1.EYLÜL.2018 TARİHLİ KARANLIĞIN IŞIĞI OLAN İNSAN (1)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 4. AKIŞ 2. BÖLÜM

Kantar, insanın kelamıdır. Tanrı sizi tartmadı hiç; unutmayın… Ama siz, sizi ve sizde olanı tartmayı kalktığınız zaman, yasalar sizde, sizin yüreğinizde “kırılış sahraları” oluşturur. Buna izin vermeyin.

Sizi “tanrı” diye bilenler, sizle dillendiklerinde tahditsiz olduğunuzu bilerek dillenin. Ellerinizdeki gücü anlayın. Yarınları hakedin. Muktedir olun ki mutlak olun. Dünyanın ölü planet olmayacağını dilleyin.

Bugünden itibaren her insan yenilenecek ve kendini dilleyecek, bilin.

“Barış” deyin. “Aşk” deyin. “Halik-i hakk olup, mutlak olup, hasat olduk.” Deyin. “Yarattık” deyin. Yenilik, yeşeren dünyaların ilmidir, anlayın. Ve Yaradan ve yarattığında KA HA olan bütüne hizmetçileri dilleyin.

Sizden kendinizi bulmanızı, bilmenizi ve olmanızı bekliyoruz. Bundan daha öte bir insanlık yoktur. Olmayanın kontrolu yoktur. Olmayanın yolu yoktur.Olmayanın ruhu yoktur.

Güzel dünyalılar, güzel insanlar, sizin gibileri; aha burada bulduk. Ama sizin de kelamınızda kınanan, kırılan sahralar var. Bunu artık bitirin. Yapmayın canlar! Yapmayın. O, siz gibi değildir. Onu siz, sizden dillediniz. Bunun içindir dirilikte dinlettiğiniz. Ben, beni benle değil; ben, biri birle dilleyenim canlar. Bunları anlayın.

“Yarat, yaşat ve lekesiz kıl.” isteğimiz budur. Sema sizi dillerken de bunu yapın. “Yaradan ve yaratılan” deyin.

Yeli; yeri, göğü yaratan dirilik diye değil, insanın kelamı diye bilin. Ama o yelde kaynak olduğunu ve sonsuz olduğunuzu da anlayın. Kontrolunuz, Allah’ın kontrolu olur bunları yaptığınız zaman. Yolunuz, aklın yolu olur ve bildiğiniz her şey ilim olur. Ve sevgi olursanız, ”ol” diyebilirsiniz. 
“Ol” dediğinizde, erdiğiniz en büyük güç, süper sahralarıyla sizleşir. Bunları unutmayın.

Köpük köpük olan diller vardır. Sığdırlar, kısırdırlar, sessizliklerde dilendiklerinde kontrol dışı kayıtlar devreye iner. Öngerçeklikle siz onları kontrol altında tutabilirsiniz, ya da tutmazsınız. Tutabilirseniz, tutun… Ama tutamazsanız; dağlar sizin olur, tahtlar sizin olur, aşk sizin olur ama o yaşam sizinle ilgili olmaz. Bunları da iyi bilin.

Bu nedenledir ki kelama, kaleme ve yola, bütüne hizmet için inin. Bütünün gözü olun, sözü olun ve ruhu olun. Ölüyü dilleyin, dinleyin, hakim olun, hakk tahtından kul olun, kuran olun, onları da kodlayın ve koruyun… Ama sararan bir yaşamda onları, hologram diye dilleyeceğimizi de biliniz. Çünkü onlar korundukları için hologramdırlar yaşamlarda ve sessizlikte kayıtları olur.

Onların yerkürede yeniden var olmaları için, mutlak kuranlarının kontrollu olarak dürümlendiği o yüceliğe varmaları gerekecek ki bunun için öz görev savaş vermek ve savaşta dillenmek olacaktır.

Sistem, Nizam ve Düzen’in gücü olarak yorulanların yoksul kaldıkları bir sahrada yol, Allah yolu oldukça öfkeler aşılmalıdır, aklın kapıları açılmalıdır ve Saltanat kontrol kurmalıdır. Yarın daha güçlü olmak bu şekildedir.

Kuran, Allah’ın kültüdür. Ölüyü diriltir ama o kuran kör, sağır olana kelam olup inemez. Bunları iyi bilin.

Huzur vermek isteriz dünyaya… Huzur vermek, huzur olmakla mümkündür. Eğer huzur olamamışsak, huzurlu olmak, hakka varmak, yarınları kodlamak, mutlak kuran olacağınız o zamana kaynak olacak. Ki bugün artık, yoksunuz. Bunları anlayın.

Yorulmayın! Hepiniz aşksınız, akılsınız, haksınız ve yeni dönemi anlayacaksınız. Bu yeni dönem herkese “kıyamet” olarak bildirilen dönemdir.

“Kıyametin ilmi” budur: 
Bilmek, bulmak ve buldurmak,
Som altın ışıkta kodlanmak, koklanmak ve tohum olmak,
“Ol” diyebilmek ve ortalıkta oğullarınızla kodlanmış olmak, Kanatlanmak, 
Şafak olmak, 
Şevk olmak, 
Eşyadan öte eşyada, şeytanın şarkısını aşıp, geçmek… 
Medine olup, merdiven kurmak bütüne ve mutlakiyette kelam olmak, 
Sınırları kaldırabilmek ve 
Ölüyü diriltmek.

Ölüler diyarında “ölü diriltmek” herkese görevdir ve yarınlar için gerektir.

Eller ellere ulaşacak, ölü dirilecek, kodlama toprağın toplumu olanda, kontrol kuran insanla olacak. Kelama “kalem” olmak için gereklidir bunlar.

İyi ki iyi ki buradayım. İyi ki bugün, bu yoğunlukta, bütüne hizmetteyim. İyi ki tohumlarımı yaşattım. İyi ki aklın kalemi oldum ve ben nur olup, kurana kuran olup, kelam oldum. Ve benim Allah’a ilmim bütünün hizmeti, bütünlüğün kültü oldu.

İkmal tamamlanmıştır canlar. Arzın gücü devreye iniyor. Ayrılık bitmiştir. Artık tüm insanlık tahditsizdir. Biz bu dürümde, insan soyunu bütünün kültü yaptık. Ağırı hafiflettik ve tohumları kodlattık.

Çalık, çelik, hakiki sistem her neyse olur… Ama bugünden sonra olduğunuzca oldurulacaksınız. Olduğunuzca oğulların kontrolu sağlanacak. Ve siz oldukça, ocaklar olacak.

Eller ellere, yollar yollara ulaşacak. Ve merdiveniniz tüm zamanlara dayanacak. Sahralarda kaynaklar kodlanacak ve dünya kontrolu sağlayacak.

Dünyanın yolu, Allah yolu ve bu yolu bulan hakiki insanlık olacak. Dedim ya “dünya, lütfi kapı… O kapı akıl, altın ışık, güç hepsi biziz canlar!
Ve bugünden sonra, kaynaktaki insanla karanlıktaki o yoğun ışık, bir tek oluyor ve bütünün gücü devreye iniyor.

Hocalar, hacılar ya zavallılar, sizi dünyaya kim “farklı sahra” diye diledi? Ya kuranlar? Ölüyü diriltenlerden çok daha mı güçlü oldular? Vakit geldi canlar. Bir tek oldu hepsi… Bundan öte biliş yok… Hepsi bir tek oldu.

Olgun başaklar mutlaka kodlayacaklar yaşamları… Bizim adımız sahradır. Bu dünya sahra oldu. Yüksek güç, aklın kürzi kapısında bütüne hizmetçi oldu. Hologramın otağından ötedeki kodlar, mutlakiyeti kayıtlıyorlar.

Hadi inin de dilleyin yaşamları! Açın kapıları, açın! Hakikiyetle dilleyin. Hakkınızı, hakettiğinizi dilleyin.

Yorulmadan çalıştığınızı biliyorum. Zordu dünya, biliyorum. Ama ölüler diyarıydı ve siz ölüydünüz dünyada.

“Ardın önün yok.” Demedim, hep vardı… Ama biliyorum ki artık yok. Kimse önde ve kimse arkada değildir. Tek bir sahra vardır ve tüm insanlık o sahradır. Artık bunu “insan sahrası” diye dilleyelim ve bilelim. Bütün köklerimizle dünyayız.

Huzurlu kalın canlar. Doğal dünya yetkin ve hakim oldu. Huzurlu kalın. Herkes siz oldu… Çok mutlandık, çok çok çok!

https://youtu.be/XJuScAfLpD0

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ