Birlik İlmi
  KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK (6-2)
 

KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK (6/2)
01.02.2017

Meşala tutarsa eliniz, Sistem, sizi sizden size kodlar ve meşale; kalemde, ilimle hak edilmişse; siz, sizi size kodlarsınız… Kodlanan, ilimle kodlandığında; ışığı, Halik olur ve yol olur ama oğulları ilimle kodlanmamışsa, yolu yoktur onun.

Şükür ki kodlanmış ışıklar, şikayet üzerine, Kelam Tahtı’na kendi yarınlarını oturtmak için çaba sarfetmeye başladılar. Dünya dışına ışık verenler, yoğun ışıklarını, tükenen her ana yansıtmaya başladılar.

Hepimiz, kendi yoğunluğumuzu kodlayarak yaşama indik. “Yaşam, İlim Çorbası’dır” dedik ama biliş halindeki ilim, tüm insanlığa ulaştırılmalıydı. Bunu için de hepimizin, çarık giymemiz şarttı. Çarık, insanın kontroludur. Her insan, kendi diriliğinde her bir bilgiyi hak edip alır ve dinler ama Hakk olmadan, hasat olma imkanı yoktur…

Tükenen her ana, ışık vermeliyiz ki her insan, kendi yarınını hak etsin ve tükenen tüm zamanları tohumlasın… Bunun için insanı, insan sırrını, tek tek bilişle, dürümlere çekmesi gerekir. Gerekir ama her insan, has tınıyı duymadığında, bunu başaramaz. Bu görevle cevhere inse de ona bildirilen ışığı hak etmediğinde, onda halik olan yoğunlukta, ışık sayfalanmaz.

Bir tek ilim var ki o ilim, hepimizindir. İşte o ilim, Kaynak İlim’dir. Kaynak olabilmek için hakiki insan olmak gerekir. Hakiki insan ne şekilde olur!? Kuran’la olur… Kuran, İlim Kapısı’dır. Her insan, o kapıya varıp kendini okuyabildiğinde; kontrol kurabilir ve kelam ile kalem olup yaşam sayfalayabilir ve yaşam sayfaladıktan sonra, tohum ekebilir ve tohum ektikten sonra, o tohumlar kalem olur ve kodlanan nefeslere akar.

Akış; insanın, ilme akışından öte kodlanmış tohumların, koklanmış yarınlara akışıdır. Akış halinde olan her insan, tüm insanlığa sirayet halindedir. Kimsenin, “ben onda onun yolunda değilim” deme imkanı yoktur. Her insan, onun Kürzi Kapısı’dır ve her insan, onun kulu olarak kodlanır ve o, her insana kul olur…

Bütün kütlede, Biliş İlmi ile her insan, Cennet Kapıları’nda, her ilme, Kare Küre olur; bütün kütleyi kodlar, koklar, aşar ve Ruhi Sayfalanış yapar…

İnsanlık Boyutları’nda bunu anlayanlar çoktur. Unutmayın ki! Unutmayın ve unutmayın ki bir kapı açıldığında; açılan kapı, tüm insanlık için açılır… Unutmayın!... unutmayın!... Aha bu!...

Ve bizler, cennet olanlara, oğul kodlamaları yapanlar; her insan için İnsanlık Boyutları’nda Kuran olanlar, tükenen insanları, Hakk’a kati olarak kontrollu tohumlayanlar, cennet kuranlar; bize yaşam, satranç değil, ilimdir!... Anlayın…

Satranç, insanın zeka kapasitesi ile sınırlı bir oyundur!... Ama o oyunda, hakim olan yaşar ve yaşatır… Bir leke oluştuğunda, hakim olan, onu temizler ve yola devam eder… Bir kırıcı, cana Kare olup indiğinde ve onu kontrol etmek istediğinde; ona Hak Taht’ı gösterir ve der ki “hak et başar!” “Ah!” der “kendini hak et!...”

Çoban, insan değildir. O bir çobandır ama insan olması kelam olmasına bağlıdır… O bir diri yaşam olsa da insan olabilmesi için kanatlanması gerekir… Hasat olması gerekir. O bir Kuran olmadıkça, yaşamı yoktur onun…

Ön görüler ve öz görüler, BİZ olan Göç Kodları ve koklanan Aklın Kapıları, Siyah İnsan Soyu (Günferi yoğunluğa varanlar), mahrek olan kervan, ek olan yarınlar… Orta Kapılar ve Mutlak Kalemler… Siyaha sayfalanış başladı… Her bir yaşam, Siyaha sayfalanacak. İlim Çorbaları pişmekte siyahta ve yolculuk, Hakk Teknik ile yapılmakta…

Korkmayın biz buradayız!... Sizin yıllar yılı yapmakta olduğunuz her ne varsa, tümünü hak edip kodlamaktayız… Ama iyi bilin ki diri olmadan, Din-i Hak olup yolu bulmak imkansızdır…

Çetin bir Zaman Sayfası ve çetin bir Levhi Kalem!… Şimdilik… İşte bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 833 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol