31.EKİM.2018 TARİHLİ KARANLIĞIN IŞIĞI 9
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1. AKIŞ - 3. BÖLÜM
Sura üfüren kim? İnsan... Yolu kodlayan kim? İnsan... Yaşamı koklayan kim? İnsan... Kelamı kalem yapan insan... Her şey insanladır... Siz, sizden başka bir insan mı sordunuz? O sizsiniz... Sizden başkası yok ki...
Bana beni sordu yaşam kalemlerinden biri, “neden son sözü sen söylüyorsun” diye... Özün sözünde son yok ki... Her şey tektir... Ben benimle dillenirken, HER ANDA DİLLENMEKTEYİM Kİ; her an, her anla dilleşir... O zaman ben yokum ki... Her anda, her an olan teknik kuranda has olsa da; yolda, yolculukta yoktur... O her an olan, hiçbir an sahrasını hak teknikle kodlamayandır ki; onun ruhu bütünün kültüdür ve o kült bütüne hizmetçidir... Ve o AN SAHRASI olarak şafaktır... Hadi anlayın... Karanlık aydınlandığında her şey daha netleşir...
Kontrol aklın kontrolu olduğu zaman, HALİK OLAN HAK OLUP KODLAR YÜREĞİ... Öz gerçeklikle dürümler ve siyahtan sistem kurar... Öz gereklilik budur... Ağır, tüm siyahlar ağır ama EN AĞIRI ALTIN IŞIĞIN GÜCÜDÜR... Ve bu güç, müthiş bir görev sürecini devreye alır... İşte bu dönemde, bu güç müthiş bir görev sürecini devreye alıyor... Buna biz “ZİYANIN ZAMANA İNİŞİ” de diyebiliriz, ZAMANIN SİYAHA VARIŞI” da diyebiliriz, ilmin kapıya gelişi, Hakk’ın kapısının mutlak kuran oluşu ve o kapının halik olup Hakk’a varışı” da diyebiliriz... Ama her ne dersek, kendi yüreğimizden deriz... VE DÜNYA PLANETİ, NEFES ALIP NEFES VERİYOR ARTIK... BU KESİNDİR...
Hazır olanlar Hakk’ın kapısına varacak ve Hakk’ın toprağında KELAM olacaklar... Hazır olanlar MUTLAK KURAN olacaklar... Ve orta kapıların her biri şafak olacak... Dedim ya “ekmek, ekmek, ekmek... Hep ekmekle yoğuruldu dünya...” Yoğuran tüm zamanları yoğurdu... Ama o yoğurulan mutlaktı... Ve dünya artık RAHMAN olup, SAHRA SAHRA GÖREV TAŞIYACAK... Her bir sahra, her bir yaşam merdivenimiz olacak... Ve bizler, değerli dünyalılar; muktedir olarak bu çalışmayı yeryüzünün gücü olup yapacağız... Kaynak Allah’ın ilmidir... Sordular “kaynak ne” diye... Yaprak yaprak okuyorlar şu anda ilmi... Ve biz diyoruz ki “KAYNAK ALLAH’IN İLMİ...” “Hani, nerede o ilim” diye sorar birisi... Eşyada... O ilmi bilebilecek dürümdekiler, beden alıp gelsinler, bedenlilerle biliş haline varsınlar ve görsünler... Hiçbir siyahlık sizi, sizden size tahditleyip de tohumlayamaz, eğer bedeniniz yoksa... Bugün buraya bedenli gelmenizi dilerdik... Ve şu masaya oturmanızı beklerdik... Bunu hep bekliyoruz canlar... Buyurun gelin oturun... Ama gözün gördüğü ve yolun kontrol kurduğu bir toprağa inin...
Sizinle çok çalıştık... Bunun bilincindeyim... Ama bugün artık, dilin diriliğindeki kelamı dürümlüyoruz... Ve bu bizim için çok önemlidir... Formal sistemleşmenin, kelam kuranı olması ve bizimle bu çalışmanın sürmesi; sistemin gücünden değil, insanın gücünden doğan bir haldir... Eğer siz, sistem olarak buraya gelmeyi planlıyorsanız, geçişinize iznim yoktur... Ama siz, geri çekilen bir sahra olup göz olmaya gelecekseniz, açın kapıyı girin... O gün sizinle olurum...
KURUL KARARLARI İLE DÜNYAYA İNİLİR... BUNU BİLİYORUM... Geçiş gemileriniz olduğunu da biliyorum... Çok kez birlikte çalışmalarımız oldu... Görüş alanımda olduğunuz günler oldu... Bunların hepsi kesin... Ama canlarım, sanal boyutların gücünü de anlayın artık... “Sizi size vermeye geldik” deyişiniz mutluluk verir bize... “”Ama “sizin gözünüzün görebileceği en büyük güç olup geliyoruz” diyecekseniz, aşağıdakiler sizi kodlayamaz... Bu kesin... Sizi kodlayamadığımızda, siz kontrol kuramazsınız... Bu da kesin... Çarık çıkardığınızı görüyorum ama, o çarıkların hakiki tekniğinde kuranınız yoksa, göreviniz de yoktur yaşamda... Ha diyeceksiniz ki “ geçiş gemilerimizle gelelim, orta kapıların tümünde kodlama yapalım, kontrol kuralım ve ruhun kuranı olalım... Oyundur bunlar canlar oyun... Tüm insanlığa bu oyunu oynadınız... Bunu bilmez miyim? Bilirim...
Kaç milyar insan? “Milyar” dedim, yanlış yok... Tükenen dürümlerde dili dinlerken kült olma imkanını kaybetti... Sizin yaptığınız haksızlıkları da bilirim... Dünya planetine diriliği kodlamaya gönderdiklerinizi de bilirim... Ve çokları peygamber olarak indiler... Nesilleri kontrol edemediler ve ruhsuz bıraktılar... Çorba pişti ama o çorbaya şarkı, türkü olamadılar... Ve perdeler kuruldu... O perdelerin kontrolsuz kayıtları yapıldı... Işık, yıllar yılı yanmadı... Ve dünya, NÜVE olan kelamı kontrol dışı saydı... HAN insansa, hakikiyeti HAK olan, LEKESİZ OLAN İNSAN DEĞİL MİYDİ YOKSA?
Ve değerliler...
Bugün çorba pişiyor... Tüm insanlığın çorbası... Ama bu çorbaya karanlığı koymaya değil, aydınlığı kodlamaya çabalayalım... Biz sizi, her birinizi muktedir kılmaktan çok mutlak kılmak istiyoruz... Gerçek budur... “Hangi dünya daha güçlü” diye sorarsanız, çalışmaları izleyin... Bugün burada yapılan her çalışma, “RE EKRANLARA” KODLANIYOR... “RE EKRANLARA” GERİ EKRANLARA KODLANIYOR... BU NE DEMEKTİR? Her bir çalışmanın, geçiş sayfalanışı için RE EKRANLARA KODLANIŞI GEREKLİDİR Kİ, bu oluyor... Ve herkes o ekranlara kendini kodlayacak gücü dürümlere indiriyor... Bu şu anlama gelir; tertip temizlik insanın ilmiyle olacak ama, HER İNSAN KENDİ YOĞUNLUĞUNDA MUTLAK OLACAK... Ve göz olup söz olurken de, şevkle kaleme inecek...
Bundan sonraki süreçte, 98. CEVHER DEVREDE OLACAK... 98. CEVHERİN DEVREDE OLMASI DEMEK, SESSİZLİĞİN ÖTESİNDEKİ SESSİZLİĞE VARABİLMEK İÇİN, TEKNİK KAPININ AÇILMASI DEMEKTİR... O sessizlik ötesi sessizlik, KUTSAL TAHTIN TEKNİĞİYLE AÇILACAK... Ve insanlık artık, ekonomik dürümlerden çok daha öte olan KELAM KÜLTÜ olacaklar... EKONOMİK DÜRÜM ne demek? HER BİR İNSAN YAŞAMA KENDİNİ İNDİRİRKEN; YAŞAMININ KONTROLU İÇİN, EKONOMİK SİSTEMLERİ DE KODLAYIP, DÜNYAYA İNER... Ve bu sistemlerin diriliğinde her şey yetkin olarak kayda alınır... Ama bugünden itibaren artık, ARŞ ARZA İNİYOR VE HER BİR AN, MUTLAK KALEM OLARAK TÜM YAŞAMI DİRİLTİYOR... Bu bir dirilme hareketidir... Eşyanın dirilişi... Yaşamda sahra olan herkesin dirilişi... VE DÜNYA PLANETİ YENİLENECEK... Ellerinizi göreve aldığınız günden bugüne, size “SİZLİK DİLİYLE” bunları anlatmaya çalıştık... Bundan sonra da, bu biliş kodları dürümlerde her anda kayda inmiş olacak...
Ve sevgililer...
EKRAN ŞU ANDA TÜM SAHRALARI KODLAMAYA BAŞLADI... VE SİZLERİN YAŞAMA İNİŞİNİZ GERÇEKLEŞİYOR... Ama nasıl iniyorsunuz? İNSANLA İNİYORSUNUZ... HER BİRİNİZ İNSANLA YAŞAMA İNİYORSUNUZ... VE BU İNİŞ BİRE, HAKİKİYETE İNİŞTİR...
https://youtu.be/pvYsMWAzcnk
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ
