KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK (12/3)
15.03.2017
(Doğanın gücü ile sesleşiyorum:)
“Derdim yok!” dedim; dedim ya hani!... Yok derdim!. Neden bilir misiniz!? Benim sistemimde, doğa var. Doğa ile tohumlanırım; doğa ile kodlanırım; doğa ile kalem olurum ve yarın olurum…
Doğal Dünya; bana, “Sanal Boyutların Nefesi” der. Ben ise Sanal Boyutlar’a kaynak olmaya çabalayanlara, kalem olmaya çalışmaktayım…
Halı döşedim yüreğime… “Gelin” dedim. “Cevher olan yarınlara geçin!” dedim; “hasat olun!” dedim…
İnsan, geçmişi hak etmedikçe, geleceği hasata kodlayamaz… Ben, gelecekten geçmişe indim ki has tınıyı hak ettireyim diye…
Koltuk kavgam yok. Her koltuk benim zaten ama Biliş İlmi’m var. Ben, Bilişin Kalemi’yim.
Sevgiyi hak etmeyen, Hak Teknik ile kontrol kuramaz. Sevgi ise doğaldır ve doğanın nefesidir… Sevgi dediğiniz, “Cennet İlmi”dir. Hepinizdir o!... “Kuran” derseniz; o da sizin yaşamınızdır… Siz dünya ve dünya siz!... İlmin Kapısı kelam ve hakim olan yaşam, hepsi sizin cennetiniz…
“Tanrı” derseniz; sizin, size kaynak olan şarkınız!…
Yarınlar için, Samanyolu; nüve kulu olan nefeslerle dillenirken, sizi koruyacak olan sema, yine siz!… Siz!... Samanyolu da siz ve her siz, yanıp tutuştuğunuz Sultanlık İlmi… O ilmi anlamayan; kelam olurken, siyaha ulaşamaz… Büyük Kült, nefes olsa da yaşam kodlayamaz… İşte bunun içindir ki doğal dünyayı hak etmeliyiz.
“Yıldız Sırrı” dediğimiz; Biliş Sırrı, Doğanın nefese inmiş olan Yaşam Kayıtları’dır.
Kir derseniz!... Seyir halindeyiz yarınlarda kiri!. Nedir kir!? Yıldızların, size “Helal-Haram Kayıtları ile indirdiği bilgidir.
Yıldızlar, Zaman Sayfaları’dırlar. Her yıldız, kalem olur; size, sizden insanlığı kayıtlar ama size, sizin kayıtlarınızda var olan ışıktan, kodladıkları olan, İnsan Sırrı olan bilgiyi kayıtlar…
Yani siz, yıldızlara ve yıldızlar, size kalem olur ve tek yaşam kayıtlanır… Bütün yıldızlar ve bütün kültler ve tek siz!…. Hepsinin tek kaynak ışığı ve işte sizlik!… Bunu iyi anlayınız!...
Çoğunuz Galaktik Federasyon için çalıştınız. Galaksi Sayfalanışları yapabilen her insan; cevherinde, Kuran olur ve o galaktik tahditle, yoğun ışığını kodlayarak; o ışığı, tükenen her insan soyuna yöneltebilir ve onları tohumlayabilir. İşte insan soyunun kodlama yapmasındaki en önemli amaç budur.
TEME Sİ KA… Şimdi diyeceksiniz ki “bu ne demek!? Sessizliğin Sistem’deki kodlarından birisi!… İşte bu sesle, Yaşam Kayıtları’mı tohumladım. Gök çözümlemeleri için bu kodu, koklatabileceğim her Sistem’e, yoğun olarak gönderiyorum… Oralara yönlendirdim!... ve sesim oralara ulaştı…
Bu şu anlama gelir: Oralardaki kayıtlar ile oralara ulaşan bu kayıtlar; oralardaki Sistem’in diriliğini dürümleyip; kodlayıp yeşeren dürümlere geri çekiliyor… Büyük Kült olarak, tohum eken Meclisime, Som Altın Nefes olup dönüyor… İşte yaptığımız budur burada…
Biz, bir tek kalem olup bu şekilde, tükenen her an-a da bu bilgileri, kodlayarak göndeririz. O anlarda varlık sürenler, bu bilgilerle kodlanabilmek için Kaynak Işık’ı, kayıtlarına çekerler.
Çok mutlu oluruz bunu yapabildiklerinde. Cennet için çatışmadan çalışanlar; kalem olup kelam olmadan, toprağa ilmi çekemezler.
“Medine” dediğimiz, yarınlaşmış kalem, bilişi kodlarken; bizim bilişimizi de kodladı ve kokladı… İşte bu şekilde, Levhi Kalem, kontrol kurdu ve tohumlar kodlanmış olarak yarınlara ulaştırıldı…
Sistem, Nizam ve Düzen Kodları olarak bu çalışmaları yapıyoruz ve yapmakla da kalmıyoruz, zorlukları aşıp yüreklere iniyoruz. Soyun sonsuzluğunda, yol açıyoruz ve Sistemli olarak Kaynak Çalışmalar yapılıyor.
Ruhlar Meclisi olarak yaptığımız her çalışma, Cemaatlerledir. Buradaki her çalışma, tüm insanlığın tohumlanışında, güç kayıtları halinde, tükenen her ana ulaşıyor ve o yarınlar, o yoğunluklar tohumlanıyor.
Olmadan, oğullarınızı bu Meclise kabul edemeyiz. Süper İnsanlık Realitesi kodlamaları, sadece tohum ekmek için değil; gerektiğinde her insanın kontrolu içindir. Kontrol için ne gerekiyorsa yapılacaktır. Olmayanların, olmaları sağlanıp; hak edileceklerdir… Hak edilemedikleri taktirde; temiz zamanlar için ve yoğunluklara kulluk yapabilmek için kodlanış, sevgiyle sürdürülecektir.
Buyurun insan soyu! Anlayın!... Yenilik işte bu şekilde olur… Eğer yapmak gerekirse yenilik ve Yer Cevheri Tohumlanışı, yeni bir zamanı hak ettirmek için yapılır.
Dervişler vardır; Dinci Kapılar’da, diri yarınları tohumlamaya çalışırlar. Yaşam Sayfaları’nda kodlama yaparlar. Nesillerini hak edip bulmaya çalışırlar. Onlara sözümüz yoktur ama şu anlaşılmalıdır ki kimse, kil ve kum halinde bırakılmayacak. Hepsi hak edilecek ve ışığa kalem olacaklar. Hedefimiz budur.
Hakk Tını, Hakk Ten’de kervan olanda ve yoğun olanda olur. Şu “Nefes” dedikleri de hasat olanda olur… Hucca; cennetlere, cevhere varanda; yaşama kalem olanda olur… Tohum ekende, kervan olur…
Öyle çok çatışırız ki her anda ve her sayfada; Cinni Cevheriler, Cennetli Kalemler, cennet kuranlar ve yol olanlar; siyahtan, simsiyaha varanlar; Ak Tını’yı hak etsinler diye…
“Hazırım yolu açmaya ve yok olmaya (ölmeden ölmeye)” diyen bilişlileri, Hakk Taht’a oturtmak için hazırım!… Öfkem yoktur! Çorbam mutlaka tuzludur. Yarınlar kodlanmıştır… Sıhhatli bir zaman, korunma altında oluşturulmaktadır. Az öz verdim!... Şimdilik…
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ
