Birlik İlmi
  KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK 3, 3 AKIŞ – 2 BÖLÜM
 

11.OCAK.2017 TARİHLİ KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK 3

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3 AKIŞ – 2 BÖLÜM

Uzak öncelikle çok uzak bir gezegenin yaşam ilmini tohumlayanlar varken… Yeni dönemde daha yakın bir planete kelamı dilliyemeyenleri koymak, hak mıdır diye sorana?….

Cevabım şudur, kendini kontrol et.. Öz görevini hak et. Yoğunluğunu kodla da bil ki bize insanlık ilmiyle gelse yolunu bulacak ….Ama insanlık ilmiyle gelmediğinden “yoğunluğunu kodlayama, yoğunluğunu kodlayama, yaşatama” diyen o,” bizsiz kaldı.

Şimdi canlar, bütün kontrol, bizdedir. Öyle mi?.. Mutlaka. Herkesi hak ettirebilir miyiz? Mutlaka... Peki niye hak ettirmedik, acaba?.

Canlarım, seyir halindeyiz, hepsini de. Yücelerden yüce olup, ocaklarına indirdiklerini dilliyoruz, hep… Ama anlıyoruz ki çoğu hak ettiğini, has insanlığıyla kontrol edemiyor… Çoğu kontrol dışı kayıtlar yapıyor. Çoğu murat ettiğini hak edip, dinletemiyor. Ve doğan günün gücü olabileceğini anlayamıyor, bunların önemi büyük.

Çantalarını topladılar ve nereye gideceklerini bilmek için beklemekteler. Bu bir yaşam göçüdür, canlar. Biliniz ki bu yaşam göçü, herkesin yüreğinden olacak. Biz, onları hak ettikleri yere sevk edeceğiz.

Ama iyi anlayın ki hiçbiri kontrol dışı olmayacak. Bütün kötülükler aşırtılacak ve yerkürenin gücü onların yoğunluğunda olacak ve her an onlarda olabileceğiz, bu kesindir.

Şimdi deri kemik olan insan, nesillerini nasıl koruyacak, buna bakalım. Biz yaşama lekesiz gelen birlikleriz, canlarım. Hiçbir lekemiz olmadı. Ve bugün mutlak olanlarla kodlanmış ışıkları, bu güçle tohumlayabildik.

Kinin kelamda olmadığı bir zamanda her şeyi hak ettik ve yaşama sayfaladık. Bundan sonraki dönemde huzurla, bilişle ve kalemle çalışanlar, Mesihlerden öte Mesih olduklarını bilecekler.

Dünya dışı varlık toplumları dünyada kelam istiyorlar… Onlara biz hak verdik çünkü Rahman olmalarından, halik olmalarından öte Tanrılık kapısında olmalarıdır ki bizi, hak etmek istemekteler.

Yeşilin mordan öte olduğunu düşünen her kim varsa mosmorun levhide olduğunu anlayanlar ya da sayfa sayfa tohum olup, Mikail’in kelamda kendi yoğunluklarında tün olduklarını ve tohumlarını kodlayıp, mektep olduklarını düşünenler…. İyi anlayacaklar ki telif haklarımız var.

Bilmek için ilim gerekir. O telif haklarımızı herkese kodlayıcı yapabiliriz. O telif haklarımızı mutlak kapılarda toprak toplumlara, tohum olarak ekebiliriz... Ama istemeleri şart ama teknik, hakiki levhi olmaları gerekir ama hasatları gerekir.

Deliler diyarı dünya, ben sendeyim, anla.. Bugün buradayım, yarın bir diğer planette olacağım anla… Ama ben bugün bu deli planetteyim. Bu deli planet, bana depdeli bir ilim öğretti. Oda, KAHA olanın ilmi.

Deliler, diridirler. Deliler, hakikidirler. Hardırlar, hastırlar, yaşamdırlar ve delilik, kelamla olur. ..Hani nerede, o delilik? İnsanlık, deliliktedir. Nerede?.. Kelamdır, dirilikteki o kelam. TAHA olan, KAHA olan ve ekmek olan.

Biz, dini kalemlere, hak teknikle indirilen bilişlilerin üstü olan görevlileriz. Ve onlara kendilerinden öte olan harlarını dillettik. Kendilerinden öte olan harları... Nihanda, KAHA olmalarını sağladık. Bilişlerini kodladık, öfkelerini aşırttık, tohumlarını koruduk ve dedik ki “gerçeği hak edin, ulaşın.”..

Nedir gerçek? Kelam.. Hani o kelam neden, sizin yüreğinize indi? Halik olmanızdandır... Has mıydınız? Haktınız ya hu sizler, hepiniz haktınız. Niye hak etmediniz yoğunluklarınızdaki o tohumları? Başkası mıydınız yoksa? Siz, sizdeydiniz.

Ya kalemler depdeli olun da hak edin yüreklerinizi. Barışmayın yolculukta, kimseyle. Her barışan, kendini hak etmeden barıştığında koruyucu olamayız, ocağınıza.

Barış, insanın ekranında olur. Yarınında olur. Aşkında barış yoktur. Aklında barış yoktur. Barış, sizi sizden size taşıyamaz. Saltanat, size sizi verdi. Kendinizi hak etmek için savaşın. Çarpışın, akın, geçin. Delilik, divaneliktir bu, akın, geçin.

Sanmayın ki siz size dek sizleşeceksiniz. Siz, bize dek sizleşin ki birlik kurun.

Borç mu? Buyurun borç, hepinizin borcunu, ben tanıdım ve bildim. Sizin borcunuz benimdir, geçin de gelin. Ben size kendi yüreğimi veriyorum. Borcunuzun tümünü üstleniyorum. Kefil değilim hepsi benim borcum, bilin ve geçin..

Barıştan öte bir barış mı var? Başka bir barış daha ötelerdeki barış ama yolculukta, barış yoktur. Savaşın ki hak edin yolu… Savaşın!

Çelik çomak oynamıyoruz, yaşamda. Biz bizsiz değiliz, canlılar. Biz birlik halindeyiz. Dünya murat ettiğiniz insanlığın kapısıdır. Gelip görünüz dünyayı.

Boncuk, boncuk terlediler yürekler, burada. Nihanda kelam yoksa ikmal mi kalırmış kaynakta diye… İkmali tamamlayıp, yol olacaklarını sandılar.

Çantanızda iman var, canlar. İnsan yok. İman var. O çantaya insanı da koyun.. Zor mu? Hadi koyun. Bütün kötülükler, sizin yüreğinizdedir. O kötülükleri aşın.

Çağlar boyu o kötülüğü tanıdınız ama iyiliği kodlamadınız. Bütüne hizmetçilik yaptık ama karanlığın tınısıyla yaptık, hep.

Siyahın en siyahında, yaşamın en yüce insanlığında, kendinizi kontrol etseydiniz, cennetinizi hak edecektiniz. Hadi gelinde, hak edin.

Barı kapatmayacağım bugün…Bar açık kalacak. Bu barda biz, bizi içeceğiz bugün, anlayın.

Çobanlık mı? Yok canlarım, çobanlık yapmayacağız, biz. Biz murat ettiğimiz her anı hak etmek için çırpınan o yoğunluklarla, sığ olmayan ışıkları çatıştıracağız, bugün.

Ha diyeceksiniz ki “yeniden ve yeniden görev alalım.” Yok böyle bir izin size. Yeniden ve yeniden... Yakışır mı insana, yenilik? Siz her anda varsınız ya…Hangi yarında tohumlanacaksınız? Olmadığınız an mı var yoksa?

Ve ben, dara düşmeyen insanlığım. Ve ben, Samanyolunun en yüce ışığına, şunu söyledim. Seyir halindesin dünyamızı biliyorum ama sen bir gel de dünyaya, seni seyredelim birde..

Bak bakalım o zaman, ne olurmuş yaşam. Kare küre mi yoksa Hakk’ın kapısı mı? Gönül gücü biziz, be can. Samanların sırrı ilim ve biz o sırda, ses olan levhiyiz. Kaynağa inde, bizi dinle… Başkası yok. İnsanlık var, burada. Uzan ama çok daha güçlü uzan ki bizi gör.

Düne görev taşıyan, biziz. Yeşil rengin en yeşilindeki yaşam, biziz. Kaç kere size bunları anlattık ama anlayamadınız. Yıldızların sırrını anlayan, bizi nasıl anlamaz?. Yolumuz, Allah yolu. Yoğunluğumuz nefesimiz, aklımızsa karanlığımız ve aydınlatacak yaşamımız.

Bire hizmetçiyiz, hepsi bu!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://vimeo.com/199056886

 

 

 
 
  Bugün 304 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol