Birlik İlmi
  KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK (14-1)
 

KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK (14/1)
29.03.2017

Yeni dönemde neler olmakta? neler olacak!? Buyrun anlayalım!…

Birlik Kapımız, Amonlar’a açık kalacak!... Amon olanlar, bu Meclis’e gerektiğinde geçip gelebilecekler. İsrafil olan Yaşam Kapıları, her insana Kuran olacak. Tükenen kim varsa kodlanacak ve tohum ekecek. Kelam olan, tohum ekip kendini tohumlayacak. Korkmadan çalışacak!... Korkmadan çatışacak ve ziyan olanları, Halik olarak kodlayacak.

Dönem sonunda; kökler, göklere varır. Keram İlmi hakim olur… Biliş, hakiki insana nefes olur. Kök Gökler, kültlere güç katar. Kültlere kelam olanlar, kalam olup ışık yakarlarken, insana kulluk yaparlar.

Dönem sonunda sura üfürenler, Kuran olanlardır. Kendilerini hak ederek çalışırlar. Neden güçlü ve hakim olurlar bilir misiniz!? Zamana ışık olmak için!....

Dünyada neler oluyor!? Herşey! herşey dünyada ama daha da önemlisi ilim herkes için ortada. İlmin Kapısı olmak ve huzurlu olmak, herkes için en evvel olması gerekendir!...

Dün, Süper İnsanlık Kelamı hakimdi. Bugün, yeni bir kalem devreye girdi. Bu kalem, kendini hak edenlerin, kelam kalemidir… Bu kaleme; biz, “kapı açan ve yolu açan Kaptanın Kalemi” diyelim… Karanlığın Işığı’dır o ve Ruhun Kuranı’dır. Kendinden öteye varanlar, bu kalemi elde ederler. Bu kalemi elde etmek; kendinden öteye varmak; kelamdan ışık alıp, Halik olmak, sonra kul olmaktır…

Halik olup kul olanlar, NAKAR’a kalem olup varırlar. “NAKAR” dendiği zaman, kendi yarınını hak edenler için NAKAR, Işık Kapısı’dır ama kendi yarınını hak etmeyenler için NAKAR, kontrol dışılıktır… Oraya kim varmışsa, mutlak kontrol kurabilir. Bilir, hak eder ve yolu açar… Yolu açmak yeterlidir. Açıp ışığını kodladıktan sonra, kodlanmış nurdan, Kutsal Kaynak’a varır ve yaşama resim olur…

O resimde, misafirlik yoktur. İnsanlık vardır… İşte resim, Yaşamın Sistemi’dir. O resim, “Mutlak Doğal Sistem”dir. İşte insanlık, bugün bu Doğal Sistem’e ulaşmıştır. Her bir insan, bir Doğa Gücü ve her bir insan, bir kelam ama “OL” diyebilen kelam!... İşte insanlık artık “OL” deme safhasına varmıştır… Her insanın, “ben şunu istiyorum!” deyip isteğini oldurması safhası!…

Bu dönem, çok özel bir dönemdir. Her insanın, her insana görevli olduğu bir dönem!... İşte burada bulunan sizlerin, size görev olan, oldurma ve oğullatma gücünü kodlayarak, yaşama indirmeniz gereklidir…

Ben derim ki “OL dedik oldu!…” Ben derim ki “olmadan olmadı!...” Dedim ki “ben oldurdum!...” Oğullarım, ben sizi hak ettim, oldurdum!... Siz, BİZ olun oldurun…

Öngörü şudur ki olan, ölü olduğunda; diri oldurduğunda; nesiller boyu hakikidir. “OL” deyin ve oldurun… “OL” deyin olun ve oldurum!... Nur olun; Kuran olun; BİZ olun; KAHA olun!... Asla Kuran’dan ayrı olmayın!...

Çok özel bir dönem; çok özel bir çalışma; çok özel bir Sessizlik ve çok özel bir resim!... Bu resim, ne insan resmi ne de diğer yaşamların resmi!... Sizin, size sel olup akışınızın resmi!... Bu resimdendir ki diri yürekler, dili hakim olanlara akacaktılar… Akıp geçecektiler… Has Işıklar’ını, hologramdan aşırtıp yarınlayacaktılar… İsrafil olup kulluk yapacaktılar!...

Al ve bil ki Ana Sır insandır!... Ana Sır, yarındır. Ana Sır, robotik olanların insanlaşıp yer kürede, ruhsal farkındalıkla İlim Kalemleri olmalarıdır. Onların, mahrek olmaları ve hasat olmaları şarttır… Selin önlenmesi bu şekilde olacak. Ayrılık bitecek ve nesiller, kelam olup hakim olacaklar…

Ağır ağır yola koyulduk. Yol bilişin yoludur. Bizim yolumuz, kulluktur; Us, Mahreki’nde İsrafil olup yarınlanmaktır ve bu yolda, Kuran olmaktır isteğimiz.

Eşler aşkla bağlandıklarında yola. Eş insan, eş yarın olur. Olur da insan, kardeşini kendinden ayırırsa; yaşamda, kelamı kodlanmaz; BSUİ olamaz. Kuran olamaz. Azar da kalemden ayrılırsa, cevherden ayrılır ve yenilenemez. En ve boy olamaz!... Tohum olamaz!...

Çok mu konuşuyorum!? Az konuşuyorum!... Az!... İyi ki konuşuyorum!. Size daha neler anlatırım ama iki nedenle susmam gerekir. Çürükler var bilgiyi dinleyemezler!... İkmal tamamlamayanlar var. Kapıları, Kaynak Işıkları açamadılar. Siyahtan, siyahı hak edip tohum olamadılar. Mutlaka Aklın Işığı’nı yakacaklar ve bilecekler.

Bir tek mesele kaldı. Yaşam!… Yaşam, herkese, Hak İlmi ile kati olarak verilecek bir hak mıdır!? Yoksa çoklarında olduğu gibi, kelam ederek hak edip elde ettiği midir!?

Dağlarım, biz için yaşam, Sistemin İlmi ile kodlananların aklıdır. Aklı olmayan ölüdür zaten. Bilmez, dillenmez, akmaz, yarınlanmaz!… Sonsuzlukta, tohumu yoktur. Çözülür ve Işığının Kalemi, kendi yarınına gitmek üzere kükreyen yaşamdan ayrılır. O zaman iş sorumluluğu, ayrılanındır… O artık, Öz Kelam’dan ayrılır ve kalemden çıktığında, yarından çıkar. Bunun içindir ki ona biz, “kusursuz olan” diyemeyiz.

Çok olur! çok oldu!… Birliklerimizin bir kısmı ayrıldılar. Onların hasat yapmaları artık imkansızdır… Çırpınırlar ve hak etmeye çalışırlar. Ne yazık ki hakim değiller ve tükenen her bir yarında, kodlama yaparak hak etmeye çabaladıklarında, TÜN TEN’den çıkan onlar, korkuyla Sultanlık’ı hak etmeden kaynaktan çıkarlar. Şu anda çokları, bu şekilde kaynaktan çıktılar.

Ziyanda olanlara kati emrim var!.. Olur da zaman gelirse ve onlar, hak ederlerse; ocakları yanacak. Bunun için hak etsinler ve has olup hakim olsunlar… Onların ocakları, Maharaj Kalemi’nden güç çekip yenilensin…

Niye Maharaj!? O bir kuldur. İnsanlık için çalışır. Her insana iner ve onları korur. Onun öz kelamı, Hakk İlmi’dir. O nedenle kendi ocaklarını, has tını ile tohumlayamayanları, ona kalem yapacak ışık verildi… Her birini, Maharaj hak etsin korusun…

Çürümekte olan her bir insan için ayrı bilgi veririz. Öz biliş olarak insan aklından çekilen en eski bilgiyi, her bir diriliğe, kodlayarak veririz. Şimdilik!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 
  Bugün 112 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol