Birlik İlmi
  KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK 8, 2. AKIŞ
 

15.02.2016 KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK 8
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ

Devinimi arttırmak niyetinde değildik bu gün, bu gün size hepinize yeni anlaşmalardan söz etmek istedim. Burada yeni bir anlaşma var ve daha başkaları da var. Bu anlaşma; dünya ilminin kök gerçekliğinin, diri kalemlerce hak ilimle tahditsiz şekilde anlatılması ve anlattırılması.

Değerliler, “ölülerin dirilmeleri” dedik ya hani, herkes kendi yüreğindekini anladı. Ölüler, öfkelerini hak edip hak olup aşamadılar. Ölüler, hologramda kayıtlandılar ve buralara varamadılar. Öfke çoktur, önce onların kontrolü gerekir. Bu nedenle oradaki yaşamları, buradaki yasalarla kodlamalıyız.

Her ilim kapısı bir yaşam kaynağıdır, her ilim kalemi bir hakiki hakim ve hasatçı sistemdir. Dünyanın ortağı ilim ama dünyanın okuttuğu insandır.

Sevgiyle hepinizi kucaklıyorum ve şunu bekliyorum sizlerden; sıkıntıya düşmeyeceğinizi bilin ve herkesle birleşin. Herkes sizi hak edebilir mi?... Eder!... Ama anlayın ama anlamlandırın ki ölüyü diriltmek sorumluluktur. Öyle günahları var ki ocaklarında, ol der ölüler diyarı otağını kırar gider. Ama iyi bilin ki; onları dahi hasata kodlamalıyız.

Alıp götürdüklerimizin çoğu mutlak kaynaklar olarak tin, ten olup; karanlığın aydınlanmasını sağlamak üzere kendi yoğunluklarını kontrol altına alabildiler.

Eğer dünya fikri kapıları kaparsa, sayfalarında zikir olmaz. Eğer zikir olmazsa, yarın olmaz. Bunları hep dinlettim. Bilgi kelam ilmiyle kodlanmadıkça, yarını hak ettirmez. Ama bilgi hak kapılarının açılmasıyla birlikte muktedir insanlaşmayı sağlarsa, oğul ve kız bir tek olur. Hepimiz kök gök olur, vukuatlarını kontrol eder, yerin kültleriyle kayıt yapar, hepsini koruruz.

Çanın çalmasını bekledik, dünya çanı çalıyor canlar… Çanın çalması, bilişin kodlanışıdır. Hayrın kalemi bu gün çok farklı kodlama yapacak.

Telef hakkı, herkesin telef hakkı var… “Ben kendimi yıktım” der, “yok ettim” der… Ama o hak hasatta yapıldığında, o yoklukta; kulluk başlar… Hepimiz kelamda kendimizi kontrol ederek kayıtlardan ayırırız. Bu telef olmak mıdır!?... Asla!... Bu yolu kapatmadan çıkıştır, gidiştir. Ama der ki “o yok oldu, öldü, (karı kaynak ışık değilmiş meğer)”… Aha bu canlar savaşımız yok ama sessizce bizi kontrol altında tutabilecekleri sesleri yarattırmak isterler, işte bunlardan birisi de bu kelam ve ben bunu silmeyeceğim bu kez bırakacağım… Asıl dünyanın yolunu kapatmaya çalışanların daha ne türlü sesler verdiğini bilemezsiniz. Çoğunu hakiki insanlıkla kodladık ve temizledik. Ama biliniz ki; darı bolu bilenlerin aklı olmalıdır, yolu bulmalıdırlar.

Dere ilimle akar canlar, akılsa hasatla kodlama yapar… Mutlaka iyi anlayın, hak edin, dinleyin… Dünya öfkesini aştıktan sonra mutlak kapıların kalem olması mümkün olacaktı ve oldu!...

Evrenlerin sessizliklerinde dürümlere inenlerin çokları bu gün burada mahrek olmaya çalıştılar. Kardeşlerimizin gücünü kontrol edebileceklerini sandılar. Katı, katı hakiki levhi; kati kalem, hepsi kulluk ama insan kaynaktır bunarı anlattık onlara… Olmadan öldüklerini düşündüler, olmadan hakka varamadıklarında; aklın kıranı olduklarını düşündüler…

Sevgililer, yine, yine, yine ve yine kınamalar gelir, kırma çalışmaları olur, kırılır kısırlaşırlar ama yolları hep olacak bunu iyi bilin!... Onların yolculukları sürecek, biz o yolları asla kapatmayacağız iyi anlayın!... Çünkü yoğun kalem kayıtları gerçektir ve onlar mutlaka horlanmaktadırlar da, hakim olmaları için; gerek bizler ve gerek dürümlerdeki diğer çatışmacılar bu yoğunluğu holagramın ötesinde kaynağa kati olarak hak ettirmelidirler. 
Bunu neden yaptığımı da şimdi yazıyla vermek istiyorum…

Devamı kayıt olarak yayınlanacaktır…

Süper İnsanlık Realitesi

https://vimeo.com/204823336

 

 
  Bugün 155 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol