Birlik İlmi
  KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK (8)1
 

KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK (8/1)
15.02.2017

Değerliler, bilirsiniz ki bizler, Dünya Üstü Varlıkları olarak, yerkürenin geçmişini ve geçişlerini hasata kodlayarak, yeni yarınları tohumlarız. Bunu yaparken, hepimizin ilmi vardır orada. Bir dil, bir tek kalem olur ve rahmet olan yolculuk başlar… Dünya için bunu yapmaya geldik. Dünyanın Ata Kapıları’nda hasatçı ışıklarımız var. Dünyanın hasatını yapıyoruz. Bu ne şekilde oluyor bunu anlatayım size:

Dünyada, Yaradan olarak, yaşam sayfalayanlar; yarattıklarını, yoğun ışıklara yükleyerek, yerküreden çok daha ötelere kaynak yaparlar. Yürüyen dünyada, bunu başarmak çok kolaydır… Hepimiz, dürümlere inerek Bellek Kapları’mızı tohumlarız. Bu Bellek Kaplarımızda; teknik, hakiki ve hakim nefeslerimiz olur. Bu nefesler ile yolu açarız. Sonsuzluğa, Kaynak Yarınlar tohumlarız…

Bu çalışmaları yapanlar, kelam ile yaparler ve kelam ile kelam olan başkaları da bu çalışmalara katılırlar… Her birimiz, Düzen için kendi yoğunluğumuzu kodlarken, hep BİZ olarak kodlarız… BİZ olmak, hakim olanların, has ışığının birliği olmaktır… İşte bunu başardıktan sonra, Rahman olarak; kodlamalara, dürümlerde devam ederiz… Her insan, kelam eder ama hakim olamadığında, Toprak Nefesinde, kalem olmaz.

Çok umutlu çalışmalar oluyor bu Mecliste sizlerle… Bu çalışmalar; kurtarıcı, hakiki ve hakim olan ilimle oluyor.

Dünya için efrat tahditi vardır. Herkes, kendi efradından sorumludur ama Kelam Ummanı’nda herkes, tükenen her insanı da hak edebilir.

Bütün Kütle; burada, bu yoğunlukta kodlandığında, öfke aşıldığında ve Rahman olan Kaynak Işık, mutlak olduğunda; herkesin, herkese görevi olur. İşte burada, yine bu yoğun ışık, mahrek olarak çatışmadan, yaratıp yarattırdıkları ile kontrol kurabilmektedir.

Dünyaca insan, ilimce insan ve yaşamca insan olmak gerekir… Her insanın, hak ettirilmesi bu şekilde olur… Düzeni kurun; ilmi hak edin; yolu bulun ve deyin ki “hak ettik!... İşte, bu dünyada; yasaları koyanlar, yarınları kodlayanlardır. Yaşamı, kaleme kodlamayarak, tohumları kontrol etmeyenler; yaşamda kodlanmayan Hakim Kalemler olabilirler. Bilgi Kalemi, onları da hak etmelidir ki hepsi hasat olabilsin…

Dünden, dünlere inerek, yarınları kodlarken; Yeni Zamanları, sonsuz savaşlarla örmekteyiz… Bunu başarmak, tohum ekmekle gerçekleşir…

Dünden ötelere kodlama yaparsak; yoğun ışık, yarınları hak ettirir… Esmalara göre, en eski, en yeninin kaynağından kodlanarak, oluşturulur. Eski ve yeni hep birliktedir…

Bizler, yeniyi hak ettik ve eskiyi kodladık. Yeniden ve eskiden kontrol kurduk; yaşamı tohumladık. Evimiz, her andır. Her an, ilmimizdir ve bizler, nefesler olarak Kaynak Kalemler’iz.

Doğanın tınısı vardır. Bu tını, sizin ilminiz ile kodlanmıştır. Doğayı dinlerken; doğanın, ışık tohumladığını bilebiliriz. Hepimizin kelamı ile ışık tohumlanır ve hepimizin kaynağından kodlanan ağır yük hafiflerken; kayıtlanan bilgilerle, yaşam; Kaynak Zamanlar’ı hak ettirir…

Kelama, kaleme ve ilme varanlar, her anı yarınlarlar ve Toprak Toplum; kula kul olur, Bütün olur. Her an ve her sayfa, yer ve gök olur. İlim, kalem olur. Yaşam, bu şekilde oluşturulur.

Zaman, diri bir “KAYD-I KA HA”dır. O yoğunluk, tüm insanlık içindir ve o yoğunluğu hak edip var eden insanlardır… Aha! “insan” derken, kelam olan insanı kastederim.

Değerli insanlık; siz, bütün kültleriniz ile tüm zamanları hak edip var ettiniz. Bütün kültleriniz ile tohumları ektiniz ve yolu kodladınız. Her insan için çatışmadan hakim olup kontrol kurdunuz. Sistemin Gücü oldunuz. Kontrol kurmadan kodlananları, hasatta hakiki kaynak yaparak korudunuz. Bütün kötülükleri aşıp geçenleri, Hak Teknik ile hakim kıldınız…

Ana Kapı hepinizindir. O kapı; şimdi!... şimdi!... ama HER olan şimdi oldu. Bütünlükler, burada ve bu yoğunlukta, artık yarınlaşıyorlar. Mutluluk budur!... Huzur budur!... Hepinizledir bu!…

Kara kalem, kelam kaynak ve yol, Turkuaz Zamanlar’ın ışığından öte olan yoğun Sistem. Kök Gerçek, İmparatorluk’un huzurlu, kontrollu çalışmaları… Bir tek Kare, Küp olduğunda; her an, insanlaşır…

İmparatorluk olarak buradayız. Bugün, İmparatorluk olarak, Sessizlik’i seslendiren Yaşam Sayfaları’na, kaynak olan yoğun sevgiye, KA HA İlmi’ni tohumlayan, BİZ olan insanlıklayız.

Sizi anlamaya çalıştık… Sizi hak etmeye çalıştık… Sizi kodlamaya ve koklamaya çalıştık. Her anı hak etmeniz için bilişi hakettirmeye çalıştık… Din Kapıları’nı kapatmayın diye çok çalıştık… Tükenen her insanı kodlayın diye çalıştık… Hologram olan yarınları, hasata kodlayıp Hak Teknik ile yaşatın diye çalıştık…

Sevgililer; sizi, bizi, Birlikler’i, teknik olarak kodlayanlar, mutlaka kurtulmalıdırlar. Onları, Kuran Kelamı diye dillemek mümkün değildir. Onlar, kardeşlerinizdirler. Ocaklarını mutlaka yakın ve Rahman olan kalemlerini kodlayıp tek bir nefes yapın…

Hep “din” dediler… Siz, sizi hak edenler, hep “insan” dediniz…. Şu anda, kelamda ve yaşamda; “ben, bir tek “KARANLIK SESSİZLİK”im diyen tahditsiz güç, bu Meclisin gücüdür…

“KARANLIK GÜÇ” nedir diye soranlara anlatıyorum. Yerküreyi tohumlayan güçtür… İnsanı kontrol eden güçtür… Mutlak Nefes’i, hasata kaynak yapan güçtür… BÜYÜK KÜLT’tür ve bütün kütleyi kuşatarak korur…

Bu gücü, “karanlık” diye dilleyenler, bu gücü hak edemediklerinde, öyle kodlamaya çalıştılar. Bu gücü hak edenler ise “ben bir tek kocaman nefesim” dediler ve Karanlığın Tınısı’nı duydular. O tını, Kare Küre olan nefeslerin cevherinden güç çekmeden, diri yüreklere kaynak olabilen Sistem’in, sessiz kayıtlanışını sağlayacak bir sevgidir.

Ala-vere oğullarımızı hak ettik… Ala-vere cevherimizi hak ettik; aktık; yarınları hak ettik… Bildik, kelamı hak ettik… Oturup düşünün! Kim bunları hak etti!? Her bir İlim Kapısı’nı kim açtı!? Esrar buradadır!... Kendini bilen, karanlığı bilir… Kelamı kodlar; yaşamı tohumlar… “Ben” der… “bir tek nefesim!” der ve der ki “hakimim… Ama ben, nesillerimi korumalıyım!...” Onlar, NUSUHİ SAYFALARI’ndan geçmelidirler… BİZ olmalıdırlar. Ağırı hafiflettik ki hak etsinler ve başarsınlar diye…

Çok önemlidir!... Et kemik olan yaşam, Hakk Kapılar’ı, hak edip de açanlarca; Kök Gökler’den geçen insanlık tarafından oğullatılır ve kodlanır; var edilir…

Eşyada (enerjisel vasatlarda) kendini hak etmeyen, yolculuk yapamaz. Eşya, Yerkürenin Keram Tahtı’dır. O yolu bulan, bilen, hak edip oğullayan, İsrafil Cevheri’ni hak eder…

Mahrekte, Kare kükrerken; insan, kök olur ve yol olur… Mahrek, BSUİ’dir. Siyah ve mor olan insanlıktır… Mahrekte nefes, kalem olsa da yarın yoksa; kalem, İnsan İlim Kalemi değildir.

Biliş Merdiveni, nefese kaynak olarak kodlanır. Ortada, TEK ve ÇİFT KAYITLAR olur. TEK KAYITLAR, tınıyı kodlar. Tını kodlandıkça, yol kodlanır…. TEK KAYITLAR, kodlama yaparken; kelam, kalem olur ve her anı hak ettirir.

Bütün mesele MUTLAK olabilmektir. Mutlak olmak için hakim olmak gerekir. Orası, Cevheri Güç Kapısı’dır. Orada, her bir İlim Kalemi, Temel Zaman Sayfalanışları’nda, kodlamalarla hakim olur.

Bütün mesele, kodlanmış olan yarınların, hakim olanlarla kalem olup, her an-a inişidir. Bu şekildeki iniş, artık çatıyı kuranlarca olur. İşte ÇİFT SAYFALANIŞ, bu safhada kodlamaları kontrol eder ve her an, bir Diri için, hakiki kayıt olur.

Bir Diri, bir diğer Diri ile birleştiğinde; orada, karanlık aydınlanır. İşte karanlığın aydınlanması, Arzın Görevi’nin hak edilmesi anlamına gelir… Artık günü, güneşi bilirsiniz burada… Burada, “eşya” denilen yarınları kodlarsınız… Burada, Hasatçı Çatışmalar da yaparsınız. Her yaptığınız, Halik olan İlmin Hakimleri ile yapılır.

Bütünün Gücü çok özeldir. Bütünde, daha üstün Kalemler mevcut olsa da bu aşamada, kervan artık kalkmıştır ve yol, ilimle kodlanmıştır… Burada artık yeni bir yaşam sayfalanışı başlamıştır. Burada, yeni bir dünya kurulmaktadır ve Dünya Ata Kalemi, Bütünün Gücü olan bu yoğunluğu, hologram olan sayfalardan çıkarmaktadır…

Bitip tükenmeyen çalışmalar, bunun içindi… Hepimizin gözü görmektedir ki bu Yaşam Kayıtları, temel direktir dünyaya… Her insan, bu yoğun ışığı; alış verişle kodlayamaz…

Zaman, hepimiz için çok özel bir resimdir. Bu resmi herkes, yer ve gök olup kodlayamaz… Zamana Kare olmak, kodlanmak ve tohumlanmak, değerlenmek olarak kabul edilmemelidir. Eğer siz, Kare olur da hasat olamazsanız, yarınınız yoktur.

Bütünlükler, bu bilgileri hak edip anlamalıdırlar… Çokları, “ben kodlandım, koklandım, hak edildim” derler ama ne yazık ki Hakk İlmi, Hasat Nefesi ile hak edilmedikçe, yoğun ışık, yol açmaz ve hasat, temel yaşamda görev taşıyanlarca yapılmadığında; Ana Kelem, onları “hasat” diye kodlamaz.

Dereler, Diriler, kaynak olanlar, Kuran olanlar ve ruhu, hak edenler; size, sizi verdim. Aha bu!… Şükür ki hak ettiniz… Evim, eviniz; yarınım, ilminiz; yolum, Kürzi Kalem’iniz olsun. Aha bu!… Şikayetçi değilim sizden!... Sizin için çatışmayacağım. Çünkü siz, sayfa sayfa kodlama yaparak, tohumları kontrol ettiniz… Buyurun, Hak İlmi ile kodlamalarınızı devam ettirin… İş budur!... İşte bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 148 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol