KARANLIĞIN IŞIĞI (7/1)
17.10.2018
Canlarım, size kontrollu olarak bilgi verirken; siz, bizi dillediniz ve bizde olan bilgiyi anlamaya çalıştınız. Doğal dünyanın yaşam kayıtlarında, tüm bilgiler meknuzdur. Dünya Planeti, her bilgiyi, KELAM olup dilleyenlerden dinletir. Evrenlere bilgi verirken de bu şekilde bilgi verdik.
Dünya Planeti, tüm sahraların kodlarını KELAM olarak tohumlarken; biliş halindedir. Herkes; bilişi hak edebilir ve tüm bilgileri kontrollu olarak açıklayabilir. Ben için bu kolaydır. Zira ben, her diriyi kodlayan, “IŞIĞIN SAHRASI”yım. Bu IŞIK, bana bir İNSAN İLMİ ile kodlanmıştır. IŞIK’ı dillerken, tüm sahraları da dillemekteyim.
BARIŞIN IŞIĞI olarak ve toprağın “SARI” renginden başlayarak kodlana kodlana sonsuzluğa ulaşıncaya kadar, her bir lekesiz sayfada, “IŞIK”ı tohumlayarak görev taşıyoruz..
Seviyenize göre bilgi verirken; herkes, KELAM’da insanı sorar ve bilişi kodlarken, insanlığı halik kılmaya çalışır… Bizler, SÜPER SAHRALAR’ı kodladık; toprağı kodladık ve “SİYAH” olanı hakikiyetle kayıtladık… Üzerinde “YOL” olan bir insanlıktan; “BİR TEK” olan yoğunluğa vardık… Şu anda ATA KALEM olarak görev taşıyan BİZ, “AŞK SAHRALARI”nda IŞIK yaktık.
Bizi dinleyenler; bizden, bizi anlamaya çalıştılar. Beden almak için neden görev gereksin diye sorguladılar. Beden, HİRA gibidir. İnsanın İLİM’e varması; SAHA olması; ŞAFAK olması ve kontrol kurması beden iledir…
Ne yazık ki İSLAM’da, “DİRİ KAYNAK IŞIK” kontrol kuramadan; “GÖZ”, “ÖZ” ve “SÖZ” insandan çıkmıştı. Daha önemlisi, yarınlar kontroldan çıkmıştı!...
Başka dünyalar, “BİR TEK” iken; BİZ, BİRLİK halinde “GÜÇ” kodladık. Böylelikle, sayfalar dolusu kayıt yaptık. Dünya Planeti için “AKLIK SAHRALARI”nı oluşturduk. Yorulmadık!... Ağırı hafiflettik!... “BİR TEK” olduk!... Bunları başarmak, tüm insanlık için önemliydi!...
Etkin ve hakim olan biliş; MUHAMMET gibi, “DİRİ YARINLARI KODLAYANLAR”da, “IŞIK” tohumladı. MUHAMMET, itibarı yoğun olan sayfaları kodlamıştı. Bütüne hizmet, hepimiz için “ÖZ GÖREV”imizdi. Bizim adımız, “Zİ KA HA” ile kodlanan, “İLİM SAYFASI”ydı. “Zİ HA” ve “Zİ HALİK KALEM!”… Buyurun buyuz biz!…
Bizden bizi dinleyenler; GÜÇ kodladılar ama HASAT olamadılar. Bu söylendi!... Dinleyiniz!... GÜÇ KODLAYAN, KELAM olup kendini HALİK kılabilir. Biz bunu bekledik!... Her insanın, “KELAM” olup “HALİK” olmasını!... Bizim için önemli olan budur!...
MUHAMMET’in etkin ve hakim olan ışığı, nesiller boyu “YOL” oldu; temel olan; “HALİK-İ HAKK” oldu; “SA HA” oldu!... Ocak oldu dünyaya ama “HAS TAHT”ın kaydını, yoğun ışık ile gerçekleştirmedi.
Medeni bir dünya kurulmalıydı!… Bu dünya, “İNSAN KELAM” olmalıydı. KURULLAR’ı has olmalıydı. Her insan, “İLİM KALEMİ” olup “BİLİŞ” olmalıydı. Koruma altına alınan IŞIK, “MESİH KAPILARI”ndan geçip; BİRLİK halinde olanları kodlamalıydı.
Mutlaka “ATA KALEM”, İLİM’dir. “ANA KALEM” ise ŞAFAK’tır. Herkes, “İNSAN” olarak kodlandıkça; ŞAFAK, İLİM olur. Bütün kütle kodlanır; RAHM-İ KAPI, SİSTEM olur. “OL” deriz olur.
İyi mi; kötü müdür yapılan!? İNSANSILAR’a “İLİM”dir… İNSAN olanlara; “KELAM”dır. Karanlık olan; şafağı HALİK kılmaya çalışanlara, KURAN olur; BÜTÜNLÜKLER’i mutlaka korur.
Buyurun! İsteğimiz, herkesin kini aşması; yaşamı, haketmesi; HALİK olmasıdır. Toy olmamalı; “OL”malı ve hologramı aşmalı ve “BİZ” olmalıdır… Bunlar, olduktan sonra; DOĞANIN GÜCÜ, onları “SİYAH”a boyar.
Bu şudur: İnsan, uzandığı her bir CEVHERİ GÜÇ’e, HALİK olup ve HAKİKİ olup varır. O güç, onun kulu olur. O güç, onu kontrol eder… Onun kontrolu, ocakta “TEKNİK SİYAHLIK”la olur ve sisli olan tüm bilgiler; HALİKİYET’te, HAKİKİYET’e varan IŞIK olur. Onca görev, teknik olarak bilinir ve dinlenir…
Gönüller güç ister… Yoğunluk, sonsuz sahraları, İSLAM KALEMLERİ’nden; DİL-İ KALEM olandan, dinlemek ister. YARADAN, yaşama iner; yaratır ve yaşatır tüm sahraları… “OL” deriz; İnsan olur… “ÖL” deriz; insan ölür… OL’an insan; ÖL’eni diller onu dinletir ve diriltir… Bunların iyi anlaşılması gerekir!...
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ
