22.MART.2017 TARİHLİ KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK 13
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ – 3. AKIŞ
Dağlarım, buluşmak kolay değildi, buluştuk. Bugün bizi ziyarete gelenler, burada, bu yoğunlukta bizden bizi dillemek istediler… Ve son sözlerimde onlar, devreye girdiler.
Şuandan itibaren “düldül” dedikleri bir yaşam sayfalanışı başlayacak. Bir zaman sayfası ama orada bir ilim var. O ilim, bir sistem ama bu sistem, insanlığı kodlayarak, tohumlayarak, koruyucu yaşamı, kaynak yapacak.
Neden “düldül” derim, bilir misiniz, bu sisteme? Çünkü burada taşıyıcı var...Bir at gibi Allah’ın Tanrılık kalemi olan bir sistem var. Ve bu sistem, insanlığı kontrollü olarak kayıtlayabiliyor.
Cennet, el ayak çekilmeden kuruldu... Dünya ismi, insanlık levhisinde artık cennet olacak. Ve bu cennet, kaynak olacak tüm insan kapılarına.
Nesiller boyu dünyanın yolunu kapatmaya çalışanlar, dünyaya doğum yoluyla geldiler. Yaşam sayfalarını kırdılar, yıktılar, yaktılar. Dediler ki “karanlık, kelamda kul olursa bütün kötülükler yer kürede kaynak olur ve cinler, dünyayı kontrol altında tutabildiklerince tuttuklarında yaşama indiriliriz ve onlara yolculuk yaptırırız.”
Ama savaş, barışı kodlarsa ve yol, Allah’ın tahtına varırsa artık canlı cansız, her şey Allah olur. O yol, Allah yolu olduğu zaman koruma altında olamayabiliriz, bizler…. Çünkü dünya insanlığı yaşamın kalemi olacak ve her şeyi yazmaya başlayacak.
Dünya insanlığı yaşamı yazarken bizim durumumuz, ne olacak? Acaba yere görevli olmalı mıyız yoksa ocaklarını kırmalıyız ki bunu yapamasınlar?
Canlılar, “Tanrı” dedikleri, ilimdir. İlmi kapı olan yarındır ve yarını kodlarken mutlak olunması gerekir… Yoksa çalışmalar neticesinde cennetin cemaati cevheri cennete kulluk yapmaya kalktığı zaman huzursuzluk olmaz mı?... Olur..
Nisan ayı, ilmin kapısının açıldığı aydır ama nisan ayından evvel cemaatlerin cennete çekilmeleri şarttır ki yezitler dünyayı kontrol altına alamasınlar, kontrol edemesinler.
“Yezitler “diyorum. Yezittirler. Şeytana şarkı okuturlar…Şansları var ki bilgi kapımızdırlar ve biz onları kodlar, koklar, toplar, tohumlar ve kanatlandırırız ama hep kapımızda kalırlar…Kayıt dışı değiller. Eşya olarak bulunurlar… Ama çırpınırlar ki çırpınırlar ki çırpınırlar ama ne çırpınmaktır ki dünyayı kontrol edebilsinler diye.
Eşya insan, eşyadır ama şarkısı vardır, eşya insanın, aklı vardır, tende temizliği vardır. Esmaları vardır.. “Dillen, dinlen, Allah’ın dediğini de” deriz… Dillen, dinlen Allah’ın dediğini de. “Aklın kapısı ol” deriz. O insan, ölüyü diriltir, canlılar.
Dünya kıyameti, ölümlü dünyanın, ölülerinin diriliş sayfasıdır. Kıyamet beklenir... İşte kıyamet, diriliş... Hepinizin dirilişidir bu kıyamet ama “kıyam” dedikleri hadisenin tınısında kelamdan çıkış sanıldığı bir dürümde… Eşya olanlar, karda kayarlar, yoldan kontrol kurmaya çalışsalar da çıkarlar.
Çantamızda itibar var, canlılar...İtibar.. Kimse bizi kontrol edemez. Bilmek gerekir. Bir şey daha var çantamızda, akıl var.. Anlattık...Anlattık.. Anlattık ama aklı varsa anladı yoksa anlatamadık.
Çelik çomak oynamıyoruz burada, canlılar. Rahmana kapı açtık. KAHA olanda, tınıyı tohumladık... Aklın kapısı olduk. Çok çok mutluyuz, canlılar. Çok..
Hoşça vakit geçirmiyoruz, burada. Sanırlar ki birleşirler, hoşça vakit.. gerçek hoşça vakit, insandır, canlar…İnsan… Ama biz her varda, her yoku hak ederiz ve kodlarız.
Çantam, insanlık çantası... Buruşmuş, kırışmış bir yaşam, dünya.. Biz, o buruşmuş kırışmış yaşamı, ümmi kelamla dahi ütüledik. Şimdi artık insanlık kalemiyle kodluyoruz.
Üzerimiz insan, yüreğimiz kaynak…Hadi buyurun, akında geçin. Ben okudum... Ölü dirildi… Şimdi ölüleri diriltecek olan diğer yaşam kayıtlarımız sesleşecekler… Onları dinliyoruz..
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ
https://vimeo.com/209614565
