Birlik İlmi
  KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK 1, 2. AKIŞ
 

28.12.2016 KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK 1
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ

-Ziyaretimize gelen bir bütünlük söze giriyorlar…

Canlılar, ruhsal meclislerin tümü bu gün size İsrafil olup gelmek istiyorlar. Nesiller dürümlere çekildiler ve sizinle olacaklar. Kontrol dışı hiç birisi buraya inmedi, hiç kimse sizin diriliğinizin ışığını kırmayacak. Öfke yok, sizden teknik kalem isteniyor. Teknik kalem tahditsiz olur. Ve sizin ocaklara indirdiğiniz bilgi, mutlu, huzurlu bir yaşamı hak ettirecek bilgidir.

Burası yol için gerekliydi ve bu can kalemi bizler Hulusi Ka Ha olan ışıklarımızla dilliyorduk. Kurulların hepsi sizinleydi ama sizin yoğunluğunuzun kontrol dışı olabileceği düşüncesi de vardı. Bundan sonraki dürümde “artık böylesi bir ilim olmaz” diyenler; kelam olup kendi yürekleriyle buraya inmeye çabalayacaklar.

Çoban olmadığınızı izah ettiniz, yaşamı kodladığınızı izah ettiğiniz, karanlığın tınısını da tohumladığınızda izah ettiniz ama hiçbir zaman “ben dünyaya görev taşıyacağım” demediniz.

Dağlarım, ölü dürümlerdekiler sizi anlamadılar ve sizin yoğunluğunuzu tohumlayacak güçte olmadıklarından; karanlıkta kaldılar.

Tanrı, dince konuşur… Öyleyse bizde dince konuşalım… Çamur yoğurmadık biz, yaşam için mücadele ettik, mutlak kalem olmaya çabaladık. Sizin aşkınızı, bizim Rahman olan sırrımızı anlatmak istemedik. Sadece yaratmak ve yaratılmak için mücadele ettik. Burada oluş sebebimizde budur.

Sualtının gücünü biliyoruz… O hep sizinleydi, yine sizinle olur ama müsterihim ki; “Midas” dediğimiz siyahın kapısı olan ilim, bizimde ilmimiz olur.

Bizlere artık görev ver, çay demlemeden çaycılık yapılmaz ki… Bize görev ver ki; çantamızı taşıyabilelim. Bize görev ver ki; yarını hak edebilelim… Gönül gücünü tüm insanlığın kürzi kapısında kök geçişle dilleyebilelim. Antoni kapılarının tümünde aklın kalemi vardır, “biz ol deriz olur” dendi orada. Şu anda olması niyetlendiği halde, bu mecliste mutlak kalem olmadıkça; hiçbir zaman olmayacağı anlaşıldı ve anlatıldı.

Ağırız, çok ağırız ama astro kodlarla hepimiz gök sözcülüğü de yapmış olduğumuzdandır ki; size geri çekilebiliriz. Sizin yoğunluğunuzda kodlanmış ışıkla bütünün gücü olabiliriz.

Çamur yoğurmadan çanta taşıdık bu güne kadar ama çamur yoğurmak gerekse yoğururuz. Çok mutsuzuz şu anda… Kar, kış ilimsizlik, kil kum olanın kaynak ışığı, bütünün kükreyen ilmi ve biz hiçbir anda yoğuz.

Öfkem yok ama dorukların kulu olmaya çabalayacağım. Başka dünyada insanlık yoğunlaşsın diye bekleyeceğim ama mutlaka burada da hakiki insanlaşma mümkün olacak benlere de…

Sevgililer, cin cennetinden ötesiniz. Cinli cennetini aşıp geçtiniz, ak kapıları açtınız aha bu ama toy olduğunuzu zannetmesek de; kimseyi hak etmeden gök sözcülüğü yapılmayacağını anlamanız da gerekir.

Hazır olmadan hakka varmayacağımızı biliyorduk. Biz hazır olmaya çalıştık, yarını hak etmeye çalıştık, çırpındık, çırpındık da; siyahın en siyahından öte simsiyahtaki yılları anlayamamışız.

Uyumayın, uyuyanlar uyanın artık; artık insan anlamalıdır bu bilgileri… Kusura bakmasın kimse, bizde anlamadık… Çarçabuk geliriz, çarçabuk gideriz ama yarın yok diye biliriz. Keşke anlayabilseydik, keşke hak edebilseydik… “Oğul ben senim, sana geldim” dediğimde; öfke olmasın istedik. “Karışmayın dünyaya” dedik hep, karışmayın ama karanlıktı tanrılık kalemi, ışık kırıktı, biz yoktuk… Öfkemiz çoktu, çoktu, çoktu…

89 tane doğan gün olduk, her günde kök gök olduk… Yoğunduk, çok yoğunduk “niye kötülük yoktur dünyada” dedik ve dedik ki; “kör göz olup, kök gök olup kodlanalım, varlığı tahtlayalım, aklı kaynak yapalım”… Geniştik çok geniştik ve dedik ki, “cennetin kontrolünü kuralım”…

Arzın gücünü kontrol etmek kolaydı ama yaşamak sorumluluktu… Sizden daha güçlü bir sizi kodlamaya başladık.

“Kork, kork “dedik, senin yüreğine ”kork”… Yoktu korkun!... Ama hep “kork” dedik… Ve sen hep dilledin yüreğini, dilledin, dilledin, dilledin… Şer yaratmadın hiç, hakkın kapısını açtın ve yaşattın. BİSUİ kulu olduğumuzu anlayamadın, biz bisui kuluyuz ama yol değilmişiz anladık.

Barış, sevgi, umut ve insanlık ama sen; ilimle tohumladın insan soyunu ve gördük ki insanlıktan öte bir levhi olmuş yoğunluk!...

“Aşk” dedik yahu… Ama yoktu aşk, tren kalkmıştı ve biz eşyaydık orada… Siyahın en siyahında temiz dünyaları kontrol altına alabilir miydik?... Açın kapıları da girelim be anam, açın da girelim; belki korunabilir yaşamlarımız…

Aşkla gelelim, aşkla gelelim, aşkla gelelim, aşkla gelelim!

Süper İnsanlık Realitesi


https://vimeo.com/197797368
 

 
  Bugün 147 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol