18.01.2017 KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK 4
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ

Size bizi anlattım, mutlaka anlamayan yoktur. Ama anladığınızı anlatabilecek düzeyiniz olamayacak bundan sonraki dönemde.

Ne demek istediğimi size izah edeyim. Burası arkon sistemleşmesinin gerçekleştirildiği bir mercidir. Buraya gelen bu sistemleşmeyle geçip gelir ve tohumlanır. Hepimizin yoğunluğunda arkon sistemleri kodlanmıştır. Bu sistemlerle birlikte bizler düğün yapıyoruz dünyada. Bu düğün ilmin düğünüdür. Her kim ki dünyayı yoğunlaştırmak ister, arkon sayfalanışı yapmalıdır. Tohumları kontrol altına alabilmek için bu gereklidir.

Devre, devre dünyamızı ziyaret ettiğinize eminim… Burada bulunuşunuzun tende olmak olmadığını biliyorum. Burayı hak etmek ve burayı doğumla ölümle kontrol etmek. Ama iyi biliyorum ki düzeni kuracak gücünüz olduğunda, Mikail’in kürzü kapısını açıp gireceksiniz. Beden almanızın gerçek amacı dürümlere çektiklerinizi hak etmektir. Ama mahrekiniz kontrollü olmalıdır.

Sıhhatli bir zaman ve sıhhatli bir insanlık, buydu amacımız!... İşte sıhhatli bir zaman, sıhhatli insanlık!... Dince, dirice ve kalemce ama hakimce… Bundan ötesi biliş!... Bilişi kodladıkları zaman dünyalılar, mutlaka kuran olacaklar.

Baş tacı olmadığınızı görüyorsunuz burada… Sizi baş tacı yapmadık, neden bilir misiniz?... Cemaatinizin kulu olmaya niyetimiz yok. Bizler doğal dünyanın güçleriyiz. Her şeyin gücünü dilleriz ve dinleriz…

Doğanın kulu olanların kontrolü vardır. Has tin ve has ten ama tek mektep olarak. Yaşamak ya da yaşanmak ama her insanın kendi yaşamı, kendi yoğunluğu… Burası dünya ve bu dünyanın mutlak kuranı Allahın dediğini diyen dürümlenenin gücünden üstün bir yoğunlukla dinleyiş!...

Samanyolu galaksisi olarak dünyamızı izleyen mahrek kulları da var… Misafirlik yapmaya gelmediler ama bizi hep dinlediler. Mutlaka kare, küre değil insan istediler… Biz onlara kendi yoğunluğumuzla bilgi verdik ve dedik ki; “kardeşlerim, misafir olarak gelmenize gerek yoğun, geçin buyurun ama gözünüz görürse gelin, görmezse gelmeyin”…

Değerliler, dünya lütfeder sizinle olur, lütfeder ama… Ama lütfeder… Eğer sizinle olursa bu size bir lütuftur, bunu iyi anlayın.

Çürümek üzere mi dünya?... Yo asla değil… Bütüne hizmetçi olan bir yaşam kaynağıdır burası. Ve burada turkuazın kulu olan levhi kapılar var. Ha, diyeceksiniz ki; “benim adıma söz söyle”…. Senin adına sen söyle sözünü ben seninle dince, insanca, yasalarca, yaşamca kodlama yapmaya niyetli olamam çünkü toprağın toplumu; sizi, sizin yüreğinizi dinlerken öfkeyi aşıp dinler.

Sizler dünya dışı varlıklar olarak bu dünyaya kontrol kurup gelmeliydiniz. Çürümek üzere olan bir dünyanın yüreğine inmek sizleri mutlandırmasın. Biz o çürümek üzere olan dünyayı kontrol altına alacak güçteyiz.

Dar kapılardan geçmekte olduğunuzu da görüyorum ama o dar kapıların tümünde ağır yük var. Çok mu kolay?... Çok kolay!... Kare, küre olun geçin ama hak edip geçin…

Bizim adımız Za Ka Ha, Rahmanın kalemi olan Za Ka Ha…. Zaman, kalem ve hakim!... Zaman, kalem ve hakim, işte canlar şimdilik size vereceğim budur.

Borç mu!?... Yok canın, hiçbir borcumuz yok yaşama… Bia tüm insanlığın kontrolünü kurarak bu yoğunluğu oluşturduk. Çarıklarımızı dünyaya bırakmaya niyetimiz yok, bunu da iyi bilin! Hepimiz kendi çarıklarımızı taşırız, sizin için de bu özel bir bilgi…

Dünyanın eli, Allahın ilmidir ve dünyanın yolu; aklın kuru, kare kalemi değil, imparatorluğunun gücüdür!...

Şikâyetçiymişler, hah canlarım onları koruyun… Sadece bunu diyeceğim, onları koruyun…

Buraya geliş sebebiniz bizi tahditsiz olarak önlemekti bu kesin! Ama önünüzü aldık işte bu!... Bundan ötesi şarkıdır, aşk şarkısı; biz o şarkıyı okuyoruz.

Sualtının gücünü de dinleyin, bu şarkıda onların gücü de var. Sistemin yüreğe indirdiği o gücü anlayın!...

Süper İnsanlık Realitesi