17.EKİM.2018 TARİHLİ KARANLIĞIN IŞIĞI (7)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 4. AKIŞ
Yer, kelam ve bizler mutlakız… Huzurluyuz ki dünyalıyız. Haz duyduk sizinle olmaktan…
İmparatorluk gök çözümlemeleri yapan bilişlileri mutlak kuranda dillerken, hakkınız olanı ve hakk olup tohum olanı yaşattık.
Hem dünya hem de tüm sahralar; bütün köklerimizle siz olduk… Ve yoğun ışık altındayız.
Karanlık tahditlidir… Ama kalem ilimle dillendikçe, kaynak tahdit mutlak kuranda tohumu kodlar ve tüm sahralar hakikiyete varır.
Kantar, ilmi tartmaz ama yaşamı tartar. Kantarın tarttığı her şey hakkın kapısında mutlak kuranda dillenir ve kontrol kurar.
“Ben dünya insanıyım.” diyenler, “Bedenliyim.” diyenler ve “Ben yaşamı hakettim, hasat oldum.” diyenler; sura üfüren ilim mutlak kuranda kelam olduğundan, sizin yoğunluğunuz artmaktadır.
Arzın görevi, aklın kapısını bulmak ve hakk olmaksa, arşa varmak mutlak gereklidir.
Sevgililer, “cennet” dediğiniz ilimdir ve sizin yaşamınızdır cennet… Siz, “Cennetteyim.” Diyenler, hepimiz olarak cennet olduğunuzdan, mutluyuz… Ama hasat yapmadan, hakkın kalemi olduğunuza ne derler? “Ayrı gayrı.” dedikçe kervan kırılır ve hırs kısırlık kodlar.
Bugün ölü bir planet, kök gerçekliğiyle kodlandı ve yaşamı tohumladı. Bugün bu ölü, kök görevini kodladı ve yoğunluğunu artırdı.
“Eşya” dediğiniz yaşamlar, vakti zamanı kalemle dilledikçe kendi yoğunluğu artacaktı ve sahralar mutlak kuran olacaktı.
Yazan, yazdığını diller. Yaşamsa kelamı diller. Her biri biliş haine varır, mutlak olur ve kontrol edici olur.
Sararan dünyalar gördük… Yoktu yaşamlar. Yazılar okunmamış, yol kontrol kurmamışsa, o dünya yolculuk için öz gerçekliğini haketmemiş demektir. Ve bu dünya, bu planet Mikail kelamı’ndan kodlanarak mutlak sofralar oluşturmuş ve bu sofralarda “mahrek” olanlarla kayıtlar yapılmış ise, hepimiz dünyalı oluruz ki çok mutlu olalım diye.
Bizler, erkek ve kadın tahditsiz şafak olduk. İşçilik, müthiş bir sahra kodlayıcılığına dönüştü. Yarınlar için mutlak kapılar bulduk ve o kapıları kontrollu olarak açtık. Yer kürenin gücü kontrol kurdu. Dürümler müthiş bir sahra olup, kurtarıcı oldu.
Yazılar okunmaya başlandı… Yazdıklarını okurken hepimiz mutlandık, çünkü o yazılarda bizler de vardık. Hepimizin gerçeği vardı o yazılarda ve senin kodların “mutlak kapılar”da mükafat oldu hepimize.
Biz dünya dışı varlıkları, dünya diriliğine indiğinizde senden ve senin yüreğinden görev aldık.
Genç, ihtiyar… Her şey, her şeyi hakeder ve bizler için öz gerçekliktir kelam.
Ve sevgililer, sizin ilminiz ve bizim kelamımız birlik kapısında muktediriyeti kodlayacaktı ve bu oldu.
Sormayın, “Neden dünya?” diye, çünkü bu dünya hepimiz için yaşam sahrasıdır, yaşam kaynağıdır. Bu dünyada olmak mutlaka gereklidir. Ki biz tüm zamanların görevlileri bugün sizdeyiz.
Bu dünya bizi Medine değil, “merdiven” yaptı tüm sahralara ve tüm yaşamlara…
Elim, Allah ilmiyle dillendiğinde, ben “mutlak” olarak burada olabilirim. Ve elim, Allah eli olur ve ben Mikail olurum.
Yazıların okundukça, yaşamlar kodlanır… Kendi yüreğinde olan her şey, bütünün yüceliğinde olur ve öfke aşılır.
Hem doğanın gücüyle birleşmek, hem de yoğunluğu artırarak muktedir olup, bütüne hizmet etmek… Sevgiyle sizden bunu bekliyoruz.
Unutmayınız; evren evren gezenler size “siz” olup inmişse, sevgililer; sizi haketmek için değil, “hakkın kapısı”nı “hakk” olup tohumlamak için inmiştir. Ve bizler bugün sizinle mutluyuz.
Ezmiş ya da ezilmiş olsalar da yaşam sahralarındakiler, ezdiklerinde ezildiklerini anlayacaklar. Ve bizler gibi “Mitosların kuranı” olanlar, kodlanarak tüm insanlığı hologramdan aşırtmaya gelecekler dünya planetine… Ve bugün dünya geçişi bunun için yapılmıştı.
Sİ VA Sİ KA HA Sİ HA ve Sİ HA. İşte, yeni dönem bu şekilde halik olanlara kodlanıyor. Sİ HA Sİ KA HA. Şimdilik.
https://youtu.be/jDfnoLIPCE4
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ
