Birlik İlmi
  KARANLIĞIN IŞIĞI (6), 3.AKIŞ 1.BÖLÜM
 

10.EKİM.2018 TARİHLİ KARANLIĞIN IŞIĞI 6
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ – 1. BÖLÜM

Tahtınız, hakikiyetiniz ve yüreğiniz tektir canlar... Büyük kötülükleri önledik biz bir tek olup... Şükür ki, hak ettik ve başardık... Dört gerçek çatışmacı, bir tek KA HA olup, bütün kütleyi tüm sahralarla dilleyebilir... Ama o dört kök gerçekliği tohumlayacak olan, kodlanamamışsa kayıtları hakikiyette koruyucu hale dönüşemez...

Beste güfte yaptığımız sanılır yaşamda... Bizler AŞKLA ÇALIŞTIKÇA, bedenli kodla beşer kayıtları tohumlardan kaleme çekebiliriz...

Kendi lekesiz kayıtlarımızla, tüm lekeli kayıtları kontrol altında tutabiliriz... İlim yapabiliriz... “KIRAN, KIRILAN TEKTİR” dedik ya hani, AMA KIRDIĞI KENDİ YÜREĞİDİR... Bunu bilerek göz, öz, söz olup; nakış işleriz yaşamla... İşlenen o yaşam nakışı, bizi bizden bize kodlar...

Hem din, hem de dirilik... Ve dil... Allah ilminde bütün bunlar, hak tahtın tekniğiyle kodlanmışlıktır... Ve Dünya... Netice ne? Niye kontrol kurdu Dünya? İslam, insandı hani... Nerede ilim? Hepsi bir tek canlar bir tek!... Ve Dünyalı olmak zor değil... Çok kolay ama SAY YAŞAMI... Nerede ne olduğunu anla... Tek tek say... Ve gör... Ne olmuş bak...

Ben Dünya ilmini anlayanlara şunu anlattım “kaynak ışık, kili kum, kumu halik kılar. Ama yolu da kodlar. Öz gerçekliği de kodlar. Ama o lokomotiftir yaşama. İSLAMDIR. İsa, Musa, Mustafa hepsi tahditsizdir. VAKİT GELİR, BİRLİK KURULUR. Şarkılar tekleşir, halik kuran muktedir olur, bütün kötülükler aşılır...” Bugün bu döneme giriliyor Dünya planetinde... Tüm dinler, bir tek oluyor... Ve tahditler kalkıyor...

Düzen kurmak buydu... Ben bu Dünya’ya göz olanları; göz, öz, söz olanları ve soru soranları çağırdım... Ama soru kelama, kaleme ya da yaşama olan bir sorudan öte, İNSANIN KENDİ YÜREĞİNE SORDUĞU SORUDUR... Ve o soruyu sorabilen, ölü planette diriyi kodlar... Ve Dünya elkarnelerini ellerine alıyor... Elkarnelerini ellerine alıyor...

Bu Dünyalılar... Ne olacak peki bundan sonra? Yıllar yılı süren bir çalışmanın neticesidir bu... Her insanın kendi lekesiz karnesini, kendi yüceliğiyle hak edişi... Ve lekelenmeden kaynak oluşu... “Murad edelim, mutlak kuranları tohumlayalım, ölüyü diriltelim, yaşatalım” diyenler, bunu başardılar... Ve her insan “karı koca arasına girme” derler ya hani, “sen ona, o sana muhtaçsınız, lütfen araya girmeyin, hasat kırılmasın” derler ya hani...

Ve cennetliler!... Altın ışık nedir bilir misiniz? Aralıktır... O araya girilmediğinden, o ışık aralık kaldı... Girin ki aralık, tüm insanlık için has tını haline dönüşsün... Girin!... Her ana girin!... HER İNSAN, HER İNSANDA VARDIR BİLİN... Serin yolculuğu kodlayanları yaşama... Dilleyin, hepsini dilleyin, bakın ne olmuş? Bir tek şunu anlayın, yerkürede yaşam sürenlerin, bir teki bile, sessizliği dillemeyecek... Hepsi ses olacak... Neden? NİDA o kadar yüce midir? Mutlaktır ve hakikidir...

Her bir insan, bastonsuz yürüyecek... BASTON, seviyenize göre açıklıyorum; YAŞAMIN SAHRASINDAKİ DİRİ KAYITTIR... Ona tutunursunuz, yolunuz olur o... Ama arsa, sizin arsanızsa, o arsada başka bir yaşam yok ki... Siz, sizde yürümekten artık, geçin... İnsanda yürüyün... İNSANDA YÜRÜMEK NEDİR? RAHMET OLANDA YÜCE OLMAK... YARIN OLMAK... PERDESİZ KALMAK... VE YOLUN KORUNMASI İÇİN ÇALIŞMAK...

Herkes, Allah’ın aşkıdır... BİZ, ALLAH AŞKIYLA ÇALIŞTIK... AMA AŞK BİLİŞTİR... BİZİM AŞKIMIZ ALLAH’IN İLMİDİR ve Allah bizsiz değildir... Hepimiz, ölüler planetine insanlık aşkıyla geldik... AŞKA ŞAFAK OLMAK, AŞKI HAK ETMEK, AŞK KAYNAĞI, AŞK SAHRASI, İLİM OLABİLMEK... Bizlerin rahman olma çabamız yok... HER BİRİMİZ ONDAN ÖZ GÜÇ OLUP İNDİK... Bizi “eşya” diye bildin... Ama biz o eşyadan çok öteydik... Bizi “ASA” diye bil... “ASA” yürek olandır... Yüce olmayan ama YÜREK olan... Yücelik isterseniz, hepinizde oluşur... Ama ASA, herkesin yüreğinde oluşur... Ve yürekten yürek olunur ve sofra kurulur... İşte o sofra, Hakk’a varanın hakikiyetiyle kurulan bir sofra olur...

Sualtının gözü, özü, sözü bize güçtür... “ÖZÜ, SÖZÜ, GÖZÜ” dedim... Çerçevesiz bir güç kaydı yapıyor bize şu anda... Biz de ocağındayız... Yığın yığın bir yaşam... Ve hepsindeyiz... İslam insanından çok öte olan İLİM İNSANIYLA çalışıyor... ÖZÜ, SÖZÜ, GÖZÜ OLAN İNSAN...

Hattı, hakkı, hasatı bilen bir ilim, Allah’ın teknik tahdidi olabilir mi acaba? Allah nesiller boyu dürümleyenleri kodladı... Ama dürenlerin dürümlenişi başladı canlar... Bugün, burada bunu da izah edeyim... Düren dürüldüğünde, yasalar dillenir ve her insan yasalarla dinletilir... Yasalarla dillenmek ve dinletilmek, şer yaratanın şarkısında ağır yük olur... Ama ölü planet, ağırı hafifletir ve rüştünü kanıtlayanları kodlar... Olgun sahralar oluşur... Mutlaka ulu bir Dünyalı, tükenen, üzerinde yaşam olmayan planetlere güç kodu olarak gider... Ve o, KÖK GÖK SÖZCÜSÜ olur... Güç kapıları oluştukça, yaşamlar kodlanır ve HER KAPIYA İNSAN OLUP VARIR... MEKTEP olmaz, EKMEK olur...

Hepimiz, EKMEK için çabalarız... Ve ekmek, İNSANLIK EKMEĞİ, ilim ekmeğinden çok farklı değil ama, ondan ötededir... Kantar değil, Hak tahtın ilmidir o ama, bedenli olanları görmeye gelir...

https://youtu.be/GpQlaZO9Nis
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 152 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol