Birlik İlmi
  KARANLIĞIN IŞIĞI (4), 3.AKIŞ 2.BÖLÜM
 

26.EYLÜL.2018 TARİHLİ KARANLIĞIN IŞIĞI (4)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3.AKIŞ – 2.BÖLÜM

“İmparatorluğun, gücüyüm”. “Dünyadayım” dediğim an, benim insanlığım, kendi yolumdur. Unutmayın, darı bolu, bilirim. Olgun sahraları bilirim, kulluğu dillerim, mutlak olanları dinletirim, bundan daha öte bir ilim yoktur.

Kaçar, gider miyim? Erkek, kadın, insan, biz oldukça, karşı karşıya kaldığımız, tüm sorunlar, aşılır. Biz, bütün kötülükleri, aşıp geçebilen, bir Nisa Kapısını açıyoruz. O kapı, arzın gücünü dürümleyecek ve devreye alacak.

Kilin, ilmi yoktur ama aklın kelamında, insanın ilmi, mutluluktur. Büyük kötülükler aşıldıkça, nesillerimiz, göz, öz, söz, olacaklar ve saltanatın gücü, mutlak olacak, muktedir olacak.

Kırkar kırkar, yaşama indiler. Hepsi, bir tektiler. Ama kırkar kırkar, indiler. Netice; hepsi, dillendiler ve dinlettiler ilmi ka ha olan, lekesiz kayıtlarını. Ve biz, bir tek olup, indik. Bu kesindir.

Hiçbir sahramıza ayrı, gayrı olmadı ki birer, ikişer, kalalım. Biz tek olup, indik. Kırk değil, elli değil, bin değil, yüz bin kelam, bir tek kul olduk. Bizim için sorumluluktur, yaşam.

Dert midir, insanlık? Asla değil. Biz, her bir insanız, be ya hu. Bir tek değil, her biri. Bütün insanlığız. Ve tahditsiziz. Ben seni, sen beni biliriz ama her anı da biliriz, biz. Tüm çarık çıkaranları biliriz, yaşamı kuranları biliriz, aklı kıranları biliriz, lekesiz kalanları, şeytan olanları, biliriz ama öz gerçekliği de biliriz ki o öz gerçeklik, ümmet olanların, müthiş bir sahra oluşlarıdır.

Yeri göğü yarattığınız, günü biliriz.. Hakk’ın kalemini olduğunuzu biliriz. Şeytanın şafağında, aklın kapısında, nisa olduğumuzu biliriz. Koruyucu olduğumuzu mutlu olduğumuzu biliriz.

Kucağımızda kil kum var bizim ama biz, aşk sahralarıyız. Tüm insanlık, kil ve kum ve hepsi bizim yaşam sahralarımızda, bize ilimle kodlama yapanlardırlar ki… Olgun başakların seçiminden çok, ocakları yıkanları bulduk ve o zorbaları, yolumuza kodladık ki nurlu kapılarda, kültleri kodlansın ve kemal olup, halik olsunlar, yarattıklarını, bugün burada siyaha boyasınlar ve siyah olup, mutlak olsunlar.

O sorumsuzları, biz kontrol ederiz. Unutmayın. Ayrı gayrı gözetmeyiz ki. Hem Ata, hem Hak, hem saha, hem yaşam. Ve biz, toprak olan, o yaşamları, koruyacak, olanlarız. Kilin kaynağında insan, yolunda kelam, hepsinde biz olan ve mutlak olan, hepsi biz, biz hepsiyiz.

Çörek pişirende biz, hakikiyette tahditli olup, kelam olup, ekmek olanda, biz. Ama bizden öte bir biz var ki o kervan olan. İşte o olup, tüm sahraları göndere taşıyacağız, bilinsin.

Ağır yük taşımayız canlar, iyi bilin. Azgın başaklar var. Asla haksızlık yapmadıklarını sanırlar…. Ama azmışlar. Ölüler. Onların kürzi kapılarını bulduk, açtık. Çırpınırlar, netice ne diye? Kelam, kalem, hepsi bir tek.. “Ol” dedik, hepsi, kült oldu.

Çok çok özeldirler. Onlara, görev vermiştik, gidin de kırın diye. Ama onları hak ettik, kodladı ki koruduk. Her şey her şey içindir, canlar. Elim, Allah eliyse, eksiyi artıyı dinlerim, biri enerji, biri hakiki lekesizlik. Enerji artı eksi, hakiki lekesizlik rahman, hepimiz mutlakız ya. Kontrol bizdedir, canlar.

Ve dünyanın ruhu, budur. Enerji; artı eksi, kötü iyi ve biz ocak olarak, onların toprağa tohum olup, inmeleri için çabaladık.

Nisa ilim, biz insanız. Hadi geçin. Çantanız doldu. Öz görevinizi, hak ettiniz. Ve yolunuz, Mutlak oldu. Buyurun, öz görevinizi hak edin, hak olun, yapın..

Biçare dünya, cennet olacaksın, sen. Canım dünya, aşkım benim, sevgilim, Allah tahtındaki insanlığım. Geçte gör yüreğimi, senim ben. Niye bana elini uzatmadın, o gün… Ben bilirim ki o el, bendim.

O gün bana, elini uzatmadın, bana zarar vermek istemediğini söyledin. Allah, seni sana vermişte, özün, sözün yoksa ben sensiz, kalır mıydım? Yine senleşirdim ve gelirdim.

Güzelim dünya, ben senim. Hani demiştin ya “mağma sönücekti te o mağmayı, dünya ötelerindekiler kodladılar ve ben yaşamımı sürdürdüm. “Eğer dinin olsaydı, ilim olurdu” dedim, o gün.. Yok be dünyam, yok, ben senim, sen. Sen, bana elini uzatmadın ama ben sana sevgi verdim, o gün. Şifa verdim sana, o gün.

Hani yarasa, yüreğindeydi ya senin. O yarasa, kolunda, inip çıkıyordu. Aha oydum, ben. Sevgili dünyam, ben senim. Ve yolundayım. Oğul, ben senim. Hadi gel, kucaklaşalım. Elin elim olsun, yolun yolum olsun. Ocağında olayım, ben senin.

Unut unut, her şeyi. Geçmiş, hani demiştin “ya ben temizlenmedim”.. “oldurulduğum günden beri hiç temizlenmedim” demiştin ya hani. Ama sen, yolunu kaybetmedin ki hep temizdin, zaten.

Dünya ötelerinden seni izledim, hep. Hep izledim seni.. Boşuna mı geldim, yoğunluğuna? “Ol” dedim, OLUR. Şükür, şükür ki bugün buradayım.

İşte bu!.. Aha bu!

https://youtu.be/v4YtTZOu8wY
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 57 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol