Birlik İlmi
  KARANLIĞIN IŞIĞI (6), 1.AKIŞ 2.BÖLÜM
 

10.EKİM.2018 TARİHLİ KARANLIĞIN IŞIĞI 6
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1. AKIŞ - 2. BÖLÜM

İnsan ellerini kurana uzattığında; elinde olan o kuran, hakikiyeti olur... İmparatorluğun gücünü anlar ve yol olur... İnsan yaşamını hasat ilmiyle dillediğinde, ilim olur o yaşam... Ve mutlak kuranda tohum eker... Ektiği tohum, hepimizin gücüdür... Yeni dönemde eller ilime ulaşacak... İmparatorluğun gücünü anlayanlar, ilimle dilleyecekler o yüceliği... Kasalarında yaradan ve yaratılan BSUİ olup dilleşecek... Tanrının alemlere ilmiyle indirdiği dil, herkesin diriliğinde olacak... Ve bütün kötülükler, ana kaynak ilimle aşılacak...

Ana kaynak ilim; nurun, ruhun ve tohumların mutluluğu için görev aldı... O görev; mutlaka alınacaktı ve alındı... Görevi, insanlık yapacak...

İsmi ALTIN IŞIK olan, altın tahtın teknik kuranı olan ve kontrol kuran kim varsa, bu görevi hak etmiş olacak... Allah, tanrı, insan TEKTİR... “Ben Allah’ın ilmiyim” diyen, KELAM olduğunda BİRLİK kurar... İşte o BİRLİK, HERKESİN İNSANLIĞIDIR... Halkın hakkı olan, HAS OLMAKTIR... AMA AKLIN SIRRI DA, HAKK’IN “KA HA” OLAN SAHRASI OLMAK VE MUTLAK OLMAKTIR...

“İbrahim soyu” derim ya hep... Herkestir o soy... İyi anlayın... Sanılır ki bir soy, toprağa indi ve o soy her insanda kodlandı... Bir tek insan, ağır yükü hafifletebilir... İşte o insan, imparatorluğun görevini hak etmiş olan insan ve mutlak olan insan... Ama onun adı “İNSAN” dır...

Peki niye “İbrahim” dedik? Zamanın kapısında o var da ondan... Onun adı İbrahim... Herkes onu arar... Çok özeldir o... Herkes onu sorar... Onu ara, onu sorar... Neden diye? Adını zikrettim... Şansın şarkısıdır o... Uluların ruhunda var bu... Onlarca kul, ocağa indi de, oydu toprağı toprak yapan...

Unutmayınız!... Unutmayınız!... Umutlarımızı hiç kaybetmedik... Bedene insanı hak ettirmek, BEDEN olmakla mümkündür... Ve bedene insanı hak ettiren, insanlıktır... O insanlık, imparatorluğun ilmini anlayabilendir...

Kardeşlerim!...

Dendi ya “hani nerede İbrahim?” Önce göz... Özü, sözü olan... Halik... Som altın ışık... Ve hakiki... “OL” dedik oldu... Ona biz AD verdik... “İbrahim” dedik... Adını zikrettik... Sarıydı... Orta kapıda insanı hak etmeye kalktı, çalıştı, yaşadı ve RUH oldu... Orada murad oldu... Masaya oturdu... Mutlak oldu... Onun adı “RUH” oldu... Öz görevliydi... Gözünden, özünden ve sözünden güç aldı... Yazdı, çizdi... Elinde RAHMET olan İNSANLIK vardı... İnsanlık, onun kelamdaki halikiyetini dilledi ve hakikiyetini tahditsizleştirdi... Biz ona “İNSAN” diyemedik... “İblis” de demedik... İlimdi o... Ama biz ona “İBRAHİM” dedik... Etinde KELAM, yarınların kuranında MUTLAKİYETİ vardı... Ve Dünya dışını Dünya’yla dilleyecekti...

Sura üfüren o, ölüydü... Ama dürümlerdi o... Düzendi o... Şu anda kontrol kuruyor ve yasalar kapsamında yaşama inecek... Onun yaşama inmesi hepimizi mutlandıracak... Nesillerimi kodlayacak ve toprağı tohumlayacak...

Her bir diri Allah’ın tınısını duyan, ocağında onunla olacak... Ve ölüyü diriltecek olan o, hepimizde dilleşecek... En sahrası kodlanmış olan, en sistemli çalışan ve en yoğun ışık halinde dürümleyici olan bu meclis, ondan öte o olacak ve onda kodlama yapacak... Bunun sonrası her şey yaratıldığından öteden yaşama, hasata ve Hakk’a varacak...

Ve Dünyalılar!...

Sura üfürdü insan... Ona biz “İNSAN” dedik... Hani İsrafil’di o... O bir sahraydı... Ve biz ona, itibarlı olan “İSA” dedik... Biz ona, yaşam olan, sura üfüren, kuran olan “MUHAMMED” dedik... Ve biz ona, her anda HALİK olan “TANRI” dedik... Yardım almadan yaşadı o... KEM-ALİ KALEM OLDU... HER ANI YAZDI... KEM-ALİ... KALEM... Peki ne demek istiyorum? KEM; insanlığın ilminde mevcut olan sistemin yoğunlaşmasını sahraya, hakikiyete indiren ve yolu kontrol etmek için yaşanan ve yaşatılan ölülüktür... Allah’ın ilmidir o... Ama ölüye kodlanan insanın, kelamı olarak... Ve “A” dedi... ADA KAPILARINDA “A” harfi, ÇOK ÖZELDİR... ALLAH’IN AŞKIDIR “A”... Allah ilminde “A”, TAHTİDİ TOHUMLARDAN KONTROL EDİP KODLAR VE KALEMİ, HAKİKİYETİ DİLLER...

LİSAN, İNSANDIR... VE, ALLAH’IN LEKESİZ İLMİNİ DİLLEYEN, LİSAN... İnsanın lisanı... İşte, KEM-ALİ... Lisanı kodluyor şu anda... Yoğunluğu artırdı ve ruhun kulluğunda mutlak kuranları tohumluyor...

Etkin ve hakim bir dönem başlatılıyor... Bu dönemde, kim insanlık ilmini anlarsa, bu Mahreke kodlanacak... Ve ölüyü diriltebilecek... Bunu başaranların, TARIK olmaları gerekir... Her bir başarılı olan, TARIK olacak... Tarık oluşu, tanık oluşudur ilme... Her bir tarık, ilmin tanığıdır... Ve mutlak kuranlarla, kontrol kuracak... Bütüne hizmetçilik işte böylesi bir haldir... Ve bizler için de bu böyle olmaktadır...

Selin önünü aldık canlar... Baştan beri kodları kontrol eden, ilim sahralarındakilerin, yırtıldıkları, kısırlaştıkları ve kutsuzlaştıkları bir ışıkla, kalem kaynakta kurulların ışığında mushafları yağmur olup kırarken, kelamsız hasatlar yapıldı... Ve yapılan hasatlar, Tarıklarda kısırlığı kodladı... Bütün köklerde bu oldu... Ve bütün kürzi kapılar, kelam kırılmalarından doğan bir kısırlıkla kayda indiler...

https://youtu.be/fDivRaMCXE4
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 68 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol