  KARANLIĞIN IŞIĞI (6), 3.AKIŞ 3.BÖLÜM
 

10.10.2018 KARANLIĞIN IŞIĞI 6
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ 3. BÖLÜM

Dert mi bize insan?... Telif hakkımız var ya canlar, tümü dert oldu bize. Netice hepsiyiz biz çünkü biz hepsi olduk, telifimiz biz oluştur.

Ve sirayet denilen İslamın İslamla dillenişinden öte insanla dillenişidir. Ama insanın insanlığı, biz olabilişi, mutlak kuranda toprak oluşu; herkesle oluştur…

Devinim artmasa da yerküre öz, söz, göz olup bütüne kuran olmasa da, şarkılar okunmasa da, aşk kapıları açılmasa da, Mesih olanlar muktedir olup görev almaya dönmese de, şeytan aşksız değildir. O hep aşkla sesleşir ama aşkında kalemimiz, yaşamımız, yeryüzündeki gözümüz bütünün gücü olur ve tüm zamanlarda şerri engeller kesindir!

Kendimi ne diye ifade edeyim?... Soru geldi… Soran bildi, ben benim… Ya Ka Ha sen seni sor, beni değil… Ben beden, her diride var olan dil, ilim olan İslamım… Bana niye sorar? Sesleşeyim diye… Peki ben ses olmasam, yaradan tınıyı tohumlayacak mı? Yaşamda her andayız ya, ben olsam da, olmasam da…

Kusur aramayın insanda, kusur Allahın tohumunda koruyuculuk içindir, her şeyi korumak içindir. Arayan kendini bulur canlar iyi anlayın! Biz arayanlara sormayız niye diye, insanın ilmini anlaması kendini hak etmesi ve mukaddime olması kaynak olmasıyla mümkündür. 
Aramak insanın kelamı, kalemi olduğunda mümkün olur. Arayan aklın kapısı olur ve yolunu bulur.

Den, den, den, hep den, den, den… Neden denler, dendenler?... Değerliler, insan teklik ile kodlanır ama hep kelamsızdır, teklik… Kelamı olanın kelamını alır denler, denler, denler ve dendenler işte yaptığı budur.

Mutlaka koruyucu olacaksa, karşı karşıya kalacağı her sorunda kendini kontrol etmelidir. Kontrolsüz insan kul olmaz, koruyucu olmaz… Sura üfüren de üfürse de kült olmaz ama koruyucu olduğunu sanır. Neyi korur? Siyahı korur, siyah insanlıktır… Anadır, atadır ama kontrolsüz olanda kontrollü olmaz. Peşkiri vardır siler yüreğini, hep siler ama peşkiri kelamı değilse kalemi de o kirde vardır. 
Fırat’tır, aha ölüdür… Kelama varır dirilir ama kutsuzdur ve dünya tohumlarında kontrolsüz kaldığında hakkını hakikiyetini anlayamaz.

Sirayet, insanın ilme sirayeti ama ilim insana sirayet ettiğinde arzın gücü olur da dürümlenirse yeni dönem başlar.

Vallahi insan insanı anlayacak dediler. Aşkla çalışın canlar, insanın insana varışı kelama varışıdır ama insanın kendine varışı akla varışıdır, bunları da anlayın. İnsan kelama varıp kendine varsa da, akla varmadıkça Halik olamaz. Aklı mutlaka oğullamalıdır…

Olmadan olunmaz ki, olsa “ol” der… Olsa, “ol” diyebilir… Ama olmadığında kuran olsa da öz görevi yoktur.

Şu ana kadar Fırat’tan geçemeyenleri, kin nefret duygularını aşanlar geçirecekti… Fırat, insanın kelama varmadan kalem olup insana inişiyle geçilir. Ama inen kelam olsa, kelam olduğunca kuran olacak ve geçtikçe sahralar insanlaşacak…

Perde, perde ilim öğretilir ama Fırat’ı anlayan kimse yok canlar bilir misiniz? Kaç bin yıldır Fırat’tan söz ederiz insana?... Ve deriz ki işte bu!

Dağa tahdit koyar insan ama yarına tahdit koyamaz… Yarını kodlayan varsa yaşamda tahditsiz olandır kodlayan… Ve dünyalılara şunu izah etmek gerekir ki, bu çalışmaya tahdit koyma imkanı asla yoktur.

Çok özel çalıştırıcılar dünya planetine gönderilirler, gelirler, yaşarlar ve ölürler ve özgür olduklarını düşünürler ama varlığın tahditi kelamı ve hakikiyetiyle kodlanır ve kendi yüreğinde kendi tahditiyle hakikiyetini diller ama hakim olamayacaktır. Bütüne hizmet etse de şevki şavkı hakkın kaleminde mutlak kuranda bulunmayacaktır. Parlak bir güneş olur ölüyü dirilttiğini sanır, elinden tutan varsa yolu yoktur. Elinden tutulanın ruhu yoktur, ocağı yoktur. Biz dünya insanına el verdik, “al elini” dedik, “ol” dedik… Dünya insanı yoruldu, “elimden tut” dedi… Biz ona “sanaldır” demedik, diyemedik, “siyahsın” dedik… “Alemlerin lekesiz ilmini dille” dedik, “şafak söktüğün eşyayı hak et” dedik…

Korkmayın som altın ışığı mutlak kuranla bütüne hizmet ettikçe 7 dünya kuruldu ve kurulmakta olan her anda mutlak kuranlar kodlandı.

Sırdır bilgi, sınırlı ilim sahralarında bilgiyi anlamak sorumluluktur… Zordan ötedir sorumluluk ve anlamayanın anlama imkanı yoksa da, anlatanın anlama imkanı varsa; anlamayanda anlar… Aşksız kalmadan anlar…

Aşk sırdır… Anla ya da anla ama hep anla!... Anlamak , Allah’ın tınısını duymak anlamına gelir… ve dümen insanlıktır, insanlık dümeni herkesin yüreğidir, öz görevidir.

Ve dünyalı, nedir dünyalı?... Kalem olan, hakim olan, yarın olandan öte olandır!... Dünyalı olmak, sura üfürenden ötede sistem olmaktır. Sistem insanlıktır…

Kaçıp gider mi yaşam? Yaşamı kaçıran yaşamı hak ettikçe yaratır… Yaşam olur ve yarattığı hakim olur… Yaşayan ana kalem oldukça, yaşam olan o kaçan; yaşanan olur! Yaşatır, yaşanır… Ve biz siziz canlar, hepiniziz bunu anlayın.

Misafir değilim yaşama, ben bir tekim; biz olan teklik… Tek olan, tertipli olan, tahditsiz olan insanlık…

Bulduk, bulduk, bulduk; onu bulduk biz… O biz, biz oyuz…

Üzüm gözlüler, öze göz olanlar, söz olanlar; sırf sizle olmaya değil, siz olmaya geldik biz… Aşksınız, aksınız, haksınız Ram Sa Si, Ram Sa Si, Ram Sa, Ra Ka Ha, Si Ha…

https://youtu.be/FiFee0aAn9M

Süper İnsanlık Realitesi

 
  Bugün 426 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol